ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
| | |
|
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 14:26:44 ANNELER GUNU ÖZEL.. |
| fiogf49gjkf0d BAZEN YENILDIK,YINE ONA YASLANDIK..
Anneciğim! Evlatlar vardır başarılarını, zaferlerini yazarlar... Sana yazacak bir başarım, bir ödülüm yok anne. Keşke olsaydı da, seni sevindirebilseydim. Keşke, benim de anneme yazacak, anlatacak başarılarım olsaydı. Ama yok anne...
Sevdiğin, okşadığın saçlarıma aklar düştü anne. İlk evvel saçlarım hayat mücadelesinde yenildi. Düşmanlarım hep benden güçlü oldu anne. Onların tahta kılıçları benim çelikten kılıcımı paramparça etti. Onlar beni yenmek için ne senaryolar yazdı, ne iftiralar attılar. Ben, ‘masumum’ bile diyemedim. Düşmanlarıma hep yenildim anne.
Ve ne yazık ki, dostlarıma da... Dostlarım da beni hep yendi... Ben onları dost bilirken onlar beni meydanlarda tuş ettiler. Arkamda hep bir hançer yarası oldu anne. Senin anlayacağın, dostlarım beni düşmanlarımdan daha beter etti! Kahkahayı unuttum, tebessümle dost oldum. Yüzümde acı bir tebessüm var şimdi. Bahtıma yenildim anne!
Çocukluk yıllarımın özlemiyle seni aradım anne... Senden daha şefkatlisini, daha merhametlisini bulamayacağımı bilerek... Her şey küçükken güzelmiş anne. Şimdi büyüdüm ve yenilmeyi öğrendim anne.
Gülü çok sevdim, hele alını, pembesini... Bahtıma hep beyazı düştü anne... O çok sevdiğim güllerin, dikenlerine yenildim anne... Açlığa-tokluğa, hastalığa-sağlığa, dosta-düşmana... Hepsine ama hepsine yenildim...
Senin anlayacağın hayata yenildim anne... Yenildim...
Kemal Dadaşoğlu
| | | | |
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 14:27:52 |
| fiogf49gjkf0d BAZEN İSYAN ETTİK..YINE ONA YASLANDIK
|
|
Günlerdir göremediğim yüzünün Sıcağını sindiremediğim kucağının Özlemini duyuyorum anne…
Bir boşlukta gibiyim sensiz Akıp gidiyor zaman avuçlarımdan Bendini dinlemez ırmaklar gibi Durduramıyorum anne…
Düşlerimde görüyorum seni, saçların bulutlar kadar ak, Gökyüzü kadar sonsuz sevgiler yüreğinde Şevkatle bakıyor gözlerin, herzamanki gibi Küçücük bir bebeğim ellerinde anne…
Bu ne sıcak bir kucak!… Can verdiğin bedeninden bedenime Tükenmez sevgin, sabrınla, yüreğime Yüreğinin atışları karışıyor anne…
Şimdi uzaklardayım… Hangi rüzgâr attı beni gurbet ellere… Yüreğimdeki evlat sevgisi mi, ne? Susma! …Ne olur söyle anne…
Sakınırken gözlerdeki nurdan Bir yarım orda kaldı, bir yarım burda… Bir soluk kadar yakınımdayken Daha, daha sarıp da koklayamadım anne…
Yaşamın kuralı mı böyle? … Kaybetmeden bilinmiyor kıymeti Koşulsuz sevgi, ilgi nerde? Bulamadım yerine koyacak birini anne…
Kaç mevsim geçti sensiz. Boynu bükük çiçeklerin... Gönül bahçende bensiz Biliyorum, özlüyorsun sen de, özlüyorsun beni anne…
Zaman nasıl geçiyor, yanındayken bilemedim Seni ne çok özledim… Seni ne çok sevdim de söyleyemedim Söyleyemedim anne…
Her gün bir fırtına esiyor yüreğimde Çığlık çığlığa kopan Kuşların kanatlarında türkülerim Ne olur dinle, dinle anne…
Kimi gün sızı oluyorsun yüreğimde Kimi gün içime düşen top ateş, Sanki gökyüzünün bütün bulutları gözlerimde Sağnak sağnak yağmur oluyorum anne…
Düşününce yaşanmadan geçen günlerimi Yalnızlık korkutuyor beni… Sanki ölüm tutmuş eteğimi Yaşamak istiyorum, yaşamak anne…
Esirgemeyip sevgini, uzat o güzel ellerini Bir yanımla cocuğum hâlâ, anla!… Kaybolmadan yaşam labirentinden Çıkar beni ne olur, çıkar anne…
Leyla Işık
| | | | | | | | | | | | | | |
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 14:30:28 |
| fiogf49gjkf0d
..........
Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir bebek varmış. Bir gün Tanrı ya sormuş:
-Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?
-Tüm meleklerin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana hergün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.
-Pekiiiii... İnsanlar bana birşeyler söylediklerinde, dillerini bilmeden söylenenleri nasıl anlayacağım?
-Meleğin sana dünyada duyabileceğin en güzel ve tatlı sözcükleri söyleyecek, sana konuşmayı dikkatle ve sevgiyle öğretecek.
-Peki Tanrım, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?
-Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek.
-Dünyada kötü adamlar olduğunu duydum, beni kim koruyacak?
-Meleğin seni kendi hayatı pahasına dahi olsa daima koruyacak.
-Fakat ben, seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm.
-Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve bana gelmenin yollarını sana öğretecek.
O sırada Cennette bir sessizlik olur ve düyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Bebek gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar:
-Tanrım eğer şimdi gitmek üzereysem lütfen çabuk söyle, benim meleğimin adı ne?
-Meleğinin adının önemi yok yavrum, sen onu ANNE diye çağıracaksın...
| | |
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 14:31:58 |
| TAMAM YARIN ÖZEL BIRGUN. AMA UNUTMAYIN Kİ YASADIGIN HER GUN ASLINDA COK ÖZELDİR.BUNU HISSEDIN VE HISSETTIRIN..
YAŞADIĞINIZ HER GÜN ÖZELDİR !
Eniştem; kızkardeşimin tuvaletinin en alt gözünü açtı ve ince kağıda sarılmış bir paket çıkardı. "Bu" dedi, "sıradan bir çamaşır değil." Kağıdı açtı ve çamaşırı bana uzattı. Zarif ve ipekliydi. Kenarları elişi dantelle süslenmişti . Astronomik bir fiyat taşıyan etiketi hala üstündeydi.
"Jan bunu New York a ilk gittiğimizde almıştı. Nereden baksan sekiz, dokuz yıl olmuştur. Hiç giymedi. Özel bir gün için saklıyordu." Çamaşırı benden aldı ve cenaze evine götürmek üzere ayırdığımız diğer giysilerle birlikte yatağın üzerine koydu. Bırakırken eli bir an yumuşak kumaşı okşar gibi oyalandı. Tuvaletin gözünü hızla kapattı ve bana döndü ve dedi ki : " Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama. Yaşadığın her gün özeldir."
Cenazeyi izleyen günlerde enişteme ve yeğenime beklenmeyen bir ölümün arkasından yapılması gereken tüm üzücü işlerde yardımcı olurken sık sık bu sözleri hatırladım. Kardeşimin ailesinin yaşadığı şehirden California ya dönerken uçakta yine bu sözleri düşündüm. Kardeşimin göremediği, duyamadığı veya yapamadığı bütün şeyleri düşündüm. Hala eniştemin sözlerini düşünüyorum ve hayatım değişti.
Artık daha çok okuyor, daha az toz alıyorum. Balkonda oturup bahçemi seyrediyorum, uzayan çimlere aldırmadan. Ailem ve dostlarımla daha çok vakit geçiriyorum , iş toplantılarında daha az. Mümkün olduğu kadar sık "hayatın katlanılması gereken bir dertler zinciri yerine zevk alınacak olaylar silsilesi olarak görülmesi" gerektiğini hatırlatıyorum kendime. Her anın güzelliğini duyumsayarak yaşamak istiyorum. Hiçbir şeyimi özel günler için saklamıyorum.
