ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
4 Mayıs 2024, Cumartesi 18:58   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Film, Sinema, Dizi, Belgesel, Program
forum sohbet oyun basliklari
   Film Romanı Hançerliyor mu ?
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Haz.2008 Pzt 23:43:46      Film Romanı Hançerliyor mu ?sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Sinema-Edebiyat İlişkisinde

 

FİLM, ROMANI HANÇERLİYOR MU ?

 

 

Sinemayı kendimi bildim bileli sevmişimdir. Çocukluğum, gençliğim sinema salonlarının o eşsiz kokusunu teneffüs ederek geçti. “Sinema bir sanattır; sanat için yapılmadır” şeklindeki yaklaşımın aksine, sinemanın bir eğlence aracı olduğuna inanırım.

Aynı zamanda edebiyatı, özellikle romanı da çok severim. Yerli-yabancı fark etmez; hoşuma gideceğine inandığım romanları alır okurum.

Sinema da, roman da muhatap aldığı kişilere farklı dünyalar sunarlar. Farklı mekanlar, kahramanlar, olaylar ve varsa mesajlar eşliğinde seyirciyi  ya da okuyucuyu bir hayal ve kurgu dünyasına götürürler…

Ne var ki, her iki şahane sanatla da hemhal olanlar için kaçınılmaz bir handikap vardır. O da, “mukayese” refleksi ya da “farklılık” avcılığıdır. Bu ne zaman olur? Bu, bir romanın sinemaya aktarılması yani uyarlanması sonucunda; ve siz önceden o romanı okumuş ve sonra da filmini seyretmiş iseniz olur.

Elde edeceğiniz sonuç hiç değişmez: Hayal kırıklığı… İster istemez yapacağınız “mukayese” ya da “farklılık” avı sonrasında, okumuş olduğunuz roman ile seyrettiğiniz film arasında, sizi hayal kırıklığına sevkedecek noktaları ve nüansları göreceksiniz. Böylece, ya o romanı önceden okumuş olduğunuza, ya da hafızanızda tatlı izler bırakmış olan romanın filmini izlediğinize pişman olacaksınız.

Romanlarda da, filmlerde de çokça işlenmiş bir konu (zengin kız ile fakir gencin aşkı) ve yine çokça söylenmiş bir replik vardır: “Biz ayrı dünyaların insanlarıyız; biraraya gelemeyiz”..

Edebiyat ile sinemanın ya da roman ile filmin ilişkisi de bu replikte olduğu gibidir; farklı dünyaların temsilcileridirler ve buna rağmen biraraya geldiklerinde de akıbet, sakat doğumdur..

Misal: Henri Charriere’nin ünlü “Kelebek” romanı.. Eğer bu kitabı okumuşsanız ve sonra da filmini (Yön: Franklin J. Schaffner, 1973) seyretmişseniz, filmin bitiş sahnesinde hissedeceğiniz tek şey vardır; hayal kırıklığı.. Bu da yetmez, kızgınlık, öfke ve aldatılmışlık duyguları da bu sükut-u hayalinize eşlik eder..

Düşünün ki, siz o romanı okurken kendi zihninizde bir kahraman tipi oluşturursunuz; mekanları (yani her türlüsünden hapishane), olayları, diyalogları, yaşantıları hayalinizde canlandırırsınız. Sonra o romanın filmine gidersiniz ve beyazperdeden gözlerinize ve zihnine yansıyan görüntüler ve seslerin, hiç de kitabı okurken sizin oluşturduğunuz dünya ile alakası olmadığını anlarsınız. Reçeli kavanozun dışından yalamakla ne anlıyorsanız, filmin sonunda anladığınız da işte o türden bir anlamadır..

Romanda yer alan birçok şeyin, filmde olmaması da ayrı bir isyan konusudur ki, sadece Kelebek filminde değil, mesela Umberto Eco’nun unutulmaz eseri “Gülün Adı”nda dinî-felsefî o kadar çok diyalog ve bölüm vardır ki, aynı adlı filmde (Jean Jacques Annaud, 1986) görüp görebileceğiniz sadece bir Ortaçağ polisiye hikayesidir. Film, bağımsız bir çalışma olarak ele alınırsa gerçekten güzeldir ama romanıyla birlikte ele alınacak olursa, neredeyse hiç benzerlik bulamazsınız..

Ya şuna ne dersiniz? Romanları dünyada milyonlarca satan Robert Ludlum’un (en son romanı “Janson Talimatı”, ülkemizde gündeme gelmişti; içinde gübre bombaların yapımı, kullanımıyla ilgili pasajlardan ötürü) ilk ve ünlü romanlarından biri olan “Ürperti” (The Bourne Identity) filmi aktarıldı ve ülkemizde “Geçmişi Olmayan Adam” (Yön: Doug Liman, 2002) adıyla gösterime girdi. “Keşke girmez olsaydı” ya da “seyretmez olaydım” diyeceksiniz; eğer kitabı önceden okumuş iseniz.. Neden? Çünkü, kitabın en önemli yan kahramanlarından biri olan ve romanın asıl kahramanının peşinde olduğu terörist Çakal Carlos’un filmde adı bir kere bile olsun geçmiyor. Kitaptaki Carlos’la ilgili bütün olaylar, diyaloglar ve kurgu çıkarılmış ve film, klasik bir “hafıza kaybı-kimliğini yeniden bulma” macerasına dönüşmüş. Halbuki, hatırlıyorum, uzun yıllar önce, TRT’de bu roman üç bölümlük dizi halinde yayınlanmıştı ve Richard Chamberlain’in başrolünü oynadığı bu dizide hemen hemen romanın tamamına sadık kalınmıştı.

Peki, romandaki bir figürün filme aktarılırken çarpıtıldığını görürseniz ne düşünürsünüz? Mesela, Louis de Bernieres’in “Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini” adlı romanında, annesine bile eziyet edecek kadar kötü kalpli bir “direnişçi”, filmde bir “vatansever kahraman” olarak karşınızda arz-ı endam eylese ne yapardınız? Yunan halkının tepkilerinden ürküp, filmde böylesine bir değişikliğe gitmek, romana mı ihanettir, yazara mı, yoksa her ikisine birden mi?

Yerli filmlerden örneklere hiç girmek istemiyorum; çünkü bizde senaryo yazım olayı öylesine ilginçtir ki, neresinden tutarsanız orası elinizde kalacak türde bir serüveni vardır. Sonuçta, film yapımı, her açıdan teknik donanımı ve kapasiteyi gerektirdiği ve ne yazık ki Türk sineması da bu imkanlardan zaten mahrum olduğu için, bir romanın filme aktarılması esnasında senaristlerimiz her türlü tasarrufu rahatça yapabilmişler; dolayısıyla kitap ile film arasında uçurumlar oluşmuştur. Benim en sevdiğim filmlerden birisi de Atıf Yılmaz’ın çektiği ve Cengiz Aytmatov’un aynı adlı romanından uyarlanan “Selvi Boylum Al Yazmalım” (1977)dır.. Belki de bu filmi beğenmemin en önemli sebebi, Aytmatov’un bu romanını daha önce okuma şansı bulamamamdır.

Sinema-edebiyat ilişkisinde, filmin romana sürekli ihanet ettiğini; arkadan hançerlediğini söylemek hiç de abartılı olmayacaktır. Yazarın roman yazarken kendi zihninde kurguladığı dünya ile yönetmenin filmde kurguladığı dünya arasında kesinkes bir zihniyet farklılığı, bakış açısı farklılığı, yaklaşım farklılığı olacaktır ve bu kaçınılmaz ve normal duruş, her iki sanat dalı arasındaki kan uyuşmazlığını da beraberinde getirecektir…

Son tahlilde söylenecek de şu olabilir: Ya, roman okumayın, bu romanın filme uyarlanmasını bekleyin ve muhtemelen eksik, çarpıtılmış ve sulandırılmış bir “kitap” seyredin; veya romanı okuyun ama asla bu romanın filmini seyretmeyin, ki kitabın zihninizde bıraktığı tat aynen kalsın; veyahut da hem romanı okuyun, hem filmine gidin, böylece kızgınlık, öfke, sinirlenme, hayıflanma ve hayal kırıklığı duygularınız hep aktif kalsın..

 

Yazar : Adnan Şenel (Bu yazı Türk Edebiyatı Dergisi nde yayınlanmıştır )

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

nAoNnGaEmLe

nAoNnGaEmLe resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Haz.2008 Sal 00:49:17sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Bildiğim tek birşey var filmler hiçbir zaman romanın yerini tutamaz.

roman-film uyarlamasında beni özellikle hayal kırıklığına uğratan yapıt

J.Christopher Grange in Kızıl Nehirler  romanının filmidir.Resmen sonunu değiştirmişler ve  s****lar :) Büyük umutla izledim yıkıldım sonunda:)

Grange in genelde ****lar kitaplarına, ama okuması çok çok zevkli...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

HurremSuItaan

HurremSuItaan resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Haz.2008 Çar 06:55:56sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Patrick Süskind in "Koku" romanı aynı isimle sinemaya uyarlanmıştı... Ben kitabını okumuştum, fakat görsel açıdan filmin de zevkli olduğunu düşünüyorum... Senaristlerin kitabın dışına çıkmadığı filmde, hatta gereksiz ayrıntıları kaldırmaları güzel bile olmuş denebilir...  İzlemeyenler için "Koku" filmini tavsiye edebilirim...
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir