>
>Böylesi parlak ve sakıncalı fikirler ancak bir Türkün
aklına gelebilir
>zaten..
>Bir arkadaş, alkollü araç kullanırken trafik
kontrolüne yakalanan bir
>kişinin kurtulmak için bulduğu yolu anlattı. Bu kişi
alkollü olarak
>Boğaz dan kente dönerken, galiba Beylerbeyi nde
trafik ekipleri tarafından
>alkol kontrolü için araç kuyruğuna sokulmuş.
Sırasının gelmesini
>beklemeden motoru stop edip
>inmiş, arka koltuğa geçmiş... Derken öndeki araç
gitmiş. Trafik polisi
>gelip, arka koltukta oturan bizimkine,
>-"Beyefendi, şoförünüz nerede? Aracınızı ilerletin"
demiş. Bizimki de
>şaşkın ve üzgün bir ifade ile cevap vermiş:
>-"Memur bey, ben de şaşkınım. Siz bizi alkol kontrolü
kuyruğuna
>sokunca,benim şoför aracı bırakıp kaçtı. Demek
alkollüymüş."
>Trafik polisi şaşırmış.
>-"Siz geçin direksiyona. Aracınız yolu tıkıyor",
demiş. Bizimki,
>-"Olmaz, ben alkollüyüm. Araç kullanamam" diye
direnince, polis
>-"Ziyan yok. Bu defalık görmezden geliriz" diye
zorlamış.
>Zorla direksiyon başına geçirmişler. Trafiği açtığı
için teşekkür de
>etmişler.
>Biz! Üçkağıtçılığın en iyisini biliriz..
>