fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
KAPIYI İTTİRSENE KAPIYI İTTİRSENE
Hikâye bu ya, kralın biri saraydaki adamlarını önemli bir görev için sınamak istemiş. Birçok güçlü ve akıllı adam etrafında toplanmış. Kral onları bu güne kadar görüp görecekleri en kocaman kapının önüne götürerek şöyle demiş: Siz akıllı insanlara benim bir sorum var. Hanginizin bunu çözebileceğini görmek istiyorum. Burada krallığımdaki en büyük ve en ağır kapıyı görüyorsunuz. Kimler bunu açabilir? Saray mensuplarından bazıları açamayız, der gibi başlarını sallamış. Diğerleri, çevresindekilere göre daha akıllı sayılanlar, kapıyı daha yakından incelemiş, fakat onlarda açamayacaklarını söylemişler. Bu akıllı insanlar böyle söyleyince saraylılar sorunun çözülemeyecek kadar zor olduğunda fikir birliğine varmışlar. Sadece bir vezir kapının yanına giderek onu şöyle bir gözden geçirmiş ve elleriyle yoklamış, açmak için çeşitli yollar denemiş. En sonunda kuvvetle yüklendiğinde ağır kapı açılmış. Meğer kapı zaten tam kapalı değilmiş ve açmak için deneme isteği ve yüreklilikle davranma cesaretinden başka bir şey gerekmiyormuş. Kral vezire şöyle demiş. Sadece gördüğün ve işittiğine bağlı kalmadan, kendi gücünü devreye soktuğun ve denemeyi göze aldığın için saraydaki görevi sen alacaksın… Bir düşünün şimdi bakalım. Bu öyküdeki gibi, hayatta karşımıza çıkan olanakları ve fırsatları, hiç denemeden ve herhangi bir girişimde bulunmadan kaçırdığınız oldu mu? Mutlaka olmuştur. Olduysa buna ‘ukde’ diyoruz. Yani zamanında yapılmak istenen ama cesaret edilemediği için yapılmayan şey. Ukdelerin zaman içerisinde fazlalaşması, sizi günün birinde ‘keşke’ diye başlayan hayıflanma cümlelerine götürür: ‘Keşke üniversite sınavlarına girseydim… Keşke yurt dışına gitseydim… Keşke sevmeseydim… Keşke evlenseydim… Keşke bunu değil öbür işi seçseydim… Keşke okuluma devam etseydim… Keşke çok çalışsaydım… Keşke kalbini kırmasaydım…’ Zamanı geriye alıp, keşkeye neden olan anı değiştiremeyeceğimize göre şu anda yapmamız gereken, bundan böyle yeni ‘keşke’ler yaratmamak olmalı hayatınızda. Bunun için de önünüzdeki yolları, seçenekleri iyi düşünüp, tartıp, kalbinizin ve aklınızın buluştuğu her ne ise önceki keşkeklerden dolayı da kendinizi suçlamamalı, bir deneyim olarak görmelisiniz. Ama şunu da demiyorum: Sesiniz olmadığı halde ses yarışmasına girin ya da eğitim almadan kariyer mücadelesi yapın… Alçakgönüllü olun, dozunu kaçırmadan. Böbürlenin, şımarmadan. Sevin, karşılık ummadan. Çalışın, kendinizi ve çevrenizdekileri yıpratmadan. Mücadele edin, başarısızlıkta yılgınlığa kapılmadan. Olumlu düşünürseniz,’Hayırlısıyla’ derseniz, elde edebileceğiniz şeyleri ister ve gücünüzü buna harcarsanız, hayatın hiç de zor olmadığını göreceksiniz… Hadi şimdi, kapıyı ittirin. AÇILMAK ÜZERE!
|