Kendi ülkesindekilerden başka; uzak diyarlardan gelen “aslanlara” ve “aslan yavrularına ” na da mekanlık ve vatanlık yapan, onları titizlikle barındıran, büyük kudretiyle (!) onlara hayat verip, koruyup kollayan, geldikleri ülkelerini seviyor gözüken dönek ruhlu gerçek vatan hainlerine ülkesinde şefkat ve hamiyetle kucak açan muhteşem ülke(!) ABD’de neler oluyor bir bakalım…
“ABD’de üniversite öğrencilerinin ölüm oranları incelendiğinde istatistikler, trafik kazalarında ölenlerin ilk sırada yer aldığını gösteriyor. İkinci sırada intihar var. Geçen sene, Amerika’da, tam binyüz üniversite öğrencisi intihar etmiş… Çözüm olarak kimi üniversiteler, öğrencilerine 4 sömestre boyunca intihardan korunmayı hedefleyen kişisel gelişimi ve psikoloji dersi almayı zorunlu tutuyor… Pittsburg Üniversitesi ile ABD Milli Anket Danışma Kurulu’nun birlikte gerçekleştirdikleri bir başka araştırmaya göre ise, Amerika genelinde, üniversite birinci sınıf öğrencileri arasında psikiyatri ilacı kullananların oranı yüzde doksanbeş… ABD’ye ilk geldiğim yıllarda tanıştığım Sandy iki oğlundan bahsederken çocuklarıyla gurur duyduğunu çünkü oğullarının uyuşturucu kullanmadığını ve eşcinsel olmadığını söylemişti. Demek, gençler arasında eşcinsellik de, uyuşturucu kullanımı da o kadar yaygın ki, bir annenin çocuklarıyla gurur duyabilmesi için çocuklarının bu ikisinden uzak durması yeterli…” (Tercüman - Arzu Kaya Uranlı - 2 Temmuz 2006)
Gelelim şimdi ABD’nin ünlü “Medeniyetler Çatışması” kitabının tanımış yazarı Samuel Huntıngton’un son kitabı “Biz Kimiz” adlı eserinde kendi ülkesi için yazdıklarına:
“1998 yılı Mart ayında yapılan bir ankette, halkın yüzde 49’u Amerika’nın ahlaki bir krizle karşı karşıya olduğunu, yüzde 41’i ise ahlaki çöküşün temel bir sorun olduğunu dile getiriyordu. 1999 yılı Şubat ayında katılımcılara ülkenin karşı karşıya olduğu sorunlardan ekonomik olanları mı, yoksa ahlaki olanları mı daha fazla önemsedikleri soruldu; Amerikalarının yüzde 58’i ahlaki, yüzde 38’i ise ekonomik sorunları önemsediğini belirtti. 2000 yılında seçmenlerin yüzde 14’ü kürtajın bir numaralı sorun olduğunu söylüyordu okulda ibadet, dine dayalı hayır işlerine devlet desteği ve eşcinsel hakları gündemdeki diğer sorunlardı… Ahlakla ilgili kaygılar, dine odaklanılmasına yol açmıştı… Dinin ahlaki çöküşe çare olacağı inancı, doğal olarak, halkın dinsel görüş ve bağlılıklarını (seçimde) kullanılan oylarla son derece ilişkili kılıyordu..” (Syf: 351 – Birinci Baskı Ekim 2004 – Global Yayın Ajansı)
Sözü ülkemizin bir akademisyen ve yazarına bırakalım: Yıldız Sertel, Bilgi Yayınevi’nden çıkan ve birinci baskısı Mayıs 2006’da yapılmış bulunan; Bir Millet Uyanıyor dizisinin 9. kitabı “Şu değişen dünya” nın önsözünde bakın nasıl bir değerlendirmede bulunuyor:
“Amerika’da çok önemli bilim adamları ve hatta Beyaz Saray’a yakın politikacılar; artık ABD’nin gerileme sürecinde olduğundan, ağır bir ekonomik bunalımın kaçınılmazlığından, demokratik hakların ciddi şekilde kısıtlandığından ve hatta emperial savaş politikalarıyla faşizme doğru gidildiğinden söz ediyorlar. Avrupa’nın ekonomik ve politik bunalım içinde olduğunu görüyoruz. Batı dünyasında Pazar ekonomisinin iflas ettiği, rekabetin gelişmiş ülkelerin aleyhine döndüğü artık Washington’da bile açıklanıyor. Örneğin Soros tarafından. Peki bizim halkımız bu gerçeklerin ne kadarını biliyor? (Syf: 13)
Yadsınmaz bu gerçeklerden sonra anlaşılıyor ki;
“Batan Ülke ABD”, tükenişe giden yolda çaresiz çırpınışlar içerisinde… “Batan gemi”nin kaptanı Bush’un neden sağa sola saldırdığını, nükleer silah üretiyor diye “dünyanın en büyük yalanını” ortaya atıp niçin Irak’ta bir cehennem yarattığını… İran ve Suriye’yi (ve tabi ki kaçınılmaz olarak sonunda bizi) işgal etmek için “ılımlı İslam” , “Büyük Ortadoğu Projesi”, “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” gibi “harika işler(!)” neden yaptığını, hala anlamamakta direnmenin makul bir gerekçesi var mı?
Türk halkını ve Türk vatanını yeri geldiğinde hamasi nutuklarla çok sevdiğini söyleyen ama bütün varlığıyla; çoluk, çocuk ve aile bütünlüğüyle ABD’ye yürekten bağlı olan tepedeki ve tavandaki tüm ABD karasevdalılarına duyurulur; sevdiğiniz ülke Amerika, artık önlenemez tükenişin başlangıç sürecindedir. Bundan kuşkunuz olmasın. Onda şimdilik görmekte olduğunuz, sadece “sanal muhteşemliktir”!.
Sizler erdem sahibi kimselersiniz. Bir yere çakılıp kalmazsınız. Bulunduğunuz ortamlar ve koşullar alarm vermeye başladığında, çakıldığınız yerden derhal kopmasını çok bilir ve “değişerek gelişirsiniz”!. Yaşam nerede rahat ve huzurluysa, maddesel çıkarlar nerede pırıltılı ise oraya “kuyruklu yıldız” gibi akıp gidersiniz! Zaten ömrünüz zamana ve zemine göre hep bir yerlere doğru akıp giderek geçmekte…
O nedenle… Artık ABD’li görünmenin ve ABD’nin taraftarı olmanın bir yararı kalmamıştır. Siz yine en kısa sürede biran önce “değişerek gelişmenin” yollarını aramaya başlayın ve kendinize yeni yollar ve mekanlar eylemenin hesaplarını şimdiden yapmaya başlayın..
Bizden söylemesi…
ALINTIDIR. " Genç Türk Haber "
Peeg |
“Batan Ülke ABD”, tükenişe giden yolda çaresiz çırpınışlar içerisinde… “Batan gemi”nin kaptanı Bush’un neden sağa sola saldırdığını, nükleer silah üretiyor diye “dünyanın en büyük yalanını” ortaya atıp niçin Irak’ta bir cehennem yarattığını… İran ve Suriye’yi (ve tabi ki kaçınılmaz olarak sonunda bizi) işgal etmek için “ılımlı İslam” , “Büyük Ortadoğu Projesi”, “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” gibi “harika işler(!)” neden yaptığını, hala anlamamakta direnmenin makul bir gerekçesi var mı?
peeg saol birkez daha |
