ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
Caterpie
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Nis.2006 Pzt 09:10:51 HAYAT |
| fiogf49gjkf0d
HAYAT; çetele tutmak değildir. Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek de değildir. Kimi öptüğüni hangi sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir. Hayat ayakkabıların, saçın, derinin rengi de değildir. Nerede yaşadığın veya hangi okulan gittiğinde değildir. Aslında hayat, notlar , para, giysiler, girmeyi başardığın yada başaramadığın okullarda değildir. HAYAT, Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir. Güven, mutluluk, şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ne demek istediğindir. İnsanların sahip oldukları değil, kendilerini olduğu gibi görmektir. Herşeyden önemlisi, hayatı başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir. İşte hayat bu seçimden ibarettir.
| |
IittIetiredev
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Nis.2006 Pzt 10:27:22 |
| Çok Güzel Olmuş Caterpie Ellerine Sağlık.. | |
KriMiNiBoY
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Nis.2006 Pzt 10:29:22 |
| | |
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Nis.2006 Pzt 11:46:23 |
| bu şiiri ezbere bilir ve cok severım paylastıgın için saol canım.. | |
ccDeNiZzZcc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Nis.2006 Pzt 14:09:20 |
|
ÇOK SADE Bİ SEKİLDE AKTARMISSIN...EKSİK Bİ DUYGU YOK
EMEĞİNE SAĞLIK... | |
Vernon
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Nis.2006 Sal 19:13:01 |
| Çok güzel Osman ablam yüreğine sağlık | |
16benan
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Ağu.2006 Per 23:22:22 |
| HAYAT HAKKINDA....
Özgürlük, içindeki duvarlarda gizlidir... Kendisi ile barışık olmayan herkese darılır... Herkes,kendi uçurumlarının derinliğine inanır... Yaşınız çok geçmeden hissettiğiniz yaşta olmayı öğrenin... İdeallerimiz çoğunlukla bize değil,yaşımıza aittir!... Birini değiştirmek istiyorsan,bu fikrini değiştirerek kendinden
Yalnız kaldığında ağlayabilen bütün insanlar masumdur... Köyün ortasındaki vadi,köyün iki yakasını
Bir tartışmaya bütün sözlerinizi söylemiş kadar sakin
İnsanları sevin,buna ihtiyacınız var... Bazı şeyler nedensizde güzeldir,neden aradığınız zaman,onu
Kendini aşan herkes yarışın birincisidir... Özgürlük, içindeki duvarlarda gizlidir... Kendisi ile barışık olmayan herkese darılır... Herkes,kendi uçurumlarının derinliğine inanır... Yaşınız çok geçmeden hissettiğiniz yaşta olmayı öğrenin... İdeallerimiz çoğunlukla bize değil,yaşımıza aittir!... Birini değiştirmek istiyorsan,bu fikrini değiştirerek kendinden başla... Yalnız kaldığında ağlayabilen bütün insanlar masumdur... Köyün ortasındaki vadi,köyün iki yakasını ayırırmı,birleştirirmi?... Bir tartışmaya bütün sözlerinizi söylemiş kadar sakin başlarsanız,bunu haklılığınızın göstergesi sayarlar İnsanları sevin,buna ihtiyacınız var... Bazı şeyler nedensizde güzeldir,neden aradığınız zaman,onu bulursunuz,ama güzelliği yitirirsiniz... Yaşam boyunca her yaş,bazı şeyler ancak o yaşta yapılabildiği için güzeldir... Herşey hakkında yargı sahibi olan,herkesi kendi hakkında yargıç yapar... Düşünmeye zaman ayırırsan,zaman kazanırsın... Para cesur insanları satın alabilir,ama cesareti asla... Kültür üzerinde yetiştiğimiz toprağın bileşimidir... Bildiğim en iyi şey ,zamanla öğreneceğimdir...
Nefret etmek, kendinizi asla unutmamaya mahkum etmektir... Bir insana sonuna kadar güvenirsen,onun insan olduğunu unutursun... Aykırı düşün,bakalım tepkin ne olacak... Bir şeyi çok önceden beri biliyorsan,geçirdiği değişikliklerden haberin yok demektir... Gülümse! İyi bir neden bulacaksın... Çıkış yolunu kendin bulacaksın,çünkü nereye gideceğini en en iyi sen biliyorsun...
İnsan parayla ölçülebilen tüm varlıklarını yitirdiğinde, geriye kalandır | |
16benan
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Ağu.2006 Çar 12:13:51 |
| Birçok giden, memnun ki yerinden,
Çok seneler geçti, dönen yok seferinden..."
Karanlıktaymışlar. Iki embriyo, bir ana rahminde... Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece... Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş. Elleri, ayakları belirginleşmiş.
Gözleri çıktıkça meydana, Ikisi de çevrede olup biteni fark etmiş... Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu... Sıcak, ıslak, sevgi dolu... "Oyle guzel bir dunyada yaşıyoruz ki" demişler, "...bize ne mutlu..."
Gel zaman git zaman, cevreyi kesfe girismisler. Bu karanlik dunyayi ve hayatin kaynağını deşmişler. Onlari besleyip buyuten kordonu fark edince O kordonla kendilerini var eden Anne lerine şükretmişler.
Sonra başlamış bir varoluş tartışması: "Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler... "Annemiz" demis biri, "O bizi var etti, bize can verdi." Ne biliyorsun" diye itiraz etmis öteki, "Sen hiç Anneni görmedin ki..."
"Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı icin uydurduğumuz bir şeydir."
Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler. Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler. Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların... Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın... Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek; Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.
Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla... "- Ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş öteki; "doyamadım ki daha hayata..." "- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır."
Sormuş karamsar olan: "- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra başımıza neler gelecek?" Şiirle cevaplamış iyimser olan: "Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok seferinden..."
Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış. Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış. Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar. Ve "ömrümüz bitti" diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar. Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu,
Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar…… | |
Evangeline
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Ağu.2006 Çar 12:24:19 |
| YAŞAMAYA DAİR
Yaşamak şakaya gelmez
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın.
Bir sincap gibi mesela,
Yani yaşamanın dışında ve ötesinde
Hiç bir şey beklemeden.
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın
Yani, o derece, öylesine ki
Mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda.
Yahut kocaman gözlüklerin,
Bembeyaz gömleğinle bir labratuarda
İnsanlar için ölebileceksin
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken.
Hem de en güzel en gerçek şeyin
Yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı
Yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin
Hem de öyle çocuklara filan kalır diye değil
Ölmekten korktuğun halde
Ölüme inanmadığın için
Yaşamak yani ağır bastığından...
Nazım HİKMET | |
Evangeline
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Ağu.2006 Per 20:48:47 |
| Bugün Yaşamaya Ne Dersin?..
Güneşin o ilk doğuş anına en son ne zaman tanık oldun? İnsanoğlu, taptaze ışıklarının tüm vücuduna yayılmasını ne zaman izledin kendinde, bir sonbahar sabahı o ılıklığı ne zaman hissettin yüreğinde?..
Bizler aslında bize her günün bir lütuf olduğunu anlamayacak denli duyarsız bir biçimde geçip gidiyoruz bu yaşamdan. Hanginiz sabah gözünü açtığında bunu dünyaya tekrarlıyor:
Bugün özel bir gün çünkü ben bugün de yaşıyorum, gözlerim açık, ilk soluğumu bilinçli bir biçimde çektim içime, bu bir ayrıcalık, bugün özel bir gün, evet... Bugün bana birgün daha yaşama şansı verildi diye.
İnsan yaşamında ne sorunlar var ama biz o kazağı alamadık diye tüm günü o güzelim ruhumuza ve bedenimize azap çektirmekle geçiriyoruz ya da sevgiliniz sizin sevginizin yüceliğini anlamadı diye kahroluyoruz ya da sular gitti diye, hava soğudu diye tüm gün kendimize ve sevdiklerimize surat asıyoruz.
Bir de şöyle düşünelim; siz başlı başına bir yaşamsınız ve yaşamda telafi edilemeyecek tek şey ölümdür. Sular elbette gelecektir, soğuk hava için biraz daha sıkı giyinebiliriz, sevgilin seni anlamıyorsa aslında senin sevdana layık olmadığını pekala algılayabilirsin...
Peki, bu yaşama ne zaman gülümseyeceksin, ne zaman kendin için birşeyler yapacaksın, en sevdiğin çiçeği neden hâlâ başkalarından bekliyorsun, bugün kendine niye o çiçeği almıyorsun, ne zaman miskinliğinden bir sabah da ödün verip doğanın ısrarla uyanışına kendini de tanık etmiyorsun?
Unutma ki bu yaşamı güzelleştirecek olan da çekilmez hale getirecek olan da sensin, sakın başkalarını suçlama... Hadi artık her sabah yüreğine kocaman gülümsemelerle dolu bir soluk çek ve tüm gün verdiğin her soluğun içine bu gülümsemelerden katarak çevrendeki tüm canlı varlıkları varlığından haberdar et.
Yaşama öylesine gelme ve de öylesine gitme. Unutma ki bir ağacın gövdesine sarıldığında onun kalp atışlarını duyabilecek denli bu dünyada duyarlı yaşamak senin elinde. Tanıdığın ya da tanımadığın olsun, yeryüzündeki canlıların hiçbirinden hiçbir zaman, "Günaydın"ını ve "Gülümseme"ni esirgeme.
Unutma sen bu dünyada başlı başına bir yaşamsın ve…
Yalnızca bu nedenle bile, senin varlığın çok çok özel.
ALINTIDIR...
Bugün bu tarz bir yazıyı okumaya öylesine ihtiyacım var ki...Paylaşmak istedim... | |
| |