Bir gitmek aldığında ruhum
Hani hüznü sarı
Hani yorgun ve esrik bir bahar akşamı
ayak sürüp geçtiğin yolların
Kan çukurlarına eğildi kelamlarım..
En sancılı yanlarından süngülenmiş
Kimsesiz bir çocuk gibi
Issız peronların çıldırtan esaretinde
Sahipsiz kaldı solgun bakışlarım..
Bir sokak çocuğu kadar da yalnızdım birde
Ve yanlızdım ve SENSİZ
Beynimde kaynayan kazanlarda
Eritmek için SENSİZLİĞİ
Uzanıp bir yudum Akdeniz içtim
Marmara’nın İstanbul kokan ellerinden
Aklanamadım!
Ne yapsam cüzzamlı sayıldı düşlerim
Ne yapsam hüzün
Ve hiçbir düşte yoktu yüzüm..
Çocukluğumu büyütürken
Yer altı zindanlarının demir beşiklerinde
Yetim türküler söyledim yağmurlara
Duvar diplerinde kurşuna dizilirken oyuncaklarım
İntihar mevsiminde
Taze gelincikler ektim darağaçlarına
Ve aşka meftun yanlarımdan asıldım en çok..
İnan Yılmadım!
İnadına seni yazdım “ağlama duvarlarına”
Ama yazmakla bitmezmiş acılar
Yandıkça anladım
Ve bilir misin (?)
Suyu anlamak istersem önce yanmalıymışım
Ondan böyle kül rengi, şehla bakışlarım!
Yani seni bir gitmek aldığında
Yaprak döken bir bahar akşamı
Yani gözlerine bakabilmek bir defa
Adının gurbete eş düştüğü tren garlarında
Hüzün yüklü vagonlara çaldırdım yüzümü…
Buğulanmış camların ben taraflarında
Gece yalnızlığa doğururken kendini
Ve yakamozlar düşerken ayın eksik yüzünden
Yalnız kentlerin çıkmaz sokaklarına
Sığmadı sesimin sürgünlüğü
Ve yankısı yitik çığlıklar gibi
İçimde harf harf büyüdü sustuklarım..
Bir sokak çocuğu kadar yalnızdım birde
Kör sabahların kötürüm duruşlarında
Bir yanı ayaz kuşların
Bulut beyazı kanatlarında
Düş örgülü yağmurlar sakladım..
Susarak durdum gecenin kıyısına
Gece ki güneşe çekilmiş perdedir
Ve çocuk dilli masallara sığındım sonra
Yolumda yedi dipsiz vadiydi hayat
Yedi tepe,yedi yok(ol)uş
Kaf dağında yanmış bir Şehir.
Gönlümde bir yaradır Sensizlik
Göz kapaklarıma değdikçe yağmurlar
Ağıt yakar kirpiklerim
Ve bir gecedir gözlerin;
Biraz gece , biraz uçurum!
Acı yüklü gemiler geçer damarlarımdan
Ben boğulurum!
Vurdukça özlemin kıyılarıma
Kendimden eksilmelerim çoğalır içimde,
En leylim gecede seni andırır Yıldızlar.
Ve şimdi
İçime açılan kapıların ardında gitmelerin,
İz düşürdüğüm kaldırımlarda
Tanıdık şiir kırıntıları..
Çoktandır gökyüzüne asılıdır göz bebeklerim!
durgun sularda Ellerim.
senden sonra
Hep kırmızı yağar bu kentte yağmurlar
Ve içimde bir çocuk ağlar..
İçimde sen
Dışım ölüm!
Dön yine düşlerime