... ``Dünyaya bugüne kadar üç ayrı dünyadışı canlı türü geldi`` Burada bilgileri veren kaynaklara göre, tüm anlatılanlar ABD Hükümeti tarafından "Çok Gizli" olarak tanımlanıyor. Ve yine aynı kaynaklara göre, ABD`de geçeni olan "Bilgi Özgürlüğü Kanununun" kapsamına alınmadığı gibi, ABD Hükümeti aşağıda anlatılan olayların hiçbirisinin doğruluğunu kabul etmemekte. Fakat, anlatılanların tümünün gerçek olduğu iddia edilirken, sadece ABD`nin değil daha birçok hükümetin benzeri gerçekleri sakladıklarını ve daha da ötede bu konularda konuşanların susturuldukları da belirtiliyor. ABD Hükümeti ile dünyadışı canlılar arasında imzalanan anlaşmaya göre: ....
Anlatılanlar ve kimliği saklanan tanıklarla yapılan görüşmeler büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirilmiş, ses ve video bantlarından isimler özellikle silinirken, konuşanların kimlikleri titizlikle saklanmış. Öyleyse, bu durumda anlatılanların doğruluğundan nasıl emin olunabilir? Buna verilen cevap ise şöyle; "Bu tanıklar, Amerikan Hükümeti`nin `Çok Gizli` düzeyi ile olan ilişkileri, verdikleri isimler ve kaynaklar bakımından inanılır ve güvenilirdir. Tanıklar, görev yaptıkları dönemin istihbarat işlerindeki personelin adlarını ve rütbelerini doğru olarak biliyor ve anlatıyorlardı ve bunlar en ciddi düzeyde araştırılarak doğrulandı."
Gizemli bir grup
UFO Araştırmacısı William Moore "Dünyadışı Canlıların Biyolojik Varlıkları" adlı bir radyo programı yapıyordu, ikinci programın sonrasında, bir telefon aldı. Arayan eski bir istihbarat görevlisiydi, 9 arkadaşı adına konuşurken, "Dünya-daki Yabancı Varlıklarla ilgili dokümanları Moore`a verebileceğini söylüyordu. Moore, ikna olarak konuşmayı kabul etti ve konuşmalara ve konuşmacılara "Faicon" kod adı verildi. Bu arada Moore, Jamie Sanders adlı bir TV yapımcısı ve yönetmeninden yardım isteyerek, görüşmelerin videoya kaydedilmesini planladı. Bu aşamanın ardından, Faicon kod adlı ama gerçek adı "MJ 12" olan grupla çalışmalara geçildi. Peki, "MJ 12" neydi? Bu özel grup, ABD içindeki UFO faaliyetlerini araştırırken, "Dünyadaki Yabancı Varlıklar"la da ilişkileri yönlendirmekle görevliydi.
Yani resmen, insanlık ile "Dünyadaki Yabancı Varlıklar` arasındaki politikayı belirliyorlardı. Çalışmalar sürdürülüyor, kararlar veriliyor, Başkan`ın onayına sunuluyor ve politika uygulanıyordu. Yani ABD Başkanı`nın "Dünyadaki Yabancı Varlıklardan haberi vardı. Faicon`a göre, "MJ 12" 1950`lerde bizzat Başkan Truman`un emriyle kurulmuştu ve bu emrin belgesi de vardı. Faicon bu belgeyi gösteriyordu. Ek o" larak da, 1947`de, New Mexico Ros-vvell`e düşen UFO`nun ve içindeki dünyadışı canlıların cesetleri hakkından bilgi veren "MJ 12" dokümanları bulunuyordu. Bu dokümanlarda dönemin Başkan`ı Eisenhovver`in imzası bulunuyordu. Aşağıdaki satırlar teyp kasetinden aynen alınan bir bölümdür.
Bu incil baska bir incil
Faicon`un sesi: "MJ 12, 1950`lerde, hükümetin içinden seçilen bir grup insanla oluşturuldu. Görevleri, UFO`larla ilgili araştırmalar yaparak, elde edilen bilgileri derlemekti. En önemli amaçları, UFO`larla ilgili bilgileri, bilimsel olarak geliştirmek ve teknolojimize yardım sağlayacak şekilde analiz etmekti. "MJ 12 `nin üyeleri arasında, ABD Başkanı, Başkan Yardımcısı, Merkezi istihbarat Örgütü "CIA" Baskanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı da dahildiler. "MJ 12"nin yönetim merkezi ise. Washington DC`deki Deniz Kuvvetleri Gözlemevi`ydi ve ABD Deniz Kuvvetleri "MJ 12" politikalariyla ilgili faaliyetlerin tümünde öncelikli sorumluluğa sahipti. Deniz Kuvvetleri personeli tarafından derlenen tüm bilgiler, analiz edilmek üzere "Aquarius" kod adıyla komutanlık merkezine aktarılıyordu."
Falcon devam ediyor; "MJ 12`nin kendi arasında `incil` adıyla tanınan bir kitap veya basılı bir dosya vardı. Bu kitapta, Truman döneminde, ABD`nin misafiri olan üç dünyadışı yabancı anlatılıyor ve tüm ayrıntılar veriliyordu. Ayrıca kitapta, dünyadışı canlılardan alınan teknolojik ve tibbi bilgiler, onların kendi gezegenlerindeki sosyal yaşamları, Roswell`de bulunan cesetlere yapılan otopsilerin sonuçları ve evren ile ilgili bilgiler de yer alıyordu. Ama bu kadar değildi, devamı da vardı, 1988 yılında gelen ve yine ABD`nin konuğu olan ve dev bir gizlilik perdesi altında saklanan ikinci bir dünyadışı canlı grup daha anlatılıyor."
``Dünyaya bugüne kadar üç ayrı dünyadışı canlı türü geldi.."
Faicon sürdürüyor; " Bir diğer kitap daha var, adı "Yellow Book". Bu ise son olarak gelen iki dünyadışı canlı tarafından yazılmış. Kitapta, geldikleri gezegeni, Güneş Sistemi`ni, diğer güneşleri, kültürlerini, kendi toplumlarını ve dünyada nasıl yaşamlarını sürdürdüklerini anlatıyorlar." Bu noktada Falcon`a önemli bir soru soruluyor, dünyadışı canlıların kökenlerinin neresi olduğu soruluyor:
Faicon açıklıyor; " Zeta Reticuli takımyıldızından geliyorlar. Bu takımyıldız onların ilk evi değil." Bu noktada hemen akla gelen biri var, bir dönem hükümet adına çalışan hipnoz uzmanı ve fizikçi Bob Lazar dünyadışı canlılar tarafından kaçırıldığını iddia eden ünlü Betty Hill`i hipnoz etmişti ve Hili 1961 yılında yapılan bir seansta hipnoz altındayken Zeta Reticuli yıldız sistemini tıpatıp tarif etmişti. Ama dünyalı astronomlar bu takımyıldızı ancak 1969 yılında ilk kez gözlemleyebildiler ve buldular. Öyleyse, arada kesin ama garip ilişkiler vardı ama bu ilişkilerin arasındaki bağ açıkça görülemiyordu.
Şimdi Faicon grubundan bir başka kişiye geçelim, onun kod adı "Condor". Condor, ABD Hükümeti ile dünyadışı canlılar arasında yapılan anlaşmalardan söz ediyor; "ABD Hükümeti ile dünyadışı canlılar arasında imzalanan anlaşmaya göre, ABD Hükümeti dünyadışı canlıların varlığını açıklamamayı kabul ederken, onlar da insan toplumuna yani dünyaya karışmamaya söz veriyorlar. Ayrıca ABD, dünyadışı canlılara özel bir bölgede, çok gizli tutulmak kaydıyla bir üs de veriyor. Söz konusu yer Nevada`daki 51.Bölge ya da öteki adiyla "Dreamland / Rüya Ülkesi" olabilir."
Şimdi söz yine Fal-con`da; "Dünyadışı canlılar bu bölgede üslendiler yani Nevada`da. Benim bildiğime göre 1948 veya 1949`dan gü-nümüze kadar üç ayrı dünyadışı canlı türü dünyamızı ziyaret etti veya konakladı, dünyada ilk dünyadışı bir canlı New Mexico Çölü`ndeki kazadan sonra ele geçirildi. Dünyadısı canlının adı EBE`idi. Hükümet tarafından üç yıl konuk edildi ve bakıldı. Ondan kültürleri, ırkı ve araçları hakkında çok şey öğrenildi. Diğer bir dünyadışı canlı ise, bir değişim programının parçası olarak, ABD Hükümeti`nin 1982 yılından bu yana konuğu oldu."
"400 yıl yaşıyorlar ve çok zekiler..."
Birçok görgü tanığının çizdikleri resimlerin yanı sıra, Falcon dünyadışı canlıları şöyle tanımlıyor; "Boyları yaklaşık bir metre ile bir metre on santim arasında değişiyor. Böcek gözüne benzer çok büyük gözleri var ayrıca birer iç gözkapakları bulunuyor. Yaşadıkları gezegende, gündüzleri güneş ışığı bizimkinden iki veya üç kez daha fazla. Onlar da dişi ve erkek olarak iki cinsiyetteler. Bizim burnumuzun olduğu yerde iki küçük delik var ve küçük bir ağiza sahipler. Bildiğimiz türde dişten yok, dişlerin yerinde çok sert kauçuk benzen bir alan bulunuyor, iç organlari çok basit, kalbin ve ciğerlerin görevini tek bir organ yapıyor. Yine çok basit bir sindirim sistemleri ve büyük olasılıkla gezegenlerindeki çok güçlü güneş ısısı nedeniyle sertleşmiş ama son derece elastiki bir deriye sahipler. Beyinleri ise, bizimkinden çok daha karmaşık ve çok daha fazla kıvrım görülüyor.
Bizim görme sistemimiz beynimizin arka tarafından yönetilirken, onlarınki beyinlerinin önündeki bir merkezden yönleniyor. Duyma yetileri bizlerden hatta köpeklerden bile çok ötede. Böbrek ve mesane sistemi de tek bir organ halinde, onlar da atıkları vücutlarından atıyorlar ama katı atıkları sıvıya dönüştüren ve bilimcilerimizin bir türlü tam olarak çözümleyemedikleri ekstra bir organları daha var.
Ellerinde baş parmak yok, dört parmakları bulunuyor, ayakları küçük ve parmak araları perdeli. Yaşamlari ortalama olarak bizim zaman ölçümüze göre 350-400 yıl arasında. Aslında genel olarak sürüngenlere benziyorlar. Bilindiği gibi dünyada bazı sürüngen türleri 500 yıl yaşayabiliyorlar. Bir timsahın 850 yaşında olduğu resmen açıklanmıştı. Ve tabii çok zekiler, eger IQ ölçüsünü alacak olursak, IQ dereceleri 200`ün üzerinde." Falcon dünyadışı canlıların sosyal yaşamları hakkında da bilgi vererek konuşmasına devam ediyor;
Onların da bir dini var, evrensel bir dine sahipler. Evreni Tanrı olarak kabul ediyorlar. Sevdikleri müzik türü eski Tibet müziğine çok benziyor. Genelde sebzeleri severek yiyorlar, dünyada en çok dondurmayı sevmişler, en çok da çilekli dondurmayı..." Şimdi Faicon`u bırakıp, adını saklamayan birine geçiyoruz;
Çok gizli bir üs!
Robert veya Bob Lazar yukarıda adı geçen Nevada`daki ünlü 51.Bölge`de bulunmuştu. Aslında bir fizik uzmanı olan Lazar, ABD Hükümeti tarafından resmen görevlendirilmişti. Lazar, hiç çekinmeden birkaç ayrı UFO tipini tarif etti. Lazar, ayrıca Las Vegas`ın 15 mil kuzeyindeki Pagose Gölü yakınında gizli bir araştırma merkezi bulunuyordu. Burada U2, SR71, F-117A ve SR75 gibi çesitli uçaklar geliştirildi. Üste çok ciddi ve inanilmaz derecede bir gizlilik uygulanıyordu. Ölüm cezası bile vardı.
Pagose Dağı`nın içine 9 hangar inşa edilmişti. Hangar kapıları öylesine doğaya uydurulmuştu ki, birkaç yüz metre yakından bile fark edilemiyordu. Lazar`a göre, bu hangarlarin içinde UFO benzeri uçan disklerin deneyleri yapılıyor ve uçuş prensipleri deneniyordu. Lazar, disklerin uçabilmesi için adına "Yerçekimi Amplifikatörü" denen bir aygıt geliştirilmişti. Aygıtın planları dünyadışı canlılar tarafından hazırlanmıştı. İki tür UFO vardı, birisi "Omicron" adı verilen bir gezegenKaynakwh webhatti.com: veya bir yıldız çevresinde kısa yolculuklar yapabilen diskti. "Delta" adlı diğer tip ise, uzay zaman alanı içinde hareket edebilen, ve bu şekilde yıldızlar ve galaksiler arası yolculuk yapabilen olağanüstü bir araçtı.
Araçların üçüncü ve bir başka tipi ise, hem Omicron, hem de Delta konumuna geçebilen bir modeldi. Bu diskler veya araçlarla ilgili tüm bilgi vardı ve uygulanıyordu.
UFO`lar nasıl çalışıyor?
Sonuç olarak gerek Faicon`un gerekse de Lazar`ın anlattıkları gerçekten ilginç; Örneğin Lazar, disklerin reaktörlerinin benzinle çalıştıklarını söylerken önce şaşırtıyor ama sonra bu benzinin bizimkinden çok farklı olduğunu anlıyorsunuz. Çok yüksek oktanlı ve petrolden değil, atom sayısı 115 olan bir elementten üretiliyor. Bu element ise bizim elementler için kullandığımız periyodik kartımızda bulunmuyor. Lazar Element 115`in dünyadaki elementler gibi tek yönlü değil, iki ayrı amaçla kullanılabilen bir element olduğunu belirtiyor ve açıklıyor;
"Dünya biliminin henüz bilmediği ve özelliğini tanımlayamadığı Yerçekimi Enerjisi`ni Element 115 sağlıyor ki bunun adı A E-nerjisi, bu enerji Element 115`in çekirdeğinden kaynaklanıyor ve yayılıyor, ikinci olarak da, Element 115 antimadde radyonunun kaynağı, bu da gereken hareket gücünü oluşturuyor." Lazar`ın bu sözcüklerinden şu anlam çıkıyor; Her disk, kendi içinde birer minik gezegen olarak kabul edilebilirler.
Lazar`ın anlatımına göre, yukarıda adı geçen Çekim veya Uçus Amplifikatörü`nün sistemi A enerjisini bir yere odakla****** uzay zamanın bükülmesini sağlıyor, uzay zaman bükülümü ise, bir astrofizik deyimi, basit bir anlatımla ışık hızından çok daha fazla bir süratle zamanın ve üç boyutlu uzayın dışında mekan değişimi olarak düşünülebilir. Uzay zaman bükülmesi yine bir astrofizik tanımıyla bir Kara Delik`in çekim alanı kadar bir güç alanını oluşturuyor. Böylece elde edilen dev enerji, ışık yılı gibi çok büyük uzaklıkların aşılmaşıın sağlıyor. Lazar ekliyor;
"Bir uzay zaman bükülümü içinde yolculuk yapıp ilerken, Element 115, Element 116 denen bir başka elemente dönüşerek bir antimadde alanını da yaratıyor. Antimadde alanında oluşan zıt alan ise, Elenet 116`nin sayesinde % 100 enerjiye dönüşebiliyor. Reaksiyonun ISISI sonucunda, ortaya çıkan elektriksel enerji yeterli olduğu gibi, bir tür termo elektrik jeneratörü oluşturuyor. Sözünü ettiğim A Enerjisi, böyle sağlanırken, Delta durumuna geçildiğinde A Enerjisi, uzay-zaman bükülümünü sağlayınca bir tür Kara Delik ortaya çıkınca, ışıkyılları aşılabiliyor..."
Sorular ve kuskular sonsuz, tüm bu bilimsel ama amatörce gözüken iddiaların resmen kanıtlanması gerek ama öte yandan da Robert Lazar`ın da bir fizikçi olduğu biliniyor. Bilimsel çevreler ilginçtir, susuyorlar hatta Lazar`ı yalanlayan veya karşı çıkan kimseye de rastlanmıyor, iki şey olabilir Ya Lazar veya Faicon öylesine saçmalıyorlar ki, yetkililerin hiçbirisi onlara cevap vermeye tenezzül dahi etmiyor, kısacası ilgilenmiyorlar ya da Lazar veya Faicon doğru söylüyorlar ve konunun daha fazla karıştırılmaması için yetkililer seslerini çıkartmayı, yorumsuz kalmayı tercih ediyorlar.
En iyi çözüm, dünyadışı canlıların ortaya çıkması, o zaman tartışacak bir şey kalmayacak. Ama onlar da resmen ortada yoklar. Bu arada akla yukarda geçen bir söz de ister istemez geliyor; dünyadışı canlıların IQ dereceleri gerçekten 200`ün üzerindeyse, o zaman onları anlamamız hiç de kolay değil, hatta imkansız gibi.
Her şeyi bir yana bırakıp, bir an düşünelim. Eğer Falcon ve Lazar doğru söylüyorlarsa ve ABD ile dünyadışı canlılar arasında böylesine gizli tutulan bir ilişki varsa, hatta ABD dünyadışı bir zekanın temsilcileriyle özel bir anlaşma imzaladıysa ve bunu dünya insanlarından saklıyorlarsa çok iyi düşünmemiz gerekiyor. Böyle bir olasılık, tüm siyasi, etnik, dinsel ve hatta ekonomik sorunlardan daha önemlidir çünkü göründüğü kadarıyla çok uzakta değil, kısa bir dönem içinde dünyada ciddi bir degişimin, belki bir bölünmenin ama en önemlisi insanlığın bir bölümü için bir tehdidin ortaya çıkması olasıdır. Neden mi?
Eğer anlatılanlar gerçekse, ABD neyin karşılığında dünyadışı canlıları saklamak ve hatta korumak için milyarlar harcıyor? Bunun bedeli nedir?Kaynakwh webhatti.com: Fakat önemli bir soru daha var, dünyadışı canlılar bu işbirliğinden ne elde ediyorlar ve neden saklanmak istiyorlar? İhtiyatli olmak isteyen çevrelere göre, eğer bizlerden çok ötede bir zekaya sahipseler. Korkmamız gerekir çünkü onların gerçek amacını anlamamız asla mümkün olamayacaktır..
|