ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 16.Ara.2006 Cmt 16:37:29 |
| fiogf49gjkf0d Kağıttan Gemiler
Kağıttan bir gemi yaptım küçücük Ya 5 öpücük sığar içine Ya 10 öpücük Kız kardeşim 10 öpücükte batar bu gemi dedi Sen misin 15 öpücük
Anam sakın denize atma dedi Doğru havuza Sen misin Doğru denize Ama ıslanmasıyla batması bir oldu
Bir gemi daha yaparım ne çıkar Hem bu sefer öpücük yerine Sunturlu birkaç küfür Daha birkaç gemi yaparım Çok şükür.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Kağıttan Gemiler Yapmak
Kağıttandır bizim gemilerimiz. Ufak ufak gemiler yaparız biz; hayallerimizi, düşlerimizi, dertlerimizi, keyiflerimizi taşısın diye. Kağıttan gemiler yaparız ve usulca bırakırız içine yüreğimizi... Kağıttan gemilere teslim ederiz biz yaşamlarımızı... Kalelerimizse kumdandır bizim. Kaleler yaparız, yürek kovalarımızı doldurdukları kumları umutlarımızla ıslatarak. Bazen kocaman, bazen küçücük, kaleler yaparız, yanı başında duran uçsuz bucaksız denize, amansız dalgalara meydan okurcasına, Bazılarımız saklar kağıttan gemilerini, suya sokmaz, batar diye, suya soksa bile içine bir şey koyamaz korkusundan. Diğerlerimiz kumdan kale yapanlara güler. "Ne diye uğraşıyorsun?" der, "Ne diye uğraşıyorsun, nasıl olsa bir dalgada yıkılacak, belki de bir ayak darbesiyle. Hiçbiri olmazsa güneş kurutacak kumları ve dağılacak bu kadar uğraşarak yaptığın kalen."
Diğerlerimiz cesaret eder sonunda bir kağıttan gemi yapmaya, kumları kovasına doldurup da bir kale inşa etmeye... Ama onlara bütün hayallerini, rüyalarını, hayatını yüklediğini sanır. Ve su değip te dağılınca kağıttan gemisi ve dikkatsiz veya acımasız bir ayak basınca kalesine, bir daha affedemez, ne ayağı, suyu, ne kendisini. "Nasıl bu kadar aptal olabildim!" der, "Kağıttan bir geminin yüzmeyeceği belliydi, bunu nasıl yapabildim, o kadar hayali, rüyayı, umudu, öpücüğü bu gemiye ben nasıl koyabildim!" der. "Alçak", der, "Nasıl bastın o özene bezene yaptığım kaleme?" Bir daha ne gemi yapar, ne kale. Eski gemisinde batan hayallerinin acısı ve kendine karşı öfkesi arasında bir yerlerde kaybettiği yaşamını arayıp durur. Ararken bir başkasının kalesini yapmakta olduğunu görünce bazen kendini tutamaz, içeride saklı tuttuğu öfkesi ile basıverir üstüne, yıkar o kaleyi de... Ama öfke susmaz, yarası daha bir kötü acır.
Bazılarımızsa bu sırada devamlı gemi yaparız. Kovalarımızı doldururuz kumlarla. Bir pamuk ipliğine bağlı yaşamımızda ne kadar çok gemi yapabileceğimizi merak ederiz biz. Ve her yaptığımız yeni geminin içine daha fazla öpücük, daha fazla hayal, daha fazla umut, daha fazla neşe, daha fazla yaşam doldurmaya çalışırız. Bunu yapınca daha fazla korkunun da bizi beklediğini bilerek. Ama öğrenmişizdir bir kere, gemiler batabilir ve Öpücükler bitmez bizde! Hayallerimizin geldiği yerden daha çoook hayal çıkar ve kimse bizi yaşamamaya ikna edemez, henüz nefes alırken... Kumdan kalelerimizi daha yüksek, daha görkemli yaparız bir dahaki sefere, kağıttan gemilerimize daha da çok öpücük koyarız. Daha birçok gemi yaparız, çok şükür...
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Ara.2006 Pzr 11:47:08 |
| fiogf49gjkf0d
Gecenin karanlığında, Sisler arkasında yüzün... Ne zaman yalnız kalsam, Ne zaman bir şarkının namesinde seni yaşaşam ..ve ne zaman bir şiir yazsam, Zihnimde canlanır muhteşem gülüşün.. Gözlerindeki sevgi ışığı belirir gecenin karanlığında, Ruhuma işleyip, İçimi aydınlatan sözlerin düşer aklıma.. Ben zoru başarıyorum, Yokluğunda dahi Bir gün gelmeme ihtimalini düşünmeksizin, Seni çok seviyorum.. Gözlerin geçiyor aklımdan bulut bulut ..ve gözlerine kendimi hapis ediyorum.. Sevgim, aşkım ve sen, kalbime acı verse de Seni her geçen gün daha çok, Daha çok seviyorum...
Yüreğim göçmen kuşlar misali, Her gittiğin yerde seni arıyor, Birgün çıkıp geleceksin umuduyla hala sana, Tek sana, Sadece sana kanat çırpıyor... Ufukta günler, ayları deviriyor, Umudumdan kan damlıyor, Söylemeyin ona, O bilmesin, Geceler boyu uykusuz geçen günleri, Tek tek saydığım yıldızlara eş olup, Kadere nasıl sitem ettiğimi, Geceler boyu tek sana, Tek savdama nasıl dualar ettiğimi, Söylemeyin bilmesin.. Bilmesin içimde kopan fırtınaları, Gel_gitleri, kafamdaki nedenleri, Sessiz kalıp uzaktan onu seyrettiğimi, Söylemeyin, bilmesin.. Kıyamam gözlerindeki bir damla yaşa, Yüreğinde hissettiği bir anlık sıkıntıya, Gözlerinin buğulu bakmasına, Dalgın gecelerin koynuna eş olmasına, Şafağı doğmayan günlere uyanmasına, Yüreğinde hasret acısını duymasına, Kıyamam ona, Söylemeyin o bilmesin.. Seni sevmek, Yanımda olmasanda, Kızarıp al al hasret cümleleri kurmasanda, Sadece resimlerinde gözlerine baksamda, Seni sevmek, Seni içimde yaşatmakmış. Ruhumun senle dolup, Yüreğimin pınarlarından bir tek sana akmakmış, Seninle çoğalıp, sende yok olmakmış.. Sen bilmesen de, Benim kadar sevmesen de, İçimde her geçen gün sevgini büyütüp, Bir gün geleceksin ümidiyle, Dolu dizgin hasretini yaşayıp, Sana koşmakmış... Seni sevmek, Canımdan öte bende, Bir can taşımakmış..
| |
MyBrood
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Ara.2006 Pzr 21:18:53 |
| fiogf49gjkf0d Şiirler çok güzel arkadaşlar hepsi birbirinden süper tşkler paylaşımlarınız için | |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 11:37:51 |
| fiogf49gjkf0d Erzurum um, Dadaşım...
Ver elini, gezdireyim memleketimi, Kefilim, sen de yaşayacaksın, Sen de hemşehrim olacaksın, Sen de tanıyacaksın Dadaş ları... Gel, hadi...
Her mevsim ayrı bir güzel; Kış, Palandöken de, Şehir ayaklarının altında, Kay babam kay, çık bir daha kay...
Bahar, Yunusemre de; Erirken karlar hertaraf nehir nehir... Ve bağırır dolmuş muavinleri, Şehire!..
Yaz, Havuzbaşı ında; Fışkırsın sular, sen seyret, Güneş yaksın, sen havuz kenarında keyfet... Bir de tavşan kanı çaylar geldimi önüne Allaaahhh!... Ağasın...
Güz, her tarafında, Ölüm misali, her kapıda... Yeraltı çarşısıyla, Hasırhanıyla, o meşhur camisiyle Gürcükapı da... Uzat elini öpeyim Ali Ağa!.. Şair Nef i siyle, Üç kümbetleriyle Ülker Hamamıyla Yenikapı da... Muratpaşa sıyla, Balıkçılarıyla, Cıvıl cıvıl esnafıyla Erzincankapı da... O esrarengiz yeraltı hanıyla, Geniş caddeleriyle İstanbulkapı da... Binlerce yatanıyla, Asri Mezarlığıyla Karskapı da... Narmanlı sıyla, Heybetli kalesiyle, Tabakhane siyle, Buz akan Şabakhane siyle Tebrizkapı da... Ve teknolojiye meydan okuyan Demirciler iyle Fetih Camiiyle Kilisekapı da...
Hani, kar yağar, dolu yağar Korkmaz da insan, Hele bir yağmur yağsa çıkamaz ya evinden... Hani, ağlar ya gökgürültüsüne, Kandıramazsın ya, elma şekeri versen, Pamuk şekeri versen, İftariye şekeri, horoz şekeri versen -Hoş, onlar da kalmadı ya!- Susmaz ya Dadaş bebesi... Muhallebiyi de bilmez ki...
Güz demişken, kandırmaktan bahsetmişken Hiç düşündün mü dost; Neden Güz? ..
Fakir, benim memleketim... Kandıramam kimseyi; Kış geliyor da ondan, Güz!.. Kolay mı iki bin rakımda Kış geçirmek?!.
Neden mi sert bakışlı oluyor Dadaş lar? Neden mi Kış boyuna patates yiyor? Hem de otuz sekiz çeşit yemeğini yapıyor Hasankale li... Yüzü soğuktan kıpkırmızı kesilen yaşlı amca Neden mi odunun yaş olanını, Kömürün artık olanını yüklüyor at arabasına? Neden mi besliyor da hayvanı, kendi kesip yiyemiyor, Satmak zorunda kalıyor? Hele hepsinden önemlisi nedenmi milyonlarca Dadaş var Öz memleketinden çok uzakta? Anadolu da, Avrupa da, Amerika da... Bilmem ki, buyur sen söyle!..
