ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
14 Mayıs 2024, Salı 18:41   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Geyik Muhabbet > Öylesine muhabbet
forum sohbet oyun basliklari
   Bir Sanal Mektup
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

BeSsSNeYYY

BeSsSNeYYY resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  23.May.2006 Sal 14:07:51      Bir Sanal Mektupsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Kandırma kendini; okudukların sadece soğuk harfler.

Baktığın şey kağıt değil, yazılarsa eski, güzel kalemlerden çıkmış satırlar
değil. Hayat artık daha kolay; masanın üstünde biriken kağıt yığınları yok,
kaleminin mürekkebi bitmiyor, gömlek cebinde ise lekeler oluşmuyor artık...

Dayanmaya çalışıyoruz, ama kolaylık her zamanki gibi ezip geçiyor. Düşünceleri,
duyguları okumak için para ödemek zorunda değiliz aldığımız bir kitap ardından.
Hatta bu satırları yazarken arka planda çalan "mp3" melodileri dinlerken ben de
o melodilere emek harcayanları hiçe sayabiliyorum...

Orta yaşı çoktan geçmiş biri olarak nostaljinin "kızıl" renginden kopmamaya
çalışıyorsam, benden daha "büyükler" olarak aranızdan birkaç kişinin işi çok
daha zor. Kitap kokusunu alamamanın burukluğu ve elinde "somut" bir şey tutmadan
fikirlere ulaşmanın "garip"liği dolaşıyor etrafımızda...

Kitaplar da gidecek, biliyorsunuz değil mi? Yavaş yavaş ağırlıksız ve bedensiz
düşünceleri okuyacağız. Okurken de yazanın el yazısından kişiliğini anlama
lüksünü kaybettiğimizi fark edeceğiz.

Önümde "17 inch" bir "kağıt" ve ellerimin altında 106 tuşun 30 - 35 tanesinin
dışındakilerini pek kullanmadığım bir kalem var. Arkamda duran "eski" ve "güzel"
kitaplara sırtımı dönmüş yazıyorum. Her şey daha kolay ve çabasız…

Gözlerimi hafif sağa kıpırdattığım zaman kimlerin bu "sanal" dünyanın içinde
gezindiğini görebiliyorum. Onlar bir sandalyede otursalar da artık orada
değiller. Yumuşak hatlı nesnenin üzerindeki tuşlara dokunarak dünyanın başka bir
ucundaki, nerede, nasıl durduğunu bile bilmedikleri ve hatta düşünmedikleri bir
bilgisayarın "HardDisk" ini çalıştırıp oradaki "birler" ve "sıfırlar"dan
nasiplerini alıyorlar...

1024 "çarpı" 768 pikselden oluşan dünyanın içerisinde varolmaya çabalarken,
bunun bir eğlence ve zaman geçirme aracı olduğuna kendimi inandırmaya
çalışıyorum galiba. Düşününce "Matrix" fena fikir değilmiş gibi gelmiyor ara
sıra...

Kaçıyoruz galiba "her şey" den buralarda. Somut olamayan insanlar ve somutlaşmak
istemeyen düşünceler uçuşuyor etrafta. İletişim yanıp sönen "imleç" anlamına
geliyor aslında ama ne çok duygular yüklüyoruz sınırlı harflere ve silikçe duran
satır sahiplerine. Yaratmanın uzağında dolaşırken, diğer yandan da yarattığımızı
sanıp "ASCII" güllerle ilan-ı aşk ediyoruz sanal güzelliklere...
 
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

16benan

16benan resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  29.Haz.2006 Per 13:13:25sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Üff, Aşk Gene...

Sanal aşklara inanmazdım. Nasıl olduklarını hiç anlayamamıştım. Ta ki ben de onlardan birine düşene kadar. Bu zamana kadar hep böyle muhabbetler yapmış, senden hoşlanıyorum anlamındaki imaları görmezden gelmiş, "Seni Seviyorum" bazında laflara ise gülmüş, bazen böyle insanları terslemiş, bazen de eğlence olsun diye, sanki ben de onlardan hoşlanıyor gibi davranmış, kahkaha dolu saatler yaşamıştım. Oysa şimdi belki yıllardır insanlara yaptığımın cezasını çekiyordum.

Bana dedikleri "Bize burada işkence çektiriyorsun, seninde başına gelir inşallah, birisi sana da böyle yapar!" bedduaları veya dilekleri gerçek olmuştu. Bende sanal sanal aşık olmuştum ve bunun acısını çekiyordum.

Onu anlatması çok zor. Hani derler ya kelimelere sığmaz öyle bir şey işte. Tanışmamız aslında biraz zorunluluk olarak başladı. İkimizin ilgilendiği ortak bir iş vardı, dolayısıyla tanıştık konuşmalar başladı. İlk günlerde tamamen iş üstüne konuşuyorduk. Sonra zamanla muhabbetlerimiz derinleşti, özel konulara girdik, güzel ve eğlenceli muhabbetler yapmaya başladık. Benim de duygularım yerinde duramıyordu artık. Farklıydı herkesten.

Konuşuyorduk, anlamaya çalışıyor, en azından dinliyordu. Tamamen sanal bir ilişkimiz olmasına rağmen gerçek bir ilişkideki her türlü duyguyu yaşatıyordu bana. İlgi, kıskançlık, nefret, sevgi, kızgınlık, suçluluk, özür dileme, pişman olma. İnanılmaz bir kapasitesi vardı. Ona da dediğim gibi bazen onu seviyor muyum? Yoksa nefret mi ediyorum? bilemiyordum. Zaman geçiyor ve ben gittikçe ona doğru kayıyordum. Gittikçe düzenli hale gelen ve uzayıp gidenmuhabbetler beni mutlu ediyordu. Her online olduğunda kalbim çarpıyor, eğer onunla rastlaşamazsak üzülüyor, geceleri çok uykum olmasına rağmen onu bekliyordum.

Herşeyimi, en gizli duygularımı, yaşadıklarımı, hissettiklerimi, kısaca hayatımdaki herşeyi ona anlatıyordum. Neden? Bilmiyorum, ama yapıyordum işte bunları. O bana çok yakın içimden bir parça gibiydi, ama aslında bana çok uzaktı. Onun sesini duyamıyor, ona dokunamıyor, bütün bunları anlatırken, başımı onun omzuna dayayamıyordum. Artık acı çekiyordum.

Sonunda kararımı verdim. Bir kere olsun onu görmeli, herşeyi anlamalıydım. Elimdeki bütün kozları kullanarak, onu benimle buluşmaya mecbur bıraktım. 7 aydır konuşuyorduk onunla ama o zamana kadar hiç buluşmamıştık. Elbette görüşürüz neden olmasın muhabbetleri olmuş, ama bir türlü gerçekleşmemişti. Beni hiç aramamıştı da. Onun dediklerine göre benimle görüşmeyi çok istiyordu, ama bir türlü fırsat olmamıştı, öyle zorlama filan gibi bir olay yoktu. Tamam, dedim. Bunlara inanmak istiyordum.

Sonunda bir gün belirledik. Buluşma günü hızla yaklaşıyordu. Onu görünce neler olacağını düşünüyor, heyecanlanıyor, panik oluyor ve korkuyordum. Arkadaşım "Ne olacak canım, onu görünce daha çok hoşlanacaksın" demişti. Evet haklıydı, bunu biliyordum. Zaten beni korkutan da buydu. Tek bir soru vardı kafamda. Peki ya o? Bu korku içinde ilk buluşmamızı kısa tutmak konusunda israrcı davrandım. Onun açısından bir sorun yoktu. Sen nasıl istersen dedi. Kısa olsun istiyordum, korkuyordum çünkü. Onunla yüzyüze gelecektik ve ben ondan daha da çok hoşlanacaktım, bundan emindim. Ama o? Eğer o benden hoşlanmazsa ve ben bunu anlarsam yıkılırım diye düşünüyordum. En iyisi buluşma kısa olsun. O kötü şeyler hissederse, zaman geçtikçe sıkıntısını saklayamaz, ben de süre uzadıkça duygularımı saklayamam diye düşünüyordum. Her ikimiz için de bir çıkış kapısı bırakmayı hedeflemiştim. Böylece kimse rahatsız olmayacak ve kırılmayacaktı.

Sonunda o gün geldi. Buluşma yerine doğru hem büyük bir heyecanla, hemde içimde bir huzurla yürüdüm. Tam ben geldiğimde, o da geldi. Merhaba dedik. Oturacak bir yer arandık. Oturduk ve konuşmaya başladık.

Hersey çok normaldi. Birbirimize karşı negatif, ya da pozitif duyguları olmayan, uzun süredir yakın arkadaş olan iki insan gibi, sanki okuldan biriyle öğle tatilinde, kantinde yemek yiyormuş gibi normal normal oturduk ve konuştuk. İnternetteki takılmalardan yoksunduk.

Laf lafı açıyor, karşılıklı sorular soruyor, cevabını bile beklemeden başka konulara atlıyorduk. Gene konuşuyor ve dinliyorduk. İlgili ve kibardı. Bana önem veriyor ve saygı gösteriyordu. Herşeyin, yani gerçeğin yavaş yavaş farkına varıyordum ve gözlerine bakamıyordum. Korkuyordum, duygularım anlaşılır diye. Sonunda 1 saat bitti. Kalktık ve "Akşam internette görüşürüz!" diyerek ayrıldık.

İşlerim olduğundan, akşam eve geç döndüm. Gün boyu koşuşturmak aklımda malum soruların oluşmasını, ince konuları düşünüp üzülmemi önlemişti. Telefon çaldı. Bir kız arkadaşım arıyordu. "Seni aradım yoktun. Bu saate kadar berabermiydiniz?" dedi. Güldüm "Yok ya, sadece 1 saat takıldık" dedim. Telefonu kaparken düşündüm. Evet, ben demiştim sadece 1 saat takılalım diye, ama ne güzel olurdu birbirimizden ayrılamamış olsak, zorla "Vakit çok geç oldu" diye istemeye istemeye ayrılsak. Ama nerede? Bu düşünceler içindeyken, ikinci kez çalan telefona yöneldim. Gene bir arkadaş arıyordu. Ona da günün gelişmelerini anlattım. "Seni yakın bir dost olarak görüyor. Ne güzel!" dedi. Ben de kötü dememiştim ki zaten. Telefonu kapamadan önce "Bir daha görüşecekmisiniz? " sorusunu yapıştırdı. İçimden birşeyler koparak "bilmem" dedim. Oysa "Evet, şu gün tekrar göreceğim" demek isterdim ama...

Yavaş hareketlerle bilgisayarın başına oturdum. 7 aylık buluşma noktamız icq ya girmek için tuşa bastım ve makinanın açılmasını beklemeye başladım. Windows açıldı ve onun resmi beni karşıladı. Sevdiğim bir resmini wallpaper yapmıştım. O son birkaç aydır neredeyse her gece rüyama giren yüze baktım. Gözümden birkaç damla yaş süzüldü. Fazla ağlamadım. Birkaç damla da akşam yattığımda düştü yastığıma. İçimden bilsem, böyle olacağını, asla buluşmaz, onu sanal tutardım, dedim. İnternete girdim. Mailler, mesajlar filan derken bir süre geçti. Tikk, tikkk yaptı icq. İşte orada. On-line oldu. İlk defa yüreğim pır pır etmedi, onu görünce. İlk defa, "Geldi!" diye sevinmedim. İlk defa arkadaşlara "Meşgulüm, size mesaj atamayacağım" demedim. Neredeyse hareketsiz yerimde durup beklemeye başladım.

Mesajı geldi.

"mrb nbr"

Cevap verdim.

"iyilik senden ?"

Gene bir sanal muhabbete başlamıştık. Gerçek hayatta aramızda neler olurdu? Hatta, birşey olur muydu, olmaz mıydı? Bilmiyorum. Sonuçta onu sanal sanal sevmiştim ve içimden bir ses "Asla gerçekleşmeyecek" diyordu zaten.

Sonuçta pişman değilim. Gerçekle yüzleştim sadece. Öğrenmek istediğim gerçekle. İçim daha bir rahat. Daha bir huzura kavuştum. Belirsizlik içinde kıvranmıyorum. Kuşkular beni yiyip bitiremiyor.

Aşk hayallerim kuş oldu, uçtu. Geriye sadece acılar kaldı ve ben hala onun resimlerini ortadan kaldıramadım. Ama bu yazıyı geçmiş zamanda yazdım. :(

Zaman en iyi katildir, bütün duyguları öldürür.
 
CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir