ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
14 Mayıs 2024, Salı 16:42   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  TaMaRa> Forum Mesajları
    TaMaRa'e ait Toplam 35 Forum Mesajı var
<<12 34>>


TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Şu Anda Hangi Parçayı Dinliyorsunuz ?>
  18.Tem.2006 Sal 15:34:54
Çilekeş-Körpe


TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Green Day>
  18.Tem.2006 Sal 00:01:11
fiogf49gjkf0d

     Green Day(Dünyanın en iyi Punk grubu)

   Günümüzde Green Day olarak bilinen grubun ilk adı Sweet Children ı Rodeo-Kaliforniya da oluşturan Billie ve Mike, John Sweet High School kafeteryasında ilk tanıştıklarında 10 yaşlarındaydılar..Kuzey Kaliforniya underground punk sounduna sahip bu grup evlerinde Ozzy Osbourne,Def Leppard ve Van Halen dan heavy metal şarkıları çalarak başladılar müzik hayatlarına. Billie ilk şarkısı Why Don t Want Him? i annesi ve üvey babası için yazdığında 14 yaşındaydı.
1987 yılında gruba John Kriftmeyer(Al Sobrante-davul) dahil oldu ve grubun adı Green Day olarak değişti.Sonrasında grup cafelerde çalmaya başladı.
1989 yılında grup bağımsız ilk EP leri 1,000 Hours u kaydettiler.Bu EP yi Sweet Children ve Slappy EP leri izledi.Grubun resmi ilk albümü önceki EP lerinin kombinasyonu olan 1039/Smoothed Out Slappy Hour yerel bir firma Lookout! Records tarafından 1990 yılında yayınlandı.Sonrasında John Kriftmeyer eğitimi yüzünden gruptan ayrılmaya karar verdi.John un ayrılması sonrasında gruba Tré Cool(Frank Edwin Wright,III) dahil edildi.Tré ile ilk grubun ikinci albümü Kerplunk ile grup 5 ulusal turne düzenledi.Bu albüm grubun büyük firmalar tarafından tanınmasını sağladı ve Reprise Records ile anlaşmaya bağlandı.Bu firmayla ilk albüm 1994 yılında yayınlanan punk-rock soundlu Dookie idi.Albümden çıkan ilk single Longview ile Dookie hit oldu.İkinci single Basket Case ile Amerika Modern Rock listelerinde 5 hafta zirvede kaldı.Yaz sonunda Woodstock 94 şovu albüm satışlarını arttırmaya en büyük etken oldu.Albümün 4.single ı When I Come Around ile grup Amerika Modern Rock listelerinde 7 hafta birinciliğini korudu.Dookie sadece Amerika da 5 milyondan, uluslararası 10 milyondan fazla sattı.Ve bu albüm 1994 Grammy ödül töreninde Best Alternative Music Performance ödülünün sahibi oldu.
Green Day 1995 sonbaharında Insomniac albümünü yayınladı.Modern Rock listelerinde J.A.R şarkısıyla birinci sırada olmayı bildi. Albüm 1996 baharına kadar 2 milyon kopya sattı. 1997 yılında Nimrod albümünü piyasaya sürdüler. Bu albümünde başarısının ardından grup üyeleri kendi ailelerini kurmaya başladı. Ve aileleriyle vakit geçirebilmek için müziğe 2 yıl ara verdiler. 2000 yılında Green Day müzik piyasasına Warning albümüyle geri döndü. Bu albüm grup için farklı bir sounda sahipti. Albüm daha olgun punk içeriyordu ve malesef fanları ve eleştirmenler tarafından fazla tutulmadı. Albümün en büyük hiti Minority idi.
Sonraki 4 yıl birkaç turne ve toplama albümlerle (International Superhits-2001, Shenanigans-2002) geçti. Eylül 2004 te yayınlanan American Idiot albümü Amerika hükümetine ve medyasına bir eleştiri içeriyordu. Bu albüm Dünya Billboard listelerinde 1 numaraya yerleşti. İlk single albümünde adını taşıyan American Idiot parçasının başarısını Boulevard Of Broken Dreams izledi. American Idiot albümü 7 Grammy ödülüne aday gösterildi ve Best Rock Album ödülünü aldı.MTV Video Music Awards da 7 ödül kazanan grup Kerrang danda 2 ödül kaptı.
Bu albümünde başarısı gösterdi ki Green Day dünyanın yaşayan en iyi punk rock gruplarından birisi. Dinlemeyen varsa kaçırmasın diyorum ben.. ;)

 

Billie Joe



Full Adı:Billie Joe Armstrong
Yaşı/Doğum Tarihi: 33;  $ubat 17, 1972
Ya$adığı yer:Rodeo, California, USA
Göz Rengi:Ye$il
Saç Rengi:Kızıl Kahverengi
Boyu:5 7 (1.70)
Medeni Durumu:Evli (Adrienne Nesser ile Temmuz 2,1994)
Çocukları: Joseph Marciano; Doğum tarihi mart 1995, ve Jakob Danger; Doğum tarihi Eylül 1998.
Ailesi:Billie nin babası,Andy kanserden öldü,Billie 10 ya$ındayken..(Eylül 1982)
Ve annesi,Ollie...Ve  karde$leri (David, Allen, Marcy, Holly, and Anna).

Mike Dirnt



Full Adı:: Michael Ryan Pritchard (Dirnt)
Ya$/Doğum Tarihi:33; Mayıs 4, 1972
Ya$adığı yer:Berkeley, California, USA
Göz Rengi:Mavi
Doğal Saç Rengi:Sarışın
Medeni Durumu:Dul,Kız arkada$ı ile ya$ıyor..
Çocukları:Estelle Desiree (stella) Nisan 1997
Çalabildikleri:Bas, farfisa, gitar,bateri..

Tre Cool



Full adı:Frank Edwin Wright III
Yaş/Doğum Tarihi:32; Aralık 9, 1972
Yaşadığı yer: Willits, California, USA
Göz Rengi:Mavi
Doğal Saç Rengi:Kahverengi
Medeni durumu:Uzun zamandır ilişkide olduğu kız arkadaşıyla evlendi.( Mart 1995)
Fakat sonra ayrıldılar..Ve yeniden  May 2000 de,Claudia ile evlendi.(2003 te)..
Çocukları:Ramona,Doğum tarihi: January 1995 eski karısından, Lisea Lyons; Frankito ("Little Frank"), 2001 de dogdu Claudia dan.
Çalabildikleri:Bateri,akordiyon,gitar..

 



TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Avril Lavigne>
  17.Tem.2006 Pzt 23:49:14
Avril Lavigne, 27 Eylül 1984 te Napanee adında Canada nın nüfusu 5000 civarında olan küçük bir kentinde dünyaya geldi. 14 yaşındayken annesinin aldığı gitarla kendi şarkılarını yazmaya ve söylemeye başladı. Zaman geçtikçe Napanee den sıkılmaya başlayan Lavigne, şarkılarını bir videoya kaydetti ve plak şirketlerine gönderdi. Bunu yaparken de bir sonuç çıkmasını beklemediğini günümüzde de dile getirmekte :) Bir süre sonra New York Records ona bir Demo yapması için şans tanıyacağını belirten bir emktup gönderdi ve Avril Napanee den çıkmak için gerekli olan bilete kavuşmuş oldu..

     Stüdyoda çalıştığı günlerden birinde Arista Records tan gelen biri onu çok beğenerek vakit kaybetmeden Arista Records Başkanıyla tanıştırdı ve tanışmanın devamında imzalanan bir sözleşme ile yeteneğin şansla buluşması gerçekleşmiş oldu. Vakit kaybetmeden bir ekip toplantısı düzenlendi ve birçok hit parça çalışmasında imzası bulunan Matrix Grubu Avril Lavigne için şarkı sözleri yazdı. 2002 yılında Avril Lavigne Dünya Çapında 14 Milyon satan Let Go albümüyle birçok ödül aldığı gibi sekiz dalda da Grammy Adaylığını elde etti..

     Bir anda yakaladığı şöhret Avril Lavigne nin başını döndürmedi. Evde, sokakta, alışverişte nasılsa sahneye de aynı şekilde rahat çıkıyordu. Diğer starlar turneye çıkarken kostümlerini ayrı bir Tırla taşıtırken, Lavigne her normal insan gibi kendisine sadece bir valiz hazırlıyordu..
Büyük başarılar elde etmesine rağmen Let Go oldukça yapay koşullarda üretilmiş, kendi müzik zevkini yansıtmaktan uzak bir albümdü. Avril Lavigne için önemlisi başından beri kendi şarkılarını yazmak, bestelemek; Pop kültürünün fabrikasyon üretim tarzından mümkün olduğunca uzak durmak istiyordu. Ancak yaptığı yatırımı garanti altına almak isteyen Plak Şirketi albümün söz ve beste kısmıyle ilgili tüm çalışmaları yine Matrix grubuna emanet etti. Matrix Grubunun elinden çıkan ve tam anlamıyla bir hit olan Complicated, birkaç satır dışında Avril i yansıtan bir çalışma olmadı ve kendisi de zaten bu şarkıyı hiçbir zaman çok severek söylemediğini dile getirdi.

     Pink ve Christina Aguilera nın ikinci ve daha kişisel albümleri için Linda Perry ile çalışmaları gibi Avril lavigne de ikinci albümü için kendisine akıl hocası olarak 1997 den bu yana üç albüm çıkarmış, Kanadalı şarkıcı, piyanist ve söz yazarı Chantal Kreviazuk u seçti. Başlangıçta, bir düzine şarkı yazmak için sözleşmemişlerdi; fikir alışverişinde bulunmak için çıkılan birkaç yemek, iki - üç hafta kadar süren şarkı sözü yazma seansına kendiliğinden dönüştü ve albümde yer alan beş şarkıyı birlikte yazdılar.
"Bir anda kardeş gibi olduk" diyor Kreviazuk la ilişkisinden bahsederken Avril. "Bazen annem gibi oldu, çok iyi bir arkadaşlık kurduk, Tanrı nın onu çok iyi bir sebeple hayatıma soktuğunu düşünüyorum."

     Avril, Kreviazuk ile birlikte Let Go söz yazımı seanslarından farklı olarak, daha yaratıcı bir ortamda çalıştı. Bu süreçte ilk kez kendisinde varolan söz yazarlığı yeteneğini tanıdı, yeni yönlerini keşfetmiş oldu. Bunun yanı sıra bu çalışmalar sırasında çok eğlendiğini de anlatan Avril "Bazen birşey yazıp getirdiğimde, o bana bu beş para etmez diyordu, aynı şeyi bende ona yapabiliyordum. Birlikte çalışan insanların birbirlerine böyle sözler söyleyebilmesi tuhaf birşey ama biz bunu yapabiliyorduk. Ben düşündüğüm herşeyi ona söyleyebiliyorum ve o bana hiçbir zaman kendimi aptal gibi hissettirmedi, çok rahat çalıştık." diyor. Avril aynı şekilde, albümünün iki şarkısının altında imzası bulunan Evanescence in gitaristi Ben Moody ile de çalışmalar sırasında sıkı bir dostluk kurdu

     Bu şekilde tamamen yaratıcı ortamlarda çalışılarak üretilmiş, sözleri daha derin, soundu daha orijinal bir albümle karşımızda Avril Lavigne..
İlk albümünü çok sevip, ikincisinde benzer bir müzikle karşılaşacaklarını düşünenler hayal kırıklığına uğrayabilirler ama duydukları bu yeni müzikten daha çok keyif alacaklarına hiç şüphe yok..



TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Chatcity ajanları >N_O_A>
  16.Tem.2006 Pzr 23:20:54

N_O_A kim?

{Ben daha yeniyim ne bilim ]



TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Rocker olmayan yazmasın...>
  16.Tem.2006 Pzr 23:15:10

geronimo35 :
yaa taam da neden punk forumu yok burda yawwvıp olsam hemen acıcam kahretsın yaaa punk punk punk sonuna kadar punk işteepunk cok guzel bı olay yaa rahatsın hıcbişii kafaya takmıosun en azından hayattan zevk alıosun taam dıer ınsanlardan bayyaaa bı anormal oluosun ama en azından onların yaptıı maratonluu yapmıosun yaaa punk dıorum baska bişii demıorum sız istersenız maraton hayatınıza devam edın ama bız bu dunyaya eğlenmek ıcın geldık hehehe

Merak etme Punk zaten bi Rock çeşididir!



TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >kullanıdınız nicklerin anlamlarını yazın>
  16.Tem.2006 Pzr 01:06:02
Cevap kolay ismim Tamara da ondan


TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bir kadın aldatılırsa :) Az bile yapmış>
  15.Tem.2006 Cmt 21:09:25

kolaysa aldatsın ben daha kötüsünü yaparım evi başına yıkarım onun



TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >TEOMAN sevenler buraya :)>
  15.Tem.2006 Cmt 21:03:51
fiogf49gjkf0d
yeni aktüel röportajı...
Neden hiç gülmüyor? Bu soru, Teoman`la, Sinan Çetin`in Cihangir`deki `malikâne`sinde buluştuğumuzda kafamdaydı. Cevabı evindeki röportajda bulduk. Teoman bir yıldız için fazla içine kapalı. Hayatı gerektiğinden fazla ciddiye almak istemeyen, ama bazen bu sınırı aşıp `depresyona` meyleden biri. Yine de yeni albümü `Renkli Rüyalar Oteli`ni dinlediğimiz o gün dudağının kenarında belli belirsiz bir gülümseme vardı

TEOMAN "RENKLi RÜYALAR OTELİ"

Kendinizi şanslı görüyor musunuz?

Müzikle ilgili elimden geleni yapıyordum. Ama birtakım insanlarla tanışmam ve bunlar sayesinde bir yere gelmiş olmam bir şans olarak nitelendirilebilir. 1995`te elimde demolarım varken bir plak şirketi ile anlaşmak üzereydik. Ama o dönemde beni pek fazla sallamadıkları için albüm yapma hissiyatından uzaklaşmıştım. Fakir ama onurlu genç durumu işte (gülüyor). Sonradan tam da o plak şirketi sayesinde ilk üç albümümün prodüktörü Rıza Erekli ile tanıştım. Papatya`nın bestesini de o yapmıştı ve onunla tanışmam büyük şanstı. Yine de güzel bir ekiple çalışabilmenin ötesinde fazla şanslı olduğumu düşünmüyorum.

Türkiye`deki rock müzisyenleri arasında ilginç bir yere sahipsiniz. Kimi size hayran, kimi "gıcık oluyor."  Bu keskin çizginin sebebi ne?

Bana gıcık oluyorlar, evet. Bunun birsürü sebebi var. Ama bireysel olarak tanıştıktan sonra genelde benden özür dilerler. Bu o kadar çok başıma geliyor ki, artık ben de hatalı olduğumu düşünmeye başladım. Gıcık görünüyorum herhalde. Kendi röportajımı televizyonda izledikten sonra "Ne
gıcık adammışım" diyebiliyorum. Ama bu çocukluğumdan gelen bir şey. Ünlü olduktan sonra ortaya çıkmadı. 

 Nasıl bir çocukluktu bu?

Orta sınıf, küçücük bir evde büyüdüm. Babam ben iki yaşımdayken öldüğü için annem, anneannem ve teyzemle birlikteydik. Etrafta hiçbir erkek figürü görmedim. Tek çocuk olduğum için herkes de üzerime düşerdi. O zamanlar sevgiden kaçardım. Sevgi görmek üzerime yük bindiriyordu. Okuma yazma öğrendikten sonra da iyice içime kapandım. Kendimi kitaplara verdim.

Baba yerine Mister No ve Elvis

Erkek figürü açığını nasıl kapattın?

Televizyon ya da roman kahramanlarını kendime baz alıyordum. Ahlâki şeyleri, uniseks olduğu için annenden de alabiliyordun. Ama erkek olduğum icin anneme benzemek istemiyordum. Bu yüzden Mister No ya, Tommiks`e ya da Elvis Presley`e benzemeye çalışıyordum. Çelişkili bir karakter olmamın sebebi de birçok farklı kaynaktan kendimi oluşturmuş olmamdır.

Çocukken anneniz üzerinize deli gibi düşermiş. Bu kadınlarla ilişkini etkiledi mi?

Anneannem de üstüme çok düşerdi. Sanki kont olacakmışım gibi yetiştirdiler beni (gülüyor). Her şey bana odaklıydı. Ne zaman yemek yeneceğinden neyi nasıl yapmamız gerektiğine kadar her şeye ben karar verirdim. Bana dünyada tek olduğum düşüncesini aşıladılar. Kadınların eninde sonunda bu tip
erkeklerden hoşlandığını düşünüyorum. Bence kadınlar büyük oranda eşitlikçi bir ilişki istemiyor. Türk kadınlarının öyle İsveç`ten ışınlanmış bir erkek modelini çok fazla çekici bulacağını sanmıyorum.

Kadınlarla en büyük sorununuz nedir?

Çocukken "Neden" diye sorulunca "Çünkü canım istiyor" derdim. Bana bu soruya cevap vermem gerektiği öğretilmedi. "Canım istiyor ya da istemiyor" bir cevaptı ve bugün ilişkilerimde bunu anlatamıyorum (gülüyor).

"Renkli Rüyalar Oteli" Söğüt`te

 Yeni albümünüz `Renkli Rüyalar Oteli`nin kayıt sürecinden bahsedebilir misiniz?

Temmuz ayından beri stüdyodaydık. Hiçbir parçam yoktu. Beatles gibi her şeyi stüdyoda yapmak istedim. Sözleri, besteleri hep Cihangir`deki stüdyo evimde yaptım. Böyle çok daha keyifli oldu. Bundan sonra böyle çalışacağım.

Neden `Renkli Rüyalar Oteli`?

Zamanında o şarkıda geçen hikayeye benzer bir şey yaşamıştım. Sevgilimle altı yıl önce Söğüt`e gitmiştik. Aklımda orada geçirdiğimiz döneme ait bir çok resim vardı, Sonradan bir anda yazıverdim bu şarkıyı. Depresif bir aşk şarkısı yazmak yerine, mutlu bir aşkı anlatmak istedim.

Renkli Rüyalar Oteli akustik gitarlar ve `mutlu aşk şarkısı` yapısı sebebiyle Travis`i de andırıyor. Hazırlarken neler dinlediniz?

Pek fazla müzik dinlemiyorum artık.Mesela geçenlerde Bloc Party`yi
keşfettim ve çok sevdim, ama daha çok Bob Dylan ve Leonard Cohen
dinliyorum. Aklım eskilerde yani.

Bob Dylan takıntısı nereden geliyor?

14 yaşındayken bir arkadaşımın karışık kasetinde Bob Dylan`ın `Hurrıcane! ve Bruce Springsteen`ın Born To Run`ı vardı ikisini de çok severim Ama Bob Dylan hem kendini uzakta tutmayı hem de popüler olmayı başarmış bir isim. Tek tabanca, kendi dünyalarını yaratan başkasına da benzemeyen isimleri her zaman daha çok sevmişimdir.

Albümde Barış Manco`nun "Unutamadım" parçasının cover`ı var.

Barış Manço benim çocukluk kahramanım. Bu üçüncü Barış Manço cover`ım oldu Bir gün Sınan Çetin`in teknesinde Barış Manço dinliyorduk. Üst üste üç kere çaldık ve ben "Madem bu kadar seviyorum yapayım" diye düşündüm.

Peşinde koştuğunuz bir başka cover projesi var mı?

Aslında Elvis Costello`nun söylediği She`yi, ki bu parça normalde Charles Aznavour`undur, yapacaktık. Parçaya birtakım sözler yazdım ama ingilizce ve Fransızca dışında bir dilde söylenmesine izin vermediler. Ben de o sözleri alıp albümdeki "Kim" isimli parçayı yaptım iyi de oldu cover olacağına
benim olsun (gülüyor)

 Bu sefer sizi Şebnem Ferah dışında bir isimle düet yaparken dinliyoruz...

Düetin çok onemli bir avantajını fark ettim. Şarkının çift sesli olması aynı konu hakkında iki düşünceyi birden verebilmenizi sağlıyor Yani bir kadın olsun bu sayede parça daha da yükselsin diye yapmıyorum bu işi. `Aşk Kırıntıları`nda aklıma yine önce Şebo geldi Ama kabak tadı vermeyelim dedim (gülüyor). Bir arkadaşımın kız arkadaşı Sarah Cameron`u çağırdık ve bir kerede söyledi. Sarah`ın yakında çıkacak bir albümü var. Oradaki parçaları dinleyip çok sevmiştim.

Salonunuzda duran  kitaplardan anlaşılan Romain Gary sizin için çok önemli...

Birtakım yazarların daha ilk cümlesinde "Bu benim ruhsal akrabam" diyorsunuz.Romain Gary onlardan biri, Milan Kundera da öyle benim için. Bu tip adamlar beni bir anda vuruyor. Bir şeyi sevdiysem de bokunu çıkarırım. Kitaplarını defalarca okurum. Biyografilerini bulurum. Hatta yurtdışında ilk baskılarını bulup satın alıyorum. Mesela Romain Gary`nin ilk baskılarını toparladım. Ama Sallinger`ın Gönülçelen`ini alamadım, 15 bin dolardı.

Woody Allen`ın neredeyse her filmine sahipsiniz...

Evet en keyifle seyrettiğim isim o. Tod Solonz`u da çok severim. Ama bayıla bayıla gidip "Salak ile Avanak" da izleyebiliyorum. Tür meselesine takmış biri değilim. Kalbime dokunan ya da beni gıdıklayan birini takip edebilirim. Bu arada dizilerle çok fazla ilgilenirim.

Hangi diziler ilginizi çekiyor?

Law and Order, Becker, Spin City, Grounded For Life gibi dizilere bayılıyorum. Aynı zamanda Seinfeld hastasıyımdır. Hatta geçen Amazon`dan 5. ve 6. sezonun DVD`lerini istedim, ama kredi kartım dolmuş, alamadım.

Yeni bir film projesi var mı?

Sonradan anladık ki, müzisyenlikte en dibe vurduğumuz dönemler aslında en çok eğlendiğimiz dönemlermiş. Onlarla ilgili arkadaşlarımızla o kadar çok anımız var ki, bu nisanda böyle bir filme başlamak istiyorum.

Hangi dönemler?

1990 - 1994 arasında hem bir şeyler yapalım istiyorduk hem de hiç umudumuz yoktu. Bunu birbirimize söylemiyorduk bile. Bir yandan geçinmeye çalışıp bir yandan da hayran olduğumuz müzisyenler gibi yaşamak istiyorduk. Bütün o özentiliklerimizle, gereksiz kavgalarımızla, başımıza gelen dünyanın en
saçma şeyleri ile ilgili bir film olacak.

Sen parayı ver ben de mikrofonu

Neler geliyordu başınıza?

Sürekli barlardan kovuluyorduk. Yeri geliyordu daha seti bitirmeden bizi sepetliyorlardı.

Arıza mı çıkarıyordunuz?

Hiç müşteri yoktu ki! (Gülüyor). Ya da bizden daha eğlenceli bir grup oluyordu. En sinir olduğum şeyse çaldıktan sonra paramızı vermemeleriydi. Ben de mikrofonlarını rehin alıyordum. Baktım ki parayı haftaya vereceğiz diyorlar, mikrofonları çantaya atıp haber gönderiyordum, parayı verince alırsınız diye.

Filmde kimleri oynatmayı düşünüyorsun?

Büyük çoğunluğu amatör olacak. Etrafta çok beğendiğim insanlar var. Kişileri olduğu gibi oynatma taraftarıyım. Filmdeki tiplere uygun karakterde insanlar buluyorum. Bülent Polat`la yapmak istiyorum. Burak Sergen, Vildan Atasever de olsun istiyorum. Tabii ki o dönem birlikte çaldığımız kaybeden müzisyenler de olacak.

Siz olmayacak mısınız peki?

Kesinlikle hayır.  Çünkü `Balans ve Manevra`da ben olmasaydım o film iki nedenden ötürü iyi olurdu. Birincisi ben oyuncu değilim, ikincisi öne çıkartmak istediğim karakterin benim oynadığım karakter olmamasıydı.Kendimi oraya koyarak Burak Sergen`in oynadığı kamyoncu Ali karakterime darbe vurdum. Hem zaten oynadığım o karaktere de uyuz oluyordum (gülüyor).

 Bir de kitap projesi varmış...
Çünkü müzikte anlatamadığım şeyleri elimden geldiğince film ve kitaplarda anlatabilmek istiyorum. Derdim bu.

(aktüel)



TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >Şuanda Canınız Ne İstiyor ?>
  15.Tem.2006 Cmt 20:59:10
ÇİLEKEŞ dinlemek istiyo


TaMaRa

TaMaRa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >üstteki üyeye tek keliimeyle ne diyebilirsiniz>
  15.Tem.2006 Cmt 20:54:52
·VaaLLuabLLe· :

Tanımıyorum bu şahsiyeti

 

 

aynen

<<12 34>>