ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
8 Mayıs 2024, Çarşamba 20:47   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  raveyna> Forum Mesajları
    raveyna'e ait Toplam 48 Forum Mesajı var
<<1234 5>>


raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >YALAN NEDİR?>
  31.Eki.2009 Cmt 01:40:12

Yalan Nedir?

Daha önceden başkalarını aldatmak için tasarlanmış ve belli bir amaca yönelik düzenlenmiş beyanlar yalan olarak tanımlanmaktadır. Diğer davranış bozukluklarında olduğu gibi; “;;gerçek”;; ve “;;gerçek olmayan”;; kavramlarının bilişsel olarak anlamlandırılamadığı çocukluğun ilk dönemlerinde yalanın temelleri atılır. Ancak 6–;;7 yaşlarından itibaren bilinçli yalan söyleme söz konusu olabilir.

Çocuğun kendine model aldığı anne- babanın kendilerinin yalan söylemesi veya bazı nedenlerle çocuğun söylediği yalanları pekiştirmesi kalıcı bir davranış bozukluğu oluşturur.

Yalan söyleme davranışım oluşum sebeplerine göre tasnif etmek mümkündür. Çağlar 1981) yalan çeşitlerini 13 başlıkta incelemiştir:

 ;

a. Hayali Fantastik Yalanlar

Çocuklar hayal olarak oluşturduklarını gerçekmiş gibi algılayabilirler. Bu durum bir amaca yönelik olmayıp, sadece çocuğun iç dünyasının yansımasıdır. Örneğin masal dünyasındaki prens ya da prenses gibi kahramanlarla konuştuğunu ifade etmesi bu türe örnektir. Böyle bir durumda anne-babanın paniğe kapılıp, çocuğa şiddetle yaklaşması yanlıştır. Çocuğun bu tür yalanlara başvurma sebebi ortaya çıkarılıp. Düzeltilmelidir.

 ;

b. Taklit Yalanlar

Anne-babanın eğlenmek veya ilgi çekmek için kullandığı ifadeler çocuklarda yerleşmiş yalan söyleme davranışı olarak ortaya çıkabilir. Çocukla iletişim kurarken bu tarz davranışlardan uzak durmaya özen gösterilmelidir.

 ;

c. Mübalağa Yalanları

Çocuk bazı durumları abartılı olarak aksettirebilir. Bu davranışta pekiştireç yine çevrenin yanlış tutumlarıdır.

 ;

ç. Sosyal Yalanlar

Anne-babanın sosyal ilişkilerinde ban durumlardan kurtulmak adına yalana başvurdukları durumlar yaşanabilir. Örneğin birlikte olunmak istenmeyen bir aileye, farklı bir mazeret ileri sürmek bu türe bir örnektir. Anne-baba bu davranışı çok az da


gösterse çocuk genelleştirilmiş bir şekilde kendine yerleştirebilir. Bu nedenle sonuçları olumlu olacak dahi olsa, anne-baba yalanı çocuklarının yanında insan ilişkilerinde kullanmamalıdırlar. Ayrıca yalanın ortaya çıkması neticesinde yaşanacak itibar kaybının Çocuğun yaşamı için ne kadar yaralayıcı olacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır.

 ;

d. Savunma Yalanları

Çocuk anne-baba tarafından  ;

1.  ; ; ; ; ; Yasaklar ile bastırılır ise.

2.  ; ; ; ; ; Mükemmel olmaya zorlanır ise,

3.  ; ; ; ; ; Sık sık sorguya çekilir ise kendini korumak adına yalanlara başvuracaktır. Genelde çocuklarına şiddet uygulayan anne-babaların davranışları çocuk tarafından yalan ile yönlendirilmeye çalışılır. Cezalandırmada şiddet uygulamadan adil olunarak ve çocuğun anne-babasına güvenmesi sağlanarak, bu tür yalanlardan uzak durulabilir.

 ;

e. Dikkat Çekme Yalanları

Anne-babasından yeterince ilgi göremeyen çocuklar. ilgi görmek için yapmadıkları davranışı yapılmış olarak ifade edebilirler.

 ;

f. Yüceltilmiş Yalanları

Çocuk başkalarından takdir ve ödül gibi olumlu ilgi toplayabilmek için yalan söyleyebilir. Eğer;

1.  ; ; ; ; ; Çocuklardan güçlerinin üstünde beklenti mevcutsa,

2.  ; ; ; ; ; Aynı anda çok fazla beklenti varsa,

 ;

3.  ; ; ; ; ; Başarısızlıkları hoş görülmüyorsa,

4.  ; ; ; ; ; Aile içindeki yerleri onların çok yönlü olmalarına bağlıysa yalan söylemeleri zorunludur.

 ;

g. Zıddına Söylenen Yalanlar

Özellikle çocuklar ve ergenler sevilmeyen düşmanca duygular beslenen bireyleri üzmek için bu yola başvururlar.

 ;

h. İntikam Yalanları

Yine sevilmeyen veya düşmanca duygular beslenen bireyi zor durumda bırakarak, intikam almak için bu tür yalanlara başvurulur. Ayrıca otoriteye karşı duyulan tepkinin ifade biçimi olarak da bu tür yalanlar söylenir. Genelde çocukluk çağında kıskanılan kardeşin anne-babaya kötü göstermek için söylenen yalanların başlangıç basamağıdır.

 ;

ı. Çıkar Karşılığı Söylenen Yalanlar

Özellikle anne-babaların kendi çıkarları için yalan söylemeleri ve bu duruma çocuğu şahit göstermeleri bu davranışın öğrenilmesine neden olur. Eğer bir de bu durumda çocuğun ödüllendirilmesi söz konusu ise çocuk davranışı iyice pekiştirir. Yetişkinlik çağında hem kendi hem de maddi ve manevi kazanç elde edecek ise başkası için bu tarz yalanları söylemeyi kronik hale getirir.

 ;

i. Patolojik Yalanlar

Bu davranış bozukluğu hiçbir menfaat elde etmeksizin söylenen yalanlar şeklinde ortaya çıkar. Psikolojik veya Psikiyatrik tedavi gerektirir.

 ;

j. Propaganda Yalanları

Politikacıların seçim öncesinde gerçekleştiremeyecekleri vaatlerde bulunmalarıdır.

 ;

k. Şartlı Yalanlar

Tedavi, yardım ve destek amacıyla söylenen yalanlardır.

 

PSİ. NALAN DEMİROZ.



raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hiç normal bir insan ile tanıştınız mı ?>
  30.Eki.2009 Cum 16:39:28
sinirlenmenizi gerektirecek bir şey söylemiş olmalıyım bol ünlemli cümlem sadece anlam belirginliği kazandırmak içindi ... düşündüğünüz manada değildi... ben teş.ederim faydalandırabildiysek ne mutlu bize saygılar!!!


raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hiç normal bir insan ile tanıştınız mı ?>
  30.Eki.2009 Cum 15:46:37
ooomygirlll :
raveyna :

DELİLİK bir hastalık değil hakaretttir.

yazdığın herşey iyi güzel de bu kısım sanki biraz havada kalmış gibi

delilik nasıl oluyorda bir hastalık olmuyor? ya da şizofreni diyince hasta oluyorda deli denilince neden hakaret oluyor?

deli tanımında yarı kalıcı ağır zihinsel bozukluk türevi kelimeler geçerken nasıl oluyor da hasta sınıfına girmiyorlar?

ya da çoğu insan neden şizofreni ve deliliğin farklı kavramlar olduğunu bildiğ halde aynı şeylermiş gibi davranıyor?

ve en önemlisi neden deliler ya da anormal olduğunu düşündüğümüz insanlar kendi hallerine bırakılmıyor da tedavi ettirilmek isteniyor?

gerçekten merak ettim

 

not;bizi psikolog değil de psikiyatris daha iyi aydınlatır gibi ;)

 

 

şu sebeple delilik hastalık değildir hanımefendi; delilik; kelime anlamı olarak; düşünce , inanış ve davranışları açısından topluluktan farklı olma durumu gibi geniş bir anlamda ele alacağımız durumdur. kimilerine göre bir nimet kimilerine göre korkulacak bir durumdur. şizofreni ise sebepleri vucut hormonlarından ve genetikten kayanaklanan sistematik bir rahatsızlktır. bir kişi durduğu yerde nasıl nezle grip kanser astım bonşit olamaz ise şizofrende olamaz. bu yüzden şizfreni bir hastalık delilikse dediğim gibi kimilerine göre bir nimet kimilerine göre korkulacak bir durumdur... eleştirdiğim durumda delilik hakaret olarak kullanılmıştır hoş değildir.

 güzel bir duruma da değinmişsiniz insanlar neden delikle şizofrenin farklı şeyler olduğunu bildikleri halde aynı şeymiş gibi davranıyorlar diyerek... doğrudur halk arasında siz bu şekilde kullanıyorsunuz. bunda yadırganacak bir durum yok çünki bu işin teorik ve pratik eğitimini almadınız bir şizofrenin davranış şeklini belirleyen şeyin ne olduğunu bilseydiniz aynı şey olmadığını bilirdiniz. şizofreninin sebebi dediğim gibi beyin kimyasalları ve genetik fatörlerdir. insanların sandığı gibi çevresel faktörler şiofreninin bir çok türünde sayılacak faktörlerden birisi değildir. sergilediği davranışlarda kendsine göre çok normaldir.

 delilik diye bir hastalık yoktur. anormallik ve normallikler durumuda çok uzun bir tartışma konusudur. psikolog yada psikiyatrist arasında ki farkta tedavi yöntemleriyle ilgilidir. biz psikolojik rahatsılklarla mücadele için terapiyi onlar ilaçları tavsiye ederler. tek başına terapinin yahut ilaç tedavisinin çözüm getirmediği durumlarda da birlikte çalışırız... yani psikiyatristler bizden daha çok biliyor değilller bizde onlardan az bilgili değiliz. aramızda bir rekabet söz konusu değil tabi siz isterseniz bir psikiyatristle de durumu konuşabilirsiniz. tanıdığım çok iyi psikiyatristler var. isterseniz adreslerini verebilirim!!! saygılar... 



raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >şuan hangi müzigi dinliyorsunuz ?>
  30.Eki.2009 Cum 02:05:56
beethoven-moonlight sonatı....


raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hiç normal bir insan ile tanıştınız mı ?>
  30.Eki.2009 Cum 01:58:43

deli hastenesi , bu ülkede hiç bir zaman kullanılmayan bir tanımlama.... o yüzden bu tanımlamayı kınayarak başlıyorum cümleye.. osmanlılar zamanında timarhane TIMARHANE değil TİMARHANE ehlilleştiren düzeltilen yer manasında bir tanımlama kullanışmıştır. hatta o dönemlerde su ve musukiyle insanlar tedavi edilmiştir. osmanlının yükselme devrine kadar orduda BOZUKLAR olarak askerlik hizmeiitinde bulunmuşlardır. bunlar silah kullanmazlardı önlerinde bir mermer sutun sabah akşam bunları tokatlarlardı. öfke ve streesle başa çıkmak için o çağda yapılacak doğru uygulamalardan birisidir kanımca. tarihe osmanlı tokadı olrak geçen tokatta bunlara aitttir.

   evet gelelim normallik ve anormallik tanımlamalarına...  bir çok profesörün ve bu konuda araştırma yapan uzmanın ortak görüşüne göre katı somut net bir normallik ölçüsü yoktur. yani bir eyleme tepkiye normal diyebilmek bilimsel açıdan etik olrak pek mümkün değildir. ana materyali insan olan psikoloji ilminin bu konuya müdahil olan klinik psikiyatrının norolojinin de yıılardan beri yaptığı deneyler, tanımlamalarda tam anlamıyla sınırları belirlenmiş bir normal tanımı getirememiştir. buna rağmen biz sağlıklı bir insan vucudunun sosyal ve kişisel tepkilerinde abartıya kaçmaması şartıyla sergilediği davranışları normal olrak değerlendiririz. örneğin;ailesini kaybeden bir bireyin ağlaması normal bir tepkidir ama ortada hiç bir sebep yokken yahut biz olmadığını düşünürken aynı ferdin ağlamasını garipseriz. bu örnekler çoğaltılabilir. insan genel bir bütün içinde değerlendirilmesi en zor canlılardan birisi olduğu için tepkileri ve davranışları karşılaştığı olaylar karşında gösterdiği reaksiyonlarıda kişiden kişiye değiştiğine göre bu tanımlamanın yersiz olduğu sonucuna varabiliriz.

   hastane duvarında sizin gördüğünüz yazıya gelirsek ; söz konnusu yazı arif verimli zamanında sanırım bakır köy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yazıyordu. (yanlış anımsıyor olabilirim.) söz konusu soruya iki değişik açıdan bakmak gerekir:

1: hastanede bulunan insanlar gayet normal insanlardır ve dışarda anormaller kalmıştır. orada bulunan hastalar açısından doğru bir tanımlamadır. zira bir şizofreni hastası kendisiyle terapi yapan doktorunu bile küçümser. fikir ve düşünüş açısından ve ıq seviyelerine bakarsak bir çok şizofrenin normal kabul edilen insanlardan daha yukarlarda olduğu bilimsel bir gerçektir.

2: normal amaçlarla hastaneye giden insanların gözüyle baktığımızda da ortada bir anormallik söz konusu değildir. sonuç olrak beyin kimyası farklı olan insanların sizinle aynı şekilde düşünmesi ve tepkilerini göstermesini beklemek bağnazlıktır. DELİLİK bir hastalık değil hakaretttir.

   sonuç olarak her türk insanı ortalama 60 senelik ömründe 15-20 kere depresyona girer. ayrıldığı kız arkadaşını yahut erkek arkadaşını sürekli düşünen bir arkadaşınıza defalarca sen delimisiiiiiinn arkadaşım neden sürekli onu düşünüp mutsuz oluyorsun demişsinizdir!!!! sonra bu arkadaşınız bu ayrılığı hazmedipte normal sayılacak davranışlarına devam edince delirmişti düzeldi demiyoruz. işte kendiliğinde düzelen psikolojik rahatsılklarda nasıl bir tanımlama getirmiyorsak düzelmeyen psikolojik rahatsızlklarda da bir tanımlama getirme hakkına sahip değiliz. bu kişilerde hormonsal ve genetik bir faktörden kaynaklı bir rahatsızlık söz konusudur ve o kişi için gördükleri düşünceleri anormalde değildir. konuyla ilgili tartışmak isteyen herkese kapım açıktır. saygılar!

uzm. psikolog: m.y.ozdemir

 



raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >İŞTE TÜRKİYENİN SERİ KATİLLERİ !!>
  29.Eki.2009 Per 22:07:50
bunlar sadece bazıları türkiyede adli tıp kayıtlarına geçmiş yaklaşık 70 tane seri katil vakası var ...


raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >DİLE ALTTAKİNDEN NE DİLERSEN:))>
  28.Eki.2009 Çar 19:36:37

ozaman sana bugün eve gelirken bujiteride gördüğüm sevimli tokları almak istiyorum.

alttaki sende bana aşağıda deep purple grubunun en sevilen 10 şarkısını yaz:)



raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >SAKIN TIKLAMAYIN YOKSA KURTULAMAZSINIZ>
  28.Eki.2009 Çar 19:26:44
başarılııı :) imaj hiöbirşeydir sevgi herşey güzel söz :))


raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >MAL VARLIĞINIZI AÇIKLAYIN..!>
  28.Eki.2009 Çar 19:21:33

biraz kalp biraz hoşgörü kimselerle paylaşmadığım biraz şiir biraz roman kendi yazdıklarım biraz eşdosstan gelen hikayeler... ha bide köpeğim excalibur ufak bir ev salonda duran gramofon yanındaki dupont çakmak ve ebrularım yeter zengin sayılrım:))



raveyna

raveyna resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >BAKALIM HAFIZANIZ NE KADAR KUVVETLİ?>
  28.Eki.2009 Çar 19:11:12

80 lerde çocuk olmak ne güzel bişeydi kuzen larry ve cosby showda gülmekten yerlere yatmak demekti. inanılmazdı hatırlayınca insanın içini burkmak demekti. voltran izlemek için sabahın köründe kalkmaktı. tipitipti sulugözdü mabel sakızdı.... tetris almak acayip havaydı. cıpsy kola kilit süperdi bir grup orta yaşa yaklaşmış adam bir araya gelince hala yapıyoruz bunu:))) ha bide japonya türkiye maçında japonya oyuncu değiştirirken aha tsubusa oyuna giriyor dediğimizde evdeki herkes maçı bırakıp 80 lere yolculuk yapmıştık çok gülmüştük... tsubasa demişken kenzo wakabayişiyi unutmamak gerekir kendisi dünya tarihine geçmiş büyük bir kalecidir :)) ama kimselerin hatırlamadığı bir genki vardır anime olarak genki küçük bir boksürdü babasıda boksördü inanılmaz acıklıydı bazen düşünüyorum da bana hüzün o çizgi filmden kaldı galiba... hala hatırlayınca gözlerim yaşarır... vay be yaşlandık mı ıslandık mı belli değil !!! helavacıoğlu fültünden de nefret ederdim orta okulda flüte kızıp gitar çalmaya başlamıştım seneler sonra ünide bir demo albüm çıkardığımızda bu hiakyeyi de yazmıştım... hatta beni müzik dersinden bırakan sevgili hocam suna selen hanıma bir kopya göndermiştim çok beğenmişti büyük ayrıcalıktır o yılların çocukları olmak...

<<1234 5>>