ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


5 Mayıs 2024, Pazar 09:27   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler > İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar
forum sohbet oyun basliklari
   Hanedanın Mücevherleri
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  10.Oca.2013 Per 17:20:28      Hanedanın Mücevherlerisohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
 
İnsanlık tarihi boyunca mücevherler daima gücün ve asaletin sembolü olmuşlar insanlar da bu cevhere sahip olabilmek adına tarih boyunca türlü mücadeleler sergilemişlerdir İşte bu mücadelelerden birinin Osmanlı sarayında meydana geldiğini müşahede etmekteyiz

 
XVII asırdan itibaren içte meydana gelen ayaklanmalar kaybedilen savaşlar devletin kazanım hanelerine yazılmamış bilakis devleti mâlî siyâsî idârî bakımdan sıkıntılara sokmuştur İyi mahsul alınamayan seneler ve artık sanayileşen Avrupa karşısında devlet bunalım geçirmeye başlamıştır Tanzimat asrında devlet ilk defa dış borçlanmaya gitmiş akabinde borçlanmalar artmış ve artık ödenemez duruma gelmiştir Bu kısa panorama devlet hazinesinin durumu hakkında bize umumi bir izahat vermektedir
İç ve dış borçlar böyle bir durumdayken iktidarda olanların elinde sıcak para yekûnunun olması beklenemez O takdirde paranın yerini gücün sembolleri arasında yer alan ve dönemin tahvilleri ve hisse senetlerinden çok daha kıymetli olan mücevherler alacaktır Mücevher Osmanlı’da geniş bir anlama sahiptir Mücevher Osmanlı’da saray hanımlarının taktıkları taç gerdanlık inci tepelik broş bilezik kemer tokası gibi takılardan başka; el aynası yelpâze mühür kesesi yazı takımları yemek takımları sineklik çok değerli taşlarla süslenmiş fincan zarflarına kadar uzayan bir silsileyi ifade eder
 

Mücevherlerin serüveni Abdülmecid’in vefâtı ve Abdülaziz’in cülusu ile veliahd ilan edilen Murad Efendi’nin aşırı borçlanması ile başlar Malum olduğu üzere hanedan üyelerine Hazine-i Hassa’dan bir tahsisat bağlanır ve maaşları buradan ödenirdi Devletin mali durumunun müsbet olmaması neticesinde bu maaşlar zamanında ödenememekteydi

       

Bu durum hanedan üyelerini borçlanmaya sevk etmiştir Murat Efendi başta olmak üzere hanedan üyesi birçok kişi Galata bankerlerinden borç para almışlardır Bu bankerlerin başında Hristaki Zografos namında Osmanlı tebaası bir Rum vardır Hristaki Efendi Murat Efendi’nin ve validesi Şevki-Efsâr hanımın hususi sarrafıdır


Sarraf (Tefeci) Hristaki Zografos

Bu vesileyle Murad’ın borçlarının birçoğu Hristaki’yedir Hristaki de müstakbel sultana borç vererek geleceğe yatırım yapmıştır Veliahd Murad’ın borçlarının yekûnu 211350 liradır Murad Efendi’nin aylık gelirinin yaklaşık 1190 Osmanlı lirası olduğu düşünüldüğünde aradaki uçurum hemen fark edilmektedir Bu maaş zamanı içinde de azımsanacak bir rakam değildir ve normal şartlarda şehzade Murad’a kâfi gelecek bir maaştır Yani hazine maaşları zamanında ödemiş olsa dahi Murad Efendi borçlanacaktır

Sultan Abdülaziz hal’ edilip Topkapı Sarayı’na götürülürken Saray’da tam bir mücevher yağması meydana gelmiştir 1622’de Osmanlı Sarayı’ndaki İngiliz Büyükelçisi Sir Thomas Roe Osmanlı tarihinde ilk kez halkın padişahı tahttan indirmesi olayını anlatırken asilerin yeni sultana kılıç kuşandırmak için saraya girmeden önce “kendi evleri ve namusları olarak gördükleri saltanat makamını yağmalamamak üzere hep birlikte and içtiklerini” söylemektedir Ancak elçinin naklettiği hassasiyetin bu dönemde maalesef kaybedildiğini görmekteyiz Ne hazindir ki Sultan Abdülaziz saraydan çıkarılırken önce askerler tarafından saray yağma edilmiş ancak bu durum darbe paşalarınca hemen örtbas edilmiştir Ardındansa asıl acı olan Sultan Murad’ın annesi ve Murad’ın tahta çıkışıyla Mabeyn Müşiri olan Damat Nuri Paşa tarafından hanedana ait mücevher ve değerli eşyaların talan edilmesidir




Osmanlı Arması Kompozisyonlu Broş

Yapılan ihtilal esnasında Abdülaziz’in mal varlığı dışında padişahın annesi eşleri ve bütün harem halkının mücevherleri ve kıymetli eşyalarına el konulmuştur Bu kıymetli eşya ve mücevherat Abdülaziz’in hareminin kişisel mallarıdır yani saltanat makamına ait mallar değildir Abdülaziz’in hal edilmesinden sonra annesi hanımları ve bir kısım bendegânıyla birlikte Topkapı Sarayı’na götürülürken yanlarına para mücevher ve değerli eşyalarını almalarına izin verilmemişti Abdülaziz Topkapı Sarayı’ndan Feriye Sarayı’na götürülürken de harem halkının gayet alçaltıcı bir şekilde teker teker üst baş aramasıyla kontrolden geçirildiği söylenir

Nitekim Ortaköy’e nakledildikleri gün annesiyle diğer aile efradının ve cariyelerinin üzerlerinde kalan mücevherlerle altın ve gümüş eşyalar çekilip alınmıştır Hatta bu sırada Abdülaziz’in üçüncü hanımı rütbesinde bulunan Meşveret Kadınefendi subayların hakaretine uğramış mücevher sakladığı düşünülerek örtündüğü şal zorla çekilip alınmış ve açık saçık bir halde ortada kalan ve zaten hasta olan kadınefendinin bu hakaretlerden sonra hastalığı artmış Abdülaziz’in ölümünden hemen sonra vefat etmiştir

Mir’ât-ı Şunûât’da Mehmed Memduh Efendi Dolmabahçe’de bulunan cariyelerinin saradan çıkarılıp kayıklara bindirilirken mücevher alıp götürmemeleri için bazı zabitlerin pek çirkin ve yüz kızartacak şekilde üzerlerinde mücevher araması yaptıklarını belirtmektedir

Sultan Abdülaziz haremine ait mücevher yağması daha ziyade yeni Valide Sultan Şevki Efsâr tarafından gerçekleştirilmiştir Valide Sultan’dan kurtarılabilen mücevherler ise ihtilalci paşalar tarafından kurulan bir komisyonca kayıt altına alınmış bunların halkın parasıyla alındığı dolayısıyla halk için harcanması gerektiğine karar verilmiştir Ancak kısa bir süre içinde halkın malı olduğu söylenen bu mücevherlerin büyük bir kısmı çoğu Sultan V Murad’ın veliahdlik zamanına ait olan kişisel borçları karşılığında Hristaki Efendi’ye rehine verilmiştir


Sultan Hamid
Baştan beri Genç Osmanlılar’ı ve ihtilalcileri destekleyen Hristaki aynı zamanda V Murad’ın ve annesinin özel bankeriydi Hristaki sürekli olarak Murad Efendi’ye borç veren vaktinden önce efendi ve annesinin maaşlarını ödeyen tabii bunlara yüksek faiz işleten bir veliahd finansörüdür Hristaki’nin padişahın tahta çıkması ve akli dengesini yitirmesi üzerine hemen ihtilalci paşalar Valide Sultan ve Nuri Paşa ile anlaşarak çoğu Abdülaziz haremine ait mücevherleri rehin almış kısa bir zaman sonra da bir daha geri gelmemek üzere Paris’e gitmiştir
 
V Murad’ın akli dengesinin bozulduğu günlerde bunun halk içinde de duyulması ve huzursuzluklara sebebiyet vermesi sonucunda darbeci paşalar istemeyerek de olsa Şehzade Abdülhamid’i padişah ilan etmek durumunda kalmışlardı II Abdülhamid tahta geçtikten kısa bir süre sonra V Murad’ın borçlarını ele alır ve rehin verilen kıymetli mücevherlerin geri alınmasına dair dava açılması için harekete geçer ve araştırma başlatır
Her ne pahasına olursa olsun mücevherlerin Hristaki’den alınması gerekmektedir zira hem maddî hem de manevî böylesine mühim emtianın darbecileri desteklemiş olan Hristaki’nin elinde bulunması tehlike arz etmektedir Abdülhamid Kanun-i esâsi kapsamında yapacağı bu teşebbüsü VMurad’ın borçlarının ödenerek şerefinin kurtarılması ve Abdülaziz hanedanının mağduriyetinin giderilmesi şeklinde bir gayeye bağlar ve Hristaki ile bir dizi görüşme yapılır Neticesinde mücevherlerin büyük kısmını Abdülhamid geri alır Ancak bu sefer de padişahlık makamına ait çiftlikât-ı hümayunlar Hristaki’ye bırakılır Bu belli bir yıl için yapılan satıştır Bu müddet sonunda bu çiftlikler geri alınacaktır Sadece bu müddet için bu çiftliklerin gelirleri Hristaki’ye tahsis edilmiştir Böylece mücevherler kurtarılmış ve V Murad’ın borçlarının ödenmesi için bir ödeme planı yapılmış olur


"Hareket Ordusu Efradının Makriköy Üzerine Yürüyüşü"
Sultan II Abdülhamid 31 Mart Vak’ası’ndan sonra 27 Nisan 1909 tarihinde tahttan indirilmesiyle birlikte Osmanlı haremi ikinci bir mücevher yağmasıyla karşılaşır Bu sefer talancılar valide sultan işbirlikçileri ve ihtilalci paşalar değildir 31 Mart Harekâtı’na katılmış birçoğu gayr-ı müslimlerden oluşan çapulcu takımı ve askeri grupların katılımıyla Yıldız Sarayı’nda büyük bir yağma yaşanır Bu tıpkı bir zamanlar Sultan Aziz’e olduğu gibi II Abdülhamid’den intikam alma gayretidir Yağmadan arta kalanlar ise İttihad ve Terakki’ce yurtdışında müzayedeye çıkarılır ve orada satılır Parası Donanma Cemiyeti’ne verilir Yani bir zamanlar Sultan II Abdülhamid’in Paris’ten getirtip rehinden kurtardığı Osmanlı hanedan mücevherleri bu sefer yine Paris’te müzayede çıkarılacak ve yeni iktidar tarafından satılacaktır
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir