ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.

Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.

Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.

Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...

Cemal Safi

Affet beni ne olur

Dün yine sözümü tutamadım

Söz demiştim bir daha olmaz

Ama olmadı yapamadım

Dün gece yine rüyamdaydın

Yoo kızma hemen kızma

Bu sefer kavga etmiyorduk

Gecenin karanlığında sadece

Yağan yağmurda ıslanıyorduk

Ellerin üşümesin diye nefesimle ısıtıyordum

Burnun da biraz kızarmıştı

Bu sefer konuşmadık

Bir birimizi kırmadık hiç

Ne ben... nede sen...

Bu rüyada sadece sessizlik ve saflık vardı

Yağan yağmur taneleri gibi

Bir ara durdun

Sanki bir şey demek istedin

Derin nefes alıp bekledin

Ben evet beni affedecek tam derken

Yürümeye devam ettin

Ben aslında çok şey diyecektim

Çok ama çok şey söyleyecektim

Sensiz geçen günleri

Ütüde yaktığım gömleği

Balkonda sulamayı unuttuğum çiçekleri

İki yumurta bile kıramadım sensiz

Elimi yaktım ocakta

Evin halini sorma

Boşalan sigara paketleri

Dolan küllük ve sararan perdeler

Hala kapının önünde

Kavgamızdan kalan kırık ayna

Ve hala elimde

Yaptığım edepsizliğin izi

Kalkmasaydı elim

Tutamadım kendimi

Ardından kapının eşiğinde ne kadar kaldım

Soğuk betonda ne kadar ağladım bilmiyorum

Ama kesin ve kesin biliyorum

Ben hala seni çok ama çok seviyorum

Biliyorum kırılan o ayna düzelmez

Kırdığım kalbin eskisi gibi olmaz

Yaptım işte bir eşeklik

Ne olur..Ne olur affet demek

İşte bunlar geçiyordu içimden

Ama söyleyemiyordum

Dün seni gördüğüm rüyamda

Sen son bir kez elimi sıkıp

Islanan saçlarının yanağından çekip

Öyle bir baktın ki

Ve

Elimi bırakıp

Karanlıkta kayboldun

Yağmurda ayak izlerin duruyordu sanki

Saçının kokusu sen ilerledikçe yüzüme çarpıyordu

Ve..

Sonunda kaybolup gittin

Ben ağladıkça gökyüzü bana inat

Daha şiddetli bırakıyordu yağmur tanelerini

Biliyormusun

Sana bir şey daha söyliyeyim mi

Bu rüyayı ben her gece görüyorum

Dönmeyeceğini biliyorum

Ama ne olur beni affet

Mehmet ÖNTÜRK