Yaşadığı dönemlerde lüks ve şatafatlı bir hayat süren özellikle Fransa Kralları`nın sarayları müthiş bir ihtişamı yansıtıyordu.
Halkı açlıktan kıvranırken bile Fransız Kralları lükste sınır tanımadı. Dünyanın en nadide parçalarını çil çil altınlar ödeyerek saraylarına taşıdılar. Altın ve mücevher bezeli tahtlarda oturan bu krallar, bugün için bile olağanüstü lüks kabul edilen yatak odalarında yattılar.Kaz tüyü yataklarında ipek yorganlarda uyudular.
Louis XIV, Fransa`nın en mutlakıyetçi, en otoriter, en güçlü ve en uzun süre tahtta kalan kralıydı. 72 yıl süren hükümdarlığı Avrupa tarihinin de en uzun saltanatıdır.Louis XVI, büyükbabası XV. Louis`nin ölümü üzerine 1774`te tahta çıktı. Zayıf ve çekingen bir kişiliği vardı. Mali kriz içinde olan ülkesinin sorunlarından ve devlet yönetiminden çok avcılık, çilingirlik gibi kişisel meraklarıyla uğraştı. Mutlakıyet yanlısı, hırslı bir kadın olan karısı MarieAntoinette de kralın mali ve siyasal reformlar yapmasını önleyebilmek için tüm etkisini kullandı (MarieAntoinette). Fransız Devrimi`nden sonra Belçika`ya kaçmaya çalışan XVI. Louis ile MarieAntoinette 1793`te giyotinle idam edildiler.