ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


9 Mayıs 2024, Perşembe 20:51   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   20. YÜZYILIN KÖLELERİ
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

GoLetsGO

GoLetsGO resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  11.Nis.2006 Sal 12:23:43      20. YÜZYILIN KÖLELERİsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek2_b.jpg)

Lekeli Hazine

İnce bir işçiliğin ürünü el yapımı halılar, tüm dünyada beğeni toplar. Bununla birlikte, her geçen gün, Kuzey Hindistan daki bu tezgâhta olduğu gibi pek çok dokuma tezgâhında, elyafı sanata dönüştürmek gibi ağır bir işi başka seçenekleri olmadan ya da ücret almadan küçük çocukların üstlendiğini öğrenen tüketicilerin gözünde güzelliklerine gölge düşüyor. Önde gelen bir kölelik araştırmacısı ve ABD merkezli "Free the Slaves" (Kölelere Özgürlük) örgütünün başkanı Kevin Bales, "Şu anda döşemenizin üzerinde elde dokunmuş ithal bir halı varsa," diyor, "büyük olasılıkla köle olarak çalıştırılan bir çocuk tarafından dokunmuştur."

(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek3_b.jpg)


Kârlı Yara


Mumbai deki Chatrapati Shivaji tren istasyonunda Krişna adlı çocuk (ön planda), bu iki kadının da dahil olduğu bir şebeke tarafından kontrol edilen pek çok çocuk dilenciden biri. Krişna, yaralı sırtı yoldan geçenlerde acıma duygusu uyandırdığı için sağlam dilencilere kıyasla daha çok para topluyor; ve kadınlar her bir rupiyi elinden alıyor. İstasyonda yatıp kalkıyor, içme ve yıkanma suyunu vagonların altında toplanan su birikintilerinden sağlıyor ve efendilerinin önüne attığı yemek artıklarıyla karnını doyuruyor.

(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek4_b.jpg)

Bir Kafeste Geçen Hayat

Sureka ömrünün çoğunu, Mumbai deki (Hindistan) bu yaklaşık iki metre karelik genelev hücresinde geçirmiş. Burası uyuduğu, yemeğini pişirdiği ve birkaç parça kişisel eşyasını tuttuğu yer; ona AIDS virüsü bulaştıran müşterisine de burada hizmet vermiş.

(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek5_b.jpg)


Paylaşılan Zafer

Francisco Martinez (soldaki) ve Alejandro Benitez in olağanüstü bir bağ ile birbirine bağlı: İkisi de modern köle sahiplerinden zulüm görmüş, ikisi de kendilerini başka tarım işçilerinin Florida nın tarla ve bahçelerindeki kölelikten kurtulmasına yardım etmeye adamış. Benitez, bölgeyi terk etmek isteyen bazıları köle olan tarım işçilerini taşıdıkları için patronuyla birlikte silahlı köle sahiplerinin saldırısına uğradığında bir yolcu minibüsünde çalışıyordu. Geçen yıl köle tüccarları Juan, Ramiro ve Jose Luis Ramos un toplam 34 yıl hüküm giyerek hapse atılmasıyla sonuçlanan davanın açılmasında federal dedektiflere yardımcı oldu. Martinez, yakınlardaki zorla çalıştırıldıkları bir işletmeden kaçtıktan sonra Immokalee İşçi Koalisyonu na (yukarıda koalisyon merkezi görülüyor) katıldı. Şimdi öteki tarım işçilerini hakları konusunda bilgilendiriyor ve köle olarak çalışmaya zorlanmış mağdurların yeniden özgür bir yaşam kurmalarına yardımcı oluyor. "Kurtarılacak hiçbir kölenin kalmayacağı günleri umutla bekliyoruz" diyor Martinez, "ama köleler olduğu sürece bu yaptığımız işten gurur duyuyoruz."

Bugün dünyada, 400 yıl boyunca Atlas Okyanusu üzerinden yapılan köle ticareti sırasında Afrika dan kaçırılmış olanlardan daha fazla köle var. Modern insan ticareti, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığıyla küresel ölçekte rekabet ettiği gibi yaşamları karartma konusunda da onunla başa baş gidiyor.



Başlıkta bir söz oyunu yok. Bu makalenin konusu köleler; cüzi bir ücret karşılığı çok çalışıp köle gibi yaşayanlar değil. 200 yıl öncesinin insanları da değil.
Konu dünyanın her tarafında alınıp satılan, esir edilen, şiddet gören, sırtından para kazanılan 27 milyon insan.
Yani, dini zenginlerden alıp fakirlere veren Robin Hood’un barındığı ormandan alan Sherwood Şatosu kuzeybatı Bosna’da Priyedor’un hemen dışındaki ana yolun kıyısında bir hayalet gibi yükseliyor. Burası eski demiryolcu, sonradan ise Bosna’da köle kaçakçısı olarak nam salmış Milorad Milakoviç’in idarehanesi. Kale kapısı görünümlü girişi adaleli, dövmeli delikanlılar bekliyor. Bir taraftaysa Milakoviç’in üç Sibirya kaplanı, kafesli bölmelerinde av peşindeymiş gibi dolanıyor.
Kasvetli bir bahar sabahı oraya tek başıma vardım (çünkü yerel rehber ya da tercümanların hiçbiri bana eşlik etmeye cesaret edememişti) ve 54 yaşındaki irikıyım evsahibimi, camekânlı yüzme havuzunun başında öğle yemeği için kurdurttuğu sofrada beni beklerken buldum.
Sherwood’un efendisi yaptığı işten hiç utanmıyor. Bir keresinde, Priyedor’daki genelevleri için satın aldığı kadınlarla ilgili sicilini ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklayan gözüpek bir insan hakları eylemcisine şöyle sormuş: “Kadın satmak suç mu? Futbolcular da alınıp satılmıyor mu?”
Bosnalı bir Sırp olan Milakoviç, eylemci kadını sözünü sakınmadan konuştuğu için ölümle tehdit etmişse de bana yaklaşımı daha yumuşaktı. Deniz ürünleri salatası ve biftekten oluşan hafif havuz başı yemeğimizi yerken, eski Doğu Bloku’ndaki anavatanlarının harap olmuş ekonomisinden kaçıp akın akın gelen genç kadınlar hakkında tartıştık. Milakoviç, Bosna’da fuhuşu yasallaştırmaya yönelik projesini hayata geçirmek için yanıp tutuştuğunu söyledi: “Amaç insanların alınıp satılmasını durdurmak; çünkü o kızlar da birer ana–baba evladı.”
Bu evlatlardan biri de aralıksız sigara içen Victoria adlı miyop bir sarışın. Daha 20’sinde uluslararası köle ticaretinin tecrübelilerinden. Yaşamının üç yılını esaret altında geçirmişti. Yani hapsedilerek ya da özgürlüğü kısıtlanarak çalışmaya zorlanan veya şiddet yoluyla denetim altında tutulan ya da bir biçimde meta muamelesi gören dünya üzerindeki tahminen 27 milyon erkek, kadın ve çocuktan biriydi.
Victoria’nın serüveni 17 yaşında, eski Sovyet cumhuriyeti Moldova’nın ekonomik açıdan çökmüş başkenti Kişinev’de okulunu bitirir bitirmez başlamıştı. “Ne iş vardı ne de para” diye açıklıyor sadece. Bu yüzden bir arkadaşı –“en azından ben arkadaşım olduğunu düşünüyordum” diyor– Türkiye’deki bir fabrikada iş bulmasına yardım edebileceğini söylemiş, o da bu fırsatın üzerine atlayarak arkadaşının Romanya üzerinden arabayla kendisini götürme teklifini kabul etmişti. “Ama batıya, Sırbistan sınırına doğru gittiğimizi fark ettiğimde bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu anladım.”
Artık çok geçti. Sınıra vardıklarında bir grup Sırp’a teslim edilmiş, adamlar onu 18 yaşında gösteren yeni bir pasaport düzenlemişti. Onu yaya olarak Sırbistan’a götürmüş ve direnirse canından olacağını söyleyerek tecavüz etmişlerdi. Sonra da korumalar eşliğinde, yıllar süren ve soykırımla örülü bir iç savaşın ardından uluslararası yardım sağanağıyla yeni baştan kurulmakta olan Bosna–Hersek’e gönderilmişti.
Victoria artık sadece alınıp satılan bir metaydı ve iki yıl boyunca farklı genelev sahipleri tarafından ortalama 1500 dolara 10 kez satılmıştı. Sonunda, dört aylık hamileyken kürtaj korkusuyla kaçmıştı. Onu Mostar’da, bir grup Bosnalı kadının himayesinde saklanırken buldum...........

Yazı: Andrew Cockburn Fotoğraflar: Jodi Cobb
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir