ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
26 Nisan 2024, Cuma 21:05   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   Eğitimin kalitesi: Gerçek hayat affetmiyor
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

LifexisxBeautifuL

LifexisxBeautifuL resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  24.Kas.2013 Pzr 15:46:15      Eğitimin kalitesi: Gerçek hayat affetmiyorsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle

Eğitimin kalitesi: Gerçek hayat affetmiyor


Evinizdeki tam otomatik çamaşır makinası artık sıkma fonksiyonunu yerine getirmemeye başladı.


‘Evet ama makina yüzde 70 çalışıyor’ deyip ona geçer not verir misiniz?
Otomobilinizin kapıları artık kilitlenmiyor. ‘Beni götürsün yeter’ deyip ona geçer not verir misiniz?
Eğitim dediğiniz şey de, 12 katlı bir bina inşa etmeye benziyor. Bu benzetmeyi geçenlerde katıldığım Khan Academy’nin Türkçe web sitesiyle ilgili bir sunuşta dinledim.
Temel su alıyor, betonun efsafı iyi değil. Ama yine de temel inşaatınıza yüzde 75 veriyorsunuz.
Birinci katta demirleri az kullandınız. O kata yüzde 60 veriyor, devam ediyorsunuz.
Taa ki 12. kata kadar bu böyle eksik notlarla gidiyor. Çatıya kiremit koyamadınız, balkonların korkuluğu yok, pencereler eksik... Yüzde 50 verip binayı bitiriyorsunuz.
Sonra o binada oturur musunuz? Bina başınıza çöktüğünde ne düşünürsünüz?

***

Çok özel tıbbi durumlar dışında bütün bebekler eşit öğrenme kapasitesiyle doğar. Eşitsizlik yaşadıkça gelişir.
Her bebek potansiyel bir cerrah, potansiyel bir matematikçi, potansiyel bir bilgisayar programcısı, potansiyel bir roket bilimci, potansiyel bir finans uzmanıdır.
Veya, her bebek potansiyel bir konfeksiyon son ütücüsü, inşaat işçisi, motosikletli kurye, bulaşıkçıdır.
Kendi ülkemizde şunu biliyoruz: Her yıl ilkokula başlayan yaklaşık 1 milyon çocuğun kaderi daha o gün çizildi.
Devletimiz, çok ama çok önceden o 1 milyonun hangi 100 bininin potansiyel doktor, matematikçi, finanscı, bilgisayarcı, fizikçi, bankacı olacağına karar verdi bile.
O 1 milyon çocuğun en az 600 bini dünya standardının bir hayli altında bir eğitimle liseden mezun olacak, vasıflı hiçbir işi yapamayacak, iyimser ihtimalle ‘hizmet sektörü’ne düz bir çalışan olarak katılacak. Geri kalan 300 bin kişi ise ‘orta sınıf’ olmak için çabalayacak.
Oysa hatırlayın, hepsi eşit doğmuştu onların. Aynı yabancı dil öğrenme, kendi ana dilini iyi seviyede öğrenme, matematik öğrenme, bilim öğrenme, spordan el becerilerine kadar pek çok şeyi en iyi becerebilme kapasitesine sahipti hepsi.
Ama biz onlardan o potansiyeli çıkardamadık. Onların ezici çoğunluğunu fakirliğe, anne-babasıyla aynı hayata mahkum ettik.
Türkiye’de durum bu: Yoksulluğu kuşaktan kuşağa miras bırakıyoruz.
Eğitim diye konuştuğumuz şey bu aslında. Potansiyel refahımıza ve mutluluğumuza ulaşamamak.
Okulda kötü ve yetersiz eğitimi kabul ediyoruz ama aynı şeyi gerçek hayatta yapmıyoruz. Garson yemeğimizi geç getirse kızıyoruz, çamaşır makinamızdan hep yüzde 100 performans bekliyoruz, otomobilimizin kapıları bozulmasın istiyoruz, oturduğumuz ev sağlam yapılsın ve depremde başımıza çökmesin istiyoruz. Tamam ama yüzde 100 ve kusursuz performans beklediğimiz şeyleri de aslında biz üretiyoruz.
Bindiğiniz uçağın pilotunun okulundan 100 üzerinden 65’le mezun olmasını ister miydiniz? ‘Çok iyi uçurur ama inişleri biraz sorunludur...’
Peki evimizde kullandığımız eşyadan muhatap olduğumuz hizmete kadar her şeyde yüzde 100 güvenlik ve kusursuz performans bekleyen bizler, eğitimden neden aynı şeyi beklemiyoruz?
‘Aman matematik mi, ona benim kafam basmıyor’ cümlesini nasıl normal kabul edebiliyoruz? Güneşte gerçekleşen bir manyetik ve doğal olayı falcılara sormayı ‘akıl’ etmek nasıl bir duygu?

 

İsmet Berkan

 

 

 

Kaynak :https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25186110.asp

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir