ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
 |
ccdenizyildizicc
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
|  31.Oca.2009 Cmt 18:29:23 ***Hem vicdan hem izan lazım!!!*** |
  | fiogf49gjkf0d
Sezar’ın hakkı Sezar’a: Erdoğan Davos’ta parmağını gözüne sokarcasına sallayarak konuşan Peres’ten sonra söz alıp tepki vermeseydi, Kaddafi karşısındaki Erbakan gibi fırça yedikten sonra hakaretleri sineye çekip dönseydi, bugün hepimiz “Yazıklar olsun” yazıları yazıyor olacaktık.
Erbakan’a öyle yapmadık mı?
Peres’in tavrının yanıtsız kalması sadece Erdoğan’ın değil, Türkiye’nin itibarını da iki paralık ederdi.
* * *
Kaldı ki, İsrail’in uyguladığı vahşete karşı dünyanın utanç verici suskunluğu vicdan sahibi herkesi çıldırtmıştı.
Filistin halkını abluka altında ezerek esir tutan, okulları bombalayarak göz göre göre çoluk çocuğu katleden bu ölçüsüz şiddet karşısında, “Gazze’ye sahip çıkarsak İsrail’le ilişkimiz bozulur”, “Aşırı tepki verirsek Amerika kızar” diyenlerin teslimiyetçi çizgisi, en serinkanlıları bile isyan ettirmişti.
“Arap dünyası bile umursamıyor; bize mi kaldı?” diyenler, “Tüm dünya susuyor” bahanesiyle bu katliamı görmezden gelmeyi önerenler, sabırları taşırmıştı.
“Amerika’yı karşımıza alırız”, “Ermeni meselesinde Yahudi lobisinin desteğinden oluruz” diye diye Türkiye’ye 3 maymun rolü biçenlere bir Ömer Seyfettin cevabı gerekiyordu:
Koca Ali gibi kolunu baltayla kesip “Al diyetini” demek...
Erdoğan bunu yaptı.
Batı ile oturduğu masalardan çoğunlukla ezik kalkmaya ve tepki vermeden önce hep Batılı büyük ağabeylerinin gözüne bakmaya alışmış, nicedir haysiyetli dış politikaya susamış bir toplumun, bir an olsun göğsünü kabarttı.
* * *
Şimdi madalyonu ters çevirelim:
Peres’in sert üslubu karşısında Başbakan’ın sessiz kalmaması ne kadar sevindiriciyse, gösterdiği tepkinin dozu ve üslubu da o kadar rahatsız ediciydi.
Öfkesi bir kez daha kontrolden çıktı.
Tepkisi çok insani ve vicdani olabilir; ama ölçüsüz ve kaba sabaydı.
“Siz” hitabından aniden “Sen”e geçmesi yakışıksızdı.
Beceriksiz moderatörle el ittirmeler, ses yükseltmeler, öfkeden kıpkırmızı kesilmeler, “Bi daha da gelmem” diye celallenmelerle tartışmayı bir mahalle kavgasına dönüştürdü.
Arabulucu rolüne soyunmuş bir ülkenin lideri olarak oturduğu koltuktan “arabozucu” kılığında kalktı.
“Haklı bir davada hışımla nasıl haksız duruma düşülür”ün canlı örneği gibiydi.
Gazze’yi, Şişhane’yi etkiledi; ama sözünü doğru dürüst söyleyebilse tüm dünyaya dinletirdi.
* * *
Sonrası daha da vahimdi.
Alkış yağdıkça Başbakan’ın hiddeti şahlandı, dili hepten kamçılaştı.
Batı basınına “uysal koyun” örneği vermeler, “Bize sünepelik yaraşmaz” diye diklenmeler, Peres’in “üzgünüm” diyen telefonunu “özür diledi” diye ilan etmeler, diplomatlara “monşerler” aşağılamasıyla yüklenmelerle infiali tavan yaptı.
Bir başbakanın vicdan sahibi olmasının yanı sıra izan sahibi de olmasının ne kadar önemli olduğu anlaşıldı.
* * *
Ben Başbakan’ı Hamas çizgisine fazla angaje bulmakla beraber, İsrail’e yönelik tepkisine hak veriyorum.
Amerikan tepkisinden de, İsrail lobisinden de ürkmüyorum.
Ürktüğüm şey, Başbakan’daki dizginlenemeyen feveranın, önce onun bünyesini, sonra Türkiye’nin geleceğini zehirlemesi...
Kör öfkenin boş gururla karışımından son derece patlayıcı bir kokteyl çıkabilir.
Ve o kokteyl, başımızda patlayabilir.
31 Ocak Cumartesi 2009 CAN DÜNDAR | |
FeNoMeN66
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2009 Cmt 18:49:09 |
| fiogf49gjkf0d
ccdenizyildizicc :
|
Sezar’ın hakkı Sezar’a: Erdoğan Davos’ta parmağını gözüne sokarcasına sallayarak konuşan Peres’ten sonra söz alıp tepki vermeseydi, Kaddafi karşısındaki Erbakan gibi fırça yedikten sonra hakaretleri sineye çekip dönseydi, bugün hepimiz “Yazıklar olsun” yazıları yazıyor olacaktık.
Erbakan’a öyle yapmadık mı?
Peres’in tavrının yanıtsız kalması sadece Erdoğan’ın değil, Türkiye’nin itibarını da iki paralık ederdi.
* * *
Kaldı ki, İsrail’in uyguladığı vahşete karşı dünyanın utanç verici suskunluğu vicdan sahibi herkesi çıldırtmıştı.
Filistin halkını abluka altında ezerek esir tutan, okulları bombalayarak göz göre göre çoluk çocuğu katleden bu ölçüsüz şiddet karşısında, “Gazze’ye sahip çıkarsak İsrail’le ilişkimiz bozulur”, “Aşırı tepki verirsek Amerika kızar” diyenlerin teslimiyetçi çizgisi, en serinkanlıları bile isyan ettirmişti.
“Arap dünyası bile umursamıyor; bize mi kaldı?” diyenler, “Tüm dünya susuyor” bahanesiyle bu katliamı görmezden gelmeyi önerenler, sabırları taşırmıştı.
“Amerika’yı karşımıza alırız”, “Ermeni meselesinde Yahudi lobisinin desteğinden oluruz” diye diye Türkiye’ye 3 maymun rolü biçenlere bir Ömer Seyfettin cevabı gerekiyordu:
Koca Ali gibi kolunu baltayla kesip “Al diyetini” demek...
Erdoğan bunu yaptı.
Batı ile oturduğu masalardan çoğunlukla ezik kalkmaya ve tepki vermeden önce hep Batılı büyük ağabeylerinin gözüne bakmaya alışmış, nicedir haysiyetli dış politikaya susamış bir toplumun, bir an olsun göğsünü kabarttı.
* * *
Şimdi madalyonu ters çevirelim:
Peres’in sert üslubu karşısında Başbakan’ın sessiz kalmaması ne kadar sevindiriciyse, gösterdiği tepkinin dozu ve üslubu da o kadar rahatsız ediciydi.
Öfkesi bir kez daha kontrolden çıktı.
Tepkisi çok insani ve vicdani olabilir; ama ölçüsüz ve kaba sabaydı.
“Siz” hitabından aniden “Sen”e geçmesi yakışıksızdı.
Beceriksiz moderatörle el ittirmeler, ses yükseltmeler, öfkeden kıpkırmızı kesilmeler, “Bi daha da gelmem” diye celallenmelerle tartışmayı bir mahalle kavgasına dönüştürdü.
Arabulucu rolüne soyunmuş bir ülkenin lideri olarak oturduğu koltuktan “arabozucu” kılığında kalktı.
“Haklı bir davada hışımla nasıl haksız duruma düşülür”ün canlı örneği gibiydi.
Gazze’yi, Şişhane’yi etkiledi; ama sözünü doğru dürüst söyleyebilse tüm dünyaya dinletirdi.
* * *
Sonrası daha da vahimdi.
Alkış yağdıkça Başbakan’ın hiddeti şahlandı, dili hepten kamçılaştı.
Batı basınına “uysal koyun” örneği vermeler, “Bize sünepelik yaraşmaz” diye diklenmeler, Peres’in “üzgünüm” diyen telefonunu “özür diledi” diye ilan etmeler, diplomatlara “monşerler” aşağılamasıyla yüklenmelerle infiali tavan yaptı.
Bir başbakanın vicdan sahibi olmasının yanı sıra izan sahibi de olmasının ne kadar önemli olduğu anlaşıldı.
* * *
Ben Başbakan’ı Hamas çizgisine fazla angaje bulmakla beraber, İsrail’e yönelik tepkisine hak veriyorum.
Amerikan tepkisinden de, İsrail lobisinden de ürkmüyorum.
Ürktüğüm şey, Başbakan’daki dizginlenemeyen feveranın, önce onun bünyesini, sonra Türkiye’nin geleceğini zehirlemesi...
Kör öfkenin boş gururla karışımından son derece patlayıcı bir kokteyl çıkabilir.
Ve o kokteyl, başımızda patlayabilir.
31 Ocak Cumartesi 2009 CAN DÜNDAR
|
|
|
Madalyonun 1. kısmına sonuna kadar destek.
Madalyonun 2. kısmına gelince Milli mücadele yıllarımızda canım ülkemin 4 tarafı düşman kuvvetleriyle sarılmış bir halde iken Atatürk bunları düşünmedi.Tv de Sayın Cumhurbaşkanımızın konu hakkında ki görüşlerini izlerken söylediği Türkiye büyük bir ülke başının çaresine bakmasını bilir sözünü hatırlatmak isterim. | |
ilahiben
  
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2009 Cmt 19:30:14 |
| fiogf49gjkf0d
uysal koyun benzetmesinden neden rahatsız oldular anlamak mümkün değil! elbette sanırım "uysal koyunuz" demesi gerekiyordu !
"arabozu"  yahu israil yönetimi senin ülkeni diğer arap ülkelerinden farklı görmediği için, Perez ses tonunu o kadar yükselttip, başbakanını fırçalar gibi konuştu! Saygı duymadıgı bir ülke gerçek anlamda ne kadar "arabulucu" olabilir Sözünü geçiremeyen sözü dinlenmeyen, dinlensede kulak ardı edilen bir "arabulucu" olabilir mi en basit örneği Mısır..! "uysal koyunda" buradan geliyor..
Başbakan orada Türkiyenin ağırlıgını- büyüklüğünü, ne kadar barışa önem verdiğini, insan haklarına olan baglılıgını gösterdi, ve bütün dünyaya hissettirdi! kimsenin dillendiremediği gerçekleri dillendirdi! bunu anlamak bu kadar zor mu
Bu ülkeye arabulucu ol demezler ise kime diyecekler
“monşerler” demesindeki neden tv kanallarına çıkıp ağzından çıkanı kulağı duymayan bir takım kişilere idi, bunuda mı anlamadınız
Gazze, Şişhane hatta bütün dünya onu anladı ama peki siz anladınız mı
bütün dünya anladı derken, Perez e verilen Nobel barış ödülünün geri alınmasını isteyen basın dünyanın hangi tarafında bir bakın.. ve göreceksiniz ki bu zamanla artacaktır.. malesef herşey 1 günde olmuyor...
korkmuyorum diyor, son paragraf korku psikolojisinden geçilmiyor.. ve yazıları okunan biri oldugu için ister istemez bunu insanlara empoze ediyor !
| |
ccdenizyildizicc
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2009 Cmt 22:45:10 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
·FeNoMeN66· :
ccdenizyildizicc :
|
Sezar’ın hakkı Sezar’a: Erdoğan Davos’ta parmağını gözüne sokarcasına sallayarak konuşan Peres’ten sonra söz alıp tepki vermeseydi, Kaddafi karşısındaki Erbakan gibi fırça yedikten sonra hakaretleri sineye çekip dönseydi, bugün hepimiz “Yazıklar olsun” yazıları yazıyor olacaktık.
Erbakan’a öyle yapmadık mı?
Peres’in tavrının yanıtsız kalması sadece Erdoğan’ın değil, Türkiye’nin itibarını da iki paralık ederdi.
* * *
Kaldı ki, İsrail’in uyguladığı vahşete karşı dünyanın utanç verici suskunluğu vicdan sahibi herkesi çıldırtmıştı.
Filistin halkını abluka altında ezerek esir tutan, okulları bombalayarak göz göre göre çoluk çocuğu katleden bu ölçüsüz şiddet karşısında, “Gazze’ye sahip çıkarsak İsrail’le ilişkimiz bozulur”, “Aşırı tepki verirsek Amerika kızar” diyenlerin teslimiyetçi çizgisi, en serinkanlıları bile isyan ettirmişti.
“Arap dünyası bile umursamıyor; bize mi kaldı?” diyenler, “Tüm dünya susuyor” bahanesiyle bu katliamı görmezden gelmeyi önerenler, sabırları taşırmıştı.
“Amerika’yı karşımıza alırız”, “Ermeni meselesinde Yahudi lobisinin desteğinden oluruz” diye diye Türkiye’ye 3 maymun rolü biçenlere bir Ömer Seyfettin cevabı gerekiyordu:
Koca Ali gibi kolunu baltayla kesip “Al diyetini” demek...
Erdoğan bunu yaptı.
Batı ile oturduğu masalardan çoğunlukla ezik kalkmaya ve tepki vermeden önce hep Batılı büyük ağabeylerinin gözüne bakmaya alışmış, nicedir haysiyetli dış politikaya susamış bir toplumun, bir an olsun göğsünü kabarttı.
* * *
Şimdi madalyonu ters çevirelim:
Peres’in sert üslubu karşısında Başbakan’ın sessiz kalmaması ne kadar sevindiriciyse, gösterdiği tepkinin dozu ve üslubu da o kadar rahatsız ediciydi.
Öfkesi bir kez daha kontrolden çıktı.
Tepkisi çok insani ve vicdani olabilir; ama ölçüsüz ve kaba sabaydı.
“Siz” hitabından aniden “Sen”e geçmesi yakışıksızdı.
Beceriksiz moderatörle el ittirmeler, ses yükseltmeler, öfkeden kıpkırmızı kesilmeler, “Bi daha da gelmem” diye celallenmelerle tartışmayı bir mahalle kavgasına dönüştürdü.
Arabulucu rolüne soyunmuş bir ülkenin lideri olarak oturduğu koltuktan “arabozucu” kılığında kalktı.
“Haklı bir davada hışımla nasıl haksız duruma düşülür”ün canlı örneği gibiydi.
Gazze’yi, Şişhane’yi etkiledi; ama sözünü doğru dürüst söyleyebilse tüm dünyaya dinletirdi.
* * *
Sonrası daha da vahimdi.
Alkış yağdıkça Başbakan’ın hiddeti şahlandı, dili hepten kamçılaştı.
Batı basınına “uysal koyun” örneği vermeler, “Bize sünepelik yaraşmaz” diye diklenmeler, Peres’in “üzgünüm” diyen telefonunu “özür diledi” diye ilan etmeler, diplomatlara “monşerler” aşağılamasıyla yüklenmelerle infiali tavan yaptı.
Bir başbakanın vicdan sahibi olmasının yanı sıra izan sahibi de olmasının ne kadar önemli olduğu anlaşıldı.
* * *
Ben Başbakan’ı Hamas çizgisine fazla angaje bulmakla beraber, İsrail’e yönelik tepkisine hak veriyorum.
Amerikan tepkisinden de, İsrail lobisinden de ürkmüyorum.
Ürktüğüm şey, Başbakan’daki dizginlenemeyen feveranın, önce onun bünyesini, sonra Türkiye’nin geleceğini zehirlemesi...
Kör öfkenin boş gururla karışımından son derece patlayıcı bir kokteyl çıkabilir.
Ve o kokteyl, başımızda patlayabilir.
31 Ocak Cumartesi 2009 CAN DÜNDAR
|
|
|
Madalyonun 1. kısmına sonuna kadar destek.
Madalyonun 2. kısmına gelince Milli mücadele yıllarımızda canım ülkemin 4 tarafı düşman kuvvetleriyle sarılmış bir halde iken Atatürk bunları düşünmedi.Tv de Sayın Cumhurbaşkanımızın konu hakkında ki görüşlerini izlerken söylediği Türkiye büyük bir ülke başının çaresine bakmasını bilir sözünü hatırlatmak isterim.
|
|
|
Türkiye kendi başının çaresine bakabildiği için mi bu kadar borç? | |
ccdenizyildizicc
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2009 Cmt 22:51:00 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
ilahiben :
|
uysal koyun benzetmesinden neden rahatsız oldular anlamak mümkün değil! elbette sanırım "uysal koyunuz" demesi gerekiyordu !
"arabozu" yahu israil yönetimi senin ülkeni diğer arap ülkelerinden farklı görmediği için, Perez ses tonunu o kadar yükselttip, başbakanını fırçalar gibi konuştu! Saygı duymadıgı bir ülke gerçek anlamda ne kadar "arabulucu" olabilir Sözünü geçiremeyen sözü dinlenmeyen, dinlensede kulak ardı edilen bir "arabulucu" olabilir mi en basit örneği Mısır..! "uysal koyunda" buradan geliyor..
