ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
10 Mayıs 2024, Cuma 19:26   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  R--O-M-E-O> Forum Mesajları
    R--O-M-E-O'e ait Toplam 1750 Forum Mesajı var
<<1...1415161718192021222324 25262728293031323334...100...175>>


R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >`TÜRKAN SAYLAN` Kaybedilen büyük bir değerin ölüm yıldönümü...>
  18.May.2011 Çar 15:02:41

NiHALATSIZ1944 :
Devletin tüm güvenlik teşkilatlarının ve MİT raporlarının konusu olan türkan saylan ve çydd faaliyetleri herşeyiyle ortadadır.Türk kanı bile taşımayan bu ne idüğü belirsiz şahsın ve kurduğu yapılanmaların hangi terör örgütlerine ve etnik gruplara yardım ve yataklık yaptığını buraya tek tek açıklamama gerek yok.Senin gibi vatansever bir Türk gencinin derinlemesine bir araştırma yapmadan böyle birinin reklamını forumda yapmasını üzüntüyle karşılıyorum ufuğum...Lütfen biraz okuyalım ve bilgi sahibi olalım;olalımki saf ve temiz zihinlerin bu tarz şeylerle yıkanmasına engel olalım...!!!

Şahsıma uygun başlıklar açmıyorum ben abicim. Forum herkese hitap ettiği için herkesin yorum yapabileceği destekleyeceği türden başlıklar açmam gerektiğini düşünüyorum. Belli bir kalıba ve düşünceye dayalı başlıklar açmayıp tarafsız başlıklar açmamdan kaynaklanıyor bu durum. Muhsin Yazıcıoğlu başlığıda açtım Ona zıt düşüncelere sahip insanların başlıklarınıda açtım.



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >`TÜRKAN SAYLAN` Kaybedilen büyük bir değerin ölüm yıldönümü...>
  18.May.2011 Çar 14:51:45

Kanserle verdiği 17 yıllık mücadelenin sonunda 18 Mayıs 2009 tarihinde hayata gözlerini yuman Türkân Saylan`ı rahmetle anıyoruz...

Bazı insanlar yaptıkları sayesinde hiç ölmezler..

Kanserle savaştığı yıllarda bile çalışmaya ve ödül almaya devam etti..

Ödülleri 


1996’da İstanbul Üniversitesi kendisine “Atatürk İlke ve Devrimleri” ödülünü vermiştir. 


İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) ve "Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği" (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir. Bugüne kadar çok sayıda ödüle layık görülmüştür. 


“Atatürk İlke ve Devrimleri Ödülü” İstanbul Üniversitesi (1996), 

“Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü” (1990), 

“Melvin Jones Ödülü” (1991), 

“Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü” İncirli Lions (1996), 

“Kuvayi Milliye Ödülü” Haliç Rotary (1997), 

“Fahrettin Kerim Gökay Ödülü” Türk Lions Vakfı (1997), 

“Türkiye Ziraatçiler Birliği Dayanışma Ödülü” (1998), 

“75. Yıl Ödülü” Türk Kadınlar Birliği Şişli Şb. (1998), 

“Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Ödülü” ADD İstanbul Şubesi (1999), 

“Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Onur” Ödülü” (2000), 

İtalya “Foyer des Artistes Kurumu Ödülü” (2001), 

Cüzzamlı Hastalara verdiği uzun süreli hizmet ve getirdiği bakış açısı nedeniyle “Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği 2001 Yılı Ödülü”, 

“Atatürk Ödülü” Amerika / Atatürk Topluluğu (2001), 

“Sanat Kurumu Onur Ödülü” (2002), 

“Atatürk / Çağdaşlık Ödülü” Dünya Atatürkçü Kuruluşları (10 Kasım 2003), 

“Üstün Hizmet Ödülü” Yıldız Teknik Üniversitesi (2004), 

Eğitime yaptığı katkılar nedeniyle “Eğitim Ödülü” TED Koleji, 

“Kendinden once hizmet” ilkesine örnek davranışı nedeniyle “100. Yıl Mesleki Başarı Ödülü” Rotary Kulübü, 


“İnsan Hakları Ödülü” İzmir Karşıyaka Belediyesi (2004), 

“Türkiye’nin En İyi Eğitimcisi” Ödülü - Tempo Dergisi (2004), 

Kültür Üniversitesi’nin İstanbul genelindeki üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleri arasında yaptığı anket sonucunda “Yılın En Yürekli Kadını Ödülü” (2004) , 

“Puduhepa Ödülü” - Adana Kütür Sanat Derneği (2005), 

“Meslek Hizmetleri Ödülü” Ankara Emek Rotary Kulübü (Ekim 2005), 

“Toplumsal Barış Ödülü” Barış Radyo, 

“İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü” - 

SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı (2005), 

“İyi Kalpli Ol Ödülü” Türk Kalp Vakfı (2006), 

“Yılın Başarılı İş Kadınları Ödülü” Dünya Gazetesi (2006), 

“ÇEK Eğitim Ödülü”, Çağdaş Eğitim Kooperatifi (2006).

 

Türkan Saylan sanki bedeninden çevresine garip bir enerji yayıyor. Belki de yüzbinlerce insanın hayatını değiştirmesinde bu enerjinin etkisi var. Kendi deyimiyle ‘aslında o bir şey yapmıyor, yalnızca insanları yapabileceklerine inandırıyor’. Cüzzamdan kadın sorunlarına, kız çocuklarının okutulmamasından insan haklarına kadar yaptığı tüm çalışmalarda bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinin payı var.

 

 

Türkan Saylan Kimdir ?

 

 İşte size bir Türkan Saylan röportajı..

 

Özellikle son dönemlerde sponsor kuruluşlarla birlikte binlerce kız çocuğunun okumasını sağladınız. Burada geldiniz nokta nedir?

Hesap çıkardım, dokuz bine yakın kız çocuğuna ulaşmışız. Şu anda çeşitli projelerde bizden burs alıyorlar. Çoğu 10 kardeş olduğu için yalnızca 10’la çarpsam 90-100 bin kişi eder. Projeleri ikiye ayırdık. İlköğretim 6, 7, 8’inci sınıfları ‘Anadolu’da bir kızım var öğretmen olacak’, ötekileri Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları’nda topladık. 

İnsanları harekete geçirmeyi nasıl beceriyorsunuz?

Ben hayatta çok fazla engellemeyle karşılaşmadım ama başkalarının önünü açma işini çok başarılı yapabiliyorum. Kimse daha ileri gidebileceğini aklına getirmiyor. Öyle anlatmışlar, elindekiyle yetin demişler. İnsanlara yapabilirsin demek çok önemli. Bizde hep ‘yapamazsın’ deniyor. 

Bu kadar çok işi aynı anda yapabildiğiniz, ünlü bir insan olduğunuz için çok paranız olduğunu düşünenler var. Gerçekten paranız var mı?

Ben memur zihniyetliyim. Borçlu olmaktan her zaman hoşlandım. Hep taksit öderim, borcum vardır. Hiç aşama yapamam. Param olsa neler yaparım diyorum. Kaç tane daha okul yaparım, kaç çocuk burs alır. Benim hayallerime gidecek olan paraya da hiçbir zaman hayır demiyorum. İnsanın kendisi için isteyecekleri sınırlı.

Sürekli devletle, bürokrasiyle ve ‘zor insanlarla’ uğraşırken zorluklar karşısında yılmamayı nasıl öğrendiniz?

Bir iş doğru ve insanların menfaati içinse yılmıyorum, pes etmiyorum. Yanımdakilere de ‘bu işi önce kendiniz çözeceğinize, bürokrasiyi geçeceğinize inanmalısınız’ diyorum. Çok ısrarcıyım, kafama koyduğum şeyi yapmaya çalışırım. Lüzumsuz şeylerle hiç uğraşmam. İnsanları dinleye dinleye onlarla iletişim kuruyorsunuz, bir kapı açıyorsunuz. Çünkü bizim çıkarımız yok. ‘Beni şuraya tayin edin’ demiyorum.

Hiçbir zaman ‘ben lider olayım’ diye ortaya çıkmamışsınız ama hayat sizi liderliğe götürmüş. Sizce bunun nedeni nedir?

Bir işi kafanıza koyduğunuz zaman arkanızda kimse olmuyor. Her zaman birisinin daha bir öne çıkması gerekiyor. Bir de bakıyorsun kimse aynı riski almıyor. Belki benim özelliklerimden biri risk almaktan korkmamak. Ben hep şunu derdim: Her zaman sıfırdan başlayabilirim. Sıfırdan başlamak bana çok keyifli gelirdi.

Nasıl bir yöneticisiniz?

21 sene başhekimlik yaptım. Kimseyi kovmakla, sürmekle tehdit etmedim. Kavgacı değilim. Benim kavgam başka türlü.   İnsanların başarılı olması için onları rahat bıraktım, onların kendi başarısını yaratmasını bekledim. Hep böyle çalıştım ve hiçbir zaman sorun yaşamadım. Bağırma çağırma hiçbir zaman sistemi geliştirmez. 

Önce meme, şimde de karaciğer kanseriyle mücadele ediyorsunuz. Pek çok insan bunu bilmiyor. Neden kendinizi bu kadar geri planda tutuyorsunuz?

Benim karaciğerimde yedi tane metastasım (vücuttaki bir hastalığın vücutta başka bir yere yayılması) var. Biliyorum ki bunlar bir gün patlayacak ama her dakika bunu düşünürsem yaşayamam. İlacımı alıyorum, kontrollerimi yapıyorum (bazılarını kaçırıyorum), psikolojim bozulmuyor. Tek kızdığım şey, zamanımı kısıtlıyor. ‘Benim biletimi kestiniz utanmıyor musunuz’ diyorum. Kendime, ‘Türkan daha çok çalışmalısın, zamanın kısalıyor’ diyorum.

 

Bu da bir Türkân Saylan yazısı 
 
Yunus Emre: Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz demiş. Atalar da “dilin kemiği yok” demiş. Yoktur, doğru! Fakat “boğaz dokuz boğumdur.” Dilin kemiği olmadığından boğaz dokuz boğumdur. Dokuz defa yutkunmak gerek, sözü ağızdan çıkarmadan önce. Dilin insafına bırakmamak gerek sözleri. Vicdanda, yürekte tartmak gerek. 
Biz ne kadar vicdansız, ne kadar patavatsız, ne kadar zalim, ne kadar taş yürekli olduk?! Sözlerimiz savaş çıkarıcı, baş kestirici... Sözlerimiz bal yağ şöyle dursun, ağulu... Bizim dinimiz böyle değildi! 
Böyle değildir! 
Tenkit etmek de, muhalefet etmek de sanattır. Bir insanın fikirlerine, ideolojisine, inançlarına karşı olabilirsiniz; ama ağır bir hastalığı ve onun tezahürlerini Allah’ın bir cezası imiş gibi sunmak, “gördün mü bak, oh olsun!” havasına girmek.... “Mumya... Görün bakın mahlûku! Bedduam tuttu. Yaşayan fosil...” gibi ifadeler, burada yazamayacağım kadar çirkin sözler kullanabilmek... Edep yahu! Bir Müslümanın dili bu kadar acı, yüreği bu kadar nefret dolu nasıl olabilir? 
“Rabbim sevmediği kulunu bu dünyada da ahirette de rezil edermiş” bizim dinimizin anlayışı mı? O halde Eyüp Peygamber’i nasıl açıklayacağız? Hastalık rezillik midir? Siz hiç “hasta” olmadınız mı? Hastalıklar Allah’ın verdiği ceza mıdır? Nice mütedeyyin insanın hastalıklarını, devasız dertlerini, acılarını, sancılarını nasıl açıklayacağız? 
Bu sütunda birkaç sene önce Türkân Saylan’ın “okullarda namaz kılmak öğretilmesin, bale dersi verilsin” şeklindeki garip sözleri üzerine bir tenkit yazısı kaleme almıştım. Tenkidim -tenkitlerim- hâlâ geçerli. Amma... Her insanın başına gelebilecek bir hastalığı ve bir hastayı dinî terminoloji kullanarak tâciz etmeyi fevkalâde utandırıcı buluyorum. Dilinizden fikir dökülsün, zehir değil! 
Saylan’ın evinin aranması üzerine “Malum medya ayağa kalktı” diyor bu ağulu dili kullananlar. Bakın, ben “malum medya”dan değilim. Ama bir Müslüman olarak, bir kadın olarak, annesini on ay önce aynı hastalıktan kaybetmiş biri olarak Türkân Saylan hakkında yazılan sözleri çok çirkin ve çok ayıp buluyorum. 
Babaannemden duyduğum bir dua vardı: “Allah ıslah etsin!” Hepimizi!...

 



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >voltran voltran voltran:))>
  6.May.2011 Cum 18:04:03

En kısa zamanda transporter ekibimi kuruyorum sizin robotu bir sanayiye gönderiyim



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >En ilginç film saklama metodu =)>
  5.May.2011 Per 14:03:30


R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >ÇOCUKKEN HANGİMİZ İZLEMEZDİK?>
  5.May.2011 Per 09:34:34

Juanita :

He-Man

He-Man, diğer bir değişle Eternia Prensi Adam kılıcını havaya kaldırıp "By the power of Grayskull" (Gölgelerin Gücü Adına) der ve çok güçlü bir süperkahramana dönüşürdü. Yanından ayrılmayan yol arkadaşı korkak kaplan "Titrek" bu sihirli söz ve kılıç sayesinde "Atılgan" olur, bu şekilde kötülere karşı savaşırlardı...

He-man`ı görünce duygulandım.. Yeşil kaplanı zaten benim çok sevdiğim bir karakterdi.. Ama yıllar HE-MAN`den çok şey almış diye duydum çok değişmiş kendisi İskeletor öldükten sonra savaşacak düşman bulamıyınca kendisini kaleye hapsetmiş tabi buna vesile olan Shera. Çünkü kendisi HE_MAN`den ayrılmış terketmiş adamcağızı..

Evine kapanıp kendini yemeğe adamış bir dönem o yüzden çok fazla kilo almış ..

1 senelik diyettten sonra...

 

 

1 sene içinde aldığı bütün kiloları verdi geri sigara başladı.. Tabi bu durum dişlerinin saçlarıyla aynı renk olmasına zemin hazırladı

Kendisiyle sık sık görüşüyoruz eski günleri çok anlatıyor o günlere hasret olduğunu her fırsatta dile getiriyor



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >Babanız Yaşıyorsa Hala Çocuksunuz>
  4.May.2011 Çar 15:07:38


R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >22 Ağustos 2011>
  4.May.2011 Çar 14:50:56

BTK tarafından hazırlanan ve 23 Şubat 2011`de yayınlanan İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği ile ilgili açıklamalarda bulunan Acarer, benzeri düzenlemelerin Avrupa ülkelerinde de bulunduğunu, bunun bir"sansür" olarak algılanmasına şaşırdıklarını belirtti.

"STANDART PAKETTE FİLTRE YOK"

Düzenlemeyle standart paket dışında aile, çocuk ve yurt içi paketleri oluşturulduğunu, yeni filtrelemelerin bu üç paket için geçerli olduğunu söyleyen Acarer, standart pakette mevcut uygulamadan farklı bir filtrenin söz konusu olmayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"BİR OLAY BU KADAR ÇARPITILIR MI PES!"

"Bir olay bu kadar çarpıtılır mı, pes diyorum. Şu anda herkes standart tarifede. Şimdi üç tane daha paket getiriliyor. Bu paketlerin de fiyatları farklı olsun deniyor. İnterneti sadece çocukların kullandığı abonelikler için belli bir filtrelemeyle hizmet verecek olan Çocuk paketi, biraz daha geniş alanda hizmet verecek Aile paketi ve erişime engelli sitelerin yüzde 99`unun yurt dışı kaynaklı olması gerçeğinden hareketle yurt içi paketi uygulamaya girecek.

Son gelişmeler bunlar =)



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Dijital Yaşam >Bilgisayar Donanım - Yazılım >Windows Live Messenger 2011 Hakkında>
  4.May.2011 Çar 01:26:18

Neler Yeni?

  • Facebook ile bütünleşik sosyal ağ izleme ekranı
  • Rozetler
  • Kişiye / kategoriye özel çevrimdışı görünme durumu
  • Kişisel iletiye resim, bağlantı ekleme özelliği
  • Sekmeli Chat paneli
  • Konuştuğunuz kişiye albüm gönderebilme
  • Konuşma ekranında arama yapma
  • Duvar akışı ve sade şeklinde 2 farklı görünüm

Artılar (+)

  • Sosyal ağları tek bir ekrandan kolayca takip edebilme, yanıt verebilme
  • İletilerde resim ve bağlantı paylaşımı
  • Arkadaşlarınızın sosyal ağ aktivitelerini takip edebilme
  • MSN ekranından video oynatma
  • Kişilere çevrimdışı olmaları halinde sesli mesaj bırakabilme
  • HD kalitesinde video chat
  • Facebook kişileriyle msn üzerinden iletişim kurabilme.

Eksiler (-)

  • MSN nickleri tamamen kaldırılmış ve nick düzenleme alanı yok.
  • Kategorilerin yanında kaç kişinin online olduğunu belirten sayılar yok.
  • Arkadaş listesinin 2 kolon halinde gelmesi ve değiştirilememesi
  • Arkadaş listesinde avatarların boyutlarının değiştirilememesi
  • Arkadaş listesinde sadece isimlerin görüntülenmesi, iletilerin çıkmaması
  • Reklamların her zamanki gibi geniş yer kaplaması
  • Nick olarak üye olurken belirttiğiniz isim ve soy isminizin görüntülenmesi
  • Aynı PC de 2 tane msn hesabı varsa buna bağlı sosyal ağları tanımıyor. Kurulumdan sonra ilk kim bağlandıysa face hesabını tanıdı ancak sonradan bağlana diğer hesabı tanımadı msn üzerinden hata veriyor.


R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >22 Ağustos 2011>
  4.May.2011 Çar 01:20:49

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu`nca (BTK) hazırlanan "İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar" 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu uygulamayla kullanıcılar BTK`nın belirlediği 4internet filtresinden birini seçmek zorunda bırakılacak. Filtreyi aşmak suç sayılacak. Filtre kıstasları ise tamamen BTK tarafından belirlenecek. Bu uygulama dünyada Çin, Küba, İran gibi internetin "tutuklu" olduğu ülkelerde kullanılıyor.

Dayanağı nedir?

5809 sayılı Kanunun 4’üncü 6’ncı ve 50’inci maddeleri ile 28.07.2010 tarihli ve 27655 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesi hükümleri kapsamında, BTK tarafından hazırlanan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” 22 Şubat 2011 tarihinde 2011/DK-10/91 no’lu karar ile onaylanarak, “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 22 Ağustos 2011’de yürürlüğe girmesine karar verildi.

22 Ağustos`ta devreye girecek sistemde internete devlet daha doğrusu "BTK" tarafından belirlenen 4 filtre tipinden birini seçerek girebileceğiz. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutuluyor, aksi halde onlara da ağır para cezaları öngörülüyor.

"Ben giriyorum, siz de girin"den "Ben de giremiyorum artık"a...


Düzenlemeye göre 4 tip filtre yer alacak. Aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket. Her internetabonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. Bu filtre tipini internet kafelerde uygulanan "Websense" filtresine benzetebiliriz. Yani sadece internet kafenin belirleyebildiği sitelere girebileceksiniz. Bu tür filtre sistemleriyle içeriğinde sorun olmasa bile birçok sitenin filtreye takıldığı kullanıcılar tarafından biliniyor.

Git gide uçsuz bucaksız bir dünya olma yolunda ilerleyen interneti "güvenli internet" sloganının arkasına sığınarak "terbiye edilmiş internet"e dönüştürecek bu uygulamanın dünyada sınırlı sayıda örneği var. Bu örneklerde Çin, Küba, İran gibi internetin sıkı bir sansür altında tutulduğu ülkelerle sınırlı.

Bu uygulamayla ilgili olarak Yeni Medya Düzeni için bir makale yazan Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim görevlisi Prof. Dr. Mutlu Binark, 22 Ağustos`ta uygulamaya girecek bu esaslara karşı durulması gerektiğini belirtmişti.

Binark bu görüşüne destek olarak bu sistemin internet kullanıcılarını sınıflandırdığını ve bu esaslarla "internetteki zararlı içerikten korunma" adı altında internetin sınırlandırıldığını ifade etti.

Bu tür filtreler şu anda da var

Bu tür filtre sistemleri işletim sistemleri, internet servis sağlayıcılar ya da internetten bulunabilecek programlar sayesinde isteyen kullanıcılar tarafından zaten istenildiği zaman kullanılabiliyor. Yani zaten kullanıcı böyle bir opsiyona sahip. Ancak BTK`nın uygulamasıyla bu durum bir opsiyon olmaktan çıkıp zorunluluk haline geliyor. 

Binark, "Bu usul ve esasların arkasındaki zihin örüntüsünün kendi yurttaşını birey olarak görmediğini, onun adına eylemeye muktedir olarak sadece kendini ve kendinin mutlak otoritesini ve bu mutlak otoritenin doğruluğunu gördüğünü belirtmek gerekir. Bu anlamda burada herşeyi bilen muktedir özne BTK ve muteber vatandaşlar da İnternet erişim özgürlükleri ile İnternet ortamında seçme haklarının “onların iyilikleri adına” ellerinden alınmasına rıza gösterenlerden oluşmakta. Devlet eliyle, filtreleme uygulamasının topyekünleştirilmesine ve zorunlu kılınmasına yol açacak bu uygulamanın benzer örnekleri ancak Çin Halk Cumhuriyeti, Küba, İran, Tayland gibi yurttaşlarının siberuzama erişimini sınırlandıran ve engelleyen ülkelerden verilebilir" diyerek uygulamanın zararlarına dikkat çekti.

Binark, "Bu internet filtresi uygulamasıyla, birey korumacı ve kollamacı bu muhafazakar ideoloji tarafından pasifize edilmekte, zihni “tek doğru, tek renk, tek söylem” çağrısına uymaya, sağduyuya davet edilmektedir. Bu nedenle, Ağustos 2011’den itibaren İnternet ortamına erişimde aklını kullanmaya muktedir bireyin akıl ve irade özgürlüğünü elinden alan bu usul ve esaslara karşı durmak, yürürlüğe girmesine itiraz etmek gereklidir" diye de yazdı.

ürkiye`de internet nereye gidiyor?

BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011 de yayınlanan İnternette Özgürlük Raporu’na göre, Türkiye’nin “kötü puan’ını 42`den 45`e yükselterek” internete erişim özgürlükleri konusunda  geriye doğru gitmeyi sürdürüyor.

Bu uygulamayla BTK, kimin hangi siteye girebileceğine, hangi blogu okuyabileceğine, hangi tartışma grubuna katılabileceğine kendi kendine karar vermiş olacak. İstediği herhangi bir siteyi, sayfayı kara listeye alarak sizin ulaşmanızı engelleyebilecek. Böyle Türkiye`nin İnternette Özgürlük Raporu`nda kendini İran ve Çin`in arasında bulması sandığınız kadar uzak bir gelişme değil.

Standart paket sansürsüz değil mi?

En özgür gibi görünen Standart paket de bir filtre paketi ve BTK tarafından belirlenen erişim engellerine ve kara listelere tabi. Yani YouTube kapalıyken önceden DNS ile girebiliyordu. Ancak bu paket altında erişimi engellenmiş YouTube`a girmek mümkün olmayacak. 

Dava açıldı

IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde  “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’a iptal davası açtı.  Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti. Vakıf adına başvuruda bulunan avukat Ayşe Altıparmak, BTK’nın keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine devlet eliyle karar verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını belirterek, “Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa özdenetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile internetkafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli ama devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır” açıklamasında bulunmuştu.

BTK`dan ses yok

Twitter`da ve internette kıyametler koparken filtrelerin mucidi BTK`dan herhangi bir açıklama gelmedi.

22 Ağustos Twitter`da dünya trendi oldu

Haberin CNNTurk.com`da yayımlanmasının ardından Twitter`da büyük bir hareketlilik başladı. 22agustos Türkiye`de trend olarak listeye girerken konuyla ilgili tweet yağdı. Hızla artan tweetlerle birlikte 22agustos dünyada da 1 numaralı trend oldu.

Alıntıdır: cnnturk.com



R--O-M-E-O

R--O-M-E-O resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Piyanist Hakan>
  3.May.2011 Sal 14:37:56

 

Chatcity paparazilerinin eline geçen albüm kapağı Pianist`e ait...

Evet yanlış duymadınız..

GOLD ajanlarımızdan Pianist`e ait

Kendisinin bir dönem Pianist Şantör olduğu dedikoduları hepimizin kulağına gelmişti fakat kesin bir delil olmadığı için ispatlanamamıştı...

Kendiside bu sorularımızı hep yanıtsız bıraktığı için bu konu her zaman esrarengizliğini korudu..

Ama artık değil..

Sır perdesi açıldı...

20 parçadan oluşan bu albümü Umkapanı yıllarında piyasaya sürdüğü bilinmekte..

Albüm ismi olan "Canın sağolsun" un hikayesi ise çok garip.. Kendisinin Piyanist Hakan olarak bilinmesine rağmen o dönem kendisinin bir Pianosu bile yoktu.. Piyanosunun olmadığını albüm yapımcısına dert yanarak söylemesinin ardından.. Albüm yapımcısının cevabı  "CANIN SAĞOLSUN" du.. Bunun üzerine albümün isminin Canın Sağolsun olmasına karar verildi.

KOSTAN PLAK`a teşekkürlerimizi sunuyoruz tüm chatcity paparazi ekibi olarak..

Ve karşımızda Piyanist HAKAN

 

 

 

 

Not: Tamamen uydurma bu haber için Pianist`den özür diliyoruz affet beni hakan abim

<<1...1415161718192021222324 25262728293031323334...100...175>>