ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
19 Mayıs 2024, Pazar 23:53   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Önemli Bilgiler
forum sohbet oyun basliklari
   böbrek taşının ilacı limonata
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:11:14      böbrek taşının ilacı limonatasohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
İstanbul Cerrahi Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Zeren, limonatanın taş oluşumu için koruyucu etkisi olduğunu söyledi.


Mısır, Hindistan, Türkiye gibi sosyo ekonomik durumu kötü olan ülkelerde böbrek taşı oluşumunun daha çok olduğunu dile getiren Zeren, “Coğrafi şartlar, beslenme alışkanlıkları ve genetik böbrek taşının oluşumuna etki eden önemli faktörlerdir.Türkiye’de bir kişinin böbrek taşı sorunuyla karşılaşma riski yüzde 5 ile 10 arasındadır. Bunu önlemenin en kolay yolu limonata ve su içmektir” açıklamasında bulundu. Çoğu hastanın bel, sırt ağrısı gibi şikayetlerle gelip, tesadüf eseri böbrek taşı sorunu olduğunu öğrendiğini açıklayan Zeren, ‘sağlığı hafife almamak gerekir’ dedi.

TAŞ YERİNE BÖBREKTEN OLMAYIN

Böbrek taşının temizlenmesinde ameliyatın kalitesine dikkat çeken Zeren, “Böbrek kritik ve hassas bir organdır. Ameliyat hoyratça yapılırsa taşla beraber böbreği de almak gerekir. Bu tür ameliyatların belli kalitede yapılması çok önemlidir. Taşların sadece bir kısmı temizlenerek hasta yollanabiliyor. Ancak önemli olan taşların tamamının temizlenmesidir. Böbrekte kalan ufak bir taş dahi tekrar büyümeye neden olur” uyarısında bulundu.

Öneriler:
Bol su ve limonata içmek
Hareketli olmak
Günde 2 gram’ın üstünde kalsiyum ve C vitamini almamak
Fazla Tuzdan kaçınmak
Hayvansal proteinlerden kaçınmak
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:12:57sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
: Zeytinyağı alırken dikkat!
Zeytinyağı alırken sağlığınızı ne kadar tehlikeye attığınızın farkında mısınız ?

Yemek ve salatalara ayrı bir damak tadı vermesinin yanı sıra sağlığa faydasıyla da bilinen zeytinyağının kalitesini, zeytinin yetiştirilmesinden, zeytinyağı elde edilip tüketiciye ulaşıncaya kadar olan sürecin belirlediği bildirildi.

Doğu Akdeniz Zeytin Birliği (DAZB) Başkanı Mehmet Güler, üretim aşaması bilinmeyen, markasını kanıtlamamış ya da merdiven altı tabir edilen üretimle elde edilen zeytinyağının, diğer bitkisel yağlara oranla bir üstünlük taşımayacağını ifade etti.

Zeytinyağının kalitesini belirleyen birçok unsur olduğuna işaret eden Güler, zeytin fidanının cinsi, hasat zamanı, toplama, taşıma ve sıkma şekli, üretim sonrası dinlendirme aşaması ve paketleme şeklinin zeytinyağının kalitesini belirlediğini bildirdi.

Güler, iyi bir cins seçiminin ardından kaliteli bir zeytinyağı için zeytinin hasat zamanının çok geciktirilmemesi, renginin siyaha dönüşmesinin beklenmemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

İsabetli bir hasat zamanının ardından zeytin, dalından çırpma ya da başka yöntemlerle değil elle tek tek toplanmalı. Çünkü, yerden toplandığında zeytinin dalından yere şiddetli bir şekilde düşmesiyle birlikte zeytin darbe alıyor. Bu darbe ile serbest yağ asitleri çoğalıyor. O da zeytinin kalitesini düşürüyor.

Zeytinin toplanmasının ardında nasıl istiflendiği de önemli. Zeytin, naylon çuvallara doldurulmak yerine, kasalarda yara almadan işleneceği tesislere götürülmesi sağlanmalı. Zeytin, çuvala konulduğunda sıkışma nedeniyle yine yağ asitleri çoğalıyor.

İŞLEME SÜRESİ

Güler, zeytinin dalından koparıldıktan sonra fazla bekletilmeden işlenmesi gerektiğini belirterek, Zeytin toplandığı andan itibaren iki saat içinde sıkılırsa yüksek bir kalite elde edilir, iki saati geçti mi kalite azalıyor dedi.

