ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


21 Mayıs 2024, Salı 06:36   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > !!! Son Dakika !!!
forum sohbet oyun basliklari
   Anzaklar atalarını Şafak Ayini nde andı
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Nis.2007 Çar 14:49:12      Anzaklar atalarını Şafak Ayini nde andısohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Törende Avustralya Savunma Bakanı da bir konuşma yaptı
Çanakkale Savaşları nın 92 nci yıldönümünde Anzaklar, savaşta ölen atalarını Şafak Ayini ile andı.

Gelibolu Yarımadası nda 92 yıl önce bugün saat 05.30 da başlayan
Anzak çıkarması dolayısıyla Anzak Koyu nda hayatını kaybedenler için Şafak Ayini düzenlendi. 
 
Törende, 2 nci Kolordu Komutanlığı nda görev yapan Yarbay Şamil Özdağ, Atatürk ün Anzak askerleri için verdiği mesajı okudu.
 
Yaklaşık 10 bin Avustralya ve Yeni Zelandalının katıldığı törende, ilahi ve dualar okundu. Çanakkale Savaşları na katılan ülkelerin temsilcileri de çelenk koydu.
 
Törende konuşan Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, savaşta hayatını kaybeden çok sayıda Yeni Zelandalının mezarının bulunduğu Gelibolu nun tüm Yeni Zelandalılar için kutsal bir yer haline geldiğini söyledi.
 
 
ATATÜRK ÜN TARİHİ SÖZLERİ
Mustafa Kemal in Gelibolu da ölen düşman askerleri için söylediği sözler:

"Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar, burada bir dost vatanının toprağındasınız, huzur ve suskunluk içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler, huzur içinde uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."

Peters, "Askerlerimizin cesareti ve burada 92 yıl önce yaşadıkları kayıplar, tarih kitaplarımıza, arşivlerimize ve milli ruhumuza kazınmıştır. Gelibolu birçok kişi tarafından bizim bir ulus haline gelişimiz ve eşsiz bir Yeni Zelanda kimliği yaratışımız için önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir" dedi.
 
Yeni Zelandalı ve Avustralyalı askerler arasındaki Anzak yoldaşlığının burada başladığını anlatan Peters, "Yeni Zelandalı askerler, ülkelerini savunmak için savaşan Türklerin cesareti ve askeri yeteneklerine büyük saygı duymuştur. Savaşın ardından uzlaşma yolunun önünü açan kişi, Gelibolu da tümen komutanı olan ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti ni kuran Mustafa Kemal Atatürk tür" diye konuştu.
 
Atatürk ün muharebe alanında ve Wellington daki Atatürk Anıtı nda yazılı olan asil sözlerinin Yeni Zelandalılar için çok anlamlı olduğunu belirten Peters, "Her iki tarafın da yaşadıkları acılar ve kayıpları anmak adına, gelin kendimizi milletler arasındaki uyuşmazlıkların savaş yoluna gidilmeksizin çözümlenebileceği bir dünya yaratmaya adayalım" dedi.
 


Avustralyalı Bakan: "Türk rakiplerine saygıları sürdü"
 
Avustralya Savunma Bakanı Dr. Brendan Nelson ise "garip bir tevazu içinde idealizmden doğan fedakarlıkla şekillendirilmiş bir mirasın özgür ve kendine güvenen varisleri olarak" Gelibolu da bulunduklarını kaydetti.
 
Bunu birbirlerine, uluslarına ve insanlığın ideallerine güçlü bir bağlılık içinde yaptıklarını anlatan Nelson, "92 yıl önce bu saatte Anzaklar sadece yapacaklarıyla değil aynı zamanda bunu yapma şekilleriyle de ulusumuza dünyadaki kimliğini ve yerini vermenin eşiğindeydi" diye konuştu.
 


Nelson, çıkarmanın ilk gününde 2 bin Avustralyalı ve Yeni Zelandalı zaiyatı olduğunu, cesur Avustralyalı ve Yeni Zelandalıların kanlı bir fedakarlık içinde iki ulus arasındaki bağı güçlendirdiğini, savaş sonunda 8 bin 700 Avustralyalının öldüğünü 19 bin kişinin ise yaralandığını, ancak Türk rakiplerine saygılarının devam ettiğini belirtti.
 
Törene Türkiye adına Çanakkale Vali Yardımcısı Ali Partal katıldı. Tören sırasında geniş güvenlik önlemlerinin alındığı gözlenirken, töreni çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu izledi.
 


Törende, Çanakkale Savaşları na ilişkin bir sinevizyon gösterisine yer verildi, Anzak askerlerinin mektuplarından örnekler sunuldu.
 
Avustralya daki törenlere çok sayıda Türk de katıldı
 
Avustralya da da, Gelibolu Yarımadası ndaki Anzak çıkarmasının 92 nci yıldönümü nedeniyle Melbourne ve Sydney de geleneksel Anzak törenleri ve yürüşü düzenlendi. Törenlere ve yürüyüşe çok sayıda Türk de katıldı.
 
Victoria Muharip Gaziler Derneği (RSL) Türk Şubesi Başkanı Ramazan Altıntaş, Melbourne de bir Atatürk anıtının açılması için girişimlerde bulunduğunu açıkladı.
 
RSL Başkanı emekli Orgeneral David McLachlan ile konuyu 1 ay önce konuştuklarını anlatan Altıntaş, "Kendisi bana kesin söz verdi. Anzak törenlerinin 100 üncü yıldönümünde, yani 2015 te anıtı açacağız" diye konuştu.
 
Altıntaş, Atatürk anıtının yerinin büyük bir olasılıkla başkonsolosluk binasının bulunduğu caddenin önündeki park veya Anzak Anıtı nın (Shrine of Remembrance) bulunduğu park olabileceğini söyledi.
 
Yürüyüş kortejinde yer alan yaklaşık 100 kişilik Türk grubu, yol kenarında törenleri izleyen Avustralyalılarca yoğun biçimde alkışlandı.
 
Şeref tribünü önünde de coşkuyla alkışlanan Türkleri, Victoria Eyaleti Başbakanı Steve Bracks, Federal Ana Muhalefet Partisi eş başkanı Julie Gilliard ile eyalet Muhalefet Partisi Genel Başkanı Ted Bailleu da alkışladı.

Çanakkale Savaşı teknolojinin yanılmaz üstünlüğü ve yarattığı güce karşı süngünün ve canını hiçe sayarak bedenlerini vatana siper edenlerin tarihte eşi benzeri görülmemiş bir mücadelesidir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün önderliğinde Anadolu nun her köşesinden gelen kahraman Türk askerlerinin yüksek ruh ve kudretini gösteren Çanakkale Zaferi, Atatürk ün deyimiyle hayret edilecek değerde ve kutlanacak bir zaferdir.

Özel Dosya: "Centilmenler Savaşı"

 

Kaynak: cnnturk

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XCooLXizmirX

XCooLXizmirX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Nis.2007 Çar 14:54:40sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
emeqıne saqlık cok qusel .
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

VeNuSCe

VeNuSCe resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Nis.2007 Çar 15:34:53sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Daha önce forumda verilmiş olabilir.Verildiyse de tekrar hatırlamış oluruz.Anzaklı Ömer in hikayesini bilmeyen vardır belki.

 

ANZAKLI ÖMER İN HİKAYESİ"
.

.

    1957 yılında İstanbul Tıp Fakültesi nden mezun olup ihtisas yapmak üzere ABD ye giden doktor Ömer Musluoğlu görev yaptığı hastahanede başından geçen çok enteresan bir hadiseyi şöyle anlatıyor:
    "Amerika ya gittiğim ilk yıllar ( 1957) lisanım pek o kadar iyi değil.newyork da Medical Center Hospital adlı bir hastahanede görev almıştım. Fakat vazifem kan almak,kan vermek,serum takmak,elektrokardiyoğrafi çekmek gibi işler.. Hastaya o kadar önem veriyorlar ki yeni doktorlar hemen direk olarak hasta muayenesine ,tedavisine verilmiyıor. Diğer zamanlarda da laboratuarda çalışıyorum.
    Bir hastaya gittim. Yaşlıca bir adam. Tahminen yetmiş beş yaşlarında tabii kendisi ile ingilizce konuşuyorum.
- Kan vereceğim kolunuzu açar mısınız?
Çünkü adamcağız kanser hastası olduğu halde üstelik kansızdı. Elimde kan torbası da var tabii ki.. pazusunu açtım. Baktım pazusunda dövme şeklinde bir Türk bayrağı var. Çok ilgimi çekti benim. Kendisine sormadan edemedim.
- Siz Türk müsünüz?
Kaşlarını yukarıya kaldırarak " Hayır "manasına işaret yaptı. Ama ben hala merak ediyorum:
- Peki bu kolunuzdaki Türk bayrağı nedir?
"Aldırma işte öylesine bir şey dedi. Ben yine ısrarla dedim ki:
- Fakat benim için bu bayrak çok önemli. Dikkatimi çekti. Çünkü bu benim milletimin bayrağı,benim bayrağım...
Bu söz üzerine gözlerini açtı. Derin derin yüzüme baktı ve mırıltı halinde sordu:
- Siz Türk müsünüz?
- Evet Türk üm....
İhtiyar gözlerime bakarak tanıdık bir göz arıyor gibiydi. Anlatmaya başladı:
- Yıl 1915. Sen hatırlamasın o yılları. Çanakkale diye bir yer var Türkiye de .orada savaşmak üzere bütün Hıristiyan devletlerden asker topluyorlardı. Ben Anzak tım Avustralya Anzaklarından ...
İngilizler bizi toplayıp dediler ki: "Barbar Türkler Hıristiyan dünyasını yakıp yıkacaklar. Bütün dünya o barbarlara karşı cephe açmış durumda . birlik olup üzerine gideceğiz. Bu savaş çok önemlidir." Biz de inandık sözlerine vaadetlerine... Savaşmak isteyenler arasına katıldık.
    Avustralyalı Anzak ihtiyar anlatmaya devam ediyordu:
- Bizim yıkayan İngilizler,Türklere karşı topladığı askerlerin tamamını Çanakkale ye sevkediyorlarmış. Bizi gemilere doldurup Mısır a getirdiler o zaman . Mısır da şöyle böyle birkaç ay talim gördük. Atış talimi . ondan sonra da bizi alıp Çanakkale ye getirdiler.
Savaşın şiddetini ben ilk orada gördüm. Öyle ki denize düşen gülleler suları metrelerce yukarı fışkırtıyor,gökyüzünde havai fişekler ,geceyi gündüze çeviriyordu zaman zaman...
Her taaruzunda bizden de Türklerden de yüzlerce insan hayatının baharında can veriyordu. Fakat biz hepimiz Türklerdeki gayret ve cesareti uzaktan gördükçe şaşırıyorduk. Teknolojik yönden çok çok üstün olduğumuz gibi sayı bakımından da fazlaydık. Peki onlara bu cesaret ve kuvveti veren şey neydi? İlk başlarda zannediyordum ki İngilizlerin bize anlattığı gibi Türkler barbarlıktan böyle saldırıyorlar. Meğer barbarlıktan değil,kalplerinde ki vatan sevgisinden kaynaklanıyormuş . bunu nereden anladığımı söyleyeyim.
Biz karaya çıktık. Taarruz edemiyoruz. Bizi püskürtüyorlar. Tekrar taaruz ediyoruz. Bizi tekrar püskürtüyorlar. Tekrar taaruz ediyoruz. Derken böyle bir taarruzda başımdan yediğim bir dipçik darbesiyle kendimden geçmişim.
Meraktan ağzım açık yaşlı Avustralyalıyı dinliyorum. Savaşın dehşetli anılarını anlatırken hastalığına rağmen tir tir titremeye başlamıştı. Devam etti:
-Gözlerimi açtığımda kendimin yabancı insanların arasında gördüm. Nasıl korktuğumu anlatamam. Çünkü İngilizler bize Türkleri barbar,vahşi kimseler olarak tanıttı ya...
Ama dikkat ettim. Yaralarımı sarmışlar. Bana hiç de öfkeli bakmıyorlar. Kendime geldim iyice bu defa çantalarında bulunan yiyeceklerden ikram ettiler bana. İyi biliyorum ki onların yiyecekleri çok çok azdı. Bu haldeyken bile kendileri yemeyip bana ikram ediyorlardı. Şoke oldum doğrusu. Dedim ki; kendi kendime:
- Bu adamlar isteseler şu anda beni öldürdüler. Ama öldürmüyorlar... Veyahut isteseler önceden öldürebilirlerdi. Halbuki beni cephenin gerisine götürdüler. Biz esirlere misafir gibi davranıyorlardı.
Bu duygularla "Yazıklar olsun bana" dedim. "Böyle asil insanlarla niye ben savaşıyorum ben . Niye savaşmaya gelmişim. Bu İngiliz milleti ne yalancıymış ne kadar Türk düşmanıymış"diyerek pişman oldum. Ama bu pişmanlığım fayda etmiyor ki... Bu iyiliğe karşı ne yapsam düşündüm durdum günlerce.....
    Nihayet bize serbest bıraktılar. Memleketime döndüm. İşte memlekette Türk milletini ömür boyu unutmamak için koluma bu dövme Türk bayrağını yaptırdım. Bu bayrağın esrarı bu işte.
    Benim gözlerim dolu dolu ihtiyara bakarken o devam etti:
- Talihin cilvesine bakın ki o zaman ölmek üzere iken yaralarıma iyileştirerek ,sıhhate kavuşmama çaba sarfeden Türkler idi. Şimdi de Amerika gibi bir yerde yıllar sonra yine iyileştirmeye çaba sarfeden bir Türk...
    Ne garip değil mi? Avustralya dan Amerika ya gelirken bir Türkle karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim. Size minnettarım. Siz Türkler gerçekten çok merhametli insanlarsınız. Bizi hep kandırmışlar... Buna bütün kalbimle inanıyorum.
    Peşinden nemli gözlerle "Bana adınızı söyler misiniz? Dedi. "Ömer" cevabını verdim. Gayet merakla tekrar sordu:
- Peki niçin Ömer ismin, vermişler sana ?
- Babam müslümanların ikinci halifesi isminden ilham alarak bana Ömer adını vermiş.
- Yahu senin adın müslüman adı mı ?
Ben "Evet, Müslüman adı" deyince yüzüme baktı baktı,birden doğrulmak istedi. Ban mani olmak istedim. Israr etti.
    Ama niye ısrar ediyordu?
İhtiyarın ısrarına dayanamayıp yatakta oturmasına yardım ettim. Gözleri dolu soluydu. Yüzüme bakarak dedi ki:
- Senin adın güzelmiş. Benim adım şimdiye kadar Mr. Josef Miller idi. Şimdiden sonra "Anzaklı Ömer" olsun.
- Olsun
Peki doktor beni müslüman eder misin?Müslüman olmak zor mu ?
    Şaşırdım. Nasıl da birdenbire Müslüman olmaya karar gelmişti. Meğer o yaşa gelinceye kadar içten içe hep düşünüyormuş da kimseyle konuşamadığı için ,soramadığı için konuşamıyormuş..
- Tabii dedim müslüman olmak çok kolay.
Sonra kendisine imanın ve İslamın şartlarını anlatırım. Kabul etti. Hem kelime-i şahadet getiriliyor, hem de çocuklar gibi ağlıyordu.
    Yaşlılık bir yandan,hastalık bir yandan b,ir de yıllardan beri içinde kavuşmak isteyip de bilemediği için kavuşamadığı İslamiyet e olan hasretin sona ermesi bir yandan bu yaşlı gönlü duygulanmıştı. ...Mırıldandı:
- Siz müslümanlar tesbih çekersiniz bana da bir tesbih bulsan da ben de yattığım yerden tesbih çekerek Allah ımı ansam olur mu?
Bu sözden de anladım ki dedelerimiz savaş esnasında Hakkı ı zikretmeyi ihmal etmiyormuş. Neyse uzatmayayım hemen bir tesbih bulup kendisine getirdim.
    Hasta yatağında tesbih çekiyor,biz de gerektiğinde tedavisiyle ilgileniyorduk. Fakat benim için o daha bir başkalamıştı. Müslüman olmuştu.
Bir gün yanına gittiğimde samimi bir şekilde rica ettim.
- Beni yalnız bırakma olur mu?
- Ne gibi Ömer amca ?
- Ara sıra gel de bana İslamiyeti anlat!sen çok güzel şeylerden bahsediyorsun. O sözleri duydukça kalbim ferahlıyor.
O günden sonra her gün yanına gittim. Bildiğim kadarıyla dinimizi anlattım. Fakat günden güne eriyip tükeniyordu.
    Kaç gün geçti tam hatırlamıyorum . hastanenin genel hoparlöründen bir anons duydum. "Doktor Ömer! Lütfen 217 numaralı odaya gelin!"
    Dedim ki içinden "Bizim Ömer amca galiba yolcu?"hemen yukarı çıktım. Odasına vardığımda gördüğüm manzara aynen şöyleydi:
Sağ elinde tesbih açık duran sol kolunun pazusunda dövme Türk bayrağı,göğsünde imanı ile ,koskoca Anzaklı Ömer son anlarını yaşıyordu.
    Hemen başucuna oturdum. Kendisine kelime-i şehadet söylettirdim. O şekilde kucağımda teslim-i ruh etti....
    Bir Çanakkale gazisi görmüştüm. Yıllar sonra da olsa Müslüman Türk milletine olan sevgisi sayesinde kendisine iman nasip olmuştu.
    "Ne yalan söyleyeyim,ağladım."

 

Kaynak:https://www.canakkale.gen.tr/menkibeler/m2.html

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir