ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
| | |
|
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2012 Cum 15:03:17 Müzeler ve Kentler |
|
Amsterdam RIJKSMUSEUM
Amsterdam Avrupa’nın en heyecan verici kentlerinden. Kentin zengin tarihi ve sanatçılar için üstün yaratıcılık imkânı sunan ortamı dillere destan. Ulusal Anıt ve Kraliyet Sarayı’nın bulunduğu Dam Meydanı, eski kent merkezini çevreleyen kanallarda motorla gezinti, Rembrandt’ın gömülü olduğuna inanılan, muhteşem manzara sunan kulesiyle Westerkerk Kilisesi ve meşhur Red Light Bölgesi turistlerin ilk adresi.
Kentin keyfini çıkarmaksa Rijksmuseum’un havasını solumaktan geçiyor. Son 10 yıldır renovasyon ve restorasyon süreci geçiren müze, Nisan ayında ana binanın kapılarını ziyaretçilerine açacak. Tarihi binası tamamen restore edilen, galerileri modernleştirilen ve dünyada 365 gün hizmet verecek ilk ulusal müze olmaya hazırlanan Rijksmuseum, değerli yüzlerce eserini şimdilik ana bina yerine yan galerilerde sergiliyor. Hollanda’nın tarihini gözler önüne seren müze ünlü eserlere de ev sahipliği yapıyor. Rembrandt’ın en ünlü eseri Gece Devriyesi (1642) ve Johannes Vermeer’in Süt Boşaltan Kadın isimli tabloları, Hollanda sanatının altın çağını gözler önüne seriyor.
Evet, kriz can yaktı;can sıkmaya da devam ediyor.Ama Atina hakkında unutmamanız gereken, buranın onlarca badire atlatmış yüzlerce yıllık bir kent olduğu. Antik tarihin modern kentle iç içe geçtiği Atina’nın sahip olduğu arkeolojik eserlerin görkemi insanda heyecan duygusu yaratmak için tek başına yeterli.
Yine de kent sevimli kafeleri, geleneksel tavernaları, hareketli meydanları ve modern sanat galerileriyle farklı tatlar arayan gezginleri de kendine çekmeye devam ediyor. Sezonun sona erdiği sonbahar aylarında yüzlerce Yunan Adası’ndan birinde sessiz ve huzurlu birkaç gün geçirmeden önce Atina’da duraklayıp Yunanistan’ı Yunanistan yapan antik tarihin kokusunu almanızda yarar var.
Bunun için en doğru adres Ulusal Arkeoloji Müzesi. Yunanistan’ın farklı köşelerinde çıkarılmış onbinlerce eserin buluştuğu müzede tarih öncesinden geç antik döneme kadar farklı çağların izini sürebilirsiniz . Dünyanın en önemli müzelerinden biri olarak gösterilen Ulusal Arkeoloji Müzesi, Yunan mitolojisinde bahsi geçen dünyanın üç boyutlu hale getirilmiş bir kopyası sanki.
1876’da Heinrich Schliemann tarafından Mycenae’de bir mezarda bulunan ve Schliemann’ın efsanevi Agamemnon’a ait olduğuna inandığı altın Agamemnon Maskesi ya da Girit açıklarında bulunan gemi enkazından çıkarılan filozof statüsü gibi ünlü tarihi eserleri, müzenin neoklasik binasının içindeki galerilerde görebilir, kendinizi zaman tüneline girmiş gibi hissedebilirsiniz Müzenin heykellerle donatılmış bahçesinde kahvenizi yudumlamayı unutmayın.
Meksika ULUSAL ANTROPOLOJİ MÜZESİ İspanyolların fethinden önce Olmekler, Aztekler ve Mayalar gibi birbirinden gelişmiş ve mistik uygarlığa ev sahipliği yapan bu topraklar, baştan aşağı tarih ve kültür merkezi. Kentin antik kalıntılarını ve sömürge dönemi yapılarını gezdikten ve nefis taco’ları mideye indirdikten sonra kendinizi mutlaka şehrinin kalbindeki Chapultepec Park’a atın. 1971 yılında açılan Ulusal Arkeoloji Müzesi dünyanın en iyi arkeoloji ve antropoloji müzelerinden biri olarak gösteriliyor.
Dünyanın en geniş antik Meksika sanatı koleksiyonuna sahip müze ayrıca Meksika’nın yerel halklarına ait etnografya sergisiyle de dikkat çekiyor. Müzenin galerileri arasında dolanırken kendinizi Indiana Jones filminde hissetmeniz an meselesi. Meksika’nın sembollerinden kabul edilen ve Güneş Taşı olarak bilinen 1400’lerde yapılmış Aztek takvimi, Oaxaca sergi alanındaki yeşim taşından Zapotek yarasa tanrı maskesi gibi nadide parçaların da bulunduğu her bir eser hayal gücünüzü çalıştırmanıza yardımcı olacak.
Buenos Aires MALBA Geçen yıldan beri en hip turizm destinasyonlarından biri olarak gösterilen Arjantin, özellikle Buenos Aires, hepimizin gidilecekler listesinde üst sıralarda ama doğrusu kalkıp giden de pek az. Halbuki dünyaca ünlü sığır etinden yapılan parrilla’ları (ızgara et yemeği), dağlık Cuyo bölgesinde üretilen Arjantin şaraplarını tatmak; ihtirasın kol gezdiği tango kulüplerinde tutkuya teslim olmak için karar alıp yola çıkmanız yeterli.
Ülkenin kültür ve sanat merkezi Buenos Aires galerileri, yeni açılan şık restoranları, bitpazarlarının mesken edindiği ara sokaklarıyla gerçek bir çekim merkezi. Bohem hayat denince akla ilk gelen San Telmo mahallesindeki modern ve stil sahibi küçük otellerde kalıp sokaktaki hayatı sindirdikten sonra bir gününüzü de Malba’ya ayırın. Malba-Fundación Costantini, uzun adıyla Buenos Aires Latin Amerika Sanatı Müzesi, Güney Amerika’da 1900’lerden günümüze çağdaş Latin Amerika sanatına odaklanmış tek müze.
Kapılarını 2001’in Eylül’ünde açmış; ancak genç bir müze olmasına rağmen şimdiden dünya çapında söz sahibi. Öyle ki bu yıl Nisan-Ekim ayları arasında daimi koleksiyonunun en özel parçaları ABD’de sergilendi. “Latin Amerika Sanatı 1945-1990” başlıklı bu özel sergi sayesinde Frida Kahlo, Wifredo Lam, Diego Rivera, Emilio Pettoruti gibi sanatçıların daha önce ülkeden çıkmamış pek çok eseri ABD’yi fethetti.Müze’nin kurucusu, koleksiyoncu Eduardo F. Costantini. Müze bugün Costantini’nin kâr amacı gütmeyen vakfı aracılığıyla yönetiliyor.
Müze Arjantin’den Meksika’ya tüm Güney Amerika ülkelerinden çıkmış resimden heykele, fotoğraftan enstalasyona 500’ün üzerinde eserden oluşan efsanevi Costantini Koleksiyonu’nu ulaşılabilir kılmasının yanı sıra kültür sanat etkinlikleri, film gösterimleri, yoğun sergi programıyla dinamik bir kültür merkezi. Latin Amerika sanat tarihinin altını çizerek bölgede bu alanda bir bilinç yaratmayı amaçlayan müze aynı zamanda genç Latin Amerikalı sanatçıları da uluslararası sanat dünyasında görünür kılıyor. | |
| | |
| |