ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Hasta

Hiç arayıp sormazsın
arada bir eserse aklına
kuru bir nasılsın
iyiyim yaşıyorum
herkes gibi nefes alıyorum
kolesterolüm iyi
belim de
senden iyi olmasın
selamını söylerim şekerime
ya da bırak
kuru nasılsınların arasında kalsın

Can sıkıntısı ile karaladığım ve bir türlü vazgeçemediğim ve adına "Delinin günlüğü" dediğim yazıyı burada sizlerle paylaşmaya karar verdim..

"Delinin Günlüğü; Referandum Özel Sayısı.."

İzaf-i Sıkıntı..

kadın aynı kadın
ekmek dünkü ekmek
ağaç aynı
mor gökyüzü
sohbet aynı
gri kedi
radyodaki şarkı
sarhoş şarap aynı
hava aynı hava
tütün aynı acı tütün
dün koluma girdi de

neden herşey sıkıcı bugün?

Kıskançlık doğa dengesine benzeyen bir duygudur..  Bazen öfkenizle kıskançlığınızı öldürürsünüz bazen de Kıskançlığınızla öfkenizi..

Kıskanmak doğaldır ve aynı zamanda doğal değildir. Kıskanılan nesne yahut birey kıskançlığın temel noktasıdır. Nesneye olan kıskançlık kişinin gelişim problemlerinden ve geçmişte yaşadığı olaylarların getirisi ile meydana gelir. Ancak birey`e karşı olan kıskançlık ise; Merkez olan bireyin yeteri kadar güven vermeyişiyle tetiklenen tehlikeli ve ölümcül bir duygu olmasının yanında kıskançlık duyan bireyin de merkez kişisine olan zaafından ileri gelmektedir..  Şöyle ki; Merkez kişisi kıskançlık duyan kişiyi dikkate almayıp kıskançlığını oluşturan unsurlar ile meşguliyetini sürdürdüğü takdirde bu bireyimiz bugün buna yarın daha fazlasına mağruz kalacağını düşünerek içgüdüsel olarak ani bir şekilde tepki verme gereği duymaktadır. Bu eylemini gerçekleştirmek için, farkedilmenin en büyük unsurlarından biri olan gürültü ve şiddet gibi fiili olarak gerçekleştirilebilen yöntemler kullanmayı uygun görecektir. 

Farklı bir açıdan da ele alabilinecek olan kıskançlık durumu şöyle de vuku bulunabilmektedir; Merkez kişisi farkında olmadan karşısındaki kişinin bu engel olunamaz duygusunu tetikler. Bireyimiz etkili yöntemlere başvurduğun da ise herşeyin farkına varıp, "Ben bu açıdan düşünemedim, afedersin" demek yerine duygularının ve kişiliğinin hakarete uğradığı gerekçesi ile kişinin tezini doğrularcasına hareket etmektedir.

Günlerce yazabileceğimi fark edip kısa kısa yazılar yazıp geçenler tarafından kıskanılabilecek oludğumu varsayarak; Esen kalınız diyorum..

Aldatmayan partner yoktur, aldatmayı beceremeyen partner vardır..

Duygusal olmayan partner yoktur, Duygusal olamayan partner vardır..

Birde yalancı ve sahtekarlar vardır.. ;)

Mal varlığı..

Elimde ne varsa verdim sana.
Koyu yeşil kocaman bir yalnızlık,
Lavanta kokulu nadide bir hasret,
Dededen kalma antika bir umutsuzluk,
Altın pişmanlıkla kaplı kalın bir kitap
ve arasında kurutulmuş bir kaç aşk..
Bir çekmece dolusu eski günbatımı,
Üzerinde yosunuyla küçük bir deniz,
Sırlı vazoda bahar çiçekleri ve
sadece dolunayda gezen bir kedi.
Aradığın neydi bilmiyorum.
Hiçbiri ama hiçbiri sana yetmedi..

Halen değerlerin TL ile ölçüldüğü bir toplum, yahut kesim içerisinde yaşamlarımızı idame ettirirken, etrafımızdaki tüm oluşum ve kuruluşlarında bir fiyatı olsun istenir.

Gelelim konumuza; Chatcity büyük bir şirketin küçük çaplı ama bir o kadar da değerli bir parçasıdır. 10.000$ etse ne değişir, 5 TL etse ne değişir ki? Kimimiz üyelerle dalaşmaya, kimimiz de koklaşmaya devam edeceğiz. Bence asıl soru şöyle olmalıydı; "Chatcity 10.000$ ise sen bunun % kaçını temsil ediyorsun?"  Gerçi ne bu başlık ne de bu soru ciddiye alınmayacağından dır ki, benimde bir takım şeyler karalayasım gelmiştir.

Cevabı da vereyim gelmişken.

Her fırsatta tartışma ve uyumsuzluk yaratabileceğimiz kadar ucuz..

Her türlü ahlaksızlığa tanık olabileceğimiz kadar ucuz..

Her ilden dost edinip tanıyabileceğimiz kadar zengin..

Her kılığa girip farklı kişilikler yaratıp zaten tanıdığımız kişileri dahi iyi tanıma potansiyeli sağlayacak kadar zengin..

Kısacası biz ne kadar ediyorsak Chatcity`de en az bizim kadar ediyordur..