ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
6 Mayıs 2024, Pazartesi 02:40   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Mühim Mevzular > Politika, Tarih
forum sohbet oyun basliklari
   Osmanlıdan Günümüze Fotoğraflarla Ramazan Etkinlikleri, On Bir Ayın Sultanı Ramazan Ayı
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Tem.2012 Per 12:27:49      Osmanlıdan Günümüze Fotoğraflarla Ramazan Etkinlikleri, On Bir Ayın Sultanı Ramazan Ayısohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle


18. ve 19 yüzyılda İzmir’de yaşanan Ramazan aylarında kentte yaşayan Müslüman kadınlar sahip oldukları tüm hünerleri ortaya koyarak birbirinden güzel sofralar hazırlıyordu. Kurulan bu büyük sofralarda 140 çeşit yemek bulunuyordu. Yardımlaşmanın, birlik ve beraberliğin ayı olan Ramazanda, hurmalar kente gemi yardımıyla getiriliyor ve sokak satıcıları tarafından satılıyordu. Ege’de halen bazı eski mahallelerde en değerli hurma sokak satıcıları tarafından satılır.



Osmanlı padişahları iftara mutlaka çorbayla başlardı. Çorba özel olarak et veya tavuk suyuna şehriye ya da hindi derisiyle hafif sirke ve sarımsaklı tuzlama şeklinde hazırlanırdı. Çorbadan sonra geleneksel tat `yumurta-yı hümayun` sofradaki yerini alırdı. Padişahların Ramazan sofralarından asla eksik olmayan bu tarifi iyi yapan aşçılar padişah tarafından ödüllendirilirdi. Halka şeklinde soğanın Halep yağında iyice kavrulduktan sonra üstüne ince dilimlenmiş pastırma ve su ilave edilerek pişirilmesi, ardından sirke ve şeker eklendikten sonra üstüne yumurta kırılmasıyla hazırlanan bu tarif, Ramazan ayının en vazgeçilmez yemeklerindendi. Günümüzde de özellikle Ramazan ayında hala bazı evlerde geleneksel olarak pişirilip, iftar sofrasına konduğu bilinir.



Ramazan Bayramı’nda hepimiz günlük işlerimizden sıyrılır ve mutlaka normalde olduğumuzdan çok daha şık giyiniriz. Bu, ziyaret ettiğimiz büyüklerimize ve evimize gelen misafirlere duyduğumuz saygının işaretidir. O gün ev ahalisi mutlaka normalden çok daha erken uyanır, bayram namazları kılınır, ev halkı birbiriyle bayramlaşır. Mutlaka küçükler kendilerinden büyük olanları ziyaret edip, el öper. Vefat etmiş yakınlarımızı görmek ya da uzun süredir aramadığımız, dargın olduğumuz insanların gönüllerini almak da Ramazan Bayramı gelenekleri arasındadır. Ramazan ayı, insanları birbiriyle yakınlaştıran, kırgınlıkları bitiren, insanların yüzünü güldüren, gelenekleriyle yaşayan mübarek bir aydır.



Şeker sadece tatlı bir yiyecek olmanın dışında, barışı da simgeler. Yüzyıllar öncesinden bugüne taşınan gelenekte, insanlar barışmak istedikleri ya da kalbini kırdıkları kişilere şeker ikram eder, şekerin dilleri ve sohbeti tatlılaştırdığı farz edilir. İşte bu yüzden bayramlarda herkes birbirine şeker ya da tatlı ikram eder. İslam dünyasındaki diğer ülkelerde de bayramda şeker ya da tatlı dağıtmak adettendir. Şeker alacak gücü olmayanlar da mutlaka şeker niyetine bayramlarda hurma dağıtıyor. Bayramlarda şeker dağıtılmasının ayrıca fiziki bir ihtiyaç olduğunu da eklemek lazım, 1 ay boyunca diyet yapar gibi beslenen vücut bir ay sonunda şekere ihtiyaç duyuyor.

Ramazan gelenekleri yöresel olarak bazı illerde hala devam etse de çoğu yerde maalesef tüm alışkanlıklar geçen zamanla birlikte unutulmaya yüz tutmuş durumda. Geleneklerden bazılarının hala yaşatıldığı illerden biri de Erzurum. Kentte, ilk defa oruç tutan çocuklara çeşitli hediyeler veriliyor. Bunun yanı sıra Ramazan ayında, nişanlı kızların evlerine iftarlık yemekler, hediyeler götürülüyor ve maddi durumu kötü olan vatandaşlara mutlaka iftarlık dağıtılıyor. Erzurum’da her yıl Ramazan ayında 1001 hatim okuma geleneği de hala yaşatılıyor.



Özellikle Bursa’da her yıl Ramazan ayında yapılan Karagöz ile Hacivat gösterileri, eskisi kadar ilgi görmüyor ancak hala Ramazan’ın en geleneksel eğlencesi olma özelliğini koruyor. Gölge oyunu tekniğinin “Karagöz” olarak ne zaman ortaya çıktığına dair değişik görüşler öne sürülse de bu görüşlerden en çok kabul göreni Karagöz ve Hacivat’ın Bursa’da yaşamış gerçek karakterler olduğu. 19. ve 20. yüzyıllarda Ramazan ayında her yerde hem eğlendirmek hem de düşündürmek amacıyla oynatılan Karagöz ve Hacivat oyunları, günümüzde sadece belediyelerin hazırladığı etkinliklerde, özel gösterilerde ya da hala Ramazan ruhunun yaşatılmaya çalışıldığı küçük beldelerde yer alıyor



Bundan 50 yıl öncesinde sadece büyük ve zengin evlerde değil, zamanın orta halli hanelerinde bile mutlaka bir “arap bacı” bulunuyordu. Normal zamanlarda evin tüm yükünü kaldıran arap bacıların sorumluluğu Ramazan ayının gelmesiyle iki kat artardı. Ramazan ayı boyunca her gün en az 8-10 çeşit yemek hazırlamak zorunda olan arap bacılar bu konuda oldukça da maharetliydi. Zamanla İslam kültürüne alışan arap bacılar iftardan sonra da sahur için hazırlık yapmaya koyulurdu. O zamanlar iftar sofralarını hazırlamak normal yemek davetlerinden çok daha özenli ve zahmetliydi. Sahur için hazırlık yaparken uyuyakalan arap bacılar için yazılan maniler de o zamandan günümüze uzanan eğlenceli sözler olarak yerini aldı: “Deryalarda yüzer balıklar, bizim bekçi baklava sayıklar, arap bacı`yı sorarsanız, uykuda pirinç ayıklar.”





Ezine’nin Gökçebayır köyünde eski Ramazanlarda “gezek” adı verilen iftar yemekleri düzenleniyordu. Şimdilerde yavaş yavaş önemini yitiren bu etkinlikte, maddi açıdan durumu iyi olan her aile, ihtiyacı olanlara ve kimsesi olmayanlara iftar yemeği vermekle yükümlüydü. Gezek adı verilen bu iftarların en değişmez özelliği “Pirhu” isimli yemeğin mutlaka sofrada bulunmasıydı. Tüm köy halkını bir sofra etrafında buluşturan ‘gezek’in yerini günümüzde büyük şehirlerde kurulan iftar çadırları aldı.



Siirt’te, İslamiyet öncesi dönemlerden kalan “melede ateşi” geleneğinin amacı; ateş yakılarak, çevre sakinlerine oruç tutacakları günü haber vermek. Bu gelenek zamanla daha eğlenceli bir hale gelmiş, mahalle gençleri kapı kapı dolaşarak ateş yakmak için çalı-çırpı toplamaya başlamış, kapısı çalınanlar ise gençlere para yardımında bulunmuş. Melede ateşi, mahalle meydanında ikindi namazından sonra yakılıyor ve herkes ateşin çevresinde toplanarak Ramazan ayında birlik beraberliğin önemini bir kez daha benimsiyor.




Erzurum’da teravih namazından çıkan herkes, eğlenebilecekleri bir kahvehane bulup, orada zaman geçiriyordu. Kahvehanelerin hitap ettiği kesim kahvehanenin bulunduğu semte göre değişiklik göstermekle birlikte, bazı kahvehanelerde saz şairleri bir araya gelerek sazlı sözlü eğlenceler veriyordu. Ramazanda kahvehanelerin her birinin sürekli müşterileri olduğu gibi, değişiklik arayanlar da, farklı kahvehanelere gidiyor ve Ramazan ruhunu daha fazla hissetmek için burada vakit geçiriyordu. Unutulan bu gelenekle beraber, Erzurum`da çoğu kahvehane de varlığını sürdüremedi.



Ramazan’ın unutulmaya yüz tutmuş geleneklerinden biri hala Samsun’un Bafra ilçesinde sürdürülüyor. Özellikle çocuklar için ayrı bir anlam taşıyan bu gelenek, “sele-sepet” adıyla biliniyor ve Ramazan ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gece gerçekleştiriliyor. Şenlik, iftardan hemen sonra başlıyor ve çocuklar ellerinde taşıdıkları “sele-sepet” adı verilen fenerlerle evleri dolaşarak bahşiş topluyor. Çocuklar; “sele-sepet top kandil / aç kapıyı ben geldim / ay da yıl da bir kere / kapınıza ben geldim” şeklinde manilerle teravih vaktine kadar mahalleleri dolaşıyor


Gaziantep’te iftar ve sahurda komşuların birbirlerine yemek göndermesi çok uzun yıllardır süregelen bir gelenek olmasına rağmen, artık apartman hayatına geçilmesiyle unutulmaya yüz tutmuş. Ancak yörede hala hemen hemen her evde “Ramazan kahkesi” geleneği devam ediyor. Ramazan kahkesi, çocuklara orucu sevdirmek amacıyla yapılan bir simit türü. 1930’lu yıllardan günümüze gelen kahkenin 15 çeşidi bulunuyor ve en çok tercih edileni ise Ramazan ayı dışında pişirilmeyen Ramazan kahkesi.



Özellikle Isparta ili ve yöresinde üç aylara girilmesiyle beraber bütün halk el birliği yaparak mahalle camisini, minaresini ve cami meydanlarını “tırtır” adı verilen renkli kâğıtlarla süslüyor. El birliği ve yardımlaşmayla yapılan bu aktivite yaşanılan yeri hem bir bayram havasına çeviriyor hem de Ramazan`ın ruhunu üç aylar bitinceye kadar yaşatıyor. İmece usulü yapılan bu süslemeler o kadar değerli ki çalınmasın diye sabaha kadar başında mutlaka bir kişi nöbet tutuyor.



Eski dönemlerde Ramazan ayının en yaygın eğlencesi olan tombala günümüzde bu özelliğini yitirmişe benziyor. Özellikle geçmiş yıllarda topluca oynanan tombala oyunları Yalavo’da Ramazanın en yaygın eğlencesiydi. Tombala çekilişleri için önceden değerli hediyeler hazırlanır ve iftardan sonra başlayan oyun, sahur vaktine kadar devam ederdi. Unutulmaya yüz tutan bu gelenek Yalova’da hala zaman zaman yapılan küçük çekilişlerle kimliğini korumaya çalışıyor.


İlk kurulduğu yıllarda içinde 10 hane bulunması sebebiyle Onköy adını alan, sonra zamanla değişime uğrayarak resmi kayıtlara İnköy adıyla geçen, Gerede’nin bu güzel köyünde, Ramazan ayında geleneksel toplu iftar yemekleri veriliyor. Köyde bulunan evler her gün sırayla köy odasında iftar yemeği veriyor ve işte bu iftar yemeklerine “imam löbedi” deniyor. İftardan sonra köy çocuklarının meydanda toplandığı ve çocuklara şekerlerin dağıtıldığı bu köyde, “imam löbedi” denen toplu iftar geleneği hala yaşatılıyor.



Yüzük oyunu özellikle Aksaray’da hala devam eden bir Ramazan geleneği. Teravihten sonra bir araya toplanan aileler tarafından oynanan bu geleneksel oyunda bir tepsi üzerine ters çevrilmiş 9 fincan konuluyor ve bunlardan birinin altına da yüzük saklanıyor. Karşılıklı iki ekip kurularak oynanan bu oyunda kazanan ekip, kaybeden ekibi kendi aralarında karar verdikleri değişik cezalarla cezalandırıyor. Günümüzde televizyonun varlığı birçok geleneğin yok olmasına neden olsa da, yüzük oyunu Aksaray’ın yanı sıra Karaman’da da hala varlığını sürdürüyor
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir