Camın önünde acıyan yüreğinin gözlerinde biriktirdiği yaşlarla uzaklara dalıp gitmişti. İki yabancı olduk demişti adam,bir evin içinde iki yabancı.Arka arkaya sıraladığı cümlelerin içinden sadece biri uğuldadı kulaklarında…
İki yabancı Birlikte ama yalnız İki yabancı…
Oysaki uzun süredir bu durumdan şikayetlerini dile getirmeye çalışıyordu. Yan yana oturarak seyredilen filmlerin uzun sessizlikleri,tek başına arkadaşlarla yapılan programlar,gün içinde gittikçe azalan telefon konuşmaları vs.. Ne kadar çoktu verilen sinyaller.Arada yapılan küçük serzenişlere verilen kaçamak cevaplar,hep başka akşama ertelenen konuşmalar. Ve her defasında kırılan yeri onarmadan başlayan yeni bir gün…
Bir hikaye daha bitti bitiyor göz göre göre kaçıyor elden Ne hazindir hayat eksiliyor,sabrederken
Zamanın çarkları arasında kayboluşlar sarmıştı ruhunu.Öyle bir yerine gelmişti ki hayatın içini boğan yalnızlıkla,sevdiği kalbin dışında kalmanın acısı sarmıştı tüm benliğini.Yüreği uzun bir süre ağlayacaktı ama artık gitme vakti gelmişti.Yabancı gibi görüldüğü bu evden,belki bu şehirden… Yüreğinin her gün örselenmesine son vermeliydi artık.Her şey konuşulduğu halde bitti diyememişti sevdiği.Yarım kalmış bir masal gibi sonunu tamamlamayı ona bırakmıştı.Çünkü o zaman kendi vicdanını daha kolay kandırabilirdi. Ben git demedim ki…
Gece bu kadar siyah mıydı her zaman fark etmemişti.Camı açtığında vuran rüzgarın esintisi üşüttü gözyaşlarıyla ıslanan yüzünü. Rüzgar,uyuşan vücudunu biraz kendine getirdi. Birden kulağı çalan şarkıya takıldı.Eskiden çalacak şarkılardan fal tutarlardı sevdiğiyle. Bu da son şarkı falım olsun dedi ve dinledi…
Kapıldım,gidiyorum bahtımın rüzgarına Ey ufuklar diyorum yolculuk var yarına
Ayrılık görünmüşken yar tutmuyor elimde Misafirim bu gün ben gurbet akşamlarına
DİLEK |