fiogf49gjkf0d Japonya da yaşanmış gerçek bir sevgi hikayesidir.
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışardan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve ayni zamanda meraklanırda kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı.
Nasıl olmuştu da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmıştı? Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yasamak cok zor olmalıydı. Sonra bu kertenkelenin 10 yıldır hiç kıpırdamadan nasıl 10 yıl yaşadığını düşündü- ayak çivilenmişti!!
Böylece çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye baslar, ne yiyor acaba?
Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzında taşıdığı yemekle...
İnanılmaz!!! Adamı sersemletir gördüğü manzara.
Bu nasıl bir sevgi?
Ayağı çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmekteydi...
Bu iki kertenkele arasındaki ilişki acaba ne olabilir: eş, arkadaş, sevgili, abi, kız kardeş.....
Aralarındaki ilişki her ne olursa olsun, görünce bize rahatsızlık verecek bu iki canlı bize bir şeyler anlatmak istiyor..
Alıntıdır |
fiogf49gjkf0d Bir Japon un sizi evine davet etmesi cok buyuk bir olaydir, genellikle bizdeki gibi misafircilik yoktur, gorusmek isteyen aileler disarida bir restoranda gorusur. Nadiren bir Japon un evine davet edildiyseniz bu sizin icin buyuk bir onurdur, ama sakin ayakkabilarinizla iceri girmeye kalkmayin, bir cuval inciri berbat edersiniz.
Japonya da eve kimse pabucla girmez, zaten kapidan girince onunuzde cin seddi gibi bir terlik ordusu ile karsilasirsiniz.
Ev sahibi size cay ikram ettiyse, bu artik gitme vaktinizin geldigini gosterir, cayi icip hemen kalkmaniz lazimdir.
Genellikle genc kizlar evlenir evlenmez isi birakir ve evinin hanimi olur. Yanlizca evin erkeginin kazanci ailenin gecimi icin yeterlidir. Hanimlar, cocuklari ve ev isleri ile ilgilenir, ailenin butun parasi hanimdadir, tum harcamalari hanimlar yapar, restoranlarda bile hanimlar ucreti oder.
Hanimlar arta kalan zamanlarinda spor yapar, arkadaslari ile disarida bulusur, magaza gezer. Gunduz saatlerinde cafelerde, restoranlarda 65-70 yasin altinda erkek gormek imkansizdir, cunku erkekler gunduz saatlerinde istedir. Bu sefer Istanbul a geldigimde bir gun arkadaslarimla disarida bulustum, oturdugumuz surece ben saskin saskin, a erkekler var diye ust uste farkinda olmadan soylendim, arkadaslarim sonunda ne var bunda rahatsiz mi oldun dediler.
Aslinda rahatsiz olmamistim ama gunduz saatinde erkeklerin is harici bir yerde olmalari bana cok acayip gelmisti.
Japonya da kimse kimseye karismaz, isterseniz en olmadik bir kiyafeti giyin ve ortada dolasin. Yanlizca caktirmadan bir kere bakarlar ve kafalarini cevirirler.
Gozunu dikip bakmak cok ayiptir, bu nedenle trenlerde uyumasalar bile herkes gozunu kapatir, uyuyor gibi davranir. En kalabalik trende bile kimse sizi rahatsiz etmez, hirsizlik olayi yoktur.
Bir hanim gece cok saatte bile yanliz basina dolasabilir, icki icmeye veya yemek yemege bir yere gidebilir kimse rahatsiz etmez.
Bisikletinize biraktiginiz bir canta aksama kadar kimse ellemeden ayni yerinde durur.
Japonlar ruzgar sorfu yapanlar haric denize girmeyi fazla sevmez ama kaplicalar onlar icin en buyuk zevk kaynagidir. Volkanik daglar cok oldugu icin, hemen hemen her yerde kaplicalar vardir.
Japonlar yanliz dus almaz, her gece evde bizdekilerden daha derin olan ozel kuvetleri su ile doldurulur ve butun aile tek tek bu suya girip keyif yaparlar.
Kisin bizdeki gibi evlerde butun odalar isitilmaz, evler kucuk oldugu ve fazla pahali olmadigi halde bunu israf sayarlar, yanliz oturduklari odayi isitirlar.
Is yeri evin erkegi ve aile icin herseydir, hanimlar eslerinin en verimli sekilde calisabilmesi icin ellerinden geleni yapar, erkegin isten gec gelmesi hicbir zaman problem edilmez.
Kari koca arasindaki en buyuk kavga belki kapiyi biraz kuvvetli kapatmak seklinde olur. Sozle kavga yoktur. Toplum hayatinda sozden ziyade, bakislarla kizginlik anlatilir. Evde de is yerinde de bu boyledir. Fazla konusulmaz ama hareket ve bakislar herseyi ifade eder. Is yerinde bir toplantida konusanlar genellikle genclerdir, yuksek rutbeliler yanlizca dinler ve sonunda karar verir.
Torpil diye birsey yoktur, yasi ve tecrubesi ustun olan ileridedir hep. (benim en cok bu dikaktimi cekti hatta hadi canım burada torpil gecmez sozlerini biliriz biz diyesim bile geldi :PpPp kısaca inanaaaamıyorum )
Tokalasma, sarilma, opusme yoktur. Hafifce egilerek selam verilir. El temasi yoktur. Bir cocugun bile basini severseniz size cok kizar, bu onu asagilamak demektir.
Kadinlar maddi olarak cok kuvvetli olduklari halde eslerine karsi cok saygilidir.
Kadinin ve erkegin arkadaslari farkli olabilir, bizideki gibi kari koca beraber toplantilara gidecek diye bir olay yoktur, cunku birinin sevip digerinin sevmedigi bir insanla, ikisinin de gorusmesine neden yoktur.
Esler arasinda hurriyet oldukca fazladir. Evin kadini gece arkadaslari ile bulusmaya esi olmadan gidip, istedigi saatte donebilir.
Saygi herseydir, evde, iste, toplumda herkes birbirine saygilidir, ulkesine saygilidir. Elbiselerinden kopan bir ip parcasini bile yere atmazlar, baskalarinin haklari kendi haklarindan once gelir.
Grup psikolojisi ile yasarlar, bu yuzden hic yanliz degillerdir.
Japonlar gerçekten ilginç paylaşmak istedim... Saygı sevgi insan hayatında önemli bu canlı kertenkele olsa bile... Ellerine sağlık Nefer...
|