ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
| | |
|
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 23.Kas.2012 Cum 19:12:49 Bir Zamanlar Türkiye |
|
Bir zamanlar Türkiye! TEĞMEN ‘KARA’ FATMA HANIM (fotoğrafın sağında) VE BİRLİKLERİ 1923’TE İSTANBUL’A GİRİYOR Streit bu fotoğrafın arkasına şöyle yazmış: “Tğm. Fatma Hanoum, Türk-Yunan savaşı sırasında cephede bir kadınlar bölüğünün başında savaşırken kazandığı madalyalarıyla.” Streit, onun ‘’kadınlar bölüğü’’ne komuta ettiğini söylerken hata yapıyor, erkeklerden oluşan bir birliğin, muhtemelen fotoğrafta sağında duranların başındaydı.
KARDA YALINAYAK SU TAŞIYAN KIZLAR C. K. Streit köyle ilgili izlenimlerini şöyle anlatmış: “Sekili`de kalan köylüler yoksulluk içerisinde ve yırtık pırtık giysilerle yaşıyorlardı. İki kızın nehirden su taşırken karda yalınayak yürüdüğünü gördüm. İçlerinden biri resmini çekmeye çalıştığımda korktu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.” [Sekili köyü Yozgat vilayetinin Yerköy kazasındadır]
MUSTAFA KEMAL PAŞA EVİNDEKİ OFİSİNDE
NEAR EAST RELIEF`İN MERZİFON`A GİDEN “REO” KAMYONETİ C. K. Streit`in Merzifon yolculuğuna ilişkin söyledikleri şöyle: “Hız göstergesi saate 2 mil ilerlediğimizi gösterecek kadar küstahtı. Gecenin dördünde iki saat kar kürekleyip arabayı ittik. Bizi pek hoş şeyler beklemiyordu, çünkü ateş yakacak odun da benzin de yoktu. Fakat yaratıcılığımız ve gücümüz tükenme noktasına geldiğinde arabayı kar yığınından çıkardık.”
MİLLİYETÇİ BİRLİKLER ESKİŞEHİR`DE C. K. Streit`in Eskişehir ziyaretine ilişkin izlenimleri şöyle: “Yol üstünde bir istasyonda (Eskişehir) Türk Ordusunun savaşan bir kurum olarak bu kadar iyi olmasının sebebini daha iyi anladığım bir örnekle karşılaştım. Kasabadaki bir Türk subayı trenimizi bir başka görev için terk ediyordu. Erler ona veda etmek için çevresinde toplanmıştı. Her biri, subayın elini ilk önce çenelerine, sonra alınlarına değdirerek, Türk usulu selamladı ve sonra elini sıkıp öptüler. Tren kalktığında bazılarının gözlerinde yaş vardı. Türk subayları ve askerleri arasında başka güzel hissiyat örneklerine de raslamıştım ama bu duygu seliyle hiçbiri yarışamazdı.”
MUSTAFA KEMAL PAŞA ESKİŞEHİR YAKININDAKİ CEPHEYİ ZİYARET EDİYOR ŞUBAT 1921 [Sağında Binbaşı Salih (Bozok) ile] C.K. Streit fotoğrafın arkasına şöyle yazmış: Mustafa Kemal Paşa ve ateşeleri Eskişehir`de bir teftiş gezisi sırasında (Şubat) Fotoğraf Mustafa Kemal Paşa`nın resmi fotoğrafçısı Esad Nedim`e ait.
MUSTAFA KEMAL PAŞA`NIN GÖZLÜKLÜ NADİR BİR FOTOĞRAFI
ANKARA`DA SOKAKTAN BİR MANZARA ANKARA / 1920 -1921... C. K. Streit: “Beni en çok etkileyen şeylerden biri de konuştuğum Türkler`in çoğunun gösterdiği bırakın mütevazıyı alcakgönüllü ruh haliydi. Benden istedikleri tek şey gördüklerimi olduğu gibi rapor etmem oldu.”
Bir zamanlar Türkiye! MUSTAFA KEMAL PAŞA KENDİ OTURMA ODASINDA (3 MART 1921) C. K. Streit`in kaleminden: “Beni kabul ettiği calışma odası resimler, fotograflar, kitaplar, sanat objeleri ve mobilya ile zevkle döşenmişti. İnsanın herhangi bir üst sınıf Batılı evinde rastlamayı bekleyeceği bir oda. (...) Mustafa Kemal Paşa ile mülakat yaparken ellerinin bilinçsizce kehribar bir tespihle oynadığını fark ettim.”
SAMSUN`DAN ÇORUM`A GİDERKEN DEVE, BEYGİR VE EŞEK KAFİLELERİ
C. K. Streit yolculuğu şöyle anlatıyor: `Samsun’dan Çorum`a giden yolda Doruk Han’da deve sürücülerinden birine seyahatin güvenli olup olmadığını sormuştum: “Birkaç ay evvel bu yolda seyahat edemezdiniz”dedi, “ama artık babamız Mustafa Kemal Paşa sağolsun eşkiya tehlikesi yok. Allah ona uzun ömür versin” dedi.
STREİT`İN SUSUZ LOKOMOTİFİ İÇECEK MOLASI VERİRKEN Fotoğrafın arkasına “Lokomotifimiz içkisini yudumluyor” yazan C. K. Streit `mola`yı şöyle anlatmış: “Türkler`in Ankara`dan Sivas`a döşediği dar hatlı demir yolunun mevcut son noktası olan Yahşihan`dan Ankara`ya yola çıktık. Rüzgarı azaltması için bavulumuzu yulaf yığınının tepesine yerleştirdik ve arkasına uzanarak seyahat ettik. O gün birçok hadise oldu. Küçük lokomotif su borularında bir sorun vardı. Hareket etmeden önce buhar kazanının elden ele kova taşınarak doldurulması gerekti. Bu lokomotife ancak susuz denilebilir. Geçtiğimiz her akarsu ve sulama arıkının yanında durup hortum çekerek lokomortifin susuzluğnu giderdik
TİPİK ANADOLU DÜKKANLARI C. K. Streit`in kaleminden: “Madan`da [Maden] öğle yemeği için mola verdik ve bir Rum restoranında yemek yedik. Bir sokağa çoğu Ermeni olan demirciler ve bakırcılar dizilmişti, arada Türk zanatkarlarının dükkanları da bulunmaktaydı. Türkiye`deki mağaza ve dükkanlar üç aşağı beş yukarı birbirine benziyor - bir taraf tamemen açık ve sokağa bakan tek küçük bir oda.
6 EKİM 1923`TE “GRAND RUE DE PERA” C.K. Streit fotoğrafın arkasına şöyle yazmış: “Türk birliklerinin İstanbul`a girmesinin şerefine Türk Zafer Takı”
SAMSUN`DA RUM, ERMENİ VE TÜRK KADIN TÜTÜN İŞÇİLERİ 1920-1921, C. K. Streit: “Samsun’dan ayrılmadan önce Rum, Ermeni, Türk kadın ve çocuklarının yan yana çalıştığı Regie [tütün] fabrikasını ziyaret ettim. [Rum fabrikası idi] Türk kadınları savaşın çıkmasından itibaren evlerinden dışarıda yeni çalışmaya başlamıştı -bu da kadınların tecrit edilmesinin sona ermeye başladığının bir diğer göstergesidir.
STREIT’İN YAYLISINI TAMİR İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDERKEN Streit bu fotoğraf arkasına şöyle yazmış: “Tuz Çölü’nde bir kaza – arabam ‘yaylı’ buzlu akarsuda takıldı, dingil kırıldı.” Buzlu sudaki çıplak bacaklı Türk jandarmaya dikkat
Streit, milliyetçi birlikler içerisinde çocuk askerlerle görüştüğünü anlatırken onların etkisinde kaldığını gizlemiyor. Streit çocuk askerler için şunları söylüyor: "Kendilerini çok ciddiye alıyor ve adam havası taşıyorlardı. Ve sadece çocuk değillerdi: Birçok yetişkinin yaşamamış olduğu deneyimler onları olgunlaştırmıştı. Ufaklıklar hayatı görmüş ama hayat onları yozlaştırmamış. Bazı yönlerden yetişkin erkekler ama kalplerinde hala çocuklar.
Asker çocuk Tevfik: "Üç tabancam vardı, biri Fransız, biri Yunan, biri de Bulgar yapımı.Bulgar karabinamı Paşa`ya (Mustafa Kemal) verdim. (...) Eğer onu kemerine takarsa ve yanına elli fişek alırsa otomobilinde giderken kendini koruyabilir."
Asker çocuk Cemal: "Bana Türk düzenli birliklerinden bir subayın yazdığı ve karşılaşacağı herkese onu öven bir mektup gösterdi: `Yaşı küçük olsa da erkek gibi savaşmıştır ve hemşehrilerinin takdirini hak etmiştir. Bir kez başından, bir kez de sol kalçasından olmak üzere iki kez yaralanmıştır` (sf.65-75)
KÖY DÜĞÜNÜNDE MÜZİSYENLER VE HALK OYUNU OYNAYANLAR
TÜRKİYE / 1920-1921... C. K. Streit: “Dinar`a gelmeden evvel bir düğün için hazırlıkların yapıldığı küçük bir köy kasabasında durduk. Vardığımızda bir grup köylü bir bayrak, davullar ve zurnalarla (enstrümanlar el yapımıydı) köye giderken, düğün ateşini hazırlamak üzere çalı taşıyan bir öküz arabasına eşlik ediyordu. Yük, bayrakla donatılmış bir evin kapısında boşaltıldı. Düğün bu evde olacaktı. Kadınlar peçeli değilerdi.” | |
CCTUB3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 27.Kas.2012 Sal 19:02:10 |
| Aslında güzel bir çalışma diyebileceğim bir anda yarım yamalak bırakıp sonuca gelmemeni beğenmedim manolya gönül isterdiki bu güzel sunumu pekiştirerek sonlandırabildiğini görmekti göremedik like etmiyorum | |
BoleroDeRavel
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2012 Çar 00:36:48 |
| SON ŞARKI & Ümit BESEN
Bir damla yaş oldun sen gözlerimde Dudağımdan düşen bir şiir oldun Bitmeyen şarkıydın benim dilimde Bir anı bir mazi bir hayal oldun
Aşkını kalbimde taşımıyorum Verdiğin resmini saklamıyorum Veda ediyorum sana aşkıma Değiştim ben artık ağlamıyorum
Sana yazdığım en son şarkı bu Bir daha seni anmayacağım Güzel günlere geçen dünlere Elveda deyip unutacağım
Hayalin yok artık her an gözümde Dilimde değilsin yoksun içimde Düşünmüyorum ben seni her gece Bir şarkıydın artık söylemiyorum
Kurudu gözlerim dert saymıyorum Yabancısın artık tanımıyorum Girmiyorsun benim gecelerime Sen benim rüyamdın bak görmüyorum
Sana yazdığım en son şarkı bu Bir daha seni anmayacağım Güzel günlere geçen dünlere Elveda deyip unutacağım
| |
Realitex
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Ara.2012 Cum 20:30:55 |
| O eski Türkiye yi cok özlüyorum. | |
| | |
| |