fiogf49gjkf0d 10. İstersen bana gidelim sana pul koleksiyonumu göstereyim. E tabi ki yüzyılın bu en büyük klişesi 10. sıradaki yerini alacaktı haliyle. Tabii bunun Türkçesi ‘bana gidelim seni bir güzel yiyim’ oluyor. Pul koleksiyonu biriktiren birinin de bunu numara olarak kullanması da cabası. Eğer bir koleksiyoncuysan pek de yüzeysel olmaman gerekir di mi? Yani sonuçta kadınsızlıktan beynin tavanda ama bari bunu gidermek için koleksiyonunu kullanma, yazık.
9. Bi’ kahve içelim mi? Hem sana üzerinde çalıştığım projeden bahsederim. Burada aslında yetenek devreye giriyor. Yani eğer sen kahve içerken hatunu bağlayıp, ardından kahveyi içkiye dönüştürebiliyorsan yeteneklisin demektir. Misal, bir cafedesiniz ve sen laptop’ını açıp işlerinden bahsetmeye başlıyorsun. Büyük bir istek ve şevkle anlatıyorsun işlerini ama saatlerce değil tabi. En fazla 10 dakika. Sonra, “ya boşver şimdi bunları, anlatırken seni de sıktım.” diyerek ona yöneliyorsun hemen ve onu dinlemeye başlıyorsun. (Dinleyen erkeği her kadın sever, başının üstüne koyar.) Sonrasında gülmeler vs. Eğer hatun kişiyi oradan alıp bir bara götürebilirsen o gece, gecenin sonunda da başka bir şekilde de götürebilirsin. Dediğim gibi, yetenek, yetenek, yetenek…
8. Burcum mu? Aslan… Hımm. Astrolojiye sen de meraklısın demek ki? Ben de çok severim. Ama astrolojiden ziyade tarotun hastasıyımdır. Bi gün bana gelsene, sana tarot falı bakiim. Güzel kızım, üstünde üç vakte kadar bir adam görünüyor… Aman dikkat. Yani bunu da yiyorsa bu hatun milleti artık diyecek bir şeyim kalmadı benim. Loş bir ışık, büyük ihtimalle mum ışığı (tarotun etkisini artırmak için tabii ki), mutlaka şarap ve… Olaylar gelişir.
7. Hayatımda gördüğüm en güzel gülüşe sahipsin. Atma olm atma! Daha geçen gün aynı cümleyi başka bir hatuna daha söylemedin mi? Yuh! Aslında sen de haksız değilsin. Bu yüzyılın klişelerinden birini ben de gençken kullanmıştım aslında, işe de yaramıştı hani:) Ama yine de dünyanın en sıradan cümlesi olmaya aday maalesef. Sen de haklısın ne diyeyim?
6. Elimde hede hödö konseri için iki kişilik biletim var. Gelmek ister misin? Mmmm. Eğer hatunun beğendiği grupsa şansın çok fazla. Zaten eğer öküz değilsen beğendiği grup veya şarkıcının biletini almışsındır. Bu sayede işin daha da sağlamlaşır. Şimdiden tebrikler.
5. Aa benim de çok güzel bi İran kedim var. Görsen bayılırsın. O kadar şirin ki… (Kısa bir sessizlik) Bana gidelim mi? Seni görse çok sever. Sakın gitme! (Kızım sana diyorum evet.) Şimdi malum Mart’a geliyoruz. Kedi milleti de yavaştan hazırlıklara başlıyor. E bu adamcağaz da (sana diyorum evet) evdeki kedisinden daha azgın durumda. Kedi niyetine atlar üstüne mazallah. Bir de ev kokuyordur şimdi. Gitme, boşver.
4. Ben böyle kalabalık ortamları sevmiyorum. Daha sakin bir yere gidelim mi? Yani arkadaş demek istiyor ki, burada bi halt olmayacak, daha sakin bi yerde yapalım ne yapacaksak. E bu yer de zaten arkadaşın evi oluyor. Amman dikkat!
3. O zaman bana gidelim. DVD izleriz. Oyy oy oy! İşte buna bayılıyorum. (VHS döneminde olduğumuzu düşünsenize: Hadi bana gidelim VHS izleriz. Veya Betacam vardı değil mi bir de.) Tabii bunun öncesi de var elbette. Bir yerde oturulur, akabinde sinemadan bahsedilmeye başlanır. Vizyondaki filmlerden dem vurulur. İşte Amerikan sineması, bağımsız sinema, Avrupa sineması derkene kızın algısı tamamen sinema olur. Sonra kafeden çıkılır, kızın “naapalım bundan sonra” sorusu beklenir, ki zaten bu soru cafeden çıktıktan sonra hemen geleceği bellidir. Ve cevap yapıştırılır: “Şimdi yer bulamayız. Gel bana gidelim, DVD arşivimden bir film seçeriz, bi de şarap aldık mıı”… Minik bir ses çıkar kızdan: ‘olur…” Bravo kardeşim!
2. Biliyor musun senin yanındayken çok rahat hissediyorum. Kendim oluyorum resmen. Sanki uzun zamandır birlikteymişiz gibi. Öhö! Öhö! En saçma, en ucuz numaralardan biri (içten söyleyenleri tenzih ederim). Yani hatunu daha yeni tanımışsın, ikinci kez buluşmuşsunuz falan, ama sen bu lafı ederek level atlamaya niyetindesin. (Bu leveldan ne kastettiğim anlaşıldı sanırım.) Bu lafı ederek, başladığınız ilişkinin devamının olacağını, uzun süreceğini önceden hissettiriyorsun ki, sana daha çabuk güvensin, gönüller coşsun.
1. Evet, ben de şiiri çok severim. Hüzünlerimin yok sayıldığı bir dünyada sığındığım tek limandır şiir. Kendimi tanımlama yolunu seçtiğim mistik bir maceradır şiir. Duygularımın bastırılmış yongasında, sebepsizce hissettiğim lölölöllerde… Evde kimselere göstermediğim bir defterim var. İlk defa biriyle şiirlerimi paylaşmak istiyorum. Ne dersin? Aferin beybi! İşte şimdi, bir eli yanağında olan, diğer eliyle sigarasını tüttüren ve sana aval aval bakan kızı tavlamayı başardın! Böyle duygusal görünüp, kitap cümleleri kurmaya (genelde şiir kitabı olur) devam ettiğin takdirde yolun açıktır ey oğul! İşte sen, hatun götürme sanatının gelmiş geçmiş en köklü tavrını sergileyip, tüm erkekliği onore ettin oğul! Ve mümkünse gizemli ol oğul! Gizem mizem ayağına pek bir hatun götürecen be oğul!
Kıssadan hisse; dürüst ol ciğerimi ye. |