ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
14 Mayıs 2024, Salı 10:26   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Geyik Muhabbet > Öylesine muhabbet
forum sohbet oyun basliklari
   İstanbul Adalar
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  9.Ara.2010 Per 20:04:09      İstanbul Adalarsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle


İstanbul adaları tarih boyunca pek çok isme sahip olmuştur. Bunlar; Evliya adaları, Kesiş adaları- Ruh adaları-, Cin adaları-Halka adaları, Prens adaları, Kızıl adalar gibi. Bunların en yaygın ve dünyaca tanınan Prens Adaları`dır. Nedeni de Roma devrinden, Bizans devrinin sonrasına kadar asillerin, prenslerin, hatta kraliçelerin adalara sürgün edilerek buralarda çeşitli işkence görerek öldürülmeleridir. Heybeliada`nın en yaygın isimleri Dimoniso,Khalky, Halkitis ve Halki`dır. Halk arasında en çok kullanılan Halki olmuştur.


Adalar Coğrafyası:


Adalar, İstanbul’un doğal zenginliğini pekiştiren jeolojik oluşumlardır. Jeolojik ve topoğrafik yapı bakımından dördüncü zaman başlarında bir çöküntü ile Kocaeli Yarımadası’ndan ayrılmış kara parçaları olduğu kabul edilmektedir. Adalar, dünyamızın oluşumu sırasında, Trakya /Kocaeli penepleninin yer





yer alçalıp yükselmesi, bilhassa Boğazların açılıp, güney bölümünün deniz sularının altında kalması sonucu, bu peneplenin sular üzerinde kalmış parçalarıdır. Adaları, coğrafi dağılımları bakımından merkezi ve çevresel olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve


Kaşıkadası merkezi grubu oluştururlar. Kınalıada, sedefadası, Tavşanadası, Yassıada ve Sivriada’dan oluşan ikinci grup, ilk grupta yer alan adaları çepeçevre kuşatır. Adalar’ın tamamı,16 Km2 yüzölçüme sahip olup, bunun yaklaşık 542 hektarı binalarla kaplıdır. Diğer kısımlar genelde ormanlık, makilik ve kayalıktır. Adalar’ın en yüksek tepesi, Büyükada’nın güneyinde yükselen



Yücetepe’dir. Yüksekliği 202 m.’dir. Yücetepedeki manastırın IV. Murat’tan sonra (1623-1640) ruh ve sinir hastalıklarının tedavisi amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Adalar’ın kuşbakışı görünümleri sadedir. Kıyılar, genellikle girintisi çıkıntısı fazla olmayan eğriler çizer. Koylar fazla içerlek değildir. Büyükada, düztaban bir ayak izini andırır. Heybeliada, geriye doğru bakan bir serçenin profiline benzer. Burgazada ve Kınalıada dairesel görünümlüdür. Boyu en uzun ada, Büyükada (5200 metre), eni en geniş ada ise Heybeliada (2000 metre) dır.


BÜYÜKADA: İstanbul Adaları’ en büyüğü Büyükada’dır. Yüzölçümü 5,4 kilometrekaredir. Maltepe sahiline uzaklığı ise 2300 metredir. Adalar’da, biri güney diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur. Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe’dir. Kuzeydeki tepe ise İsa Tepesi bulunmaktadır. 1. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet sonrasında Rum halkını kaybeden Büyükada’daki canlılık 1930’lara kadar büyük ölçüde kaybolmuştur. Ancak, 1940’lı yıllara doğru, Cumhuriyet dönemi devlet ileri gelenlerinin ve yüksek bürokrasinin, varlıklı kesimlerin rağbet ettiği bir sayfiye yeri olma özelliğini yeniden kazanmıştır. Büyükada, bu dönemde yeni köşklerle, özenli ve zevkli yapılarla süslenmiş, İstanbul halkının günlük gezinti yerlerinin de başında yer almıştır. Ada’nın en yüksek tepesinde Aya Yorgi kilise ve manastırı bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, miladi 6. Yüzyılda inşa edilmiştir. Bu mevkide, bir çok kilise ve manastırın kalıntı
ları da vardır.



Heybeliada`nın Tarihçesi





Tarih boyunca Adaların pek çok adı olmuştur. En yaygın olanları Prens Adaları ve Kızıl Adalardır. Her bir Adanın ismi de zaman içinde değişmiş, çeşitli biçimlerde yazılıp okunmuştur.
Heybeliada`nın en çok kullanılan isimleri DİMONİSO HALKİTİS ve HALKİ`dir. Söylentilere göre çam limanında ki bakır madenini ilk işleten DOMİNİSOS adında biri olduğu için ve Yunanca
bakır anlamına gelen HALKOSTAN türetilmiştir.



Adaların Tarihçesi eski Romaya dayanır, Prens Adaları denmesinin nedeni ise, Bizans zamanında gözden Düşen Prenslerin hatta Kraliçeleri Adalardaki Manastırlara sürgün edilmesidir. Heybeliada`daki ilk Manastır İ.S 809 Yılında bugünkü Papaz okulunun bulunduğu tepede kurulmuş olan Aya Triada Manastırıdır .İ.S. 820 Yılında Bizans Kraliçesi Teodoise ve Oğlu Vasil buraya sürgün edilmiştir.
Adalar, Baltaoğlu Süleyman tarafından 17 Nisan 1453 günü zapt edilmiş ancak Fatih’in toleranslı yönetimi nedeniyle manastırdakı rahiplerin yaşamında herhangi bir değişiklik olmamıştır.





1302 yılında Venedik korsanlarından oluşan bir donanma marmaraya girip istanbul’a saldırmak istedi. Ancak surları aşamayan korsanlar hırslarını korumasız adalardan aldılar. Bütün manastırları yağmaladılar.
Bu nedenden dolayı korsanlardan korunmak amacıyla değirmen tepesine gözetleme kulesi kurdular. İstanbul’un fethine yakın yıllarda biri şafakta, büyük adaya bakan dik yarların üzerinde diğeri de, bugünkü deniz lisesinin bulunduğu yerdeki Panayia manastırıdır.





1562 yılında İstanbul’da veba salgını çıkınca, zengin hristiyanların bazıları hastalıktan korunmak için adalardaki manastırlara sığındılar. İngiltere’nin İstanbul sefiri Sir Edward Burton da nekahat için Panayia manastırına geldi ve orada öldü.
Heybeliada’nın güzelliği ve sağlığa yararı 1641 yılında adayı ziyaret eden Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde de yazılıdır.






Heybeliada’nın tarihteki dönüm noktalarından biride eski Patrik Skarlotos Karacasu’nun adaya gelmesidir. Fener patriğinden azledilerek Aynoras’a sürülen Karacas sürgün cezası bittikten sonra adaya gelmiş ve şafaktaki Aya Yorgi manastırına yerleşmiştir. Karacas Fener Patrikhanesine küskün olduğundan bu manastırı Kudüs Patrikhanesine bağlamıştır.Eski patrik, ayrıca bugünkü bahriye okulunun bulunduğu yere çok büyük ve görkemli köşk yaptırmıştır. Karacas öldükden sonra bir süre boş kalmış ve de daha sonra Levent Kışlası yapılmıştır. Daha sonrada bu kışla bahriye mektebine dönüşmüştür.




1835’de Panayia Manastırın’da ticaret okulu açıldı. İstanbul’daki zengin rum kolonisinin çocuklarına ticaret eğitimi vermek için kurulmuştu. Yatılı olan bu okulda, şehrin gürültüsünden uzak ama şehre yakın bir yerde ciddi eğitim yaptırmaktı. Belki de aynı nedenle denizciler içinde bir avantaj olduğu düşünülerek Bahriye Mektebi de 1850 yılında Heybeliada’ya geldi. Bahriye okulu, camisi, hünkar kasrı, dersaneleri spor tesisleri, labaratuvarı ile kolej olarak kuruldu.
1844‘de papaz dağında evvelce yanmış olan Aya Triada manastırın yerine ruhban okulu inşa edildi. 1960’lı yıllara dek üniversite düzeyinde eğitim veren papaz okulundan din bilgini ve papaz mezun oldu.




Ada’nın karşı sahil ve İstanbul’la olan bağlantısı 10/12 çiftelik kayıklarla sağlanıyordu. 1846 yılında vapur işlemeye başlamasıyla bu sorun çözümlendi.
1845 Kırım harbi başladı. Prens Napolyon adayı ziyaret etti. Kırımdan gelen yaralı fransız askerleri bahriye mektebinde tedavi edildiler.
1856‘da adadaki Rum Cemaatine özerklik verildi.
1857’de çarşıdaki Aya Nikola kilisesi inşaa edildi. (Aya Nikola, denizcileri koruyan azizdir.)




Adadaki rum nufüsu artmaya abaşladı.Türkler ise küçük koleniler halinde özellikle bahriye okulu çevresinde oturuyorlardı.
Tarihimizin en acı olaylarından biri olan ayastafanos anlaşmasının imzalanması sonucu savaş bitti ve ingiliz donanması da geri döndü.
1887’de Heybeliada’nın ilk belediye reisi olarak Papa Yani seçildi. Aynı yıl adaya telgraf geldi.1894‘de büyük İstanbul depreminde papaz olkulu tamir edilemeyecek derecede yıkıldı.(Bu günkü okul Mimar Fotiodis tarafından yeniden inşaa edildi.)
1900 yılında ünlü eğlence bölgesi ambela tamamen yandı. Ardından 1096’da bir büyük yangın daha oldu. Bu yangınlardan sonra ada’da büyük bir dayanışma başladı. Ada’da rum ilkolkulu, sosyal tesisler, dernekler kuruldu. Ada’ya gelen ünlü ve zengin türk Abbas Paşadır. Bugünkü plaj yöresinde sökülüp takılabilen portatif köşkünü kurdurdu, selamlığı, iskelesi, kayıkhanesi ile köşkün etrafında adeta bir mahalle oluşturdu. Bugünkü müslüman mezarlığınıda o yaptırmıştır.





İstiklal savaşının kazanılması üzerine ada da taşkınlık yapan rumlar bir yunan gemisine binerek kaçtılar.
Cumhuriyetin ilanından sonra ada yaşamını etkiliyen en önemli olay 1924 yılında sanatoryumun açılmasıdır.
Bu arada İsmet İnönünün adayla ilişkisi başladı. İsmet Paşa ilk 1924 adaya gelmiş 1930’da şimdiki evini almıştır.
Adada herhangi bir spor kulübü kurulmamıştı. İstanbul’daki nüfus patlaması sonucu adanın nüfüsu da inanılmaz derecede arttı.
1984 yılında birtakım girişimçilerin katılımlarıyla, Değirmen Burnunun güney batı yönünde kısmen kayalık sahilin doldurulmasıyla kazanılan arazi üzerine büyük tesis inşaa edildi.




BURGAZGA: Burgazadası, İstanbul Adaları’nın büyüklük olarak üçüncüsüdür. Ada yuvarlak bir biçimdedir ve eni boyu yaklaşık 2 kilometredir. Ada üzerindeki tek tepe Bayrak Tepesi’dir.





Burgazadası, iklimi, sahili, çamları, restore edilmiş zarif köşkleri ile İstanbul’un en sevilen mevkilerinden biridir. Adanın yalı ve




köşkleri, güzellikleri ve zerafetleri ile tanınmıştır. Buradan
Heybeliada’ya doğru uzanan bir burun ve burnu ucunda bir fener





vardır. Plajın güneyinde Mezarlık Burnu yer almaktadır. Bu burundaki kaya dönüldüğünde adanın güney kıyılarına gelinir. Burası, Bayrak Tepesi’nin bulunduğu sarp mevkidir. Kıyıdan duvar gibi yükselen bu tepenin üzerinde Hristos Manastırı vardır.



Manastır


Aynı yönde kıyıdan devam edilince Kalpazankaya’ya gelinir. Kalpazankaya’nın hemen yanında bulunan küçük koy, Burgaz’ın gezinti yerlerinden biridir. Kalpazankaya’nın güneyinde Marta Koyu, Kuzeybatı tarafında Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır.















KINALIADA: Kınalıada, İstanbul Adaları içinde en küçüklerinden biridir. 1500X1100 kilometre büyüklüğündedir. Kınalıada ismini, üzeri makilerle kaplı olduğu dönemlerde uzaktan kızıla çalan bir görünüme bürünmesi nedeniyle almıştır. Çınar Tepesi, Teşvikiye Tepesi ve Manastır Tepesi olmak üzere üç tepesi vardır.










Kınalıada`da, çok kayalık olması nedeniyle, ağaçlık bulunmamaktadır. Bizans döneminde, surların yapımı için buradaki kayalıklardan taş getirildiği bilinmektedir. KAŞIKADASI:









Burgazadası`nın hemen doğusunda bulunan küçük bir adadır. Eski adı Pita`dır. Yüzüstü yatırılmış bir kaşığa benzediği için Türkçe`de










`Kaşıkadası` diye adlandırılmıştır. Kuzeyden güneye uzunluğu bir kaç yüz metredir. Adada basit bir iskele ve iki küçük ev bulunmaktadır.













TAVŞANADASI:İstanbul Adaları`nın en güneyinde ve İstanbul`a en









uzak olanıdır (İstanbul limanına mesafesi 13,5 deniz mili).
Kaşıkadası`ndan biraz büyükçedir. Eni boyu 90 metredir. Ağaçsız,









çıplak, kayalık bir kara parçasıdır. Üzerinde, 40 metre yüksekliğinde bir tepe bulunmaktadır. Haritalardaki resmi adı "Balıkçı Adası"dır. Tavşanı bol olduğu için Tavşanadası adı verilmiştir. Adalar Nüfus (2000 yılı sonuçlarına göre): Büyükada: 7.335 Heybeliada: 5.529 Burgazada: 1.578 Kınalıada: 3.318


CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir