ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
MrLion
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Şub.2009 Çar 20:49:35 |
| fiogf49gjkf0d
Seyduna, bir yanıyla sırtını dağlara yaslanmış rahat rahat uyuyordu diğer yanı sevda kılıcından geçiriliyordu hasretin sütlü şafağında… her ah da ciğerine kan otururdu, buzdu kapkaraydı dağların kuytuluğu yaşamın korkusu itelemişti dağlara onu… Türkü söylerdi nefes almak için uluyan gecelerde… yorgun sularca uykuya dalmazdı hayat Seyduna’da… etrafı ağaçlı akarsuya benzerdi Şahrud’un gözleri… ay ışığına bakarak şarkı söylerdi akarken… geceleyin bile yedi iklim rengiydi yüreği… güneş rengi gözlerini düşünürdü Şahrud’un… yorgun düşleri dökülürken uykunun gönlüne… gece gibi kapkara gözüyle yıldızlara bakıp düşünürdü Şahrud’u… düşünür içi yarılırdı acıdan… bir türkü gibi gözleri gibi uzaklara uzanırdı… bir şafak güzelliğinde Şahrud’la uyanmaktı ümidi… ve dağ gibi sertleşen yüzüyle düşerdi toprağa… yorgun gözleri öylece açık dururdu uykuda, yüzünde… yıldızların yaşadığı saatte… Şahrud, yağmurun geliniydi… renklerin yedivereni ile nakışlardı gök maviyi… ne vakit Seyduna’ya hasret yaksa kırık su gibi bakardı dağlara… ve genç ölümlere yakılan türküler gibi ağlardı kuytulara… seyduna, sevdasını dağların yüzü yapar, yıldız yanığı gecelerde, yüreğinin esrarına dalar kara yele ahını salardı… karanlık denizinin kıyısına çekmişim yitik yüreğimi… nicedir senden aldığım avulu sözlerdir ağzımın taşıdığı… saklımda ağlarım… ya da bir dostun yüzüne gülerken… sularımı yer altına çekmişim… az yaşadıklarımda uzun ölmüşüm … ah şahrud !!! niye yüzün tam okunmuyor sesimde niye !!! …
______________________________________________________________________________
| |
MrLion
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 16.Şub.2009 Pzt 03:17:25 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Bi kez kınından çekilmişti ayrılık yanacaktı ten, yanacaktı su, yanacaktı dil bu ağulu hançerin önüne geçilemez di, geçileme di yinelendi acı, seydunanın bir avuç kalan, ufalanan bedeninde ardından gidemedi, çöldü geçitsizdi ayrılık o çölü geçemedi, kaldı artık içine gömdüğü, gün yüzü göstermediği sözlerdi şahrud başladı upuzun susmalar, bakışlarında aldı çölü, bastı sustuğu yerine kaç sevda çadır kurup sökmüştü teninden yüreğinin ufalması birazda bu göçerlerden adının anlamını aramadın akarsu yazgılım adınla kalsaydın, belki de benim olurdun öyle bakma gözlerinin şafağı iniyor, yüzümün alacasına tılsımdım her dem, yüreğimin pususunda yitip giden bense korku hançerimi suyunda biliyem susalım ayrılıklar uyuyor sinemde, uyarmayalım yüreğimiz sıyırmaz
azını verenle yola çıkılmazdı , ay dın sende yiğit hançelerce akan gözyaşları benimle saklımda saklı git, bırak bakışlarım şaşkın ve rehin kalsın akıp gidişinde görünce seydunanın gözlerini sıra dağlar çözdü kollarını öptü şahrud un yaralı bakışlarından dudakları seyirip çürüdü içine ağlamaktı, içinde ölene ağlamaktı şahrud bu son öpüşle tamamlandı seyduna nın yüzüne başını kaldırıp bakmadı seyduna bir yerlerde kalan bir sır arar gibi bakındı ya da ruhunu, yoktu ikisinden yapılma zaman bile yok olmuş yetim öykü tamamlanmıştı izler silindi destandan, kendini mühürledi ve destan bir daha yitik öykü satmayacaktı
_____________________________________________________________________________
Senin sevdan benim sabıkam
| |
MrLion
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Şub.2009 Cum 20:20:47 |
| fiogf49gjkf0d
nasıl da inceden işleyen bir sızıdır bu zulümlü gece oysa daha dün simsiyah bir gül görkemiydi yüzün seher sabahını sırtlardı dağ başı omuzların bakışların süzülürdü gözlerinin buğulu şafağında ne de alazdı çiğ düşmüş dudaklarının açılışı çatılan gövdelerimiz tutuşur, karanlığı yakardık neylersem rakının dünkü tadı yok mumla dudanın kızılı yanmıyor unutulmak en büyük kötülüktür hunharca öldürüyor adamı ahhh!..yıldızlarda orda kaldı gözlerinde doğan yıldızlar düşlerimin gök mavisi karardı körüm kör gelde senden kalanları gör yapraklarını bile tutamayan güz dalları ellerim
yağmurun sesi kırılır etimde canımın yangını sönmez içinde acılardan geriye neyim kaldıysa yüklendim gidiyorum bir bilinmeyene
vurmuşum sokaklara çırılçıplak sulara alaz dilli rüzgarlara karanlık kanlı uykulara
ellerim diyorum, temmuz ayı üşürse böyle kalırsa karanlıkta bir başına sarılırsa birbirine korkudan senin eserindir zaman sakalını uzatıyor yüzünde, kırlaşarak iştahını etinde biliyor yalnızlık karanlık üstüme üstüme geliyor yüreğinde göç sesleri bir göç niye kabuk bağlamaz kanar ha kanar ahhh!..gövdemde biriken yağmurlar vaktidir, serseri sular gibi yalın ayak sokaklara düşmenin vakti
serserinin biriyim ne ölü ne diriyim bir yarada sen yükle öyle çekip gideyim
benden sana yar olmaz acıdan diyar olmaz yüreği göç verende sevdalara yar kalmaz
__________________________________________________________________________________________
Sokaklara bıraktım içimdeki çocugu ele avuca sığmaz kaçar sakat işlere bulaşır O ki ençok esrarlı gözlerinde efkarlı bakışlar saklıdır işte bu yüzden beni anlamanı önermem sana çünkü bu sözler çocukluğunu yaşayamamış birinin kelimelerle oynayışıdır...
MrLion | |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 23.Şub.2009 Pzt 00:36:58 |
| fiogf49gjkf0d
Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde Asırlar boyu birbirine inatla akarlar Kavuşamamanın hasreti vardır yüreklerinde Sevdalarını sularında yıkarlar Bilinmez pek sevdaları Tertemizdir el değmemiş kirletilmemiştir Sessizce akıp kavuşmayı beklemeleri Belki de bunun içindir
Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde Hayat verir baştan yaratır akıp geçtiği yerleri Bir hüzün vardır elbette öykülerinde Diyardan diyara anlatılır türlü efsaneleri Şahrud türküler söyler seydunasına Seyduna hırçınlaşır daha bir gür akmaya başlar Artık tuz basılmıştır dermansız yarasına Yer gök inler dile gelir dağlar taşlar
Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde Şahin gelip dalına konar şahrudun,seydunanın suyundan içer Umutlar tazelenir alamut kalesinde Taş üstünde güller açar Seyduna şahrud artık bir olmuştur Ayrı ayrı anılmaz adları Gayrı ayrılıgın vakti dolmuştur Onun içindir bu sessiz feryadları
Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde Yüreğine kor düşen alır düşlerini ona gelir Binlerce söz vardır sevdaya dair derinliklerinde Bazen sevdalılardan geriye bir tek bunlar kalır Göz göze gelir hüzünlenir seyduna şahrud Sevdalılar sularına karışmıştır Kavuşmak onlar için sadece bir umud Seyduna şahrud buna çoktan alışmıştır...
| |
MrLion
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 8.Mar.2009 Pzr 02:32:38 |
| fiogf49gjkf0d
bozkır suları gibi yoksul; ancak bahtlı doğdum, özge sularla karıştım, araz oldum vermenin yurduydum, yeşildim, ığdır dım.... karışan yanlarımı gurbet yüzlerde çiçeğe durmuş buldum. koklaştık; el verdik, türkülendik, yola çıktık. meğer ne de güzel insanlardık. yaşamları türkülerimize öyküleyip kardık ve hep güzeli aradık. yine de her birimiz acılar, ayrılıklar önünde sınanan sabırdık. bu hayat ırmağında yola çıktığımız yoldaşlardan kimilerini yolumuzdan ayırdık, meğer içi çürük cevizlermiş. su yüzüne, sonra da kıyıya vurdular. türkülerce arındık. çünkü artık sarihtik; parmak uçlarımızla hayatı görecek denli mahir.... su damlası sesleriyle yürekleri getiren yeni nefes ustaları katıldılar kervanımıza. bir olduk! harlı türkülerimizi üfleyerek söyledik. yalundan şaşmayan bir karınca ordusu gibi.......
| |
deprave
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 8.Mar.2009 Pzr 12:16:03 |
| fiogf49gjkf0d Çok şükür aşığım..
Bana öyle geliyor ki bir tek insana..
Yüz milyonlarca insana..Bir tek ağaca..Bütün ormana..Tek bir düşünceye..Bir çok düşünceye..Ve fikre aşık olmadan yaşamak..
Yaşamak değildir..
Derin bir of çektiren şiirdir. seversin onun içide bulunan dünyayı ama o bunun farkında değildir.Ayrılmak istemezsin dünyadan sırf o var diye içinde ondan ayrı kalacan diye ama gene farkında değildir.Ama ne olursa olsun zühre tahiri sevmeseydi ne farkeder ki tahir onu sevmiş o bunun farkında olsa da olmasa da.Daima sevecekti aşktı onu yaşatan.Zaten diğer bi üstad da seversin kavusamazsin ask olur demiş.
TAHİR İLE ZÜHRE
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir le Zühre olabilmekte, Yani yürekte..
Meselâ bir barikatta dövüşerek, Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken, Meselâ denerken damarlarında bir serumu, Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin, Ama o bunun farkında değildir. Ayrılmak istemezsin dünyadan Ama o senden ayrılacak. Yani sen elmayı seviyorsun diye Elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık, Yahut hiç sevmeseydi, Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...
Nazım Hikmet..
| |
MrLion
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Oca.2013 Pzr 15:50:12 |
|
Hayat yaşadığın kadar, yaşamazsan boşa gider seyduna ya ölüm neyler yalnızlık ölümden beter. hayat yaşadığın kadar yaşamazsan boşa keder seyduna ya ölüm neyler ayrılık zulümden beter sevdanı içine gömdün, çürük diş olup döküldün bugün değil sanki dündün dudağında acı güldün sevdanı içine gömdün çürük diş olup döküldün dudakları kan bürüdü gözleri yere bakanım
______________________________________________________________________________
istanbul a yağmur yağar karla karışık karı ayıklar, yağmur kokuları alırım koynuma. od koyarım göz ucuma,anlarım. yine yangın yine hasret yıkanan istanbul dan düşen payıma bir de yüzünün giderken ki ıslaklığı... | |
| |