ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
10 Mayıs 2024, Cuma 20:04   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  R--O-M-E-O> Forum Mesajları
    R--O-M-E-O'e ait Toplam 1750 Forum Mesajı var
<<1...1314151617181920212223 24252627282930313233...100...175>>


R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Üstad Necip Fazıl`ı Rahmetle Anıyoruz...>
  25.May.2011 Çar 11:41:30

 

Ölümünden tam 28 yıl sonra bile şiirleri yazıları kitapları okunan piyesleri izlenen türk ve islamci şair Üstad Necip Fazıl Kısakürek`i

Rahmetle anıyoruz..

 

ŞAİRLER SULTANI...

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, (d. 26 Mayıs 1904, İstanbul - ö. 25 Mayıs 1983, İstanbul) Türk ve İslamcı şair, yazar ve fikir adamıdır.

Necip Fazıl, 21 yaşında yayımladığı Örümcek Ağı adlı şiir kitabının ardından, 24 yaşındayken yayımladığı Kaldırımlar adlı şiir kitabıyla tanınmıştır. 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve meşhur Bâb-ı Âli`nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşamış ve bu değişimi kendisi "...içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum." şeklinde tanımlar.

Bu tarihten sonra Türkiye`nin bir çok şehrinde konferanslar düzenlemiş, düzenlemiş olduğu konferanslarda ki sözlerinden dolayı hakkında dâvâlar açılmış ve bu dâvâlar neticesinde öncülük ettiği Büyük Doğu Hareketi`ne dair yayın yapan Büyük Doğu Dergisi yayın hayatı boyunca 16 kez kapatılmış, Necip Fazıl`ın eserleri toplanmış ve basımı yasaklanmıştır.

Adını büyükbabası Necip Efendi`den alır. Necip Efendi, o zamanlar Halep Vilâyetine bağlı bir sancak olan Maraş`ın Müftüsü idi. Müftü, bir gün Maraş`a gelen Halep Valisi Salim Paşa`yı konağında misafir etti. Vali, zekâ ve terbiyesine hayran kaldığı Müftüsünün oğlu Mehmet Hilmi Efendi`yi, iyi bir eğitim görmesi için beraberinde İstanbul`a götürmek istedi. Bu teklife kabul etmeyen Necip Efendi`yi uzun ısrarlar sonucu ikna etti ve genç Mehmet Hilmi Efendi`yi beraberinde İstanbul`a götürdü.

Mehmet Hilmi Efendi İstanbul`da yüksek tahsilini yaptı ve bir süre sonra Hariciye Müsteşarlığı ve Hariciye Nazırlığına yükselen Salim Paşa`nın kızı Zafer Hanım`la evlendi. Necip Fazıl`ın babası Abdülbaki Fazıl Bey bu evliliğin ürünüdür.

Necip Fazıl`ın doğduğu Çemberlitaş`taki bu konakta, işte böyle köklü ve varlıklı bir aile ikâmet etmektedir. Konakta aile fertlerinden başka "bir ahçı, bir ahçı yamağı, bir zenci uşak, Bingazi muhaciri bir hususi hizmetçi, iki arabacı, bir sürü halayık, besleme, kadın işçi..." vardı ve 40-50 yaşlarında evlenmemiş, babasına Fransızca öğretsin diye tutulmuş bir Fransız mürebbiye, tipik ve varlıklı bir Osmanlı ailesi görüntüsünü tamamlıyordu.

Kendi gözüyle "...her unsuriyle hassasiyetimi gıcıklayan koca bir konak, her ferdinin nereden gelip nereye gittiğini bilmediği uğultulu bir cereyan içinde, her ân iniltilerle açılıp örtülen mırıltılı kapılar arasında ve bütün bir ses, renk ve şekil cümbüşün ortasında, beş hassamın sınırını tırmalayıcı ve ilerisini araştırıcı derin bir (melankoli) duygusundan ibaret..."

"Muhasebe" isimli şiirinde; yine bu üç katlı bir ahşap konağın, değişen yüzlaşan toplumun her katı, ayrı bir dönemi ve nesli temsil eden (babaanne, anne ve çocuklar) şiirselleştirir:

Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!
Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem!
Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları.
Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin işte evim!

 

Eserleri 

  1. Cinnet mustatili (Yılanlı Kuyudan)
  2. Nam-ı Diğer Parmaksız Salih
  3. Bir Adam Yaratmak
  4. Çile
  5. Kafa Kâğıdı
  6. O ve Ben
  7. Yunus Emre - Kanlı Sarık
  8. At`a Senfoni
  9. Para - Mukaddes Emanet
  10. Sahte Kahramanlar - İman Ve Aksiyon - Özlediğimiz Nesil - İslam Ve Öbürleri
  11. Hazret-i Ali
  12. Tanrı Kulundan Dinlediklerim
  13. İhtilal
  14. Moskof
  15. Tohum - Künye
  16. Aynadaki Yalan
  17. Reis Bey - Parmaksız Salih
  18. Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
  19. Babıali
  20. Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık
  21. Hitabeler
  22. Peygamber Halkası
  23. İbrahim Ethem - Abdülhamid Han - Siyah Pelerinli Adam
  24. Hesaplaşma - Tarihte Yobaz Ve Yobazlık - Türkiye Ve Komünizm
  25. Esselam
  26. Dünya Bir İnkılap Bekliyor - Yolumuz, Halimiz, Çaremiz - Ruh Muvazenesi - Her Cephesiyle Komünizm
  27. Hac
  28. Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar
  29. Türkiye`nin Manzarası
  30. Çerçeve - 1
  31. Nur Harmanı
  32. İman ve İslam Atlası
  33. Müdafaalarım
  34. Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar)
  35. Benim Gözümde Menderes
  36. İdeolocya Örgüsü
  37. Mümin Kafir - Vecdimin Penceresinden - Bir Pırıltı Binbir Işık
  38. Senaryo Romanlarım: Sen Bana Ölümü Yedirdin - Deprem (Çile) - Katibim - Villa Semer - Vatan Şairi Namık Kemal - Canım İstanbul - Ufuk Çizgisi - Son Tövbe - En Kötü Patron
  39. Çöle İnen Nur
  40. Son Devrin Din Mazlumları
  41. Öfke ve Hiciv
  42. Sabır Taşı - Ahşap Konak
  43. Ulu Hakan II. Abdülhamid Han
  44. Başbuğ Velilerden 33 (Altun Halka)
  45. Çerçeve - 2
  46. Konuşmalar
  47. Rabıta-i Şerife
  48. Doğru Yolun Sapık Kolları
  49. Başmakalelerim - 1
  50. Tasavvuf Bahçeleri
  51. Çerçeve - 3
  52. Namık Kemal
  53. Hücum ve Polemik
  54. Rapor - 1 - Rapor - 2 - Rapor - 3
  55. Rapor - 4 - Rapor - 5 - Rapor - 6
  56. Rapor - 7 - Rapor - 8 - Rapor - 9
  57. Rapor - 10 - Rapor - 11 - Rapor - 12 - Rapor - 13
  58. Yeniçeri
  59. Reşahat
  60. Başmakalelerim -
  61. Mektubat
  62. Başmakalelerim -
  63. Çerçeve - 4
  64. Gönül Nimetleri
  65. Edebiyat Mahkemeleri - Doğu Edebiyatı - Dil Raporları -
  66. Çerçeve - 5
  67. Hadiselerin Muhasebesi .
  68. Sakarya Türküsü
  69. Kaldırımlar
  70. Vatan Haini Değil-Büyük Vatan Dostu Vahiduddin


R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Her hafta bir chatcity üyesi ile röpörtaj>
  24.May.2011 Sal 15:47:25

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir

Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir

Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir

Kahramanlık: saldırıp bir daha dönmemektir.

Hüseyin Nihal ATSIZ

 

O bir Efe...

O bir Judo Bölge Şampiyonu

O bir Federasyona Bağlı Tüplü Dalgıç

Şimdiki röpörtaj konuğumuz NİHALATSIZ1944

Kendisine teşekkür ediyorum keyifli bir röpörtaj meydana geldi..

Buyrun bakalım sorularımıza ne cevaplar vermiş

Devam edecek...

 

 



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Öneriler >ERKEK TİPLERİNİ KULLANABİLMEK İSTİYORUZ...>
  24.May.2011 Sal 13:58:02

Barbie30 :

CHATCITY DE ERKEKLERİN TİP SEÇENEKLERİ VE BU TİPLERİN AKSİYONLARI, BİZ BAYANLARIN TİPLERİNE GÖRE DAHA FAZLA. BİZDE ŞÖYLE BİR ŞANS İSTİYORUZ ; İSTEYEN BAYANLAR NİCKLERİNE ERKEK TİPLERİNDEN ALABİLSE, NE DERSİNİZ...?

Erkekler bayan tiplerini alabiliyor zaten aynı zamanda bayanlarda erkek tiplerini alabiliyor. Ama kullanma sorunu var. Alıyorsunuz ama kullanamıyorsunuz

Bknz: İnsan isterse herşeyi yapabilir



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity nedir ne değildir? >ALT YAZI ARŞİVİ>
  23.May.2011 Pzt 17:30:39

26.03.2011

Ben hiç 12345678 dk ban görmedimGören oldu mu arkadaşlar



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Film, Sinema, Dizi, Belgesel, Program >En Güzel Film Replikleri>
  23.May.2011 Pzt 09:32:29

Bazen mutlu olmak yetmez... Bazen insanin geri dönüp mutlu olmadan önce onu mutsuz eden şeyleri halletmesi gerekir... Bazen bunu tek başına yapmak gerekir...



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >İyi Bir Kare İçin 50 İpucu>
  23.May.2011 Pzt 08:58:05

Şekil A-1



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >BİR ŞEHİR (MEDİNE) NASIL KURULUR?>
  20.May.2011 Cum 19:09:12

BİR ŞEHİR (MEDİNE) NASIL KURULUR?

Çağrı filmindeki Medine’ye giriş sahnesini hatırlayın…

Deve önde yürüyor, insanlar arkasından onu izliyor.

Kasvâ (devenin ismi) kimin evinin önüne çökerse Hz. Peygamber orada kalacak.

Bu sahne çok ilginçtir.

Siyer kitaplarından sizin için derledim.

Bakın neler oluyor…

***

“Deve (Kasvâ) sağa sola baka baka ilerlerken Avf oğullarından İtban b. Malik ile Abbas b. Ubade devenin önüne gerildiler:

“Ey Allah’ın elçisi! Bize buyur. Sayıca çokluk, mal, kuvvet ve kudret bizdedir. Geniş meydanlar, bağ ve bahçe sahibiyiz!”dediler.

Peygamberimiz gülümsedi, “hayrını görünüz” dedikten sonra şöyle dedi:

“Devenin yolunu açınız, o gideceği yeri bilir!”

***

Ubade b. Samit ve Abbas b. Samit:

“Ey Allah’ın elçisi! Bize buyur. Çokça hizmetçilerimiz, servetimiz, malımız, çardaklı evlerimiz vardır, rahat edersin bize buyur” dediler.

“Hayrını görün” dedi ve şöyle buyurdu:

“Devenin yolunu açınız, o gideceği yeri bilir!”

***

Yolu açılınca deve Beyza oğullarının evleri hizasına kadar gitti. Beyza oğullarından Ziyad b. Lebid ve Ferve b.  Amr geldiler:

“Ey Allah’ın elçisi! Bize buyur. Sayıca çokluk, mal, kuvvet ve kudret bizdedir!” dediler.

“Hayrını görün” dedi ve şöyle buyurdu:

“Devenin yolunu açınız, o gideceği yeri bilir!”

***

Deve, Saide  oğullarının evini geçeceği sırada Saide oğullarından Sa’d b. Ubade ile Munzir b. Amr:

“Ey Allah’ın elçisi! Sayımız çok, malımız boldur. En zengin biziz, hurma bahçelerimiz, kuyularımız vardır, bize buyur!”dediler.

Şöyle buyurdu:

“Hayrını gör ey S’ad, sen devenin yolunu aç, o nereye çökeceğini bilir!”

***

Yolu açılınca deve Hazreç oğullarının evleri hizasına kadar gitti. Sa’d b. Rebi ile Harice b. Zeyd ve Abdullah b. Revaha  devenin önüne gerildiler:

“Ey Allah’ın elçisi! Bize buyur. Şehrin en zenginleri bizleriz. Sayıca çokluk, malca bolluk, güç ve kuvvet bizdedir” dediler.

Onlara da hayırla dua ettikten sonra şöyle dedi:

“Devenin yolunu açınız, o gideceği yeri bilir!”

***

Yolu açılınca deve ilerledi.

Peygamberimiz dedesi Abdülmuttalip’in annesi Selma binti Amr’ın mensup olduğu Adiy b. Neccar oğullarının evlerini geçeceği sırada Salit b. Kays ile Ebu Salit ve Useyre b. Ebi Harice:

“Ey Allah’ın elçisi! Bize buyur. Sayıca çokluk, mal ve silahça hazırlık , düşmanlarına karşı seni koruyup savunacak  güç ve kuvvet bizde var!” dediler.

Onlara da  hayır duası ettikten sonra şöyle dedi:

“Devenin yolunu açınız, o gideceği yeri bilir!”

***

Yolunu açtılar.

Deve ilerledi. Malik b. Neccar  oğullarının evleri yanına varınca, bugunkü Mescid-i Nebi’nin kapısının bulunduğu yere çöktü.

Deve çöktüğü zaman Peygamberimiz devenin üzerinden inmedi. Deve ayağa kalktı, biraz gittikten sonra birden bire arkasını döndü ve ilk önce çöktüğü yere kadar geldi. Oraya tekrar çöktü ve artık kalkmadı. Boynunu ve göğsünü yere uzatıp böğürmeye ve deprenmeye başladı.

Bunun üzerine Peygamberimiz devesinden indi ve “Menzilimiz burasıdır (burada konaklıyoruz) Kimin burası?” diye sordu.

Şöyle dediler:

“Ey Allah’ın elçisi! Burası iki öksüz ve evsizin hurma kurutma yeridir.  Evleri yok. Bunlar Neccar oğullarından Sehl ve Suheyl adında iki gençtir. Muaz b. Afra’nın himayesi altında yaşamaktalar!”

Peygamberimiz “Buraya en yakın ev hangisidir” dedi. Ebu Eyyüp el-Ensari “Benimkidir ey Allah’ın elçisi!” dedi.

Ve Allah’ın elçisi orada kalmaya karar verdi.

Eyyüp el-Ensari devenin yükünü indirdi, palanını soydu ve yükü evine taşıdı.

Eyyüp el-Ensari o ilk geceyi şöyle anlatıyor:

Bize “Evin alt katında bulunmam daha uygundur, siz rahatsız olmayınız” dedi. Alt katta oturdu. Biz de üst tarafa yerleştik. Gece uyurken içinde su bulunan testimiz kırıldı. Resulullah’ın üzerine damlayıp onu rahatsız etmesinden korkarak, ben ve eşim Ummu Eyyüp, tek örtüneceğimiz kadife yorganımızı hemen suyun üzerine bastırdık…”

(M. Asım Köksal; İslam Tarihi; Medine Dönemi, c. 1-2, s. 22-27, İbn Hişam c. 1-2, s. 495, 496, Buhari; Sahih, c. 4, s. 258, İbn Sa’d; Tabakât, c.1, s.  237, Belazuri; Ensâb c.1, s. 266, Zehebi; Tarih-i İslam, c. 1, s. 200)

***

Uzamasın diye hepsini yazmadım.

Yaklaşık 15’e yakın şehrin ileri gelen kabilesi ve onların sayısı çok, malı bol, serveti ğani, bağı, bahçesi, hurmalığı, sürüleri, kuyuları olan, evi çardaklı (havuzlu villa demek oluyor!) zengini devenin önüne geçerek“Bize buyur” diyor.

Deve “gideceği yeri biliyor” ve iki öksüz ve evsizin hurma kurutma yerinin önüne çöküyor. Orada ev olmadığı için de oraya en yakın Ebu Eyyüp el-Ensari’nin  “gece  kondusuna” yerleşiyor.

Orada altı ay kalıyorlar. Sonra da Mescid-i Nebi’nin yanıbaşına yapılan tek odalı Hz. Aişe’nin “hücre-i  saadetine” taşınıyor.

Ölünceye kadar da mescide bitişik o tek odalı hücrelerde kalıyor.

İşte dünyayı titreten, adı hala dillerde, nâmı hala gönüllerde “Allah’ın elçisi” budur.

***

Devesinin adı Kasvâ…

Önüne geçen onca zengine dönüp bakmadı.

İki öksüz ve evsizin “tezgahının” yanına çöktü.

Allah’ın elçisi “İşte burası” dedi. “Menzilimiz burası”… “Buradan başlayarak  şehri yeniden kuracağız. Bölüşeceğiz ne varsa ekmeği aşı/ harç yapacağız şehre sevgiyi barışı…”



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >19 Mayıs...>
  19.May.2011 Per 00:53:01

Gençlik ve Spor Bayramı...

Her ne kadar üzücü bir durum olsada bu konuyu kısa geçmeyi düşünüyorum. Atatürk`ün gençlere armağan ettiği bayramın gençler için birer tatilden ibaret olması üzücü bir durum. Törenlerde alkışlanacak mı sessiz mi kalınacak bunu bilmeyen öğrencilerimiz var malesef. Ve bu öğrenciler 19 Mayısın gelmesini heycanla bekliyor bunun sebebi o gün okullara gitmeyecek olmaları tabiki.. Bir yanlış var ortada ama bu yanlış kime ait.. Öğrencilere mi ? Öğretmenlere mi? Ailelere mi ? yoksa..

Bütün herkesin bayramı kutlu olsun diyorum öncelikle.. Ve site yetkililerimize gerçekten cani gönülden teşekkür ediyorum. Bir çok resmi ve dini bayramımızda site sayfasının köşesine günün anlam ve önemini içeren bir resim koymalarından ötürü.

Ve Atatürk`ün 19 Mayısla alakalı bir anısını sizinle paylaşmak istiyorum.

MUSTAFA KEMAL PAŞA SAMSUN’DA
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919′da

Samsun’a geldi. Bir süre çalıştıktan sonra

kentin postanesine gitti. Görevli bulunan PTT memuru o günü söyle anlatıyor :

Hava yağmurlu ve elektrikliydi. O zamanlar paratoner sistemi olmadı­ğı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geldi, bir haber verdi. Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa tek odadan ibaret telgrafhaneye girdi. Ayağa kalktım.

— Buyurun Paşam.

— Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor dedi.

— Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi görüştüremem!

— Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir. Muhakkak görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur, dedi.

Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı.

— «Sen ölürsen ben de ölürüm» dedi.

Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere aldırmadı, elimi uzun süre bırakmadı. Önce Havza’yı aradım. Derhal cevap geldi. Nöbetçi memur, Kemal Paşa’nın adamlarının emir beklediklerini söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi bırakmadan baktı. Bir kağıda çabu­cak şifreli bir şeyler yazdı. Havza’ya iletmemi söyledi. Amasya ile de istedi­ği konuşmayı yaptı, sonra;

«Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu.» Dedi ve maiyetiyle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım. Mustafa Kemal Paşa hayatını ortaya koyan bir kişiydi. Fes kapmaya, mevki elde etmeye gelmiş biri olamazdı. O bir gerçek vatanseverdi, Atatürk’e hayranlığım yağmurlu bir gecede böyle başladı işte…

 

Keşke diyorum biliyor musunuz...

Keşke 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim ve 30 Agustos gibi günler ülkemizde daha farklı bir havada kutlansa.. Daha güzel olabilir gerçekten... Bütün herkes heycanla o günleri beklese ve büyük bir çoşkuyla DÜNYAYA inat kutlasak..

