fiogf49gjkf0d Ahmet oglu, 1310 Nevsehir/Igneli dogumluyum…
8 yasindayim, cepheye kostum; 328’de Balkan Harbinde “23 üncü Firka Kosulu Topçu Taburunda; sivgarda, çengelde, dipte yular tuttum… Kumanova’da cephe bozulunca kayislari kesip toplari ayirdik; tekmil batarya at binip topluca menzile kaçtik; “Metroviçe Bolatin Köyü”nde esir düstüm; ilk kafileye yazdilar; yirmi birinci gün sonunda Çatalca’ya ulastim!..
330 nihayetinde “Harb-i Umumi”de “Kafkas Kolordusun”nda Agirliklar Kolu’nda yedekçi oldum. “Allahuekber Dagi”nda gece yürüyüsündeydik; tipiden göz gözü görmez olmustu; rüzgar vurdu bagrima; “Zivin” mevkiinde sehit düstüm… Ben donmustum, toprak donmus, kazamadilar; aylarca kar altinda kaldi bedenim; baharda cemre vurunca topraga; çift süren bir sabanin mahmuzuna takildi kemiklerim…
331’de “Sarikamis”tan “Çanakkale”ye kostum. Gelibolu sirtlarinda yedi düvelle bogustum. “Ariburnu” sahiline çikmisti düsman; “Kocaçimen Tepe”ye dogru ilerliyordu; savunmada birden insicam kayboldu! Yarbay Mustafa Kemal” en öne geçti! Bize taarruzu degil, ölmeyi emretti! 57nci Alay’la hücuma kalktik; düsmani “Conkbayiri” yarlarindan attik. Muharebeyi kazandigimiz iste o an’di! Alaydan sag kalan kimse kalmadi…
Ol bapta ve herhalde emir ve ferman Hazret-i Veliyyülemir, Veliihsan Efendimizindir!.. Ve de Almanya ile ittifak ali-menfaatimizedir!.. Alnimiza bir kez yazilmisti ya, bilmedigimiz topraklarda hiç ugruna can vermek; cepheden cepheye kostuk yeniden; vagonlara doldurulduk hepimiz; yetmemisti zahir çektiklerimiz; sonradan duyduk ki; vardigimiz yaban el, nerde oldugunu bilmedigimiz bir toprakmis: “Galiçya…”
Galiçya’da siperdasim Ömer oglu Bedir’di; Bedir 332’de “Oramar”dan Galiçya’ya sevk edilmisti… Van’dan yola koyulan Bedir; Anadolu’yu Rumeli’yi, Balkanlar’i bir bastan bir basa çagriyla yürüyerek geçmisti!.. Simdi Bedir nerdedir diye soran olursa; onu orda biraktik; “Krakov”da “Rakoviçki Mezarligi”nda…
Hayvan terkisinde uykusuz geceler; as kabinda soguk arpa çorbasi; o da yoksa kirik bugday kavurmasi; bogazimiza sokulmustur kimi eller sanki kopasi kirilasi… Çamurun üstüne bir parça ot serip, bir beylik üzerinde günlerce yattim; dost bildigim Alamanin pesine, bir dilim ekmegin derdine düstüm: 333’te “Ha!” dediler ordan da “Süveys”e kostum…
“Kanal”da gece soguk olurdu; firtinada kum sarardi her yeri; gündüz günes yakardi, alevin yaktigi gibi örste demiri!.. Yad ellerde ehli keramin derdine düsmüsüz; dilimizde “Medine Marsi” çigiriyoruz hep birlikte inletiyoruz gögü yeri: “Ölürüz de vermeyiz Peygamberim’in kabrini…” Aç kaldik, susuz kaldik yetmedi; sirtimizdan girdi Arap’in “cembiye” dedikleri egri boyunlu hançeri…
“Elbire Ramalla”ta, ordugahta sitma oldum. Kinin yoktu, ates içinde geçerdi geceler; köyümü sayiklardim titrer dururdum! “Bir-Üs Sebi” de; Ingiliz topçusu baslayinca atese, üstümüzde paralandi bir atim; koluma saplandi bir sarapnel parçasi; Akhisar tütününden yarama bastim; bir eski çaputu üstüne sardim: daha sifa bulmamisti yaram; dogrulup yeniden yollara düstüm…
Tebaamiz Arap’in ihaneti tarifsiz; altin bilirdi dislerimi; kasaturayla sökerken kirdi çene kemiklerimi!
Zulmünden kurtulmak için çaresiz kaldim; varip irademle Ingilize teslim oldum; “düsmanimdir” demedim; insafina sigindim…
“Seyd-i Besir Kampi”nda kayitta, sirtima 1044 numarayi damga ile vurdular; yeniden esir oldum. 334’te “Mütareke” imzalandi; “Musul”da kaldim. Kol geziyordu tifüs, salgindan kurtulamadim; kireçlendi bedenim, toplu mezara atildim…
“Istiklal Harbi”nde “kalk” dediler dirildim, yeniden dogdum. 920’de “ Kuvayi Milliye”de çetecioldum. “Düzce”de, “Hendek”te tenkile kostuk. “Geyve Bogazi” nda yollari kestik. Çerkez Ethem baskaldirmis dediler: “Muntazam Ordu”nun safina geçtik. Yunan göz koymustu Anadolu’ya: “Mustafa Kemal” in ardina düstük. “Sakarya”da günlerce kipkizil akti; müdafaa hattimiz birden yarildi; 921’in 13 Eylülü’ydü: düsmani satihta güç bela tuttuk!..
“Genel karsi taarruz”a karar verildi. “Süvari Kolordusu” teskil edildi. 2 nci Firka 4 üncü Alay 4 üncü Bölük’te manga neferi oldum.
Binbasi Resat Bey Alay kumandanimiz. Kumandan Muavini Serafettin Yüzbasi 26 Agutos, 22 sabahi “Büyük Taarruz”da; sirtimizda mavzer, elimizde kiliç, atlarimizin nefesi tutuk; agizlarinda ve soluk zincirlerinde köpük; dizginlere yapismis gibi ellerimiz; kimimizin çizmesinde kalmamis topuk; olanlarla hayvanlari mahmuzladik: zifiri karanlikta kanatlanip “Ahir dagi” üzerinden “Sincanli Ovasi”na uçtuk. Agustosun 30’nda, önünde durulmaz sel olduk costuk. “Dumlupinar”dan düsmani ezerek geçtik. On dört on dört gece, üzengisiz at üstünde, hiç durmadan dinlenmeden Akdeniz’e dogru kostuk… Halkapinar Köprü’sünden dört nala geçtik.
Öncü öncüsündeydik ates içine düstük; cefakar atlarimizla fani dünyadan göçtük…
Ruhumu henüz teslim ettim!.. Daha sogumadi bedenim!.. Biliyorum gün gelecek yok olacak kemiklerim.. ama vatan borcumdu; ben yerine getirdim! Ve artik müsterihim!..
Topragin altindayim simdi; Bayrakli’da, Izmir’de!.. Ben.
Nevsehir Igneli köyünden Ahmetoglu Nefer Seyit: Antalya Kizilsaray Köyünden Ömeroglu Hakki Çavus: ve Mehmet Çavus’la birlikte… Dördüncümüz hemserim nefer Ahmet’ti: yaraliydi bizden sonra hastanede can verdi…
Bugün emanetim karim dul, çocuklarim yetim! Olsun!.. Onlar yoksul ama hür yasiyorlar!..
Ben helal ettim hakkimi sana! Sende helal et memleketim!..
D.SILAHÇIOGLU
BU TOPRAKLARIN NASIL KAZANILDIGINI UNUTANLARA ITHAF OLUNUR... SAYGILARIMLA
Bir Türk subayi.(alıntı.) |