Ahh, Abdurrahman Gazi m, Emir Şeyh Baba, Rabia Hatun um, Nene Hatun um, Mahperi Hatun um, Ahi Baba m, Ebu İshak Baba m, Habib Baba m... Ölmediniz, Yüreklerinde yaşıyorsunuz Dadaş ların... Yaşadığınız yürekler sizin hatrınıza ferah olsun!..
Varsın Dadaş ımın bakışları sert olsun, Yine sobası yanmasın, Avakado yu, Ananas ı, Hindistan Cevizi ni hiç görmesin, Çocuklarımız tanımasın muhallebiyi, Horoz şekerine yetişemesin, Elma şekerini yiyemesin, Pamuk şekerine para yetiremesin!.. Yatanların hatrı yeter yaşamana Dadaş ım, Gönüller ferah olsun!..
Bırak elimi dost, kendin gez artık memleketimi...
Şair: Abdulkadir Öğdüm
| |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 11:39:24 |
| fiogf49gjkf0d Dadaş Memur Sabah erken gahirem el yüzümü yihiram Aynanin garsisina gecir bene bahirem
Gari sofrayi gurir,cay dolmus önde durir Okula giden oğlan bene dersini sorir
Bir çigara yahirem çay basindan ğahirem Vahit gelip catanda giravati tahirem
Çeketimi giyirem paltomi ver diyirem Ayahğabimi geyip ğapi çekip gidirem
Hava soyuh tipi var agzin burnun sihi sar Keyif senin ister sarma,ğoynan dolar sora gar
Birez yürir gidirem çoh çoh dua edirem Durağima varanda otobosa binirem
Devletimi sevirem rüşvet nedir bilmirem Git ganaat geçinir az alir şükredirem
Seggiz usah bir gari yeddi esmer bir sari Odun kömür bitecah zor beklirem bahari
Aksam olir gararir cüzdanim coh morarir Sabah aksam dolaşmak ayahlarimi yorir
Eva yorgun dönirem el ayah yihirem Hazir sofra görende aj gurt gibi dalirem
Sofra gahir, gelir cay ictimmi oliram tay yorgunluk uyhi gelir gari gah yatagi yay
Artistlere benzedirem her vahit dua edirem Uyhiya senen gidirem en güzelsen yani gara
Mevlamdan seni dilirem davarlar gibi melirem Vallah, seni çoh sevirem ne güzelsen yani gara.
Şair: Zinnur Tiryaki
| |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 11:40:52 |
| fiogf49gjkf0d Seni Daha Sevmirem Seni daha heç sevmirem. Diyecahsan niye? Bennam işde ele. Seni görende yılani torbada görirem. Ölir, ölir, vallah ölirem. Sen kendin ne sanirsan? Heç aynaya bahir misan? Daha beni yahir misan? Gab bezi sufatli, teşi bacahli, herif sesli, lepbik ayahli.
Seni daha heç ama heç sevmirem. Diyecahsan niye? Bennam işde ele.
O hozan tilkisi baban beni heç begenmirmiş. Sağa sola dolanir,deli oğlan diyirmiş. Ey helt garışdırir, ey helt yiyirmiş. Dıllo gardaşların lafi çoh aci. Seni bene edirlermiş hep baci. Senden bene ne yar olur ne baci. İşde bu aci.
Seni daha heç sevmirem. Diyecahsan niye? Bennam işde ele.
O anan varya, o cazi anan, Birgün girecahdır senin de ganan. Ezen gaçdi,bacın gaçti. Kimdi sebebi? O cadaloz anandi tabi. Ele bir sufati var, sanki rapata. O’ni evinde ocağında değil,toprahlarda yata. Umaram mevlamdan, gargışım duta.
Seni daha heç daha sevmirem. Diyecahsan niye ? Bennam işde ele.
| |
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 12:35:41 |
| fiogf49gjkf0d Harwest,süpersin...
Yine renklendirmişsin başlığı:)
Emeğine sağlık...
| |
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 12:37:07 |
| fiogf49gjkf0d ACILAR DENIZI
Ben acılar denizinde boğulmusum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını, Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını...
Ü. Y. Oğuzcan
| |
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 12:39:17 |
| fiogf49gjkf0d
| |
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2006 Pzt 12:40:55 |
| fiogf49gjkf0d ANLAŞILMAYAN ŞEYLER
Kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan Ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında Erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş) Ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin. Bir görüntü anlatır (sanki) bir yolun, bir yoğunluğun ortasında bal rengi kanı Ve ayrılığın ta içinde biriken küllüğüdür özlemin. Eski, hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin. Kuruyan su. Kuruyan uykusu. Ve kan yine de bal rengi derbederliğin.
Murathan MUNGAN | |
| |