Bu vesileyle Murad’ın borçlarının birçoğu Hristaki’yedir Hristaki de müstakbel sultana borç vererek geleceğe yatırım yapmıştır Veliahd Murad’ın borçlarının yekûnu 211350 liradır Murad Efendi’nin aylık gelirinin yaklaşık 1190 Osmanlı lirası olduğu düşünüldüğünde aradaki uçurum hemen fark edilmektedir Bu maaş zamanı içinde de azımsanacak bir rakam değildir ve normal şartlarda şehzade Murad’a kâfi gelecek bir maaştır Yani hazine maaşları zamanında ödemiş olsa dahi Murad Efendi borçlanacaktır
Sultan Abdülaziz hal’ edilip Topkapı Sarayı’na götürülürken Saray’da tam bir mücevher yağması meydana gelmiştir 1622’de Osmanlı Sarayı’ndaki İngiliz Büyükelçisi Sir Thomas Roe Osmanlı tarihinde ilk kez halkın padişahı tahttan indirmesi olayını anlatırken asilerin yeni sultana kılıç kuşandırmak için saraya girmeden önce “kendi evleri ve namusları olarak gördükleri saltanat makamını yağmalamamak üzere hep birlikte and içtiklerini” söylemektedir Ancak elçinin naklettiği hassasiyetin bu dönemde maalesef kaybedildiğini görmekteyiz Ne hazindir ki Sultan Abdülaziz saraydan çıkarılırken önce askerler tarafından saray yağma edilmiş ancak bu durum darbe paşalarınca hemen örtbas edilmiştir Ardındansa asıl acı olan Sultan Murad’ın annesi ve Murad’ın tahta çıkışıyla Mabeyn Müşiri olan Damat Nuri Paşa tarafından hanedana ait mücevher ve değerli eşyaların talan edilmesidir
Osmanlı Arması Kompozisyonlu Broş
Yapılan ihtilal esnasında Abdülaziz’in mal varlığı dışında padişahın annesi eşleri ve bütün harem halkının mücevherleri ve kıymetli eşyalarına el konulmuştur Bu kıymetli eşya ve mücevherat Abdülaziz’in hareminin kişisel mallarıdır yani saltanat makamına ait mallar değildir Abdülaziz’in hal edilmesinden sonra annesi hanımları ve bir kısım bendegânıyla birlikte Topkapı Sarayı’na götürülürken yanlarına para mücevher ve değerli eşyalarını almalarına izin verilmemişti Abdülaziz Topkapı Sarayı’ndan Feriye Sarayı’na götürülürken de harem halkının gayet alçaltıcı bir şekilde teker teker üst baş aramasıyla kontrolden geçirildiği söylenir
Nitekim Ortaköy’e nakledildikleri gün annesiyle diğer aile efradının ve cariyelerinin üzerlerinde kalan mücevherlerle altın ve gümüş eşyalar çekilip alınmıştır Hatta bu sırada Abdülaziz’in üçüncü hanımı rütbesinde bulunan Meşveret Kadınefendi subayların hakaretine uğramış mücevher sakladığı düşünülerek örtündüğü şal zorla çekilip alınmış ve açık saçık bir halde ortada kalan ve zaten hasta olan kadınefendinin bu hakaretlerden sonra hastalığı artmış Abdülaziz’in ölümünden hemen sonra vefat etmiştir
Mir’ât-ı Şunûât’da Mehmed Memduh Efendi Dolmabahçe’de bulunan cariyelerinin saradan çıkarılıp kayıklara bindirilirken mücevher alıp götürmemeleri için bazı zabitlerin pek çirkin ve yüz kızartacak şekilde üzerlerinde mücevher araması yaptıklarını belirtmektedir
Sultan Abdülaziz haremine ait mücevher yağması daha ziyade yeni Valide Sultan Şevki Efsâr tarafından gerçekleştirilmiştir Valide Sultan’dan kurtarılabilen mücevherler ise ihtilalci paşalar tarafından kurulan bir komisyonca kayıt altına alınmış bunların halkın parasıyla alındığı dolayısıyla halk için harcanması gerektiğine karar verilmiştir Ancak kısa bir süre içinde halkın malı olduğu söylenen bu mücevherlerin büyük bir kısmı çoğu Sultan V Murad’ın veliahdlik zamanına ait olan kişisel borçları karşılığında Hristaki Efendi’ye rehine verilmiştir
Sultan Hamid
Baştan beri Genç Osmanlılar’ı ve ihtilalcileri destekleyen Hristaki aynı zamanda V Murad’ın ve annesinin özel bankeriydi Hristaki sürekli olarak Murad Efendi’ye borç veren vaktinden önce efendi ve annesinin maaşlarını ödeyen tabii bunlara yüksek faiz işleten bir veliahd finansörüdür Hristaki’nin padişahın tahta çıkması ve akli dengesini yitirmesi üzerine hemen ihtilalci paşalar Valide Sultan ve Nuri Paşa ile anlaşarak çoğu Abdülaziz haremine ait mücevherleri rehin almış kısa bir zaman sonra da bir daha geri gelmemek üzere Paris’e gitmiştir
V Murad’ın akli dengesinin bozulduğu günlerde bunun halk içinde de duyulması ve huzursuzluklara sebebiyet vermesi sonucunda darbeci paşalar istemeyerek de olsa Şehzade Abdülhamid’i padişah ilan etmek durumunda kalmışlardı II Abdülhamid tahta geçtikten kısa bir süre sonra V Murad’ın borçlarını ele alır ve rehin verilen kıymetli mücevherlerin geri alınmasına dair dava açılması için harekete geçer ve araştırma başlatır
Her ne pahasına olursa olsun mücevherlerin Hristaki’den alınması gerekmektedir zira hem maddî hem de manevî böylesine mühim emtianın darbecileri desteklemiş olan Hristaki’nin elinde bulunması tehlike arz etmektedir Abdülhamid Kanun-i esâsi kapsamında yapacağı bu teşebbüsü VMurad’ın borçlarının ödenerek şerefinin kurtarılması ve Abdülaziz hanedanının mağduriyetinin giderilmesi şeklinde bir gayeye bağlar ve Hristaki ile bir dizi görüşme yapılır Neticesinde mücevherlerin büyük kısmını Abdülhamid geri alır Ancak bu sefer de padişahlık makamına ait çiftlikât-ı hümayunlar Hristaki’ye bırakılır Bu belli bir yıl için yapılan satıştır Bu müddet sonunda bu çiftlikler geri alınacaktır Sadece bu müddet için bu çiftliklerin gelirleri Hristaki’ye tahsis edilmiştir Böylece mücevherler kurtarılmış ve V Murad’ın borçlarının ödenmesi için bir ödeme planı yapılmış olur
"Hareket Ordusu Efradının Makriköy Üzerine Yürüyüşü"
Sultan II Abdülhamid 31 Mart Vak’ası’ndan sonra 27 Nisan 1909 tarihinde tahttan indirilmesiyle birlikte Osmanlı haremi ikinci bir mücevher yağmasıyla karşılaşır Bu sefer talancılar valide sultan işbirlikçileri ve ihtilalci paşalar değildir 31 Mart Harekâtı’na katılmış birçoğu gayr-ı müslimlerden oluşan çapulcu takımı ve askeri grupların katılımıyla Yıldız Sarayı’nda büyük bir yağma yaşanır Bu tıpkı bir zamanlar Sultan Aziz’e olduğu gibi II Abdülhamid’den intikam alma gayretidir Yağmadan arta kalanlar ise İttihad ve Terakki’ce yurtdışında müzayedeye çıkarılır ve orada satılır Parası Donanma Cemiyeti’ne verilir Yani bir zamanlar Sultan II Abdülhamid’in Paris’ten getirtip rehinden kurtardığı Osmanlı hanedan mücevherleri bu sefer yine Paris’te müzayede çıkarılacak ve yeni iktidar tarafından satılacaktır