Zimen Defteri" diye büyük dedelerimizin hatırlayabileceği bir gelenek vardı Ramazan ayında.. Hali vakti yerinde olanlar kılık-kıyafet değiştirerek hiç tanımadıkları mıntıkalara gidip, bakkalın, manavın tenha zamanlarını seçerek: - "Zimen defteriniz var mı?" diye sorarlardı, ("Zimen defteri", o esnaftan borcunu yani veresiye mal alan mahalle sakinlerine ait hesap defteri, yani "Borçlu ile borcunun miktarı yazılı olan defter" ) Esnaf bu defteri çıkarınca, gelen şöyle derdi: -"Lütfen baştan, sondan ve ortadan şu kadar sayfanın yekununu yapınız." Esnaf da bu kadar sayfanın toplamını hesaplar ve gelen de kesesini çıkartarak öder, -"Silin borçlarını, Allah kabul etsin" diyerek çeker giderdi. Böylelikle, borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu, borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmez, bu işte hiçbir maddi çıkar düşüncesi gözetmeksizin, sırf Allah`ın rızasını kazanmak ve ihtiyacı olanın sıkıntısını gidermek amacıyla; karşılıksız, riyasız, gösterişsiz olarak verdiklerini unutur ve bu şuurla verebilmenin de bir mazhariyet, Allah`ın bir lütfü olduğunu bilerek buna şükrederlerdi.... |