Bir kapı önündeyim, pabucumun ipleri yok, kapat kapıyı hayat…

  Bir kapı önündeyim. Pabucumun iplerini bağlayamıyorum. Bir yere gitmek istiyorum, yapamıyorum. Meğer ne zormuş çantalarımızı toplamak. Göğsüme bir gazi madalyası takıyor hayat. Yakar top oynayan çocuklar oturuyor duvar diplerinde.

  Ansızın bir deniz oluyor sokağımız. Ağa düşmüş bir orkinosa dönüşüyorum. Çırpındıkça daha çok dolanıyorum ağa, hayata… ve gitmek diyorum. Hey siz! Neden beni izliyorsunuz sokaklar. Susuyorlar.

  Biliyorum diyorum, sevgiyi, geçmiş bir mevsimde unutayım diye takıyorsunuz o madalyayı göğsüme. Sonra gayri meşru çocukluğumu tutuşturuyorlar elime, bütün yolları yarıda bırakıp gitmek istiyorum. Ah! Bilmezsiniz ne zordur çantalarımızı toplamak.

  Çatıların üzerinden yorgun yüreğiyle bir kent beni gözetliyor. Soluğu soluğumda hissediyorum. İçimden tanıdık ama uzak bir ses yükseliyor, “Sen benim kaçtığım yer değilsin, geldiğim yersin” diyorum.

  Bildiklerimi rehin bırakıp ellerine, upuzun bir uyku uyuyasım var. Asla bilemeyeceklerimi yükleyip sırtıma terk edesim var gözlerini, seni, seni andığım her şeyi, kendimi…

  Hoyrat bir rüzgar geçiyor sokaktan ağır aksak. Sek sek oynarken ellerime bulaşan tebeşir kokusunu hatırlatıp getiriyor beraberinde. Hatırlamak, yaşlanmaktır. Yaşlı yüreğimi kaldırımlara yaslıyorum. Yağmur inadına yağmıyor. Yağıp da yıkamıyor beni; kaldırımlarda eksilttiğim içimi.

  Karşılıklı ama hep boş duran iki sandalye gibidir hayat. Ne kadar yüksekten düşerse o kadar çok kırılır. Ve bir avuç yapraktır orta yerde bir oraya bir bura savrulup duran.

  Uçmaya ve yanmaya eğilimli bir avuç yaprak. Kapılar hep kapalıdır, şarteller inik, çiçekler susuz, elektrik kaçak… öylece beklerler artık gelmeyecek birini. Ve hayat, ayaklarımı yalayan it gibi akıp gider, akıp gider….

  ALINTIDIR

  Keşfetmek : Var olanı gün yüzüne çıkarmak.

  İcat etmek : Var olmayan bir şeyi yaratmak.

  Kristof Kolomb Amerikayı keşfetmiş.. Amerika daha önce vardı, var olanı gün yüzüne çıkarmış yani..

  Ben bunları neden dedim?

  Haberde sigaranın keşfedildiğini bir yandan söylerken, diğer yandan da tütün bitkisinin fabrikalarda sigaraya dönüştürüldüğünden bahsediliyor.

  Şimdi sigara icat edilmiş olmuyor mu?

  Bu işin ayrı boyutu tabiki.. Keşke o meret ile insanoğlu hiç tanışmasaydı Hemen toplumsal mesajımızı verelim: Sigaraya Hayır...

  Howard insan olmayan bir basketbolcu Kazanmasına şaşırmadım..

  "Benim aşklarım hiç bitmedi ki!.."

  "En azından benim açımdan hiç bitmedi.. Ben sevgililerime sırılsıklam aşıktım beni bırakıp gittiklerinde.. Gitmeseler, kalsalar ne olurdu bilemem, çünkü hiç yaşamadım böyle bir şey" dedim..
  Ben aşkımın bitişini hiç yaşamadım. Hayatıma giren kadınlar bana bu fırsatı hiç vermediler..
  Hep terk edip gittiler.. O zaman kendimi zorlayarak bitirdim aşkımı.. Hayır.. Yerine hemen birini koyarak değil.. Aşkı öyle silemezsiniz.. Yalnızken silmeyi başarırsanız, kafanızı, kalbinizi, o zaman başkası için tertemiz bir yer açılır..
  O zaman yeni bir aşka yelken açabilirsiniz..
  Ve yeni bir aşk her zaman vardır.. Bir köşede sizi bekleyen yeni sevgili hep olmuştur, olacaktır.
  Eski aşkımı kafamda bitirmeden, yeni birisiyle meşgul olmadım, başkasına sığınmadım hiç savaşımı hep tek başıma verdim ve her defasında kazandım.
Hayır unutmadım..
  Yaşanmış güzel günleri niye unutayım ki.. Geri zekalı mıyım ben.. Onlar mutlu anılar olarak kaldılar, ben yeni mutlulukları tespihime eklemek için hayata bakarken..
  Derim ya hep.. Mutluluk akıp gitmez.. O bir tespihtir.. Yaşam boyu ne kadar tane eklemişseniz tespihe o kadar mutlusunuzdur. O taneleri niye çıkarıp atayım ki, şimdi.. Sonu iyi olmadı diye güzel, harika, muhteşem yaşanmışlık niye kötü olsun ki..
  Beni terk edip gidenlere çok kızdım başta.. Deli oldum öfkeden hatta.. "Ben terk edilecek adam mıyım" belirtisi.. Ama küllendirmeyi başardığımda, ondan sonra dönüp baktığımda, onların hepsine hayatıma kattıkları renk, tespihime ekledikleri mutluluk taneleri için teşekkür borçlu olduğumu hissettim..
  Onları tanımasaydım, onlar hayatıma girmeseydi, o güzel günler olmayacaktı, bugün tatlı tatlı hatırladığım..

  Hıncal Uluç

Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar? Bu soru her zaman akıl karıştırmıştır. Ancak şimdi bunun hesabını yapmayı bir kenara bırakın. Çünkü yumurtanın yumurtadan çıktığı gerçeğiyle karşı karşıyasınız.

Bu sıradışı olay, 54 yaşındaki Fran Vincent isimli kadının başına gelmiş. Daily Mail de yer alan habere göre satın aldığı yumurtasını evde kırdığı zaman içinden bir yumurta daha çıktığını fark eden Vincent, şaşkınlığını gizleyememiş.



Yumurtasını yemek için kaşığıyla kıran kadın, içinden minik bir yumurta çıktığını görünce önce bir anlam verememiş daha sonra bunun bir ördek yumurtası olduğunu düşünmüş.

Hayatı boyunca böyle bir şey görmediğini söyleyen Vincent, "İki yumurta da içiçe sanki birbirinin aynısıydı" açıklamasında bulunuyor.



İlginç olayın meydana geldiği çiftliğin sahibi durumun çok garip olduğunu söylerken şöyle bir değerlendirme yapıyor:"Eşine az rastlanan bu olayın, tavuğun yumurtalıklarında çok kısa aralıklarla iki yumurta oluşmasından ve ikinci yumurtanın ilk yumurtayı kaplamasından kaynaklandığını düşünüyorum"

  Kaynak: Gazeteport

  Tavuktaki yeteneğe bakın

   İnsan gücüne dayanan harika bir gösteri...

      Yıllar süren bir çalışmanın eseri...

           Nefeslerinizi tutun, ve arkanıza yaslanın...

                                     Gösteriyi izlemek için burayı tıklayın   

     Her karesi olağanüstü... Daha iyisini yapabilir misiniz?