ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
| | |
|
xxxVENUSxxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Şub.2007 Çar 21:10:59 xxx MEHMET AKİF in AZ BİLİNEN 13 ÖZELLİĞİ xxx |
| fiogf49gjkf0d Bâzı şahsiyetler vardır, hem eserleriyle, hem de şahsî hayatlarıyla ölümsüzleşmişlerdir, istiklâl Marşı şâirimiz ve meşhur şiir klasiğimiz Safahat ın şâiri Mehmed Akif bunlardandır. . Âkifin yakın dostu olan, güçlü şâir ve edip Mithat Cemal in "Mehmed Akif" isimli eserini üçüncü defa okudum. Ama bu sefer kelimenin tam manâsıyla "okumaya" gayret ettim. Tarih, edebiyat, sanat, şiir ufkunda seviye elde etmek ve kültür bakımından derinlik kazanmak isteyenlere hararetle tavsiye ederim bu kitabı... Sadece şiiriyle değil; mekaleleriyle, İdareciliğiyle, mücadelesiyle, muallimliğıyle, hatipliğıyle, kültür admlığıyla,: 1) Çok iyi derecede Arapça bilirdi, ama sesinde Arapça yoktu; halis ve akıcı bir cengâver Turkce siyle konuşurdu, . 2) Arap edebiyatına çalışırken Akif bakar ki şevâhid hep âyetler... Telmihler de öyle... Ve nihayet başka türlü olmayacağını anlayınca 6 ayda Kurân ı ezberledi. 3) Mısırda bazen bütün Ramazan hatimle teravih kıfdırırdı. Fakat bu teravih namazlarına her zaman cemaat bulamaz, oğlu Tahir in önüne cemaat diye geçip imam olurdu. Hatimle kıldırılan bu teravih namazları uzayınca Akif "Bazen arkama dönüp bakıyordum, o da kaçmış!" derdi. 4) 18 yaşındaki Mithat Cemal, Âkifle yürürken bir şiirini okumuş. Uzun bir sessizlik olmuş. Şiiri tekrar okumasını İstemiş Akif Mithat Cemal tekrarlamış. Bu esnada Mithat Cemal sormuş; "Neden şiirlerinizi kitaplaştırmıyorsunuz?" Akifin cevabındaki nezâkete dikkat edin: "Ben şiirlerimi ne diye bastırırım? Siz bu yaşınızda benden güzel yazıyorsunuz!" 5) Caddelerden daima kaçar, evine ve işine tenhâ sokaklardan giderdi. Caddeden geçmeye mutlaka mecbursa, gözlerini meçhul bir noktaya diker, caddeyi kendi hesabına tenhâ bir sokak hâline getirirdi. 6) Kuvvet şımarıklığı en İğrendiği şeydi. Kendisine haksız yere ve ağız dolusu söven bahçıvanı önce dövmüş, sonra da bir taşın üstüne oturup ağlamıştı. 7) Mithat Cemal in Âkifle İlgili şu tesbiti enteresandır "Akif hayatımın 33 senesidir. Bu 33 senede o, bir tek defa bayağı olmadı. Onun iç yüzüne baktığım vakit gökyüzüne, denize bakar gibi ferahlardım. Sonra 63 senelik hayatını öğrendim; bu ne berrak 63 senedir, siyah ve pis tek bir dakikası yoktur. " 8) Eserinin beğenilmesi onu çocuk gibi utandırırdı, başka yere bakardı... 9) Kütüphanesindeki kitapların tamamını okumuştu. Bir kitabı önce toptan, sonra tenkit ederek okur; dördüncü okuyuşta bâzı tesbitler yapardı. Az eseri çok okurdu. 10) Bir işin "takriben" Akif e yalan kadar çirkindi. Kırmızıya pembe diyorsanız cürümdü. Ona dörtte gidecekken dördü çeyrek geçe gitmişseniz, geç kaldığınız bu 15 dakika kabahatti, l1) Yine Mithat Cemal in bir tesbiti vardır: "Dalkavukluk etmeyen adam gördüm; fakat dalkavukluktan hoşlanmayan adam görmedim. Bunun bir müstesnası vadır: Akif.." 12) Akif için dört şey çamur kadar pisti; Cimrilik, ikbal şımarıklığı, kibir, maddî pislik. 13) Şöyle anlatırdı: "Bir ingiliz e sormuşlar; Bu kadar an aneci (gelenekçi) olduğunuz halde nasıl terakki" ettiniz? ingiliz cevap vermiş: Bizde en yeni an ane 600 seneliktir, en eski teceddüd (yenilik) 6 saatlik" Akif de böyleydi, 14 asırlık an aneyle 14 saatlik teceddüdün beraber yürümesini isterdi.
| |
xCaRTeLLx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Şub.2007 Çar 21:55:53 |
| fiogf49gjkf0d ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid i...
Bedr in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif ERSOY İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy şiirini paylaşmak istedim...
| |
| | |
| |