Başbakan orada Türkiyenin ağırlıgını- büyüklüğünü, ne kadar barışa önem verdiğini, insan haklarına olan baglılıgını gösterdi, ve bütün dünyaya hissettirdi! kimsenin dillendiremediği gerçekleri dillendirdi! bunu anlamak bu kadar zor mu
Bu ülkeye arabulucu ol demezler ise kime diyecekler
“monşerler” demesindeki neden tv kanallarına çıkıp ağzından çıkanı kulağı duymayan bir takım kişilere idi, bunuda mı anlamadınız
Gazze, Şişhane hatta bütün dünya onu anladı ama peki siz anladınız mı
bütün dünya anladı derken, Perez e verilen Nobel barış ödülünün geri alınmasını isteyen basın dünyanın hangi tarafında bir bakın.. ve göreceksiniz ki bu zamanla artacaktır.. malesef herşey 1 günde olmuyor...
korkmuyorum diyor, son paragraf korku psikolojisinden geçilmiyor.. ve yazıları okunan biri oldugu için ister istemez bunu insanlara empoze ediyor !
|
|
|
AKP ciddi bir travma yaşayan oylarını bu sayede toparlayacaktır belki ama ekonomik ve siyasi alanda gelecek tehlikelerle nasıl baş edecektir?merak ediyorum doğrusu "Ben kabile devleti başbakanı değilim"diyen kişiden (Kabile devlet başbakanı gibi hareket etmemeliydi)
KısacasıTürkiye yi riske atmayacak bi davranış beklerdim! | |
dekmannnn
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 1.Şub.2009 Pzr 01:15:33 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Nasıl davransaydı peki? Ne yapsaydı? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını eliyle susturmak gibi bir densizlikle müdahale eden birine nasıl davranmalıydı? Kendi yaptıgı pisliği haklıymış gibi Başbakanımızın yüzüne bagırarak vede abuk bir örnek verip:"İstanbulu bombalasalardı sizin tavrınız ne olurdu?" deyip bagıran bir katile nasıl bir tavır sergilenmeliydi?
O bahsettiğiniz borç R.T. Erdoğan hükümetinde mi yapıldı? O borç geçmişte sizin istediginiz gibi davranan,sömürgeci zihniyetin karşısında ezik bir tavırla "Peki Efendim" diyen o vatanhayinlerinin yaptığı borçtur.. O zaman istatistikleri yoklayın bakalım. Kimin zamanında ne kadar borç yapılmış ve yapılmış olan borcun ne kadarı ödenmiş aynı hükümet zamanında..
Siz şunu anlayın artık;bizim orada helal olsun dediğimiz tavır bir başbakana yapılmaması gereken hareket ve davranışların sineye çekilmeden kesin bir tavırla o kendini bilmezlere tokat gibi cevap verilmesidir. Yapılan terbiyesizlği yapan kişi dahi hemen farkına varıp özür diledi.. Siz neyin yanlışlığını tartışıyorsunuz?
Ve bu olan hadiseyi oy telafi çalışması olarak gören zihniyetlere bir yandan gülüyor bir yandan da çok üzülüyorum(Bir Akp taraftarı olmamama rağmen). | |
xXAbuKPreNSeSXx
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 1.Şub.2009 Pzr 01:21:47 |
| fiogf49gjkf0d özür dilenmemiş | |
ccdenizyildizicc
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 1.Şub.2009 Pzr 01:32:56 |
| fiogf49gjkf0d
dekmannnn :
|
Nasıl davransaydı peki? Ne yapsaydı? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını eliyle susturmak gibi bir densizlikle müdahale eden birine nasıl davranmalıydı? Kendi yaptıgı pisliği haklıymış gibi Başbakanımızın yüzüne bagırarak vede abuk bir örnek verip:"İstanbulu bombalasalardı sizin tavrınız ne olurdu?" deyip bagıran bir katile nasıl bir tavır sergilenmeliydi?
O bahsettiğiniz borç R.T. Erdoğan hükümetinde mi yapıldı? O borç geçmişte sizin istediginiz gibi davranan,sömürgeci zihniyetin karşısında ezik bir tavırla "Peki Efendim" diyen o vatanhayinlerinin yaptığı borçtur.. O zaman istatistikleri yoklayın bakalım. Kimin zamanında ne kadar borç yapılmış ve yapılmış olan borcun ne kadarı ödenmiş aynı hükümet zamanında..
Siz şunu anlayın artık;bizim orada helal olsun dediğimiz tavır bir başbakana yapılmaması gereken hareket ve davranışların sineye çekilmeden kesin bir tavırla o kendini bilmezlere tokat gibi cevap verilmesidir. Yapılan terbiyesizlği yapan kişi dahi hemen farkına varıp özür diledi.. Siz neyin yanlışlığını tartışıyorsunuz?
Ve bu olan hadiseyi oy telafi çalışması olarak gören zihniyetlere bir yandan gülüyor bir yandan da çok üzülüyorum(Bir Akp taraftarı olmamama rağmen).
|
|
|
Gündemi takip etseydiniz, özür dilenmediğini sadece "üzgünüm"dendiğini(oda yaşanılan gerginlikten dolayı) bilirdiniz!
Evet borcumuz yine vardı ama bu borç hiç bitmiyor hep artıyor bu borç akp hükümeti zamanında çıkmamış olabilir "battı balık yan gider" "saldım çayıra mevlam kayıra"yada onların sloganlarıyla "DURMAK YOK YOLA DEVAM":)
ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN! | |
dekmannnn
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 1.Şub.2009 Pzr 01:51:13 |
| fiogf49gjkf0d Bariz bir şekilde özür dilemeyi neden bekliyorsunuz? İkili bir tartışmadan sonra bir tarafın gelip "üzgünüm" demesi ne demektir yahu? Nasıl bir anlayış bu? Siz gündemi takip ediyorsunuz ama konuyu baktıgınız somut açıdan görüyorsunuz.
Gündemi takip etmeyen kişiler belli etti kendini :) Borcun arttıgı falan yok aksine düşüyor.. Önceki hükümette yanlış hatırlamıyorsam 11 Milyar dolarlık bir İMF borcu vardı,fakat şuandaki borç 8 Milyar dolar civarında...
Batan bir balık yok. Siz eğer bu kadar umutsuzsanız size Amerikayı fethettik desek yine bir kulp bulacaksınızdır. O yüzden siz bu tavrınızdan vazgeçmeyin. Köstekci politika her zaman kötülerin işine yaramıştır. Sizde olaylara objektif bakmayıp kötülerin isteklerine çanak tutun.. Ne diyim | |
vogen
Mesaj
Gönder
Forum
Mesajları
Forum
Başlıkları
| 1.Şub.2009 Pzr 02:11:48 |
| fiogf49gjkf0d
dekmannnn :
|
Bariz bir şekilde özür dilemeyi neden bekliyorsunuz? İkili bir tartışmadan sonra bir tarafın gelip "üzgünüm" demesi ne demektir yahu? Nasıl bir anlayış bu? Siz gündemi takip ediyorsunuz ama konuyu baktıgınız somut açıdan görüyorsunuz.
Gündemi takip etmeyen kişiler belli etti kendini :) Borcun arttıgı falan yok aksine düşüyor.. Önceki hükümette yanlış hatırlamıyorsam 11 Milyar dolarlık bir İMF borcu vardı,fakat şuandaki borç 8 Milyar dolar civarında...
Batan bir balık yok. Siz eğer bu kadar umutsuzsanız size Amerikayı fethettik desek yine bir kulp bulacaksınızdır. O yüzden siz bu tavrınızdan vazgeçmeyin. Köstekci politika her zaman kötülerin işine yaramıştır. Sizde olaylara objektif bakmayıp kötülerin isteklerine çanak tutun.. Ne diyim
|
|
|
Bariz bir şekilde özür dilense de bunun siyaset icabı olduğunu, bir gün ülkemiz için acı bir şekilde döneceğini neden anlamıyorsunuz? Neden anlamıyorsunuz devrin siyaset olduğunu, ülke menfaatinin her şeyden önce gelmesi gerektiğini?
Borç işine hiç girmeyelim zaten bu benim işim, imf borcu anlaşma süresi bitip yükümlülükleri yerine getirdiğimiz ve yeni anlaşmanın uzaması sebebiyle düşüktür. Bu züürt tesellisidir...
| |
| |