Kaliteyi etkileyen sürecin bununla da bitmediğini vurgulayan Güler, şunları söyledi:

Tesislere gelen zeytinin bu kez sıkma şekli önem taşıyor. Sıkılan makine kötü bir makineyse kalitesi bozuk çıkıyor. Zeytinin yağı çıkarılırken makinedeki sıcaklık 30 derecenin altında olmalı, bu durumda yüksek kaliteli yağ çıkıyor. Ancak, sıcaklık 30 derecenin üzerine çıktığında kalite bozuluyor. Bazı işletmeciler sıcak suyu artırarak daha fazla yağ çıkmasını sağlar ancak, bu yağ kaliteli olmuyor.

DİNLENDİRME SÜRECİ

Güler, makinede sıkılan zeytinyağının, bu kez dinlendirme sürecinin önemli olduğuna dikkati çekerek, zeytinyağı en az 1-1,5 ay dinlenmeli. Bu dinlendirme krom nikel tanklarda azot gazı takviyeli modern tanklarda olmalı. Bu sayede zeytinyağında doğal bir çökelme meydana gelir. Aksi takdirde yağ kısa sürede bozulmaya açık olur dedi.

Dinlendirilmiş yağın daha sonra filtre aşamasından geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Güler, şöyle devam etti:

Kaliteli zeytinyağına ulaşmak için yapmamız gerekenler bununla da bitmiyor. Bu kez paketleme süreci başlıyor. Zeytinyağının uzun süre vitamin değerlerini bozmadan kalabilmesi için cam şişeleri öneriyoruz. Plastik bidonları kesinlikle önermiyoruz.

Güler, zeytinyağının cam şişede, yeşil renkli ve koyu kıvamlı olanının tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, Yeşil renk de toplama zamanını gösterir. Erken toplanan zeytinin rengi yeşil olur, geciktiğinde rengi koyulaşarak, siyaha yakın bir renk alır dedi.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:14:45sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Doğadan gelen şifa..
Tamamıyla doğal olarak toplanan ve kilosu aktarlarda 120 YTL’ye satılan salep mide dostu olarak tanımlanırken, tarçınla tüketiminin ise üst solunum yolları ve bronşite iyi geldiği bildirildi.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Menşure Özgüven, orkidenin salep elde edilebilen türlerinin Türkiye’de sadece bir kaç ilde yetiştiğini ve dağlardan doğal olarak toplandığını söyledi.

Salebin içecek olarak kullanılmasının yanı sıra bileşiminde bulunan nişasta ve diğer kıvam artırıcılar dolayısıyla dondurma yapımında da değerlendirildiğini belirten Özgüven, salebin normal metotlarla bahçelerde yetiştirilmesinin ise çok zor olduğunu söyledi.

Salebin, az bulunduğu için aktarlardaki fiyatının 120 YTL’ye kadar çıktığını anımsatan Özgüven, "Salep sadece içimizi ısıtan, lezzetli bir içecek değil aynı zamanda çok sayıda yararı var. Yetişme dönemi olan bu aylarda bolca salep tüketilmeli" dedi.

Salebin halk arasında yapışkan olarak bilinen müsilaj özelliğinin, sağlık açısından çok sayıda faydası olduğunu ifade eden Özgüven, şunları söyledi: "Salebin müsilaj özelliği dokular üzerine yumuşatıcı etki yapar, bir nevi dokunun üzerine katman oluşturuyor, koruyor ve rahatlık veriyor. Özellikle mide rahatsızlıklarında etkili olan salep, hazmı kolaylaştırarak mideyi rahatlatıyor.

Bunun yanı sıra tarçınla tüketiminde ise özellikle üst solunum yollarında etkili oluyor. Öksürük ve bronşiti tedavi ediyor."

Bilinçsiz toplama, neslini bitiriyor

Salebin, yer orkidelerinin toprak altında bulunan yumrularından elde edildiğini belirten Özgüven, bilinçsiz toplamanın salep neslini
tehlikeye soktuğunu söyledi. Salep elde edilen orkidelerde bir kaç yumru bulunduğunu belirten Özgüven, "Çok toplayınca, yumruları, yani üreme organları ortadan kalkıyor, nesli tüketiyor.

Bir bitkinin altında 2 -3 tane yumru vardır, bunlardan biri alınırsa bitki önümüzdeki yıl da çoğalır ancak, hepsi alındığı takdirde o bitki bir daha ürün vermez" dedi. Toplanan yumruların yıkanıp, kurutulmasının ardından dövülerek toz haline getirildiğini ve salep elde edildiğini belirten Özgüven, 6-10 gram salebin ise bir kilo süte kıvam verebildiğini sözlerine ekledi.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:15:26sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Yürümek kanseri önlüyor
Washington Ünieversitesi Top Okulu ndan Dr. Kathleen Y. Wolin, haftada sadece bir saat yürüyüş yapmanın hastalığa karşı koruduğunu bildirdi. Wolin, International Journal of Cancer dergisindeki araştırmasında, Bulgularımız gösteriyor ki, düşük yoğunluklu aktiviteler riski azaltmada yeterli olmakla birlikte, daha kuvvetli aktivite riski daha da azaltabilir diye yazdı.

Araştırmada 40-65 yaş arası 79 bin 295 kadın 16 yıl boyunca takip edildi. Bunların 547 si bu zaman içinde kolon kanserine yakalandı. Araştırmada, haftada 1 ila yaklaşık 2 saat yürüyen kadınların yürümeyenlere oranla kolon kanserine yakalanma riskinin yüzde 31 daha az olduğu tesbit edildi.

Haftada 4 saatten fazla orta derecede veya kuvvetli egzersiz yapan kadınların kansere yakalanma oranının ise haftada bir saatten az süreyle egzersiz yapanlara kıyasla yüzde 44 daha az olduğu belirlendi.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:16:49sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
: Kadın Sünneti
BM istatistiklerine göre bugün dünyada 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnetli. Her yıl yaklaşık 2 milyon kız çocuğu da sünnet nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Kadın sünneti esas olarak, Afrika kıtasının orta şeridinde yer alan 30 Afrika ülkesinde uygulanıyor. Bu bölgedeki kadınların %72-99’u, diğer Afrika ülkelerindeki bazı etnik grupların veya kabilelerin kadınlarının %18-72’si sünnetli. Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği’nde, Endonezya ve Malezya’nın bazı bölgelerinde, Kuzey Irak’ta bazı Kürt bölgelerinde yaşayan kadınlar arasında da daha az oranlarda olmakla beraber sünnet geleneği yaşatılmakta. Ayrıca, bu ülkelerden gelen göçmenlerin geleneklerini taşımaları ve sürdürmek istemeleri nedeniyle kadın sünneti, Avrupa, Kanada, Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya‘da da görülüyor ve kadınlara yönelik şiddetin en uç uygulamalarından biri olarak tüm dünyayı ilgilendiren bir kadın sorunu olmaya devam ediyor.

Geleneğin Kökleri

Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan bazı kadın mumyalarının sünnetli olduğu belirlenmiş, kadın sünnetinin nasıl yapıldığı M.Ö 1600’lü yıllardan kalan duvar resimlerinde detaylı bir şekilde tasvir edilmiştir. Bu, kadın sünneti geleneğinin kökeninin çok eski çağlara dayandığının göstergesidir de. Kadın sünnetinin halen uygulandığı pek çok Afrika ülkesinde, Hristiyan, Müslüman, Musevi ve tek tanrılı olmayan dinlere inanan gruplarda da sünnetin yoğun olarak uygulanması, sünnet geleneğinin tarihinin tek tanrılı dinlerden daha eski olduğunu ve tek tanrılı din seçiminin bu geleneğin sürdürülmesini etkilemediğini gösterir.

Kadın sünneti esas olarak 3 ayrı şekilde uygulanır.
1) Klitorisin tümüyle kesilmesi (clitoridectomy);

2) Klitoris ile birlikte yakın çevresindeki küçük ve bir kısım büyük dudakların kesilmesi (excision);

3) Klitoris ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin biraraya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması (infibulation).

Bu uygulamalar dışında Dünya Sağlık Örgütü; delme, dağlama, kazıma, vajinanın içine kanama sebebi olan çeşitli bitkiler yerleştirme veya bazı müslüman topluluklarda “sünnet/sunna” denilerek klitorisin bir şekilde işaretlenmesi gibi kadının cinsel organına yapılan müdahaleleri de dördüncü uygulama şekli olarak mücadele edilmesi gereken sünnet kapsamına almıştır.

Sünnetli kadınların % 80-85’inde 1. ve 2. tür sünnet uygulanmaktadır. Cibuti, Somali, Sudan’da kadınların % 98’i firavun tarzı da denilen ve sünnetin en ağır şekli olan “infibulation” yöntemi ile sünnet edilmektedir. Ayrıca Mısır’ın güneyinde, Eritre ve Etiyopya’da, Gambia, Çad, Kenya ve Mali’nin bazı bölgelerinde de bu tür sünnetler uygulanmaktadır. Ayrıca, bu yöntemle sünnet edilen kadınların her doğum sonrasında yeniden sünnet edilmesi gerekmektedir. Doğumu kolaylaştırmak için doğum esnasında sünnet bölgesi yarılan kadınlar doğumdan hemen sonra yeniden dikilmektedir. Böylece kadınlar, çocuk sayıları kadar sünnet olmakta, aynı acıları defalarca aynı yoğunlukta yaşamak zorunda kalmaktadırlar.

Sünnet yaşı bölgelere göre değişmekle beraber genelde Etiyopya ve Nijerya’da kız bebek 8 günlük iken, Mısır da 3-8, Sudan’da 5-8, Somali’de 4-10 ve diğer pek çok ülkede 13-15 yaşları arasında kız çocukları sünnet edilmektedir. Sünnet, genelde genital bölge uyuşturulmadan ve bıçak, traş bıçağı, keskin cam parçaları, keskin teneke kenarı kullanılarak yapılır. Yaranın tutturulmasında akasya ağacı dikenleri, kemik çiviler, iğne, hayvan kıllarından elde edilen iplikler, deri iplikler kullanılır. Daha sonra kız çocuğu ayağa kaldırılarak bacakları dizden kalçaya kadar bitişik olarak sıkıca sarılır ve sünnetlinin birkaç hafta hareket etmeden yatması, idrarını ve dışkısını yattığı yerde yapması sağlanır. Sünnetçi dışında, kız çocuğunun etrafına toplanan kadınlardan bazıları kız çocuğunun kollarını, bacaklarını sıkıca tutar, bazıları kıpırdamaması için omuzlarından bastırır. Dilini yutmasını veya ısırmasını engellemek için kızın ağzına bir bez veya sopa yerleştirilir; diğer kadınlar tarafından da çığlıkları bastırmak için def çalınıp yüksek sesle şarkılar söylenir ve bir yandan da iyi dilekler iletilir.

Sünnet: Kadınlığın Göstergesi

Kadınların her türlü geleneği kuşaklara aktarmada en iyi ‘taşıyıcı’ oldukları bilinen bir gerçek. Yaşadıkları acıları kendi çocuklarına da “gelenek” adına yaşatmak isteyen kadınlar, sünneti özellikle 7 yaş üzeri ve ergenlik çağındaki kız çocuklarına, bir şölen gibi sunarlar. Kadın sünneti, büyümenin ve kadınlığa atılan adımın gereği olarak tanıtılır. Hediyeler, elbiseler, eğlenceler vaad edilir. “Az” çığlık atan kızlar herkesin beğenisini ve takdirini alırken, çok çığlık atan kızlar hem acıları hem de utançlarıyla başbaşa bırakılır ama sonuçta sünnetli kızların genel olarak çevrelerinde statüleri yükselir, evlenmeleri garanti altına alınır ve maalesef hayatları boyunca sürecek sağlık sorunlarıda böylece başlar.

Kadın sünnetinin sağlık açısından, bilinen pek çok sakıncası vardır. Kız çocukları ve kadınlar uyuşturulmadan ve birçok işte kullanılan, steril olmayan araçlar ile yapılan müdahalenin hemen ardından kan kaybına bağlı şok, kansızlık, kan zehirlenmesi, enfeksiyonlar, idrar yaparken yaranın yanması sebebiyle idrar tutma ve bunun yarattığı sorunlar, tetanos, HIV/AIDS bulaşması gibi sorunlar yaşamaktadır. Ayrıca sünnet, kadınlarda idrar yapma zorluğu, idrar kaçırma, sık tekrarlayan idrar yolları iltihabı, kronik vaginal enfeksiyonlar, kistler, fistüller, cinsiyet organı çevresinde aşırı duyarlılık veya tümüyle his kaybı, mens sorunlarına yol açmaktadır. Hamilelik ve doğum sırasında kadının ve bebeğin hayatını tehlikeye atan zorluklar, bağırsaklarda ve idrar torbasında yaralanmalar; doğumlar nedeniyle defalarca sünnet olma durumda kalan kadınlarda kansızlık, depresyon, endişe, kabus gibi ömür boyu süren fiziksel ve ruhsal sorunlara sebep olmaktadır.

Kadın sünnetine karşı

Kadın sünneti konusunda bilgi ve bilinçlenmenin artışı, esas olarak Afrikalı kadınların 1950’li yıllardan itibaren her platformda verdikleri zorlu mücadelenin sonucunda olmuştur. Batılı kolonicilerin sadece Afrika’nın yeraltı ve yer üstü zenginliklerine ilgi duyması, oradaki insanların sadece fiziksel güçleriyle ilgilenmesi, onları köleleştirmesi ve diğer sorunlarına kulak tıkaması konunun nunun gün ışığına çıkışını geciktirmiştir. Bazı misyoner grupların bu sorunu antropolojik boyutlarıyla incelemesi, batının sünnete folklorik bir olgu olarak yaklaşmasına ve sorunu gözardı etmesine yol açmıştır.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:18:01sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Ağrı kesiciyi kahveyle içmeyin!
Kahveyle birlikte içilen ağrı kesici ölüme götürüyor...
Uzmanlar, en çok kullanılan ağrı kesici maddesi ‘paracetamol’ün kahveyle alındığında karaciğer için tehlikeli olduğunu bildirdi

Washington Üniversitesi’nin araştırmasına göre, paracetamol karaciğere ulaşınca bazı toksik maddelerin üretilmesine yol açıyor. Ağrı kesicinin ardından kahve içilmesi ise bu toksinlerin salgısını 3 kat artırıyor. Başlıbaşına bir ilaç da olan Paracetamol, Tylenol, Tylohot, Gripin ve Vermidon gibi birçok ilacın da etkin maddesi. Uzmanlar aşırı kullanılınca ölüme kadar gidebileceği uyarısını yaptı.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:19:30sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Kanser İshal Yapar Mı.?
İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde sürekli tıp eğimi kapsamında düzenlenen “Türkiye’de Sık Karşılaşılan Hastalıklar” konulu toplantıda konuşan aynı fakültenin iç hastalıkları anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hülya Uzunismail, bir aydan uzun süren ishalin kronik ishal olarak kabul edildiğini, ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.Uzunismail " Nedeni kullanılan ilaçlar da olabilir tüberküloz yada lenfoma da ” dedi.

Aşırı tatlandırıcı kullananlarda veya süte karşı hassasiyeti olanlarda da ishal görülebildiğini anımsatan Prof. Dr. Hülya Uzunismail şöyle devam etti:

“İmtihan heyecanında olanlar tuvaletten çıkmazlar, sık sık tuvalete giderler. Bu psikolojik ishaldir.Anne sütü alan bebekler de karın ağrısı ile birlikte ishal ve hatta bazen bu ishal kanlı olabilir. Bu durumda annelerin yumurta, süt kullanmaması gerekiyor.

Ama asıl önemli olan kronik ishaldir. Ve kesinlikle nedenini bulmak için her türlü tetkik yapılmalıdır. Bu tür hastalarda karın ağrısı olduğunda kesinlikle aspirin verilememelidir, antibiyotik yazarken de çok iyi düşünmek gerekir.

Ama uzun süre örneğin 10-12 yıl süren bir kronik ishali olanlarda da kanser şüphesi göz önüne alınıp bu durum hasta ile paylaşılarak gerekli işlemler yapılmalıdır.

Kronik ishali; yağlı, inflamatuar ve sulu diye üç grupta inceliyoruz. Pasaj grafileri teşhiste çok önemli yer tutuyor. Akdeniz lenfoması da kronik ishalin nedeni olabilir. Bir yıl antibiyotik kullanılır mı deyip kesmemek gerekir, böyle bir hataya düşen doktor arkadaşın yaklaşımı o hastanın ölümü ile sonuçlandı.

Genç yaşta osteoporoz olan ve açıklanamayan anemisi bulunan kronik ishalli hastalarda çölyak hastalığı olabileceği de düşünülmelidir.”
__________________
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  13.Şub.2008 Çar 13:21:00sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
 Yılda bir kez check-up şart
Çocukları yılda bir kez genel sağlık muayenesinden geçirmek gereklidir. Kan ve enfeksiyon hastalıkları için kan sayımı; böbrek fonksiyonlarını görmek için üre, kreatinin, tam idrar tahlili ve kültürü; vücut demir depolarını tespit için tam kan sayımı ve kan demir düzeyi; karaciğer fonksiyonları için ise karaciğer fonksiyon testleri yapılır. Özellikle ailede şeker hastalığı ve kalp hastalığı risk faktörleri de varsa çocuğunuzun açlık kan şekeri, kolesterol ve kan yağ düzeyleri, kan kalsiyumu, magnezyum, sodyum ve potasyum seviyelerini kontrol ettirmek önemlidir. Bunun için en iyi zaman yarıyıl tatilidir. Gerek testleri yaptırmaya zaman ayırmak, gerekse değerlendirebilmek için en doğru dönem çocukların da tatilde olduğu, derslerinden geri kalmayacakları bu dönemdir.
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir