ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
15 Mayıs 2024, Çarşamba 18:04   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  RojdaZeytin> Forum Mesajları
    RojdaZeytin'e ait Toplam 202 Forum Mesajı var
<<12345 6789101112131415...21>>


RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Şok Şok Şok cc de yeni bi aşk gündemde!!!>
  6.Kas.2006 Pzt 16:13:02
fiogf49gjkf0d
Tebrik ediyorum arkadaşlar sizi umarım çoookk mutlu olursunzuz.


RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >kumsalda ayak izleri>
  6.Kas.2006 Pzt 14:50:14
fiogf49gjkf0d




Ben sana mecburum


Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

Atilla İlhan


RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SEVGİ İÇİN ::(((>
  6.Kas.2006 Pzt 14:33:53
fiogf49gjkf0d
SEVGİ İÇİN

Bir otobüs duraginda karsilasmislardi ilk kez.... Biri tipta okuyordu, öbürü mimarlikta. O ilk karsilasmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karsilasabilmek için, hep ayni saatte, ayni duraktan, ayni otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konusacak cesareti bulmalari biraz zaman aldi ama sonunda basrdilar. Ikisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardi aslinda. Delikanli arkadasinda kaldiği için o duraktan binmisti otobüse, kiz ise ablasinda.... Sirf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çikip, sehrin öbür ucundaki o durağa, onlarin duragina geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...

Okullarini bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen issiz, bazen parasiz kaldilar ama öylesine SIKI kenetlenmisti ki yürekleri ve elleri hiçbir seyi umursamadilar. Ayin sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarinda da hep mutluydular. Zaman asimina ugrayan, aliskanliklara yenik düsen, banka hesabinda para kalmadigi için ya da tam tersine o hesabi daha da kabarik hale getirmek uguruna bitip-tükeniveren sevgilerden degildi onlarinki... Günler günleri, yillar yillari kovaladikça sevgileri de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarinin olmamasiydi. Zorlu bir tedavi sürecine ragmen çocuk sahibi olmayinca, "bütün mutluluklarin bizim olmasini beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarina. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadin, simsıki sarilip adama ve adam "Hayir, ben senin için ölürüm" diye yanit verirdi hep...

Bazen eve geldiginde, aynanin üzerinde bir not görürdü kadin, "Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafina bak...." Kütüphanenin ikinci rafinda baska bir not olurdu, "Mutfaktaki masanin üzerine bak ve seni çok sevdigimi sakin unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notlari okuya okuya kosturan kadin, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdigi çikolatalar, kimi zaman da pahali armaganlarla karsilasirdi... Aldigi hediyenin ne oldugu önemli degildi zaten....

Hayat ne kadar hizli akarsa aksin, isleri ne kadar yogun olursa olsun hep birbirlerine ayiracak zaman buluyorlardi bulmasina ama kirkli yailarin ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrildi ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye basladi. Kadin da mimarlik bürosunu kapadi ve sadece özel projelerde görev aldi. Artik daha fazla beraber olabiliyorlardi. Bir gün sahilde dolasirken, harap durumda bir ev gördü kadin, üzerinde "satilik" levhasi asili olan. "Ne dersin, bu evi alalim mi?" dedi adama. "Bu viraneyi yiktirir, harika bir ev yapariz. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terasi olan, martilari kahvaltiya davet edecegimiz bir deniz evi yapalim burayi..." "Sen istersin de ben hiç hayir diyebilirmiyim?" diye yanit verdi adam. "Amerika daki tip kongresinden döner dönmez ararim emlakçiyi... Kaç para olursa olsun, burasi bizimdir artik...."

Sadece bir hafta ayri kalacaklarini bildikleri halde, ayrilmalari zor oldu adam Amerika ya giderken. Her gün, her saat konustular telefonla. Gözyaslari içinde kucaklastilar havaalaninda. Fakat birkaç gün sonra, kocasinda bir tuhaflik oldugunu fark etti kadin. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konusmaktan kaçiniyordu. Onu neselendirmek için, sahildeki evi hatirlatti ve çizdigi projeyi verdi kadin ama hiç beklemedigi bir cevap aldi: "Canim, o ev bizim bütçemizi asiyor. Sen en iyisi o evi unut..."

Mutsuzluk, mutlulugun tadina alismis insanlara daha da aci, daha da çekilmez gelir. Kadin, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardi adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil döktü bos yere... Yillardir sevdigi adam, duyarsiz ve sevgisiz biriyle yer degistirmisti sanki. Ona ulasmaya çalistikça, beton duvarlara çarpiyordu kadin, her çarpmada daha fazla kaniyordu yüregi...

Bir gün, çocuklugunun, gençliginin ve bütün hayatinin birlikte geçtigi arkadasina dert yanarken, "Artik dayanamiyorum, sana söylemek zorundayim" diye sözünü kesti arkadasi. "O, seni aldatiyor. Is yerimin tam karsisindaki restoranda genç bir kadinla yemek yiyiyor her öglen. Sonra sarmas dolas biniyorlar arabaya...." "Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanlari" diye bagirdi kadin. Onca yillik arkadasini, kendisini kiskanmakla suçladi.... Ertesi gün, ögle vakti o restoranin hemen karsisinda bir köseye sindi sessizce ve peri masallarinin sadece masal oldugunu anladi... Kocasinin eskiden ayni hastanede çalistigi genç çocuk doktorunu tanidi hemen. Bazen evlerinde agirladiklari kadina nasil sarildigini gördü adamin...

Aksam kocasi eve gelir gelmez, bazen bagirip, bazen aglayarak, bazen ona simsıki sarilip bazen de yumruklayarak haykirdi suratina her seyi. Inkar etmedi adam. Zamanla duygularin degisebildigi, insanlarin orta yasa geldiklerinde farklilik aradigi gibi bir seyler geveledi agzinda ve bavulunu alip gitti evden. Kapidan çikarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu ama kadin, "defol" dedi nefretle...

Ilk celsede bosandilar... Modern bir ask hikayesinin böyle son bulmasina kimse inanamadi. Arkadaslarinin destegiyle ayakta kalmaya çalisti kadin. Adamin, sevgilisiyle birlikte Amerika ya yerlestigini ögrendi. Bazen yalniz kaldiginda, onu hala sevdigini hissedince, aglama nöbetleri geçiriyor, askin yerini, en az onun kadar yogun bir duygu olan nefretin almasi için dua ediyordu.

Aradan bir yil geçti... Her seyin ilaci oldugu söylenen zaman bile, kadinin derdine çare olamamisti. Bir sabah, israrla çalan zilin sesiyle uyandi. Kapiyi açtiginda, karsisinda o kadini gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye bagirmak istedi ama sesi çikmadi. "Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konusmamiz gerekiyor." dedi genç kadin. Kanepeye ilisti ve zor duyulan bir sesle konusmaya basladi: "Hiçbir sey göründügü gibi degil aslinda. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yil Amerika daki kongre sirasinda ögrendi hastaligini ve yaklasik bir senelik ömrü kaldigini. Buna dayanamayacagini, hep söyledigin gibi onunla birlikte ölmek isteyecegini biliyordu. Seni kendinden uzaklastirmak için, benden sevgilisi rolünü oynamami istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika ya yerlestigimiz yalanini yaydi. Oysa ilk karsilastiginiz otobüs duraginin karsisinda bir ev tutmustu. Tedavi görüyor ve kurtulacagina inaniyordu ama olmadi. Gece fenalasmis, bakicisi beni aradi, son anda yetistim. Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaslari durduramayacagini biliyordu kadin. Hemen oracikta ölmek istiyordu. Eline tutusturulan kutuyu açmayi neden sonra akil edebildi. Itinayla katlanmis bir sürü kagit duruyordu kutuda. Ilk kagitta, "Lütfen bütün notlari sirayla oku birtanem" diyordu... Sirayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, doğru söyledigini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Simdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için yasayacaksin, anlastik mi?" son kagidi eline alirken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadin... Ve son kagitta sunlar yaziliydi: "Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptirdim. Kocaman terasta martilarla kahvalti ederken, ben hep seni izliyor olacagim...."



RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >FOTOĞRAFLARRRR :():>
  6.Kas.2006 Pzt 14:28:37
fiogf49gjkf0d



RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Yazılarım ::)) (Yorumlarınızı Bekliyorum)>
  6.Kas.2006 Pzt 14:24:58
fiogf49gjkf0d

Hayat bazen öylesine acımasız oluyor ki, ama işte bu durumlarda güçlü olmak gerekiyor.En güçlü olacağınız an içinizin acıdığı andır. Birisi sizi kırmıştır ama siz ona canınız çok acısada bağıramıyor, içinizkileri dökemiyorsanız en kötüsüde budur belki.. Kimsenin sizi kırmasına izin vermeyin demeyi ne çok isterdim. ama bunun bizim elimizde olmadığını bugün daha iyi anlıyorum.

Hayata hergün yeniden başlamak,yeniden gülümsemek, yeniden birşeyler planlamak herzaman kolay olmuyor. O gün mutlu uyandıysanız herkese güleryüzlü davranabilirsiniz evet ama birileri gelip sizin moralinizi bozana kadar..

Ama yinede dayanamıyor yüreğim..Mutlu olun demek geliyor sürekli içimden, ne olursa olsun mutlu olun.. Yüzünüzü asmayın en azından.. Yürüyüş yapın, güneşin tadını çıkarın, hatta güneş yoksa bile yağmur ve karın tadını çıkartın.. Ya o güzel yağmurun toprağa düşüşünü göremeseydik, yada toprağa düştükten sonraki o toprak kokusunu içimize çekemeseydik.. Herzaman olumlu olmak gerekiyor hayatta.. Suanda suratım asık ama birazdan gülümseyeceğim.Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş demesinler diye.. ::))

Ankara bugün sessiz Ankara bugün sakin.. hadi birazda biz birşeyler yapıp canlandıralım.. Güzel Bir Gün Diliyorum...


Dün yine seni düşündüm, her günüm seni düşünmekle geçiyor aslında...

Sen gittiğinden beri mevsim hüzün mevsimi, günlerden hasret, her gün bitimi sensiz bittiğine mi üzülmeli yoksa sana kavusmaya biraz daha yaklasmayamı.. Hasretin bir kor gibi yakarken yüreğimi, sana sarılıp öpeceğim günün hayali rahatlatir içimi. Bir seni özledim bir de beni sevişini...

Yine hüzünlü bir seslenişle başladım bugün güne.. Yokluğun artık daha fazla hissedilmeye başladı..Ankara ya yağmurda yağmıyor artık.Gittiğinde yağmurlu bir hava vardı.. Bulutlar da sensizliğe ağlıyordu , şimdilerdeyse artık yağmur yerini güneşe bıraktı..Güneş gibi doğman için yüreğime..

Hayatımda ilk defa sevdim oda sen oldun, Hayatıma ilk kez inandım oda sen oldun , Hayatımda ilk defa bir insanın gerçekten gözlerinin içine baktım ve iyiki yaptım bunu Seni çok seviyorum....İyiki varsın , iyiki benimsin ve iyiki varlığımı senin gibi yüreği mükemmel bir insanla bütünleştiriyorum.. varlığın için teşekkür ederim..

Sevgilim e ....

Beni en cok bu hayatta "seni mutlu etmek icin hayatındayım" diyenler üzdü...
Zamanın birinde bir insanı sevmiş olmak bunu zamanla yapmak içine sindire sindire yapmış olmak ve bu insanın gerçekten senin hayatında senin mutluluğun için varolduğunu bilmek,ama seni çok az mutlu etmeyi başarmış olması ve senin bu hayal kırıklığına karşılık onu terketmen.Ona acı çektirmen... Hayatta nelere üzülmüyoruz ki, okuduğum bir kitap da sorunlarından dolayı kendisini intahara kadar sürüklemiş bir kıza bile gözyaşı dökebiliyorum, yada bir filimde kavuşmaları imkansız olan iki aşığa ağlayabiliyorum...Ya çok duygusalım yada her kopup giden,terkedilen yada arkada birşeyleri bırakıp gitmek zorunda olanlara kıyamıyorum. Mutlulukla mutsuzluk arasındaki o ince çizgiye takılmışım, oradan kopamıyorum, durmakla gitmek arasında kalmışım ne durabiliyorum ne gidebiliyorum.. kaldım öyle ortada.. ortada kalmak kadar kötü bir şey varmı evet var.. seni mutlu edeceğine söz verenin seni mutsuz etmesi ve gitmesi...ve hiç dönmeyecek olması...ve BU İNSANIN "SENİN KENDİ ESERİN OLDUĞUNU BİLMEN"...bunu ben mi yaptım diye hayıflanmaya fırsat vermeden kurtulacağınız bir mutsuzluk varsa biran önce mutluluğu kimin yanında bulduğunuzu düşünün gerçek mutluluğu size "ben sana veririm diyenin değilde, gerçekten verenin yanına koşun" ona sarılın ve hiç bırakmayın.. sizi mutlu eden bir insan değil herşey olabilir bunuda unutmayın...

Sevgiyle Kalın..

Yine güzel bir Ankara sabahina uyanmak ve gözünü güneşle dolmuş sıcacık bir odaya açmak beni çok huzurlu yaptı bugün...Bahar geliyor...baharla birlikte gelenleri karşılayacak kadar heyecanlı yüreğim bu aralar... Belkide huzurum dün gece beklediğim bir telefonun gelmiş olması.. İstediklerim olunca ben çok mutlu oluyorum biliyorum sizlerde böylesiniz.. kim istemezki o anda içinden geçirdiği şeyin gerçekleşmesi.. Adı bende saklı olana telefonu için teşekkür ediyorum.. Güzel bir Ankara sabahı ve bütün insanların yüzünde bir gülümseme...bundan daha güzel bir gün olabilirmi.. gülen insanları, gerçekten mutlu etmeyi bilen insanları seviyorumm.. hayatı güzel kılan herşey adına güzel kıldıranlara teşekkür ediyorum.. Gününüz güzel geçsin...

Ankara da yağmur var bu sabahda.. Sabah işe gitmek için çıktığımda evden, usul usul yağıyordu yağmur.. Ankara ya yağmur yağdığında yerlerin çamur olması ve o yeni boyanmış gıcır gıcır olan ayakkabıların çamura batması herzaman hoşuma gitmiştir benim. Ne garip değilmi.. insanlar üstleri kirlenmesin diye sokaklarda yürürken ne komik durumlara düşüyorlar.Sakınmamak lazım hiçbirşeyi,bir arabanın sıçrattığı çamurlu su bir anda o sakındığın çok güzel kıyafetini berbat edebilir oysa ki,hayatta da böyle değil mi normal yaşamımızda çok sevdiğimiz bir şeyi ne kadar sakınırsak, saklamak istersek, zarar gelmesini istemezsek o kadar çok zarar gelir.. Serbest bırakmalı belkide birşeyleri... Bırakmalı ki o nerede duracağını bilsin..Sevdiğim uzaklardan mektup göndermiş bana..Yağmur yağıyor yazmış. bilir ki Ankaraya da çok yağmur yağar.. Üşüyorum geceleri yazmış,zor demiş yaşamak daha iyi anlıyorum.Hele bir de sevdiklerin yanında olmadığında daha zorlaşıyor yazmış..Üzüldüm ama bunu ona söylemedim..Neden bir de ben üzeyim ki onu.Ben Ankaraya yağmur yağıyor ama çok güzel hava dedim..Çünkü biliyorum ki bulutun arkasında her an insanların içini ısıtmak için bekleyen bir güneş var. Aradım ve bunu söyledim..Canım dedim "Bulutlara bak arkasından sana gülümseyen güneşi gör ve içine huzur doldur" mutlu oldu, hak verdi bana. Hayatımda hiçbir zaman kendim için yaşamadım diyen insanlar gibi olmayın...Yaşamak ve yaşamdan o tadı çıkarmak sizin elinizde.. Biliyorum herkes herşeyin sizin elinizde olduğunu söylüyor ama doğru söylüyorlar.Eğer sen mutsuz olduğun bir ortamda, yerde, şehirde yaşıyorsan bu senin kendi elindedir. Yaşamak zorundayım diyenlere çok kızıyorum, yapmak zorundayım diyenlerede hiçbirşey için zorunlu hissetmeyin kendinizi,bu güzel Yağmurlu Ankara sokaklarında yürümek istiyorsunuz ve yürüyemiyorum diyorsanız bu sizin içinizdeki mutsuzluktur.Eğer ayakları olmayan bir insanın bile kahvesi elinde camdan yağmuru izleyerek yürüdüğünü hissedecek kadar cesareti varsa emin olun sizinde bir yerlerde kaybetmek üzere olduğunuz cesaretiniz var onu bulun ve çıkın dışarı yürüyün.. Bu güzel havanın tadını çıkarttın.. Ankaraya çok sık yağar bir başka yağmura inşallah demeyin.. Ankaraya çok sık yağar yağmur ama siz birdahaki yağmuru görecek kadar yaşayacakmısınız bakalım....İyi şanslar cesaretinizi bulmanız dileği ile...

Zamanlardan iyi olmayan zamandayız diyor hep anneannem, insanlar artık eskisi kadar merhametli değil yavrum diyor, saçlarımı okşuyor ve inanma diyor güvenme...seni üzmelerine izin vermiş olursun güvenmekle diyor..Ve ben canım anneanneme dedim ki sadece ""Güvenmek zorundayız bir şeylere, yada inanmak zorundayız"" güveneceksen kendine güven dedi bana. kendine inan , yapabildiklerini gör, yapabiliceklerini gör, hatalarını unutma, aynısını tekrar etme dedi..

Bazen düşünüyorum da hani o cahil bilmez dediklerimiz ne kadar da çok şey biliyor..Yaşanmışlık adına ne varsa yaşayan onlar değil mi?, herşeyi zamanında gören, hatalar yapıp bu yaşa kadar bunlardan ders alanlarda onlar değil mi?

Bir hatayı 2. kez yaparsan bu senin kendi zayıflığındır diyorum artık ben.Bir defa yaptın o hatayı neden ikincisi için israr ederki insan anlayamıyorum. Çok mu hatasız yaşıyoruz hayır, herkes hata yapabilir ama buna göz yuman insan çok az bulunur...

Yürüdüğüm yollarda sevgiyi , aşkı ve yaşanmışlığı bırakan insanların izlerini görmek, onlardan birşeyler öğrenmek, çoğu zaman kabul etmesemde doğru olduklarını bilip, boyun büküp karşı çıkmadan yürümeye devam edebildiğim müddetçe varolmayada devam edeceğim..

Akşam geldi yine Ankara ya .. yıldızlar teker teker kendilerini göstermeye başlayacaklar..Yıldızınız hep en parlak olanı olsun.. Yüreğiniz sevgi ile dolsun..

© Rojda...



RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >kumsalda ayak izleri>
  6.Kas.2006 Pzt 14:21:17
fiogf49gjkf0d

kendimi arıyorum

kim olduğumu sakın sormayın bana
kaybettim ben kendimi
bir boşlukta gezinip duruyorum
takmışım sırtıma hayatın telaşını
sürükleyerek peşimden hertürlü belasını
ben kendimi arıyorum

nerde olduğumu sakın sormayın bana
yolunu kaybetmiş bir yolcuyum ben
nereye gitsem bir çıkmaza varıyorum
kapanıyor tüm yollar yüzüme
her defasında dönüp dönüp kendi özüme
ben kendimi arıyorum

hiç birşey sormayın bana sakın
öyle bir hale bir yere geldimki
ne sorsanız cevap bulamıyorum
bir ağırlık var üzerımde, beynim durgun
kayboluyorum karışık kelimeler arasında
hayatın bir burasında bir şurasında
ben kendimi arıyorum

bazen bulduğumu sanıyorum
oysa her defasında anlamsız bir hüsran
bazen oturup ıssız bir banka
şöyle bir dalıp anılarımı tarıyorum
her insan yitik bir ruhtur aslında
hayatın herhangi bir fani faslında
bende sizin gibi
hala kendimi arıyorum



13.06.2005©  Cahid Aylar







RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >kumsalda ayak izleri>
  6.Kas.2006 Pzt 14:20:49
fiogf49gjkf0d

kumsalda ayak izleri



ne bir bulut vardı gökyüzünde
ne de uçuşan ak martılar
yalnız bir bedendim kumsalda
içimde gençliğimden kırık kalıntılar

deniz üzerinde sığıntı bir mavilik
içimde sensiz kanayan sonbahar
ufka dalmış yorgun gözlerim
kaybolmuş, dağılan benliğimi arar

kağıttan bir gemi gibi atsam yüreğimi
bıraksam, alsa köpüren dalgalar
sürüklensem azgın suların koynunda
çözülse tenim, mavilere boyansa
tan kızıl ufuktan doğana kadar


26.12.2004©  Cahid Aylar



RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Film, Sinema, Dizi, Belgesel, Program >HOKKABAZZ ::)) and SINAV ::))>
  6.Kas.2006 Pzt 13:24:34
fiogf49gjkf0d

Arkadaşlar bu hafta sonu cumartesi günü HOKKABAZA pazar günüde SINAV filmine gittim..hokkabaz filminde daha çok gülmeyi bekliyordum ama gerçekten beğendim...

Cem yılmaz duygulandırmayıda bilirim ben dedirtecek bir film yapmış.. (her ne kadar savaş ay çalıntı o benim seneryom desede) herneyse.. güzeldi..

ama ben açık konuşmak gerekirse SINAV filmini çok ama çok beğendim.. kusursuz eleştrilecek bir taraf bulamadım.. .çok başarılıydı.. BEN İLK DEFA BİR FİLMİN SONUNU TAHMİN EDEMEDİM.. ETTİMSEDE TUTMADI ::)))

 

SİNEMA SEVERLERE İYİ SEYİRLER DİLİYORUM.. SIRADAKİ FİLM TESTERE 3  ÖCÜÜÜ hahahah



RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >TV, Medya, Podcast, TikTok-Youtube videolar >ANKET...>
  6.Kas.2006 Pzt 13:20:13
fiogf49gjkf0d
Ihlamurlar Altında (Zamansız Ayrılık-İntizar)


RojdaZeytin

RojdaZeytin resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >TV, Medya, Podcast, TikTok-Youtube videolar >ŞAHAN MI, BEYAZ MI, OKAN MI, ATAMI?>
  6.Kas.2006 Pzt 13:18:13
fiogf49gjkf0d

OKAN = asi, karizmatik,sıra dışı,birasda uyuss.

ŞAHAN = son zamanlarda beni en çok güldüren insan

BEYAZ= çok şekerrrrrrrr pardonn şekeyyyy (r özürlü ::)))) zuhaha

CEM YILMAZ = adamın duruşu bile güldürmeye yetiyor kesinlikle

YILMAZ ERDOĞAN = Ben zatenbayılıyorum şahsen bizzat ve kendim kendilerineee

ATA = Kocaman ama çok sevimli.. komik yaa

 

HEPSİ KOMİKK TAMAMMIII  Hepsi kendince çok başarılı bence yaniii sefiyorumm ve gülüyorum hepsine

 

<<12345 6789101112131415...21>>