Tekrardan hepimizin bayramı kutlu olsun diyorum

UFUK YAZICI

 

 



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >TÜRKLER NEDEN BOZKURT£*8217;U SEMBOL OLARAK SEÇTİ?>
  19.May.2011 Per 00:29:33

Cenabı Allah bütün varlıkları yaratırken farklı özeliklerle yaratmıştır.
Ruslar ayıyı, İngilizler aslanı, Amerikalılar kartalı, İspanyollar boğayı milli sembol saymışlar.
Biz? Neden başka bir hayvan değil de Gök yeleli Bozkurt’u sembol edindik?


Bozkurt’un özelliklerini temel olarak şu şekilde sıralamak mümkündür:

1 - Bozkurtlar atasına bağlıdır; Bozkurt sürüsünden ayrılan bir erkek bozkurt karşılaştığı bir kara kurt sürüsüne girer. Girdiği sürünün liderliğini alır;
2 - Bozkurt özgürlüğüne düşkündür. Dünyada evcilleştirilememiş tek hayvan olma unvanı Orta Asya bozkurtlarındadır.
Hayvan yakalandığında tüm hayvanların aksine gırtlak kısmında bulunan öd denen keseyi parçalar ve intihar eder.
Bozkurt esareti kabul etmeyen bir varlıktır.
Bozkurt’un boynuna tasma takıp bir kafese koyamazsınız. Bozkurt ölümü kabul eder kendisini parçalar ve intihar eder.
3 - Bir bozkurt sadece yiyeceği kadarını avlar ve yavrusu olan bir hayvana saldırmaz, avlamaz…
Bozkurt leş eti yemez.
Kendi avını kendisi avlar.
Başka havanların avladığı leşi yemez.
4 - Bozkurtlar eşlerini kıskanırlar.
Bozkurt dişisi asla bir kara kurtla çiftleşmez.
Bozkurt yaşamından tek eş seçer.
Eşi ölmeden başka eş aramaz…
5 - Bozkurt sürüsü sağdan ve soldan giden öncüler, akabinde de göbekten gelen ana kuvvetle saldırırlar düşmanına.
Bozkurt cesaretli ve ölümüne mücadele eden bir yapıya sahiptir esareti kabul etmez.
6 - Bozkurtların bir lideri vardır ve sürü o liderin emrinden çıkmaz.
Bozkurt liderine bağlıdır, dinlenme anında da lideri etrafında koruma tedbirleri alır.
Bozkurtlar avlamaları, toplu yaşama kurallarına uyma vb. açılardan bir sistem içerisindedirler, yani asildirler…
7 - Bozkurtlar teşkilat halinde bir yaşam sürerler.
Bozkurt ekip çalışması yapar ve Hürriyetine son derece düşkündür.
8 - Karda yürüyen 40 bireylik bir Bozkurt grubunu takip etseniz ancak, beş, altı ayak izi görebilirsiniz, o kadar dikkatli ve organizedirler, çünkü grup önde giden lider bozkurt`un ayak izlerine basarak ilerler.
Bozkurtlar asla organizesiz ve plansız hareket etmez, avlanmazlar…
9 - Bozkurtlarda bir yavrunun hem annesi, hem de babası ölse dahi yavru hayatta kalır.
Bozkurtlarda grup hiyerarşisi buna müsaade etmez.
Diğer grup üyeleri yavruyu evlat edinir ve kendi yavruları gibi büyütürler.
10 - Bizim sembolümüz, Gök yeleli bozkurttur; yani “GÖKBÖRÜ” …
Bu kurt türü sadece Orta Asya dolaylarında yaşamaktadır.
Türk milleti Bozkurt’u bu taşıdığı özelliklerden dolayı kendine sembol edinmiştir.
11- Türk milleti asırlarca bozkurt’laşan şahsiyetler yetiştirmiştir.
Bozkurt bu nedenle tarihimiz içinde bayrak olarak da kullanılmıştır.

Ne Mutlu Türküm Diyene



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >Özel İleti ve Oda Daveti Hakkında..>
  19.May.2011 Per 00:20:07
Secateurs :

bence en iyi çözüm herkes resim koysun, tencereler sadece kapaklarına yuvarlansın :)

<<1...1314151617181920212223 24252627282930313233...100...175>>