ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
29 Mayıs 2024, Çarşamba 06:57   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Önemli Bilgiler
forum sohbet oyun basliklari
   TÜRK KADINI
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

GoLetsGO

GoLetsGO resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  2.Nis.2006 Pzr 20:36:30      TÜRK KADINIsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
TÜrk Kadininin Yerİ....

Nasıl olup da eşsiz dilimizde yer edindiğini bilmediğim ‘her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır’ sözü muhtemelen kadını ikinci planda gören Avrupalının icadı bir sözdür.Türk kadınının medeni ve siyasi birçok hakka sahip olduğu dönemlerde Avrupa’da cadı olduğu gerekçesiyle kadınlar öldürülüyor , ibadethanelere dahi alınmıyorlardı.Yani medeniyeti bize örnek gösterilmeye çalışılanlar bizden çok daha geç medenileşmişlerdir(!).



Türk töresinde kadının yeri erkeğin yanı olmuştur. Kurultaylarda söz hakkına sahip ,gerektiğinde silaha sarılıp mücadele veren , iffet ve namus timsali olan kadınlar ; Türk kadınlarıdır. Öyleyse biz bu sözü Türk milleti için özlü bir söz haline getirmek istersek ‘her başarılı erkeğin yanında başarılı bir kadın vardır’ diye kullanabiliriz.



Günümüzde Türklük üzerine oynanan oyunlardan biri de Türk kadının yeri meselesidir. Milletimize bile bile dayatılan güya modernlik , çağdaşlık adı altındaki estetik bir meta haline getirilen kadın tipi ancak şarlatanlık olabilir. Medyanın yarıçıplak resimlediği; moda budalası, düşünmekten yoksun bırakılmış kadınlar ya da Anadolu kadınının ve tüm ev hanımlarının acınacak halde olduğuna inandırma uğraşındaki ‘kadın programları’ Türk kadınına hakaretten başka bir şey değildir.



Türk’ün kendi töresinden başka hiçbir düzene ihtiyacı yoktur. Ne kapitalizmin doğurduğu zenginliğin tadını çıkaran,burjuva özentisi kadın; ne de komünizmin beklentisini karşılayan proleter kadın modelleri Türk’ün milli değerlerine uygun değildir. Türk kadını varoluş sebebini , bu sistemlerin ortaya atılışlarından yüzyıllar önce kanıtlamıştır.Büyük Türk tarihinde ismi yüreklerimize ve beyinlerimize kazınmış er kişiler gibi devlet yönetmiş, savaşmış,zorluklarda direnmiş yiğit kadınlarımız da vardır.



İşte bu yürekli Türk kadınlarından biri Süyün Bike’dir. Kazan Hanı Safa Giray 1547’de ölür. Oğlu Ödemiş Giray iki yaşında olduğundan varisi annesi Süyün Bike olur. Ruslar 13 Şubat 1550’de Kazan’a hücum eder. Süyün Bike de diğer kahramanlardan geri kalmadan savaşır. Fakat şehir düşer ve Kazan Beyleri ile birlikte o da esir alınır. Gemilere bindirildiklerinde halk gözleri yaşlı nehrin kenarında beklemektedir.



Kazan Melikesi var gücüyle bağırır:

-“Kazan..Kaygulu , kanlı şehir!..Başından tacın düştü... Sen şimdi dul kadın gibisin! Sen şimdi efendi değil , kul oldun!..Sen başsız arslan gibisin! Her devlet akıllı Han ile idare edilir , güçlü çeri ile ayakta kalır!.. Bunlar olmayınca, herkes senden Hanlığı alır! Eski günlerini, bayramlarını hatırlayıp, benim gibi ağla artık.. Nerede senin eski Hanlık bayramların? Nerede sendeki çocuklar , beğler , Töreler?... Nerede senin genç kadınların , güzel kızların; onların şen sesleri nerde?..Hepsi kayboldu değil mi? Bundan sonra sende,bunların yerine ağlamalar, inlemeler olacak!..Sende bal akan ırmaklar, pınarlar vardı.. Bundan sonra onlarda senin

evlatlarının kanları ve gözyaşları akacak!.. Rus kılıçları onları kırıp geçirecek!.. Ey Tanrım!.. Bizim en azgın düşmanımız olan İvan’a

tez cezasını ver!.. Kazan’ın başına bu belaları açan Şeyh Ali ile Türeleri cezasız bırakma! Onlar beni düşman eline düşürünceye kadar çalıştım; çekmiş olduğum eziyet ve sıkıntıları onların da , onları umursamayan ve ülkelerine sahip çıkmasını bilmeyen Kazanlıların da başına ver Tanrım!..Ver ki ,bundan sonrakilere ibret ve ders olsun ; başka Türk Yurtlarının başına böylesi gelmesin!...”



Bu esir alınıştan sonra Süyün Bike’ye ne olduğu konusunda çeşitli rivayetler var.Ama bilinen bir şey başka Türk yurtlarının başlarına da böylesi sıkıntıların geldiği ve neredeyse hepsinde Türk kadınının da mücadele verdiği gerçeğidir. Türkiye’de Kurtuluş Savaşı’na kadar silahlı mücadelelerin içinde yerini alan kadınlarımız savaş sonrasında da fikir, ilim, siyaset ve sanat alanlarında milli denebilecek mücadeleler vermişlerdir.

Zaten önemli olan herkesin kendine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmesi değil midir? Öyleyse her birimizin Türk milletine faydalı olacak hedefler belirlememiz gerekir. Reşide Sançar, vazifesini yerine getirmiş örnek almamız gereken bir Türk kadınıdır.



Türkçülüğün yol başçılarından Nejdet Sançar’ın eşi Reşide Hanım, oğlu Afşın’ın ardından eşinin de acı kaybıyla, duygularını Haziran 1975 ÖTÜKEN Dergisi’nde şu şekilde dile getirmiştir:



“...3 Eylül 1944’te , çektiğim yokluk ve acılar

içinde Afşın’ı dünyaya getirdiğim zaman da benim için hayatımda bir dönüm noktası idi.yavrumun yüzüne bakarak çektiğim ızdırapları unutuyor , hayata Afşın için bağlanıyordum. Onu, Türklüğe faydalı olacak şekilde yetiştirebilmek için, kafamda planlar tasarlıyordum. Tanrı buna yalnız on altı yıl izin verdi. 5 Kasım 1960’ta onu benden koparıp geri aldı. Ruhumu ve sevgimi onunla beraber gömdüm. Aradan geçen on beş yılda göz yaşlarım dinmedi. İçimi kavuran bu ateş yetmiyormuş gibi 22 Şubat 1975’te vefakar eşim Nejdet’i de kaybedince yuvam yıkıldı. Dünyam zindan oldu......Fakat eşimle birlikte karar verdiğimiz ve mukaddes saydığımız vazifelerim vardı. Tanrıya bu vazifelerimi bitirinceye kadar bana ömür vermesi için dualar ettim...Bütün kuvvetimi toplayarak; kanımla bağlı bulunduğum VATAN ve MİLLETİME son vazifelerimi de yapmalıydım....”



Reşide Sançar, Zeynep Kamil Hastanesi’nde eşi , oğlu ve kendi adına dört oda düzenletmiş ve tüm mal varlığını şanlı ordumuzun kara , deniz ve hava kuvvetlerine bağışlamıştır.(Ruhu şad olsun)



Bugün bize yakışan , Türklük şuur ve gururuyla özünü kaybetmeden hatta özüne dönerek yaşamaktır.Türk kadınını layık olduğu mecralara taşımak yine bizlerin elindedir.



Millet ; kadını, erkeği , genci ve yaşlısıyla bir bütün olduğu gibi milli dava da bu bütünlük içerisinde savunulur ise sağlam olacaktır. Öyleyse Türkçülük ; Türk kadını ve erkeğinin el-ele verip savunacağı bir davadır.Yanımızda daha fazla Türkçü bayan görmek ümidiyle .....

S.Ceylan MAMAT
__________________
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir