fiogf49gjkf0d
Ben bu milletin mizah anlayışını da, vefa hissini de çözemedim. Zaten atalarımız demiş, “kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur”. Bir de imam sorar en son, “nasıl bilirdiniz?”Cemaat bağırır; iyiiii. “İyi gömün o zaman”, iş bitti!
Memleket tarihi badem gözlüler ile dolu. Tarih bütün körlerden “gözleri de badem gibiymiş” diye söz ediyor. O tarihi yazanlar da emr-i hak vaki olup, sonsuzluğa uçunca, zaten onlar da badem gözlere kavuşuyor.
Birkaç dua, biraz helva, içinde akide şekeri ile lokum filan olan külahlar. Sonra herkes kendi hayatına. Ama kimse bu şablonun, son görev şuurunun dışına çıkmaz. Bir de müteveffayı övmek adettendir. Adamcağız öve öve göklere çıkarılır. Herhalde o da cenaze evinde konuşulanlara hayret edip, “vay be, ben de neymişim” der, öldüğüne kahreder.
Topal ölür Alex olur, aptal ölür Einstein olur. Bu böyle gider.
Herkesin sağlığında yaptıkları hafızalardan silinir. Magdalenalar Hz. Meryem olur
-Büyük adamdı.
-Üff!
-Hatta çok büyük adamdı.
-Üffff!
-Belki de en büyük adamdı.
-Üffffffffffff!
Kabahatlere de bahane bulunur. Ayyaşsa “azıcık içerdi” denir, küfürbazsa “bazen söverdi, ama kalbi temizdi” denir. Yaptıkları için “yapmadı”, yapmadıkları için “yaptı” denir. Tanıyan, tanımayan, herkes kefildir. Çünkü ölünün arkasından kötü konuşulmaz. Ama adam kötüyse, olsun yine de kötü konuşulmaz. İyi olanların günahı ne? Olsun, olsun ölünün arkasından kötü konuşulmaz.
Hayatta kalanlardan ise, bu durumu kabullenmesi beklenir.Ses çıkarmayın denir.
-Biz öyle hatırlamak istiyoruz.
-İyi, tamam, siz öyle hatırlayın. Ama bizim nasıl hatırlayacağımızı da bize bırakın.
-Olmaz, siz de iyi hatırlayacaksınız!
Garip bir cenaze seviciliği. Aman bir cenaze olsa da gitsek, hali.
Fıkradaki gibi. Marika dayakçı, ayyaş, boşta gezen kocasını ölümünden sonra övermiş. En sonunda Marika nın arkadaşları dayanamamış. Biri ayağa fırlamış ve söylenmeye başlamış;
“Yeter be Marika. Ne kadar sadık idi, ne kadar iyi idi. Yahu Hristo sana hiç sadık değil idi, seni her gün döver idi. “Olsun” demiş Marika, “ama heves eder idi”.
Alıntı |