bir mevsimin acı gerçekleri…
gitmelerin acıttı hep canımı, arkandan çok konuştum kendi kendime, uzayan yollardaki yalnız yolculuklarımda…
kaptan bendim, okyanusta boşluğa sürer gibi gemiyi, gezdim durdum avare yollarda bi başıma, bursa çok çekti kahrımı.
bazen sahte dostlar oldu, dağ yolundan şehrin ışıklarını seyrettik, her birimiz kendi acılarını gömdü içine, içimizde haykırışlar, ağzımız sus pus… ne rakı vardı, ne balık, ne de sen… -dost ağızlarda adını anmak güzeldi - gelsen farkedermi bilmem ama, gelme. benim daha cok yalnızlıklarım olacak, nöbetler tutacağım daha kaç gece, düşünecek birşeylerim olsun…
şimdi kuralına göre oynuyorum yaşam oyununu, ne kazanmak ne kaybetmek farketmiyor, acılara bile gülebiliyorum, ama sakın yanlış anlama, sen gibi içimdeki mutluluk değil bu, herşey -öyle olması gerektiği için öyle-de ondan
yine mevsim kış, yine yollar eksilteceğim, sömine önünde uyuyan kedi gibi yayılacağım koltuğa, yol nereye giderse oraya.
sana gelişlerim, kendimden kaçışlarım, sensiz senle konuşmalarım, sana söylediğim şarkılar, gece kaybolurken boşlukta sesim, elini arayacak yine ellerim.
belki bir gün özlersin, yanımdaki huzuru.
Valizim dolu yine asklarla anilarla , Yola ciktim sonsuz ayriliklarla Öyle bir yalnizlik ki yillar yoruldu , acilar pismanliklar VE BEN YOLLARDA…
|