Macaronların bu aralar psikopatçasına meşhur olmasıyla ilgili bazı sorunlarım var. Açıkçası tatlı manyağı bir insanım. diyetisyenim umarım okumuyordur ama okuyorsa da olan oldu artık.
Bana ver çikelatayı püskeviti daha da arkasını arama, o derece yani…
Macaronları da seviyorum aslında ama asıl sorunun tatları değil (Nutella gibi mesela) sadece paketlemeleri olduğunu düşünmeye başladım.
Aslında sadece şekerle yapılmış, dişe yapışan, zaman zaman tırt kategorisindeki kremalarıyla Macaron dediğin şey “Ay bi kaşarlı döner olsa da yesek” cümlesindeki “kaşarlı döner” yerine koyulabilecek kadar özel bir tat değil.
Ama bir takım Tumblr kızlarımızın da vermiş olduğu gaz sayesinde ben bile Baylan’dan alır oldum. Çünkü lanet olsun ki NR. 39’un ayakkabı kutuları gibi bu çocukların da paketlemeleri beni ayrıca kendisine aşık ediyor. İçindekini at, kurusunu sakla kıvamlı ürünler bunlar.
Özellikle eşşşeeek kadar pahalı, 25 tanesine 50 TaaLeee isteyen Laduree bu konuda aşmış durumda:
Gördüğünüz üzere o kadar güzeller ki insanda alıp saklama hissi uyandırıyorlar. Bu yüzden de marka olmaları çok kolay. Dahası, süpersonik hediye seçeneği oluyorlar. İçindekini beğenmese de dışındakine aşık olacağı kesin o fazla dergi karıştırıp, sanat aktivitelerine bayılan aynı zamanda da internette fıldır fıldır gezen kızın (ben yani) onu sevmesi.
Sonuç: macaronlar aslında bence paketleme ve fotojeniklik harikası ürünler.
Aynısının Cupcake versiyonunu da yapıcam bu postun, onu da başka şeylere bağlayacağım.
Beni bekleyin anacım…
Mujxx
İmza
|