Kıymetli tabak çanağımı her "özel" olayda kullanıyorum. Birkaç kilo vermek, tıkanan lavaboyu açmak, bahçemde ilk açan çiçek gibi özel olaylarda.. En pahalı ceketimi canım isterse süpermarkete giderken giyiyorum. Teorime göre eğer zengin görünürsem, küçük bir torba erzak için o kadar parayı daha rahat ödeyebilirim. Pahalı parfümü özel partiler için saklamıyorum. Mağazalardaki tezgahların ve banka memurlarının burunları da, en az parti parti gezen arkadaşlarımınkiler kadar iyi koku alır.
"Birgün" kelimesi dağarcığımdaki yerini kaybetti. Bir şey, eğer görmeye, duymaya veya yapmaya değerse, onu şimdi görmek , duymak ve yapmak istiyorum.
Hepimizin "Yaşayacağımıza garanti gözüyle baktığımız yarını görmeyeceğini" bilseydi eğer kızkardeşim, neler yapardı kimbilir ? Sanırım aile fertlerini veya yakın arkadaşlarını arardı. Belki eski birkaç arkadaşını arayıp aralarında geçen sürtüşmeler için özür dilerdi.
Belki bir lokantaya en sevdiği çin yemeğini ısmarlardı. Bunların hepsi birer tahmin. Kardeşimin neler yapamadan öldüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğim. Ya ben ?.. Eğer sayılı saatimin kaldığını bilseydim, yapamadığım şeyler olduğu için kızardım. Yazmayı ertelediğim mektupları yazmadığım için kızardım. "Bir gün ararım" dediğim dostları görmediğim için kızardım. Eşime ve kızıma onları ne kadar çok sevdiğimi yeterince sık söylemediğim için kızardım. Artık hayatlarımıza kahkaha ve renk katacak hiçbir şeyi yarına ertelememeye, duygularımı dizginlememeye çalışıyorum.
Ve her sabah gözlerimi açtığımda kendime o günün "Özel bir gün" olduğunu söylüyorum. Her gün, her dakika, her nefes gerçekten Allah tan bize bir armağan.
(LOS ANGELES TİMES YAZARLARINDAN ANN WELLS İN YAZISI | |
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 14:34:39 |
| ARAMIZDA ANNE OLANLARDA WAR TABİ..HASRET CEKENLER...
YAVRU MA
Ey, benim adını, Ey, benim yumuk ellerinin tadını bilmediğim! Ey,benim öpüp; yüzünü kaşını, gözlerinin yaşını Dudaklarımla silmediğim yavrum! Belki; o kadar tatlı ki, gözlerin Rüyasız uykulara benziyor. Belki; ılık, serin, baharda sulara benziyor. Belki; yıldızsız geceler gibi kara. Belki; cevapsız bilmeceler gibi derin. Benziyor ufuksuz ufuklara.! Ellerin avucumda, adın dilimin ucunda. Oğlum Demir, hayır belki kızım Svetlana; Ne yazık, ne yazık ki, sana Bir defacık olsun bakamadım, Gözlerine su gibi, uyku gibi akamadım... Ey, benim adını, Ey, benim yumuk ellerinin tadını bilmediğim! Ey, benim öpüp yüzünü kaşını, gözlerinin yaşını, Dudaklarımla silmediğim Yavrum.
Nazım HİKMET Temmuz 1939 | |
FL4M3
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 14:46:08 |
| fiogf49gjkf0d BAŞI NEYDI SONU NE ?
ANNE VE ÇOCUK
1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz
2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz
3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz
4 yaşınızdayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz
6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda "GİTMİYCEEEEEEM" diye ağlayarak teşekkür ettiniz
7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz
9 yaşınızdayken size piyano öğretmeni buldu. Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz
10 yaşınızdayken doğum günü partilerinden dans derslerine kadar her yere sizi arabayla götürdü. Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz
11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü. "Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz
12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz
15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi. Tek satir mektup yazmayarak teşekkür ettiniz
17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi. Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı,sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı. Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz
21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi "Ben senin gibi olmayacağım" diyerek teşekkür ettiniz
22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz
24 yaşınızdayken uzun suredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi "Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz
25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı,sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz
30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. "Artık bu ilkel yöntemleri bırak"diyerek teşekkür ettiniz
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı "Anne işim başımdan aşkın"diyerek teşekkür ettiniz
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu. Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz
Derken bir gün..... o öldü. O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü....
BAZEN KIYMETINI ANLAMAMIZ İÇİN İŞARETLER GONDERILDI:
ANNEM E DUA
Yüce Allahım,Artik genç değilim ve arkadaşlarımın anneleri tek tek ölmeye başladı. Arkadaşlarım annelerinin değerini anladıklarında, bunu onlara söylemeyecek kadar geç kaldıklarını dile getiriyorlar. Benim hala hayatta olan kusursuz bir annem var. Onun değerini her gecen gün daha iyi anlıyorum.
Annem değil, ben değişiyorum. Yaşım ilerledikçe, onun ne kadar olağanüstü bir insan olduğunu daha iyi anlıyorum. Bu sözleri annemin kendisine söyleyemiyorum ne yazık, oysa duygularımı kaleme almak ne kolay. Bir evlat kendisine yaşam veren annesine nasıl teşekkür edebilir? Bir çocuk büyütürken gösterdiği sevgiye, sabıra ve onca çabaya? Bebekken arkasından koştuğu, asabi bir ergeni anladığı, her şeyi bildiğine inanan üniversite öğrencisini hoş gördüğü için şükranlarını nasıl dile getirebilir? Kızının annesinin ne kadar akilli bir insan olduğunu anladığı günü sabırla beklediği için nasıl minnet duyabilir?
Anne olmuş bir evlat hala kendisine annelik yapan bir insana nasıl teşekkür edebilir? Her zaman övgü size vermeye hazır olduğu halde, istendiğinde, ya da gerektiğinde sessiz kalmayı başardığı için. Binlerce kez söyleyebileceği durumlarla karsılaşmasına karşın, ben sana dememişmiydim? demediği için. Sevgi dolu, düşünceli, sabırlı ve bağışlamayı bilen kendisi olduğu için, nasıl teşekkür edebilir?
Allahım senden onu hak ettiğince korumanı istemekten başka bir şey gelmiyor elimden ve onun bana örnek olmasında, bana yardımcı olmana şükretmekten başka. Kendi çocuklarımın gözünde, annemin benim gözümde olduğu kadar iyi bir anne olabilmek için sana dua ediyorum..
BİR EVLAT
BAZENSE KAYBETTIK ....
BİR ÂMÂ ÇOCUĞUN HASRETİ
İşitiyorum, güneş pek güzel,çay kenarında suyun üzerine doğru sarkan çiçeklerin manzarası pek latifmiş...Ve nazik öten kuşların,havai böceklerin,uçuşu da görülecek şeylerden imiş.
İşitiyorum ki,geceleri gökyüzünde gizli ışıklar görünürmüş. Dalgaları göz yaşları gibi hazin olan deniz içinde dahi,beyaz yelkenli gemiler akıp gidermiş.
İşitiyorum ki, çiçeklerin renkleri pek latif imiş. Dereler,dağlar, çayırlar, sular,ormanlar ve hususiyle fecir zamanları o kadar güzel, o kadar şirin imişler ki, bu kadar azamet ve ihtişama karşı insan,rabbine secdeler edermiş.
Fakat ben, ne o gürültüsünü işitmekte olduğum denizi, ne o rengin çiçekleri, ne gökyüzünü, ne güneşi, ne o güzel meyveleri, ne kuşları, ne aydınlığı göremediğimden dolayı müteessir değilim.
Hayır Allah’ım , hayır! Şu fani alemin güzelliklerinden hiçbirini arzu etmem. İlla!!. Heyhat..!. ANNEMİ GORSEYDIM...
BAZEN ANNELER GUNU ANIMIZ OLDU :
ANNELER GÜNÜ
Askerlik arkadaşım Dan ile onun metalik mavi arabasına portatif soğutucumuzu, eski kotlardan keserek yaptığımız şortlarımızı ve tişörtlerimizi koyup, Fort McCellan askeri üssünün ana kapısından geçişimizden bu yana tam 26 yıl geçti. Elimizde hafta sonu izin belgelerimiz ve ordudan aldığımız asker harçlıklarımızla Florida ya doğru yola koyulduk. Sahilde hoşça vakit geçirmeye karar vermiştik. Yediğimiz berbat karavanaları ve Alabama nın korkunç sivrisineklerini ancak bu şekilde unutabilecektik.
Aylardan mayıstı ve hava çok güzeldi. Arabanın üstünü ve müziği sonuna kadar açtık. Birmingham a varınca mola verip Anneler Günü nü kutlamak için annelerimize telefon etmek istedik.
Annem alışverişten yeni dönmüştü. Sesinden bu özel günü ailemle geçiremeyeceğim için mutsuz olduğunu anladım. "İyi yolculuklar, dikkatli olun. Seni çok özleyeceğiz" dedi.
Arabaya döndüğümde, Dan in yüzündeki ifadeden onun da benim gibi suçluluk duygusu içinde olduğunu anladım. Oturduk, düşündük ve annelerimize çiçek göndermeye karar verdik.
Birmingham ın güneyinde bir otoparka arabamızı park ettikten sonra en yakın çiçekçiye gittik. Göndereceğimiz çiçeklere birer not yazıp, hafta sonunu annemiz yerine, sahilde geçireceğimiz için kapıldığımız suçluluk duygusunu hafifletmeye çalıştık.
Çiçekçi küçük bir erkek çocuğunun belli ki annesine çiçek seçmesinde yardımcı oluyordu. Bir kenarda çiçeklere eklenecek notlarımızı yazarak bekledik. Denize ve kızlara biran önce kavuşmak için sabırsızlanıyorduk.
"Annemin bu çiçekleri çok seveceğinden eminim" dedi, küçük çocuk "Annem karanfilleri çok severdi."
"Mezarlığa gitmeden önce" diye sözlerini sürdürdü, "bahçemizden kopardığım çiçekleri de ekleyeceğim."
Dan e baktım. Küçük çocuğun elinde çiçeklerle gururla dükkandan çıkmasını ve babasının arabasına binmesini izledik birlikte.
Çiçekçi "Siz nasıl bir şey istiyorsunuz?" diye sordu.. Küçük çocuk onu da çok duygulandırmıştı. Sesi titriyordu..
"Sanırım istemiyoruz" dedi Dan. Yazdığımız notları çöp kutusuna attık ve dükkandan çıkıp arabaya bindik.
Dan "Pazar akşamı saat beşte alırım seni" dedi ve beni annemin evine bıraktı.
Arabadan tatil çantamı çıkarmaya çalışırken, "Tamam" dedim.
Florida ya başka bir sefer gidebilirdik...
Niki Sepsas (Tavuk Suyuna Çorba dan)
BAZEN SİNİRLENDİK BAZEN PARA İSTEDIK :
TOPLAM BORÇ 14 DOLAR 75 SENT
Küçük oğlu annesine geldi ve ona kağıdı uzattı. Annesi ellerini önlüğüne kuruladıktan sonra kağıdı okumaya başladı;
Çimleri biçtiğim için 5 dolar Odamı temizlediğim için 1 dolar Alışverişe gittiğim için 50 sent Küçük kardeşime baktığım için 25 sent Çöpü attığım için 1 dolar İyi bir karne getirdiğim için 5 dolar Bahçeyi temizlediğim için 2 dolar --------------------------- Toplam borç 14 dolar, 75 sent
Anne, umutla kendisine bakan oğlunun elinden kağıdı aldı ve kağıdın arka yüzüne şunları yazdı;
Seni 9 ay karnımda taşıdım BEDAVA Hasta olduğunda başında bekledim, elimden geleni yaptım, senin için dua ettim BEDAVA Yıllar boyu değişik nedenlerle senin için gözyaşı döktüm BEDAVA Senin için geceler kaygı duyup, uykusuz kaldım BEDAVA Oyuncaklarını topladım, yemeğini hazırladım giysilerini yıkadım, ütüledim BEDAVA YAVRUM ve bunların hepsini topladığın zaman gerçek sevginin bedelinin olmadığını görürsün, bedavadır çünkü...
Oğul annenin yazdıklarını okuyunca gözleri doldu.
Annesine baktı, "Anneciğim seni seviyorum" dedi ve kalemi alarak bu kağıda
"HEPSİ ÖDENMİŞTİR" yazdı
bazen gulduk guldurduk :)
Evin iki yaramazı Anneler Günü nde sabah erkenden annelerinin yanına koşarak "Anne bugün senin günün, kahvaltıyı biz hazırlayacağız !"demisler... Anneleri de gayet mutlu bir şekilde "oooh ne g,üzel bir sabah, kahvaltım da ayağıma gelecek" diye yatmaya devam etmiş... derken...10 dakika geçmiş, 20 dakika geçmiş, gelen giden yok.. Şaşırmış, kalkıp mutfağa gitmiş.. bir de bakmış 2 küçük yaramaz sofrayı bir güzel kurmuşlar, afiyetle kahvaltı ediyorlar. Çocuklar annelerini görünce bir ağızdan bağırmışlar: "Bugün Anneler Günü diye biz kendi kahvaltımızı kendimiz hazırladık!!!!"
HERŞEY BIR YANA YARIN ANNELER GUNU.O BIZIM İLK AŞKIMIZ.
KAYBETMEDEN DEGERİNİ BİLMEK LAZIM..
VE HERKESIN ANNESININ ELLERINDEN OPER ANNELER GUNUNU KUTLARIM
ARAMIZDA ANNE OLANLARINDA ANNELER GUNUNU KUTLARIM.
VE HEP SUNU DEMEK LAZIM
TESEKKURLER ANNE .SENI SEVIYORUM.
| |
BeSsNeYY
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 18:53:06 |
| | |
BeSsNeYY
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 19:12:31 |
| https://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=24353&siir=450515 | |
sirinnkiss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.May.2006 Cmt 21:03:53 |
| | |
perseusperseus
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.May.2006 Pzr 03:06:36 |
| sevgili flame
ben anadolunun bir köyünde doğdum fakirdik ailemin kazandığı üç beş kuruşla geçinmeye çalışıyorduk bu yaşam savaşında annemin fedakarlıklarını hiç unutmam en çaresiz zamanlarımızda bile bizi doyurdu giydirdi ben inatla okumak sevdasındaydım köyden geçen kamyonlarla şehre okula giderdim kamyon veya başka bir araç geçmezse yürümek zorunda kalırdım öğle yemeklerinde aç dururdum anam evden bulup buşurup yiyecek haline getirdiği unlu yiyecekleri torbaya koyar elime sıkıştırırdı ben zorda olsa okulu bitirip üniversiteye gittiğimde anam bir meydan savaşını kazanan bir komutan gibiydi benimle gurur duyuyor ve her yerde övünüyordu
bu gün anneler günü beni kahreden bana 46 yıllık ömrümün en zor günlerini yaşatan ve bu satırları yazarken beni ağlatan nedir biliyormusun flame daha üç gün önce annemi doktora götürdüm kayseri tıp fak hastanesine ve yapılan tahlil sonunda annemin kanser olduğunu ve bir iki ay içinde öleceğini öğrendim bunu ne demek olduğunu çok az kişi anlayabilir onlarda annesini yitirenlerdir ve şu anda hala hastanede ölümü bekliyor ve ben çaresizlik içinde
ona yardım etmeye çalışıyorum ben onu hastanede bacıma bırakıp işime dönmek zorunda kaldım uzaktayım hiç bir şey yapamıyorum yanında üç gün durabildim bu anneler gününde annemi arayıp anneler gününü kutlayamıyorum işin en acı tarafı ise onun acı çekmeden bir an önce ölmesi için tanrıya yalvarmamdır bana kanını canını her şeyini veren anamın acı çekmeden ölmesi için dua etmek ne demek bilirmisin flame avcunu içinde eriyip giderken sana yalvaran gözlerle bakarken yavaş yavaş ölmesi ne demek anlayabilirmisin flame ve öleceğini bilirken bile seni koruyup kollaması ne demek seni düşünmesi sana hala bebekmişsin gibi şefkat göstermesini anlayabilirmisin flame sen bunların hepsini anlıyorsunbiliyorsun bilmesen anlamasan bu sayfayı açmazdın sana çok teşekkür ediyorum herkesin anneler günü kutlu olsun | |
| | |
| |