ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Sevgilimden ayrıldıktan sonra çok zor günler geçirdim. Gerçekten zor günlerdi, çünkü birgün biteceğini hiç düşünmeden sevdim. Yani içimden geldiği kadar, yüreğimin yettiği kadar sevmiştim... 
Son zamanlarda biraz daha düzeldi her şey. Alışıyorum sanırım yavaş yavaş. Geçen gün onunla hep gittiğimiz kafeye gittim. O da oradaydı. Benden sonra iki sevgilisi daha olmuş, kısacası beni kolay unutmuş. Olsun... Onca zaman sonra yeniden görünce bir an heyecandan ne yapacağımı bilemedim. Ortak arkadaşlarımızla oturuyordu, selam vermek zorunda kaldım. Sonra genel bir sohbet ortamının ardından ikimiz konuşmaya başladık. Eskilerden falan bahsettik... Bir ara güldü;
"Sen hala unutamamışsın beni." dedi. 
Içim acıdı bir an,
"Unutamadım evet... Sen koynundan geçenleri sayarken ben gönlümden geçenleri susmakla meşguldüm." demek istedim, ama diyemedim... Öyle gurur duyuyordu ki kendisiyle bozmaya kıyamadım. Kırılsın istemedim, incitmek istemedim...
Sonra gözlerinin içine baktım ve dedim ki;
"Seni unutmadım. Çünkü bana ödemen gereken çok uzun bir zaman var. Ben seni artık sevdiğim için değil, sana hakkımı helal etmemek için hatırlıyorum... 

Boşluktaydım. Birgün o çıktı karşıma. Tanıştık, konuştuk, görüştük. Gün geldi baktım o ve ben değilde ``biz`` olmuştuk. Beni seviyordu. Yani öyle diyordu. Kısa zamanda çok mu bağlanmıştım, evet, delicesine. ``Biz`` vardı artık o ve ben ``biz`` olmuştuk. Mutluyduk, hayallerimiz vardı bizim geleceğe dair o çok güzel hayaller . Hep sevecekti beni, hiç bırakmayacaktı. Söz vermişti gitmeyecekti. Hep mutlu olacağız diye bi koşul yoktu bizde, evet kötü günlerimizde olacaktı ama biz elele verip katlanacaktık buna. Ama bigün bu kurduğumuz hayaller hepsi suya düşürdü. Gitti. Tartışmalarımız, inatlaşmalarımız bitirmiş bizi. Öyle demişti yani, halbuki bahaneydi, sıkılmıştı. Oysaki ben her kavgamızda bile ona birkez daha aşık olurdum. Evet inanasım gelmedi ama hiç sevmemiş gibi, o kadar zamanı birlikte başkasıyla geçirmiş gibi, hiç acımadan, arkasını dönüp gitti. Nasıl olurdu? Beni, ``meleğim`` dediği kişiyi nasıl bırakabilirdi? Bu sorular beynimi kemirip duruyordu. Ya hiç dönmezse? Ya başkasının olursa? Ama olamazdı, söz vermişti bana. İlk başlarda ``hayır, gitmedi o beni bırakamaz, geri dönecek" diye ısrarla kendimi buna inandırdım. 1 saat konuşmasam bile delicesine özlediğim kişiyle 1 gün boyunca konuşmadım. Belki küçük bi zaman süresi olabilir ama bana bir ömür boyu yokluğunu hissedecekmişim geldi. Yılbaşıydı o gün. Tüm gün Dua ettim. Tek bi mesajıyla beni mutluluktan öldürebilirdi. ``Seni seviyorum`` diyebilirdi. Gecenin sonunda beklediğim mesaj geldi. Ama `` bu mesaj seni seviyorum olarakta olabilirdi ama olmadı `` diye başlıyordu. Yıkıldım. Nasıl bunu diyebilirdi bana? Altı sayfalık o mesaj hiç bir anlam içermiyordu benim için. Tamamen bitti dediğini hiç unutmam, harbi harbi bitti. Artık kendimi alıştırmalıydım bu duruma. O yoktu, gitmişti ve en kötüsü benim değildi. Mesaj atmıycam dediğim halde dayanamayıp, hergün attım, attım, attım... Gururumu ayaklar altına alıp attım, pes etmedim. Çünkü bilirdim aşkta gurur olmazdı, olmamalıydı. Onun bana bi sözü vardı,`` kimse olmıycak hayatımda, gün gelir evlenmiycem, benim karım içimde kendi kendini öldürdü`` demişti. Ama sözünü tutamadı. Tutmasında zaten yanlızken çok mutsuzdu. Başkasıylaydı artık. Çok ağladım. Günlerce, gecelerce, haftalarca.. Ama nafile. Dönmedi. Ha bide en kötüsü, benimle kurduğu hayalleri onunla yaşadı. Bizimde saçma sapan pozlarımız olacaktı, kıskandırcaktık milleti. Benimle değilde onunla yaptı bunları gözüme soka soka. Kabul ettim artık başkasının olduğunu. Kabullendim veya susturdum kendimi zaten oda öyle istiyodu. "Sus" diyordu . Sustum. Zaten başka ne yapabilirdim ki? Başkasıyla olması değilde bir de arkamdan ``zaten hiç sevmedim`` demesi beni öldürdü. Haketmişmiydim ki bu olanları ? Bilemem, belki hakettim. Çünkü o herşeyin en iyisini bilirdi.

-Alıntı

Düşünsene birlikte aldığımız bizim olan bir koltukta, kendi seçtiğimiz dizileri izliyoruz.

Elimizde bardak mısırlar var.

 Bilirsin benim biraz iştahım açıktır ara sıra senin mısırından yiyorum.

Sonra senin başın benim omzuma düşüyor ve kaşının tam bittiği yerden öpüyorum.

Aslında ben senin çocuksu yönünü seviyorum.

Kimselerde bulamadığım o masum çocuğu görüyorum.

Saat ilerlesin ve hiç farkında olmayalım.

Bana o yüz yıllarca dinlesem de asla bıkmayacağım sesinden, Sabahattin Ali`nin kitabı Canım Aliye, Ruhum Filiz okur musun?

Çünkü bu aralar en çok istediğim şey bu sanırım.

Çünkü sende benim canımın bir parçasısın.

Ellerimi sırf ben seviyorum diye tutabilir misin bir saat? Y

a da dizinde uyuya kalmama izin verir misin?

Bence bunlar önemli şeyler. İkimize dair şeyler. 

Ben uyurken saçlarımı sev istiyorum.

Hatta bana kıyamadığın için koltukta uyuyalım.

Ne olmuş bir gece beraber uyusak? İ

nsanlar her gece birlikte uyuyor ve benim seni sevdiğim gibi kimse kimseyi sevmeden aynı yatağa giriyor. 

Üstümüzde battaniye, yanımda sen, avucunda saçlarım, rüyalarım ....