Kalemim şiirlere, şiirler bana küstü. Sen gittin diye bu şehir sana küstü! Boynu bükük kaldı bütün şiirlerin, Hiç kullanılmadan tükendi mürekkebi kalemlerin. Sen gittin diye, bağı çözüldü dizlerimin.
Ve yine sen gittin diye kurudu pınarları gözlerimin. Şimdi ne zaman yere düşen bir yaprak görsem, Yüreğimde gidişinin hazan yelleri eser.Boğazımda düğümlenir söyleyemediklerim.Hiç keyfim yok bugünlerdeHani bana sorsan şekersiz çay gibiyim…
Biraz buruk, çokça tadsız….Sus sen yine de sevgili, hiçbirşey sorma!Gözlerim sen baksın bugün,Kalemim sen yazsın.Baktıkça yudum yudum sen içeyim gözlerinden...Narin ellerinle sil dudaklarımda kalan sen katrelerini...
İçimi kavuran ayrılık yangının dilleri sussun. Sus sevdiğim, sus! Mühür vur dudaklarındaki ruhsattız ayrılık kelamlarına.... Yüzüme vuran güneş gibisin sevgili, O tenimi yakıyor, sen yüreğimi.... Bir Damla Sen Düşer Mi Payıma?
İşte SON’a geldim sevgili,Belki de SANA?‘’Her son yeni bir başlangıçtır’’ derler yaKimi zamangözyaşıyla, kimiz zaman bir avuç toprakla karşılananSona geldim sevgiliBir avuç SEN düşer mi mezarıma?
|