İletişimde Açık ve Net Olmak
İzmir den trene binen yaşlı teyze kondüktöre Ege şivesiyle: "Menemen e gelence beni haber et yavrum, unutma" der. Gecenin ilerleyen saatlerinde Menemen i geçer geçmez yaşlı teyzenin Menemen de ineceği kondüktörün aklına gelir. Hemen makiniste gidip haber verir. Makinist de: “Gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremeyeceğimize göre geri geri gideceğiz, soran olursa ‘tren makas değiştiriyor’ deriz” diye bir çözüm bulur. Bir yarım saat geri geri giderek Menemen e gelinir ve kondüktör teyzeye gidip haber verir: "Hadi teyze Menemen e geldik". Teyze de: "Sağol yavrum" deyip çantasından hapını çıkarır ve içer.
İletişimde İfadeler Önemli
Atatürk Hava Limanı nda önceki gün (25.02.2004) fıkra gibi bir olay yaşandı. İlginç olay, önceki gün akşam ….. Havayolları nın saat 20:30 daki .HY 031 sefer sayılı İstanbul-Antalya uçuşu öncesi yaşandı. Taksim den Atatürk Hava Limanı na sefer yapan Havaş otobüslerine binen 11 yolcu, trafik yoğunluğu sebebiyle geç kalacaklarını düşünerek, şirketin 662 .. .. numaralı telefonunu aradı. Otobüsteki yolcular "Biz uçağı kaçıracağız. 11 kişilik grubuz uçağı bekletin" dedi. Mesajı yanlış anlayan şirket görevlisi, Onur Havayolları yetkililerini uçağın kaçırılacağı yönünde uyardı. Panik yaşayan yetkililer kısa bir durum değerlendirmesi sonrası, Kaptan Pilot ............................ a telsizle irtibat kurarak uçağı geri getirmesi talimatını verdi. 150 yolcusuyla havalanmak üzere körükten ayrılarak piste doğru hareket eden uçağın kaptanı ...................., talimat üzerine uçağı yeniden park yerine getirdi. Uçaktan indirilen yolcular aranırken, tüm bagajlar yeniden x-ray dan (elektronik arama aygıtı) geçirilerek kontrol edildi. Bu arada Atatürk Hava Limanı na ulaşan 11 kişilik grup, "Uçağı beklettiniz mi? Taksim den ancak gelebildik." deyince, polis tarafından gözaltına alındı. İfadeleri alınan 11 kişi serbest bırakıldı. Uçak 2,5 saatlik bir rötarın ardından geç kalan grubu almadan İstanbul dan Antalya ya hareket etti. ......... Havayolu yetkilileri olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını belirtti. 26.02.2004
..............................................................
2 avcı ormanda yürüyorlarmış. Avcılardan biri yere düşmüş. Yerdeki avcı nefes almıyor gibi görünüyormuş ve gözleri kapalıymış. Arkadaşının öldüğünü düşünen avcı hemen cep telefonuna sarılmış ve acil servisi aramış. Avcı telaşla: "Arkadaşım öldü, ne yapabilirim?" diye sormuş. Operatör: "Sakin olun, size yardım edeceğim. İlk olarak, arkadaşınızın öldüğünden emin olun" demiş. Bir süre sessizlik olmuş. Biraz sonra bir silah sesi duyulmuş. Avcı tekrar telefona dönmüş: "Tamam. Şimdi ne yapayım?"
......................................................................
Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve: "Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı" dedi. Kan nakli ilerlerken sordu: "Peki, ben ne zaman öleceğim?" Ablasını yaşatırken, kendisinin öleceğini zannetmiş, buna rağmen kanını vermeyi kabul etmişti.
İletişimde Kültürel Değerler
Bir içecek firmasının pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu daki görevinden büyük bir hayal kırıklığıyla dönmüş.. Bir arkadaşı ona sormuş: "Sence Araplar üzerinde niye başarılı olamadınız?" "Beni Ortadoğu ya ilk gönderdiklerinde kendime çok güveniyordum, bir tek sorun vardı o da Arapça bilmememdi.. O yüzden onlara vermek istediğim mesajı yan yana 3 poster halinde düzenledim.. Birinci posterde kızgın bir çölde kumların üstünde sürünen, susuzluktan kavrulmuş bir adam... İkinci posterde adam yerde bulduğu Kola yı alıp içiyor.. Üçüncü posterde ise adam diriliyor ayağa kalkıyor ve capcanlı oluveriyor..." "Eee bu harika bir reklam, niye işe yaramadı?" "Arapların sağdan sola doğru okuduklarını bilmiyordum ki!" İyi iletişimler...