ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Şub.2007 Çar 11:08:44 DOSTLUK ÜZERİNE... |
| fiogf49gjkf0d
DOSTLUK ÜZERİNE...
Sizin hiç dostunuz oldumu?Kaç tane,yoksa onlarcamı...O zaman dostunuz hiç olmamış.Dost sayılı olur,parmakla gösterebileceğiniz kişilerdir.İyi yada kötü,mutlu yada üzgün,ağlarken yada gülerken yanınızda biri varsa bu dostunuzdur.Farkındamısınız dostluklar ne kadar çok çoğaldı.Sanal dost...İnternet üzerinden tanışıyorsunuz ama dost diyorsunuz.Gerçekten dostunuzmu?Eğer sizi yalnız bırakmayıp,hatanız olduğunda görmezden gelebilen,kendi hatalarını anlayıp özür dilemesi gerektiğini düşünmeden,hiçbirşey yokmuş gibi dostluğuna devam eden kaç dostunuz var sizin?Ve kaç dostunuzun kalbini kırdınız,kırıldınız...Dostlarda kalp kırar değilmi,yanlış yapabilir ama gerçek dostsa bu yanlışı telafi etmek için dostuna daha sıkı sarılır...Belki ona o an ihtiyacı vardır ama dostu yoktur.Sizinde ihtiyacı olduğunu sandığınız dostunuz yokmu hiç?
Ne kadar sanalda olsa bir çok dostluk gerçek dostluğa dönüşebiliyor.Abla,abi,kardeş...Hepsi dostluk kapısından çıkıyor işte,sonra bakmışsınızki kardeşsiniz..
Bu site sanal değil ama dostlar!Dostlarımızın kalbini kırmayalım,kırdıysakta oturup tekrar düşünelim hatalı olan kim..Karşımızdaki kişi dahi olsa gerçek dostsanız şimdi onu arayıp nasıl olduğunu sorarsınız!Şu an size ihtiyacı olabilir.
Nazik olmak için,bir gülümseme beklemeyin
Sevmek için,sevilmeyi beklemeyin
Dostunuzun değerini anlamak için,yalnızlığı beklemeyin
Öğütleri hatırlamak için,düşmeyi beklemeyin
Dua ya inanmak için,acıları beklemeyin
Yardım edebilmek için,zamanınız olmasını beklemeyin
Özür dilemek için,dostunuzun acı çekmesini beklemeyin
Barışmak için,ayrılığı beklemeyin
ÇÜNKÜ NE KADAR ZAMANINIZ VAR BİLMİYORSUNUZ...
| |
janselii
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Şub.2007 Çar 11:14:31 |
| fiogf49gjkf0d
Melissa606 :
Nazik olmak için,bir gülümseme beklemeyin
Sevmek için,sevilmeyi beklemeyin
Dostunuzun değerini anlamak için,yalnızlığı beklemeyin
Öğütleri hatırlamak için,düşmeyi beklemeyin
Dua ya inanmak için,acıları beklemeyin
Yardım edebilmek için,zamanınız olmasını beklemeyin
Özür dilemek için,dostunuzun acı çekmesini beklemeyin
Barışmak için,ayrılığı beklemeyin
ÇÜNKÜ NE KADAR ZAMANINIZ VAR BİLMİYORSUNUZ...
|
|
|
| |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Şub.2007 Çar 11:19:35 |
| fiogf49gjkf0d Harika melissa teşekkürler paylaşımın için
Dost
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya... Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna, Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna .
Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta. Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını, Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner. Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana. Baba hayır Evlat der, benim bir dostum var bildiğim. Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona. Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar... Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye. Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak. Belli olmasın diye dikerler sarımsak... Genç adam gelir babasına; Baba, işte dost buymuş diye konuşunca, Babası; daha erken, o belli olmaz daha. Sen yarın git O na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana... Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST; Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada !
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Şub.2007 Çar 12:13:21 |
| fiogf49gjkf0d
Yalnızca bir çocuktum; yanında masum düşleriyle gezen…
Yalnızlığını örtmeye çalışan…
Benliğini dost edinen…
Uzak diyarlara, kim bilir bekli de sonu olmayan yollaraydı gidişim…
Rahattım dostum yanımdayken…
Rahattım yüreğim bile benleyken
Her adımım umut doluydu
Bilirdim yalnızlığımı dostum yok edecek diye;
Giden gerçek dostumun yerine…
Gidişin her dönüşü vardır diye avuttum ümitlerimi
Ama dostun gidişi ebediymiş…
Öğrendim, geç olsa da…
Benliğim benle gezinen bir masal misali dost…
Senin gelişinde olmasaydı…
Umutlarımı çiğneyişin olmasaydı
Yüreğimi benden alışın olmasaydı…
Elimi bırakacak benliğim yoktu;
Sımsıkı sarılmıştı düşlerime
Beni çaldığın gün kaybettim; düşlerimde ki dostumu bile… | |
16benan
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Şub.2007 Çar 12:15:49 |
| fiogf49gjkf0d Dost
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya... Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna, Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna .
Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta. Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını, Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner. Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana. Baba hayır Evlat der, benim bir dostum var bildiğim. Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona. Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar... Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye. Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak. Belli olmasın diye dikerler sarımsak... Genç adam gelir babasına; Baba, işte dost buymuş diye konuşunca, Babası; daha erken, o belli olmaz daha. Sen yarın git O na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana... Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST; Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada | |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Şub.2007 Çar 12:21:03 |
| fiogf49gjkf0d
Kimseye anlatamam derdimi, gelmesinler istemiyorum!
Hayat bana bu kadar acımasız davranırken, beni sahte duygularla teselli etmesinler istemiyorum!”
Düşünceleri bir an sarmıştı genç kızı. Her an bir yalnızlığın duygusuyla feryatlar içerisindeydi herkese.
Görenler kıza karşı şaşkın ve umutsuzdu. Kızın bu hali umutsuzdu onların gözünde, fakat bilmiyorlardı onun dduygularını. Yalnızlığının feryadını.
Hayat çok sessizdi kalbimin bir köşesinde. Yanında özlem ile. Kime karşıydı bu özlem?
Paylaşmazdı o bunu kimseyle. Anlatırsa kırılacaktı biliyordu. Her şey hayatın elindeyken hayat hep sessizdi. Umutsuz davranıyordu ona. Kimin içindi bu derin özlem? Kimin içindi bu feryat? Kalbinin bir köşesinde masum rolü oynayan hayat! Kime karşıydı bu duygular?
Etraf sessizleşmişti sanki. Biran fark etti kimse kalmamıştı odada.
Yaşlı gözlerle etrafı gezinirken bir şey takıldı genç kızın gözüne. Neydi bu? Bir deniz kabuğu! Bu bir deniz kabuğuydu. Önce dakikalarca izledi deniz kabuğunu. Sonra yaklaştı, eliyle yokladı. Küçük yazılar ilişti gözlerine. Bir not! Ve genç kız deniz kabuğunu yerine koydu. Gözyaşları içerisinde yerine oturarak sustu dakikalarca. Yavaş bir sesle “bende “ dedi ve yutkundu. Yutkunurken bir düğüm takıldı boğazına. Sonra hıçkırıklar ve “bende seni unutmayacağım” dedi yüreğindeki ses. Kimdi bu hasretle beklenen?
Birgün kapı çalınacaktı biliyordu. Ve gelen kişi “ben seni hiçbir zaman unutmadım” diyecekti. Belki bu umutla kıracaktı genç kız hayatın acımasızlığını, haykırışıyla anlatacaktı özlemini.
Biliyordu bir gün kapı çalınacaktı. Ve DOSTUM diyeceği kişi gelecekti, biliyordu. | |
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Mar.2007 Pzt 12:04:34 |
| fiogf49gjkf0d DOSTU BEKLEMEK
Gökyüzüne baktı yine... İçi kan ağlayarak , yıldızları saydı. Sessiz gecelerin , yalnızlık feryadını duyuyordu kulaklarında...
Feryadını paylaşacak bir dost arıyordu. Ağlayışını gözlerinden anlayacak, silecek gözyaşlarını bakışlarıyla... Gözlerinde sevgi olan insanlar bekliyordu. Küçük bir teselliydi istediği. Saatin tane tane dökülen dakikalarında Yalnızlığı asırlardır yaşıyordu sanki.. Yalnız anılarına ağlıyordu. Bir dost arıyordu yanına. Yıldızlarla bir düşlere dalacak bir dost arıyordu.
Kalktı yerinden , Yürüdü yalnız kalabalıklara, Simsiyah bir bulutu daha geride bırakarak Yürüdü...
| |
Melissa606
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Mar.2007 Çar 09:35:48 |
| fiogf49gjkf0d Bir Dost
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En gizli sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş... | |
sisi1982
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Mar.2007 Çar 09:42:06 |
| fiogf49gjkf0d
Harwest :
Harika melissa teşekkürler paylaşımın için
Dost
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya... Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna, Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna .
Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta. Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını, Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner. Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana. Baba hayır Evlat der, benim bir dostum var bildiğim. Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona. Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar... Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye. Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak. Belli olmasın diye dikerler sarımsak... Genç adam gelir babasına; Baba, işte dost buymuş diye konuşunca, Babası; daha erken, o belli olmaz daha. Sen yarın git O na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana... Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST; Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada !
|
|
|
çok harika | |
sisi1982
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Mar.2007 Çar 09:42:32 |
| fiogf49gjkf0d
Melissa606 :
DOSTLUK ÜZERİNE...
Sizin hiç dostunuz oldumu?Kaç tane,yoksa onlarcamı...O zaman dostunuz hiç olmamış.Dost sayılı olur,parmakla gösterebileceğiniz kişilerdir.İyi yada kötü,mutlu yada üzgün,ağlarken yada gülerken yanınızda biri varsa bu dostunuzdur.Farkındamısınız dostluklar ne kadar çok çoğaldı.Sanal dost...İnternet üzerinden tanışıyorsunuz ama dost diyorsunuz.Gerçekten dostunuzmu?Eğer sizi yalnız bırakmayıp,hatanız olduğunda görmezden gelebilen,kendi hatalarını anlayıp özür dilemesi gerektiğini düşünmeden,hiçbirşey yokmuş gibi dostluğuna devam eden kaç dostunuz var sizin?Ve kaç dostunuzun kalbini kırdınız,kırıldınız...Dostlarda kalp kırar değilmi,yanlış yapabilir ama gerçek dostsa bu yanlışı telafi etmek için dostuna daha sıkı sarılır...Belki ona o an ihtiyacı vardır ama dostu yoktur.Sizinde ihtiyacı olduğunu sandığınız dostunuz yokmu hiç?
Ne kadar sanalda olsa bir çok dostluk gerçek dostluğa dönüşebiliyor.Abla,abi,kardeş...Hepsi dostluk kapısından çıkıyor işte,sonra bakmışsınızki kardeşsiniz..
Bu site sanal değil ama dostlar!Dostlarımızın kalbini kırmayalım,kırdıysakta oturup tekrar düşünelim hatalı olan kim..Karşımızdaki kişi dahi olsa gerçek dostsanız şimdi onu arayıp nasıl olduğunu sorarsınız!Şu an size ihtiyacı olabilir.
Nazik olmak için,bir gülümseme beklemeyin
Sevmek için,sevilmeyi beklemeyin
Dostunuzun değerini anlamak için,yalnızlığı beklemeyin
Öğütleri hatırlamak için,düşmeyi beklemeyin
Dua ya inanmak için,acıları beklemeyin
Yardım edebilmek için,zamanınız olmasını beklemeyin
Özür dilemek için,dostunuzun acı çekmesini beklemeyin
Barışmak için,ayrılığı beklemeyin
ÇÜNKÜ NE KADAR ZAMANINIZ VAR BİLMİYORSUNUZ...
|
|
|
| |
| |