Antik Roma`dan bugüne Babalar Günü
Anneler Günü kadar eski olmasa da Babalar Gününün de bir geçmişi var. Bazı tarihçiler, Babalar Gününün Antik Roma`da bile kutlandığını belirtiyor. Bazı araştırmacılar tarih belirtmezken Babalar Gününün Batı Virginia`da ortaya çıktığını savunuyor. Batı Virginia`da yaşayan John Dowdy`nin annesi öldükten sonra onun yerini alan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediği söyleniyor. Diğer araştırmacılar ise 1910 yılında Washington`daki John Bruce Dodd`un 6. çocuğunun doğumu sırasında hayatını kaybeden annesinin ardından hayatını çocuklarına adayan babası William Smart`a özel bir gün armağan etmek amacıyla bu fikri ortaya attığını belirtiyor. Dodd, anneler günü kutlanırken babalar gününün olmayışını büyük bir haksızlık olarak nitelendirmiş. Hemen babasının doğum günü olan 5 Haziran`ın babalar günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış. Ama bu çalışmalar bir sonraki yılın 19 Mayıs`ına kadar sürmüş. Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910`da Washington`ın Spokane şehrinde kutlanmış. Daha sonra diğer eyaletlere yayılmış. Ancak Babalar Günü resmi olarak 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge`in desteğiyle kutlandı. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımladı. Nerede olurlarsa olsunlar babalarımıza bugün sesimizi duyuralım. Tüm babaların ve baba adaylarının bu özel günü kutlu olsun…
Kalk Baba
Bugünün hatrına benim hatrıma Kalk baba bugün bayram Gelinmesi imkansız yolların Ucundasın bilirim ama; Bugün bayram kalk baba
Bir dua gönderiyorum Yıllarca hasret olduğum Ellerinden öperek Bugünün hatrına,benim hatrıma Bugün bayram kalk baba
Senin kadar usta olamadım Sensiz yuvamı kuramadım Baba ben mutlu olamadım Bugünün hatrına,benim hatrıma Bugün bayram kalk baba.
Bu dünyada dert,gam çok Yattığın yerde rahat uyu baba Rahmetin bol olsun baba Seni unutamam seni seviyorum baba
Mihrican Karaca
xxxxxxxxxxx
Baba Diyordu Baba….!
Unuttum sanma seni, her duada adın var; Dün oğlum, babasına, “baba” diyordu Baba! .. Duvardaki resimde, bakışın var, yâdın var; Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..
Sarılırken oğluma, aklıma geliyorsun; Gözlerimde yaş olup, sinemi deliyorsun; Özlemez olurmuyum, özledim, biliyorsun; Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..
“Baba” diyen kim varsa, gördüğümde ağlayıp; Başa geldi ayrılık, karaları bağlayıp; Sensiz olan gönlümü, yokluğunla dağlayıp; Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..
Sen bulunmaz efsane, sen gönlümün sultanı; Sen şu fâni dünyada, ömrümün tutar yanı; Senden bir emanettir, taşıyorken bu canı; Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..
Gidişin, emânetin, teslimiyet vaktiydi; Gidişin, Yaradan’ın “tamam” diyen aktiydi; En büyük mirasındı, ak alnımın naktiydi; Ciğerimden can koptu, “baba” diyordu Baba! ..
Ali Altınlı
xxxxxxxxx
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
Ben hayatta en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk Çarpı bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici - hep , hep acele işi Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu, Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul`a Bi helallaşmak ister elbet , diğ`mi oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oy`nunu, Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin, Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim
CAN YÜCEL
xxxxxxxx
Bu adam benim babam
Bu adam benim babam Sekiz köşe kasketiyle Omuzunda sekosuyla hey Cebinde yok parası Bitlistir cigarası Yüreğindedir yarası Altı çocuk büyütmüş Bir işçi maaşıyla O adam O arslanlar arslanı adam benim babam hey
Ağlama benim babam Ağlama naçar babam Kara gün geçer babam Bir kapıyı kapayan Gene açar babam Aldırma benim babam hey
Ağlama mazlum babam Dert etme naçar babam Kara gün geçer babam Bir kapıyı kapayan Gene açar babam Allah büyüktür babam hey
O adam benim babam Derdi dağlardan büyük Çaresiz beli bükük hey Bir gün olsun gülmemiş Rahat nedir bilmemiş Gözyaşını silmemiş Bir lokma ekmek için Kimseye eğilmemiş O adam benim babam hey
Benim babam mert adamdı Mangal gibi yüreği Yufka gibi kalbi vardı Hayatım boyunca ona özendim Fedakardı Bir dikili ağacı olmadı belki Ama kendisi Onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı Üstümdeki kol kanat Sırtımı yasladığım dağ gibiydi Ben babamın oğluyum Tepeden tırnağa Anadolu`yum...
F.K.
xxx
Koparma Baba ellerimi
Koparma ellerimi baba, Dökülür umutlarım toplayamam, Uçurtmam uçar tutamam, Oyuncaklarım ne olacak, Geleceğim?
Bak büyüyorum baba, Okulum olacak, Ellerim kalem tutacak baba, Çok çalışacağım söz...
Koparma ellerimi baba, En yüksek notları alacağım, Taktir, teşekkür, onur belgesi, Örnek çocuk olacağım. Belki doktor, belki hakim olacağım, Ben çoğalacağım baba.
Güneşim olacak, aşkım, hayallerim, Baharlar gelecek ömrüme, Umutlarım filizlenecek baba, Kırlara koşacağım uçarcasına, Denizleri aşacağım kulaç, kulaç, Kelebekler gibi özgür olmak istiyorum.
Koparma ellerimi baba, Yıldızlar yağacak gecelerime, Tutacağım bir, bir. Tut ellerimden baba.
Kaybolmak istemiyorum, Sokaklar duvarsız, sokaklar kapısız, Üşürüm baba... Korkarım gecenin, vahşi çığlıklarından. Katıklı lokma gibi, yutar geceler beni. Bırakma karanlığın kucağına, Kaybolurum baba...
Koparma baba ellerimi, Umutlarım dökülür toplayamam. Oysa ben avuçlamak istiyorum, Dökülen umutlarımı. Uçar umutlarım, olmayınca ellerim, Koparma baba ellerimi… 05.05.2006
Nermin Erol
|