ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


12 Mayıs 2024, Pazar 22:48   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Sanat ve Felsefe
forum sohbet oyun basliklari
   Bayramda Çalışırız Bayramlar İçin
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  6.Ara.2008 Cmt 02:12:10      Bayramda Çalışırız Bayramlar İçinsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Kurban bayramı tam kışın ortasına rastlıyordu. O günler bir soğuktu, bir soğuktu. Kar, fırtına, tipi… Eskişehir ovalarında papaz harmanı savruluyordu. .
Göz gözü görmüyordu dışarılarda. Sular donmuştu hep. Şeydi suyu, iri buz parçaları akıtıyordu. Santral kanalı kapandığından, elektriklerimiz kaç gündür, doğru dürüst yanmıyordu. Akşam seminerlerinde kitap okuyamıyorduk, ders çalışamıyorduk. Lambalar ikide bir usulca sönüveriyordu.
Dersliklerimizde pelerinlerimizle oturuyorduk ta gene de ısınamıyorduk. Musluklarımızdan su akmıyordu. Ellerimizi, yüzlerimizi yıkamak için dere kıyısına gidiyorduk. İçme suyumuzda yoktu. Üç gün bayram iznimiz vardı, ama bu soğukta nereye gidecektik? Köyü yakın olanlar gidebildi ancak.
Bayram sabahı kampana çaldı.
- “ Dışarıda toplanılacak” dediler.
Başımızı, gözümüzü sararak, büzülerek çıktık. Müdürümüz Rauf İNAN merdivenlerde bizi bekliyordu. Üstünde palto bile yoktu. Ellerini arkasına bağlamıştı.
- “ Arkadaşlar” diye başladı. Bir canlıydı sesi, bir heybetliydi. Önce yılgınlık psikolojisinin zararlarını anlattı. Korkan insanın muhakkak yenileceğini ve korktuğuna uğrayacağını söyledi.
- “ Bu hava soğuk evet, fakat siz isterseniz üşümezsiniz” dedi. Olduğumuz yerde birkaç kez sıçramamızı ve kuvvetli tepinmemizi istedi. Dediğini yaptık, birden ısınmıştık sanki! Hoşumuza da gitmişti.
- “ Bugün bayram” dedi.
- “ Şimdi birbirimizi tebrik edeceğiz. Sonra yapacağımız iki iş var; ya tekrar içeri girip sıralara büzülmek, mıymıntı – mıymıntı oturmak. Bu üç günü böylesine faydasız, hatta zararlı geçirmek. Can sıkıntısından patlamak, boşuna içlenmek, üstelik üşümek. Yahut da kazmayı küreği alıp, Santral Kanalı’nı temizlemeye gitmek. Emin olun, inanarak çalışan insan ne soğukta üşür, ne de sıcakta yanar. O; yücelten, dirilten, kuvvetli kılan bir heyecan içinde, her türlü güçlüğün üstüne çıkmıştır. Onu hiçbir karşı kuvvet yolundan alıkoyamaz. Yeter ki bir insan yaptığı işin gereğine inansın. Ben şimdi kazmamı, küreğimi alıp kanala gidiyorum.”dedi.” Çünkü kanal açılınca elektriklerimiz yanacak. Elektrikler yanınca okulun işleri yoluna girecek. Kitap okuyup, ders çalışabileceksiniz. Sularınız akacak, yıkanabileceksiniz. Size şunu söylüyorum, bizim asıl bayramımız; yurdumuz bu gerilikten, bu karanlıktan kurtulduğu gün başlayacaktır. Şimdilik bize düşen milletçe çalışma çok çalışmaktır. Parolamız şu olmalıdır;
“Bayramda Çalışırız, Bayramlar İçin!..”
Ben gidiyorum, gelmek isteyen gelsin”.!...
Heyecanlanmıştık. Üşümemiz de geçmişti.
“Bayramda Çalışırız, Bayramlar İçin!..”
“Bayramda Çalışırız, Bayramlar İçin!..”
Altı yüz kişi böyle bağırdık. Sonra da kazma kürekleri koyduğumuz işliğe doğru bir koşuşma başladı.
İnsanların böyle canlanması, bir amaca doğru saldırması, belki sadece savaşlarda görünür. Santral havuzundan başlayarak on ar metre arayla su kanalına dizildik.
Çıplak Hamidiye Ovası ayaz. KırıkKız Dağı’ndan doğru zehir gibi bir rüzgâr esiyor. Pelerinlerimizin etekleri uçuşuyor.. Kazmayı vurdukça yüzlerimize buz parçaları fırlıyor. Bazı yerlerde kar her yeri doldurmuş, kanal dümdüz olmuş. Nereyi kazacağız belli değil. Müdürümüz, öğretmenlerimiz başımızda dört dönüyorlar, bir o yana koşuyorlar, bir bu yana. Öyle çalışıyoruz ki, boyunlarımızda buğu fışkırıyor. Bazen adam boyunda buz parçalarını elleyip çıkarıyoruz kıyıya. Kimisi bağırıyor, kimisi kazmalara tempo tutuyor. Bir gürültüdür gidiyor kanal boyunca.
Yeşilyurt köylüleri evlerini önüne çıkmış, bize bakıyorlar. Böyle çalışmamıza alışkınlar ama bayram günü bu soğukta nasıl donmadığımıza şaşırıyorlar. Yeşilyurt’lu arkadaşımız Azmi, köyü yakın olduğu için izinli ya!, bize evlerden bazlama ekmek taşıyor. Köylü ekmeğini özlemişiz, aramızda kapışıyoruz. Yukarıdan aşağılardan ikide bir sesler yükseliyor.
“Bayramda Çalışırız, Bayramlar İçin!..”
Koca ova çınlıyor. Taaa uzaktan Hamidiye’nin, Mesudiye’nin köpekleri ürüyorlar. Bu kış günü böyle seslere anlam veremiyorlar herhalde. Ayaz ovanın ıssızlığı yırtılıyor.
O gün kanalın yarı yerini açtık. Bir buçuk metre derinliğinde, uzun derin bir çukur karları yara yara gitti. Ertesi gün taa bende kadar tamamladık. Sonra merasim ile suyu saldık.
Nazlı bir gelin getirir gibi, önünden ardından yürüyerek, türküler, marşlar söyleyerek getirdik… Ve gece geç zamandı, santral havuzuna döndük. Sonra bir baktık okulumuzun balkonuna çakılı; Ç.K.K. yandı. Çifteler Köy Enstitüsü…!
O zaman ki sevincimizi nasıl anlatmalı? Üşümüş ellerimiz alkıştan ısındı.
“Yaşa, Varol” seslerimiz ufukları kapattı.
Dünya’nın en içten gelen, en coşkun bayramı oldu belki… Hiç unutmam bir arkadaşımız kendi ellerini öpüyordu..
- “Aferin ulan eller” diyordu.
- “Bu elektriğin yanmasında seninde hissen var”.Sevinçten gözlerimiz yaşarmıştı.
Müdürümüz bir tümseğe çıktı. Birkaç kelime ile bayramımızı tebrik etti.
- “Şimdi” dedi.
- “Depomuza su dolacak, banyoyu yakacağız. Yıkanın ve çalışıp başarmış insanların huzuru içinde uyuyun. İşte gördünüz. İnanarak çalışan yapar! Amacına ulaşır! Bu heyecanla çalışmaya devam edersek, biz Türkiye’yi de yükseltebiliriz.!...”
- “Yükselteceğiz!..” diye bağırdık, hep bir ağızdan..
“Bayramda Çalışırız, Bayramlar İçin!..”
“Bayramda Çalışırız, Bayramlar İçin!..”
İçeri girdik. Musluklardan şarıl şarıl sular akıyordu. Birbirimizi tebrik ediyorduk.. Unutulmaz bayramdı...

Talip Apaydın

1967 Karanlığın Kuvvet’i adlı kitabı.
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir