ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
27 Nisan 2024, Cumartesi 19:31   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Bybrut> Forum Başlıkları
    Bybruttarafından açılmış Toplam 36 Forum Başlığı var
<<123 4>>


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >TV, Medya, Podcast, TikTok-Youtube videolar >Trt´nin ilk yayını :))
  18.Eki.2006 Çar 04:38:24
fiogf49gjkf0d

Buyrun burdan yakın

https://www.orqun.com/q.asp?94685/2538

 



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Aspirin, Eroin
  18.Eki.2006 Çar 03:50:52
fiogf49gjkf0d
1868’de Ludwigsburg’da doğan Felix, Cenevre’de kimya, Münih’te Farmakoloji okuyor. Aldığı yüksek notlarla hocalarının dikkatini çekiyor. Alman ilaç sanayiinin liderlerinden Friedrich Bayer adam olacak eczacıyı gözünden tanıyor, genç kimyageri keşfedip işe alıyor.

Felix işe eski mısır papirüslerinde bile yazılı olan bir ağrı kesici ile başlamak istiyor. Zira o günlerde babası romatizma ağrılarından çok bizar oluyor. Müslümanların sulak yerde yetişen ağaçların kabuklarını sirkeyle kaynatıp ağrı kesici yaptıklarını iyi biliyor. Özellikle söğüt ağacının kabuklarında bulunan “salicin” şiş indiriyor, ağrı dindiriyor ve vücuda direnç kazandırıyor. Bundan hareketle yaptığı ilaç bayağı bayağı iş görüyor, lâkin ihtiva ettiği sodyum salisilat mideyi tahriş ediyor. Genç eczacı daha az asitli formüller üzerinde çalışıyor ve “asetilsalisilik asit”i sentezlemeye muvaffak oluyor. Herr Bayer bu ilaca “aspirin” gibi kulağa hoş gelen bir isim takıyor ve hızla imalata başlıyor.

Beyaz toz
Ama Felix durmuyor, daha güçlü bir ağrı kesici için kolları sıvıyor. Verem ve kanser gibi hastalıklarda hem ağrı dindirebilen, hem de tedavi edebilen bir ilaç keşfedebilmek için laboratuvara kapanıyor. O Ağustos sıcağında fokur fokur kaynayan tüplerin başında saf morfini asit anhidritle işliyor ve yorucu bir çalışmanın ardından “eroin hidroklor” adlı beyaz tozu yakalıyor. Bayer firması aspirinden sadece 11 gün sonra keşfedilen ilacı tam bir yıl boyunca kobaylar üzerinde deniyor, baz morfinden 8 kat güçlü olan ilaç en dayanılmaz acıları bile dindiriyor.

“Heroin” adıyla piyasaya sürülen toza ilk tepkiler çok müspet çıkıyor, ıstıraptan kıvranan hastaları bile mutlu oluyor. 1. Cihan Harbinde kolu bacağı kopan askerler bununla rahatlıyor, iç organları dağılanlar bile huzura kavuşuyor.
Bayer böylesine cazip bir malı pazarlamanın rahatlığı ile aspirinleri ambara kaldırıyor. Artık kimse o acı ve ekşi tabletleri görmek istemiyor.
Derken heroinin şurubu da yapılıyor, başı dişi ağrıyan iki fırt çekti mi gülücükler dağıtıyor. Alan memnun, satan memnun, eczanelere mal yetişmiyor. Gel gelelim hasta olmayanların bile eroine meyli Amerikan sağlık dairesini kıllandırıyor.

Bayer firması şikayetleri ciddiye alıyor, kimyagerlerden biri ilacı bizzat kendi üzerinde denemeyi kabul ediyor ve ilk dozdan sonra alçaktan uçuşa geçiyor. Göğsünü yumruklayıp “ben kahramanım” demeye başlıyor. Eroini mercek altına alınca bunun pek de “masum” bir ilaç olmadığı ortaya çıkıyor ama bu süre zarfında klinikler, kahramanlarla dolup taşmaya başlıyor, krize girenler ortalığı dağıtıyor. İlaç eczanelerden kaldırılıyor, lâkin şeytanın tozu şişeden kaçıyor. 1931 yılında kanunen yasaklanıyor ama eroinmanlar yasağı masağı sallamıyor, küçük bir doz için büyük paralar ödemekten çekinmiyor. İşte o gün bugündür bir sektör doğuyor, uyuşturucu kartelleri hava, kara ve deniz trafiğini kullanarak mal taşıyor. İcabında bürokratları satın alıyor, hükümetleri yıkıyor. Bu arada milyonlarca kahraman, kahramanlık gösteremeden mevta oluyor!
Takdir edersiniz ki böylesine cazip bir üretim kalemini kaybeden Bayer iflasın eşiğine geliyor. Depolarında tonlarca aspirin bulunuyor ama eroinden ağzı yanan yöneticiler aspirini üflemeye başlıyor. Yeni bir sabıkalı ürüne daha tahammül edemeyeceklerini düşünüyorlar. Hatta Felix’in eli değdi diye aspirini de zehir sayanlar çıkıyor, tonlarca tablet çöpe atılıyor. Ancak zorda kalınca elde kalanları “ürke korka” piyasaya veriyorlar ve Bayer “Bayer” oluyor. Bu küçümencik haptan bir imparatorluk doğuyor.
Bu şirin tablet tarihe geçiyor, iki dünya savaşı arasındaki yıllar “aspirin çağı” olarak anılıyor. İngilizler Almanlarla savaştıkları yıllarda aspirinin eksikliğini çok hissediyor ve bunu yapabilecek eczacıya 20.000 Sterlin (deli para) ödül koyuyorlar.
Zamanla aspirinin sadece ağrı kesmediği, kalb-damar hastalıklarına, yüksek tansiyona, miyokardiyal enfarktüse iyi geldiği ve vücut aktivitelerindeki düzenleyici rolü olduğu tespit ediliyor. Sadece Amerika’da her yıl 1.250.000 kişinin kalp krizi geçirdiği ve yarım milyon insanın öldüğü düşünülürse aspirinin kıymeti anlaşılıyor. Derken beyin damarlarındaki daralmaları da önlediği ve felçlere mani olduğu ortaya çıkıyor. Hele migren ağrılarını azaltması, çok kimsenin yüzünü güldürüyor.
Aspirin günümüzde akciğer, göğüs ve özellikle colorectal (kalın bağırsak) kanserine, sonra katarakta, kısırlığa, zonaya, alzheimere karşı “tedbir olarak” kullanılıyor.
Hekimler aspirinin faydalarını müşahede etmekle birlikte çalışma mekanizmasını çözemiyorlar. Ancak Dr. John Vane bu ilacın hormon bezi gibi çalıştığını ‘prostaglandin’ maddesinin üretimini engelleyerek acı sinyallerinin beyne intikalini önlediğini tespit ediyor ve bu çalışması ile “Nobel ödülü”ne hak kazanıyor.

Her eve lâzım !

Baş, diş, diz, boyun, bel ağrısına, kırıklık, incinme, burkulmaya derken aspirin tuzluk gibi elimizin altında bulundurduğumuz bir ilaç oluyor, ayılana, bayılana koşturuluyor. Ve dile kolay her yıl 50 bin ton aspirin piyasaya veriliyor. Yarım gramlık haplardan hesaplarsanız oluşturacağınız zincir birkaç defa aya gidip geliyor. Düşünün Neil Armstrong bile yanına aspirin almadan fezaya çıkmıyor. Bazı ülkelerde aspirin para gibi kullanılıyor. Zira ona kimse hayır diyemiyor.
Yalnız aspirinin giderilemeyen bir kusuru var(!) Bazıları onu “ucuz olduğu için” ciddiye almıyor...


Keşke icat olmasaydı da, bir çok kardeşimizin mezar bekçiliğini yapmasaydı çok yazık oldu geçlere....


Alıntıdır...


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Daha Büyüğü Var Diyen Gelsin :Pp
  18.Eki.2006 Çar 03:40:59
fiogf49gjkf0d
İşte dünyanın en büyük Pizzası ;

En Büyük Geyik ;


En Ulu Ağaç ;

En Büyük Kurbağa ;

En Büyük Örümcek ;

Dünyanın En Büyük Bataryası;

Dünyanın En Büyük Baseball Sopası;

Dünyanın En Büyük Kurt Kapanı;

Dünyanın En Büyük Tohumu ;

Dünyanın En Büyük Kravatı;

Dünyanın En Büyük Kamyonu;

Dünyanın En Büyük Kaykayı ;

Dünyanın En Büyük Gitarı ;

Dünyanın En Büyük Çekici ;



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Eskiden Reklamlar :D
  18.Eki.2006 Çar 03:26:05
fiogf49gjkf0d
















Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Bina duvarlarına yapılan resimler..
  18.Eki.2006 Çar 03:22:41
fiogf49gjkf0d




















 



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Atatürkçülüğün böylesi..
  17.Eki.2006 Sal 04:39:24
fiogf49gjkf0d

Yıl 2006 Gazi (ATATÜRK) gözlerini açti, dogruldu, çevresine bakti, birtakim adamlar
toplanmis..
Sordu:
-Ne yapiyorsunuz?
-Her yil bugün yas tutuyoruz,eglence yerlerini kapatiyoruz,içkiyi yasak ediyoruz
Atam..
-Iyi halt ediyorsunuz,baska ne yapiyorsunuz?
-Senin kurdugun "CHP" yi kapattik Atam..
Gazi kaslarini çatti:
-Neden?
-.....
-peki baska ne yaptiniz?
-Ögretim birligi devrimini yiktik Atam!..Artik iki basli egitim yapiyoruz,imam
liseleri açiyoruz. Imamlar öylesine çogaldiki hepsini önemli devlet görevlerine
getiriyoruz.
-Madem ki böyle isler yapiyorsunuz,neden mezarimin basinda toplaniyorsunuz?
-Seni seviyoruz Atam!..
-Susun maskaralar!..Anlatin baska neler yaptiniz?
-Senin vasiyetini yirtip,çöp kutusuna attik Atam..
-Yaaa!..Nasil yaptiniz o isi?
-Hukuk devleti ilkelerini,Medeni kanunu, miras hukukunu çignedik;özel
vasiyetnameni degistirdik; Türk Dil ve Tarih Kurumlarinin özerkligini yok
ettik;kisiliklerini sildik..
-Nasil oldu bu?
-Oldu bir kere Atam..
-Sonra?
-Laik Cumhuriyeti korumak çok zor Atam!.Simdi Türk-Islam sentezini devletin
resmi ideolojisi yapmaya çalisiyoruz..
-Yapabildiniz mi?
-Direnis var, daha tam basari kazanamadik Atam..
-Sonra?
-Atam!..Sen kalk,ben yatam..
-Susun,saçmalamayin!..Nereden çikti bu münasebetsiz laf?
-Seni sevenler çikarmis Atam..
-Hay sevmez olaymislar..
-Hayat zorlasti Atam!..Artik sensiz yasiyoruz, ama Amerikasiz yasayamiyoruz..
-O ne biçim laf öyle?
-Biçimsiz bir laf Atam..
-peki, neden söylüyorsunuz?
-Söyleyene degil,söyletene bak Atam! Amerika artik bizim herseyimiz Atam..
-Ben böyle mi ögretmistim?
-Borçlandik Atam,36 milyar dolar dis borcumuz var Atam, ABD ye teslim olduk
Atam.
-Teslim mi oldunuz?
-Halkevlerinin canina okuduk Atam, eski yaziyi canlandirmak istiyoruz
Atam,siyaset namazi kilip, seçim orucu tutarak iktidar olabiliyoruz Atam,
Washington un desteklemedigi, CIA in tavsiye etmedigi adam tasfiye ediliyor
Atam,
Amerika dan icazet almadan iktidar olunamiyor Atam..
-Söylediklerinizi kulaginiz duyuyormu?
-Isler bildigin gibi degil Atam,biz Amerikasiz yasayamayiz Atam, "köseyi dönmek"
için baska çare yok Atam..
-Ne demek köseyi dönmek?
-Artik ülkede iki temel siyaset var Atam; birincisi "köseyi dönelim",ikincisi
"dön baba dönelim, hacilara gidelim" Atam..
-peki, Cumhuriyeti emanet ettigim gençlik ne yapiyor?
-Gençligi ezdik Atam!..
Çeyrek yüzyildan beri baskaldiran gençleri öldürüyoruz, asiyoruz, iskenceden
geçiriyoruz, ceza evlerine kapatiyoruz; geriye kalanlari da ya imam okullarina
ya YÖK e bagliyoruz, ama seni çok seviyoruz Atam,sen kalk, biz yatalim Atam..
Gazi,kalabaliga mavi mavi bakti:
-Siz kimsiniz yahu?
-Biz Atatürkçüyüz Atam!..
Gazi:
-Yaaa!..dedi,öyleyse
"Ben ATATÜRKÇÜ degilim!.."

 

Alıntıdır..



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Dijital Yaşam >Bilgisayar Donanım - Yazılım >Windows 2000 Server Kurulumu...
  14.Eki.2006 Cmt 11:51:29
fiogf49gjkf0d
Windows 2000 Server ın Server, Advanced Server ve Data Center Server olarak 3 versiyonu bulunuyor. Bunlar arasındaki tek fark destekleyebilecekleri maksimum CPU sayısı ve bellek miktarı.

Server versiyonu bile 4 GB bellek ve 4 tane CPU yu destekliyor. Bizim kuracağımız küçük ağ için bu kesinlikle yeterli!

Kurulumunu yapacağımız makine 2 adet harddiske sahip. Şu anda bu iki diskte tamamen boş, yani partition bile yapılmamış durumda. Biz Windows CD sini takıp makinayı açıyoruz. CD-ROM dan boot edip kurulum yapacağız.



Ancak önce bilgisayarın BIOS ayarlarına girip CD-ROM dan boot etme özelliğini açmalıyız/ayarlamalıyız. Benim makinamda açılışta F2 tuşu ile BIOS ekranı geliyor, sizde büyük ihtimalle DEL tuşu ile bu menüye girilecektir.



Üstten BOOT menüsüne klavyedeki ok tuşlarıyla geldikten sonra bilgisayarın açılışta sürücülere hangi sırada bakacağını + ve - tuşlarıyla belirledim. Sizde bu menü biraz değişik olabilir ama aynı mantıkla önce CD-ROM a, sonra Removable Device(Floppy Disk yani), en son Harddiske bakmasını sağlayın. F10 tuşuna basarak yaptığımız değişiklikleri kaydedip çıkalım.

Şimdi Windows Kurulum CD si takılı olduğu halde makina restart edince; bilgisayar CD-ROM dan açılacak ve hemen Windows yükleme menüsüne gelecektir. Eğer sizde bir şekilde CD-ROM dan makina açılmazsa, bir Windows 98 Başlangıç disketi ile bilgisayarı açın. CD-ROM sürücünüz, örneğin D: ise, alttaki komutlar ile Windows kurulumunu başlatın.
A:\> E:
D:\> CD i386
D:\i386> Winnt
Karşımıza gelip duran ekran şöyle:



Burada Enter a basıp devap ediyoruz. R=Repair seçeneğini şu anda kullanmayacağız ama kısaca iki farklı görevi var:

1. Recovery Console

Windows ta bazen grafik ortamda, yani Windows açıldıktan sonra, yapamadığımız işlemleri yapmamız gerekebilir. Bazen de grafik ortama hiç ulaşamıyor olabiliriz. Örneğin, yeni bir servis yükledik ve bilgisayar açılmaz oldu. Safe Mod bile bize yardımcı olamıyor. Bu durumda yukarıdaki ekranda R sonrada C komutları ile Recovery Console a geçeriz. "net stop servis_ismi" ile ilgili servisi durduruz. Recovery Console aslında bizi C:\> komut istemine düşürmekten başka bir şey değil, ancak bunu diskimiz NTFS olsa bile yapabiliyor(NT 4 te çok sıkıntı yaratan bir konu böylece çözülmüş oluyor). Recovery Console altında kullanabileceğimiz Fixboot, Fixmbr gibi güzel komutlar da var.

2. Repair

R komutundan sonra tekrar R dersek bu sefer Windows un tekrar yüklenmesi, registry kaydının düzeltilmesi gibi işlemleri yapabiliyoruz. Sistem dosyalarının veya registry nin bozulması durumunda başvurulabilecek bir yöntem.

Biz şimdi Enter tuşuna basarak kuruluma devam edelim.



Şimdi karşımıza gelen ekranda harddiskimizin yeni ve boş bir disk olduğunu veya varolan dosya sistemini Windows un tanıyamadığını belirtiyor.

C komutu ile devam edeceğiz. Bundan sonra kullanım sözleşmesi ekrana geliyor ve F8 tuşuna basarak bu ekranı da geçiyoruz.

Karşımıza alttaki ekran geliyor.



Bu ekran önemli bir ekran ve biraz açıklama gerektiriyor. Öncelikle sistemde iki disk takılı olduğu için 4095 MB ile başlayan iki bölüm var. Her iki disk üzerinde de henüz hiç bölümleme yapılmamış (Unpartitioned Space).

Burada neler yapabiliriz?

Bu ekranda ilk geldiği anda direkt enter a basıp devam edebiliriz. Bu durumda birinci disk üzerindeki tüm boş alan tek bir bölüm haline gelir ve Windows bu alana kurulur.

İstersek ikinci disk üzerine gelip aynını yapabiliriz.

Veya, eğer disk alanının tamamını tek parça yapmak yerine, diski 2-3 parçaya bölmek istersek C tuşuna basarız, bize oluşturacağımız bölümün boyutunu sorar:



Burada istediğimiz boyutu girip enter yaparsak:



Birinci disk üzerinde 2000MB (2 GB) lık bir bölüm oluşturmuş oluruz.

Oluşan bir bölümün üzerine gelip D ve sonrada L tuşlarına basarak silmeniz mümkündür.

Bu yolla istediğimiz diskin üzerinde istediğimiz bölümlemeyi yaparız. Daha sonra oluşturduğumuz bölümlerden hangisinin üzerine Windows u kurmak istiyorsak onun üzerine gelip Enter ile devam ederiz.

Eğer siz daha önceden üzerinde bilgi olan bir diske kurulum yapacaksanız, bu ekranda zaten varolan bölümü göreceksiniz ve üzerine gelip Enter ile devam edeceksiniz.

Peki Windows kurarken diskimizi tek parça mı yapalım, yoksa C:, D: gibi iki üç parça mı yapalım(şu an bizde iki hd olduğu için ister istemez C: ve D: diye iki sürümüz olacak, burada tek bir diski bölmekten bahsediyorum)?

Windows u kurarken, Windows u kurduğunuz diski tek parça yapmanız en iyisi. NT4 zamanında olduğu gibi diski iki parça yapıp, ilk parçayı FAT formatlayıp, diğer bölümü NTFS yapmaya vs. artık ihtiyaç kalmadı.

O zaman ben önce D komutu ile size göstermek için oluşturduğum 2GB lik bölümü siliyorum ve tamamı boş olan alan üzerinde Enter tuşuna basarak devam ediyorum. Kurulum programı o alanın tamamını tek bir bölüm haline getirecek ve bana hangi dosya sistemini kullanmak istediğimi soracaktır. İkinci diske ise şu anda ellemiyoruz, Windows kurulduktan sonra Windows tan onu da bölümleyip, formatlayacağız.



Şimdi bize hangi dosya sistemini kullanacağımızı soruyor. FAT dosya sistemi MS-DOS günlerinden kalma bir çok açıdan bizim Windows 2000 den tam anlamıyla faydalanmamıza mani olan eski bir sistem. Hatta Active Directory yi bile kurabilmemiz için bile NTFS dosya sistemine ihtiyacımız var. Dolayısı ile NTFS olarak Enter ile devam ediyoruz.

Diskimiz formatlanıyor ve daha sonra disklerde bir kontrol yapıldıktan sonra, Windows kurulum dosyaları CD-ROM dan diske kopyalanmaya başlıyor. Bu işlem bir miktar zaman alacaktır. Kopyalama bitince makina kendiliğinden restart edecek ve bu sefer grafik ekranda açılacaktır.

Karşımıza gelen ilk ekran dil, klavye ayarları.



Önce üstteki "Customize" butonuna basıyoruz.



Önce alttaki kutudan "Turkic" işaretli olmalı (bu arada Turkic nedir bilen var mı?), daha sonra üstten "Turkish" seçilebiliyor.

Daha sonra "Set Default" düğmesi ve tekrar Turkish seçilmeli.



Yukarıda ki ekran OK ile kapatıldıktan sonra, alttaki "Customize" butonuna basıyoruz, Turkish üzerine tıklayıp mavileştirdikten sonra, "Set Default" diyoruz. Onay işareti TR Turkish in yanına geçiyor:



Yukarıdaki ekranı OK ile kapatınca alttaki duruma gelmiş olmalıyız ve next ile devam ediyoruz.



Bundan sonra sizin karşınıza isim ve kuruluş bilgilerini gireceğiniz alttaki ekran geliyor.



Burada girdiğiniz bilgilerin teknik açıdan hiç bir önemi yok.

Daha sonra da Windows Kurulum Anahtarı/Product Key ekranı geliyor. Buraya da CD nin kapağındaki kodu giriyorsunuz
 


Bu ekranda Windows bize terminallerin bağlantısı için ne tip lisanslama yapacağımızı soruyor. Evet, iş sadece Windows 2000 Server ı ve Windows 2000 Pro ları satın almakla bitmiyor. Eğer Professional yüklü makinalar server a bağlanacaksa her biri için bir de Client Access License (terminal erişim lisansı) almanız gerekiyor.

İki tip lisanslama söz konusu, lisansların server tarafından kontrol edilmesi(Per Server) ve her terminalin kendi lisansına sahip olması(Per seat).

Per server ı seçerseniz server üzerinde yüklü, örneğin, 5 lisansınız oluyor. Aynı anda sadece 5 terminal server a bağlanabiliyor. Eğer ofiste 15 pc varsa, ancak aynı anda bunların yalnızca 5 tanesi server a bağlanacaksa bu düşünülebilir.

Per seat ta ise, her terminalin kendi lisansına sahip olduğu varsayılıyor ve server a sınırsız sayıda bağlantı kurulabiliyor.

Windows bu noktada sizi teknik olarak kısıtlamıyor. Yani bu lisanlama işi sizin vicdanınıza kalmış durumda diyebiliriz.

Ancak hemen hemen her durumda Per Seat seçeneği en uygun seçenek ve biz de bunu seçiyoruz.

Bir sonraki seçenek ise bilgisayarın ismini ve Administrator kullanıcısının, yani sistem yöneticisi olan kullanıcının şifresini belirlediğimiz ekran.



Bilgisayarlara isim verirken ne anlamsızca şeyler yazın (bilgisayar, abidik_ gubidik), ne de işi abartıp 3. kattaki 2 numaralı p4, Windows 2000 Terminal Server manasına gelen "32p42000ter" gibi anlaşılması zor şeyleri seçin. En iyisi kısaca bilgi veren, yazması ve okuması kolay kısa kelimeler seçmektir.

Diğer önemli bir konu ise Administrator şifresi, bu şifre sizin kurulumdan sonra sisteme giriş anahtarınızdır. Unutursanız, Windows u tekrar kurmanız gerekir. Şifreyi boş geçmek de iyi bir fikir değil, çünkü Administrator kullanıcısı her türlü yetkiye sahip olacak, sistemi göçertme yetkisi de dahil!

Bir sonraki ekran Windows ile gelen servis ve programları seçtiğimiz alan. Biz bu alanda hiçbirşeyi değiştirmeden devam ediyoruz, çünkü kurulumdan sonra istediğimiz gibi buradan ekleme-çıkarma yapabileceğiz. Bu arada yeri gelmişken şunu söylemek istiyorum, bazı kullanıcılar, "her şey sistemimde yüklü olsun" mantığıyla bu ekranda ne var ne yok seçiyorlar. Oysa yüklenen her program ve servis diskinizden, belleğinizden ve CPU gücünden bir miktar harcar. Gereksiz hiç bir şeyi yüklemeyin.



Şimdi karşımıza tarih, saat ve zaman dilimi ayarları geliyor.



GMT +2 diliminde İstanbul u seçiyoruz.

Bir sonraki ekran ağ ayarları, bunları da kurulumdan sonra belirleyeceğiz, Typical Settings olarak devam ediyoruz.



Şimdi ilginç bir ekran geldi.



Bu ekranda üstteki seçenek seçili iken (No, this ...) henüz bir ağ olmayan veya domain olmayan bir ortamda olduğumuzu belirtiyoruz. Ve alt kısma varsa workgroup ismini giriyoruz yada olduğu gibi bırakıyoruz. Bu bizim seçeceğimiz seçenek.

Eğer daha önceden başka bir W2k Server kurmuş ve bir domain oluşturmuşsak ve bu makinayı da o domain in bir üyesi yapmak istiyorsak o zaman ikinci seçeneği (Yes, make ...) seçiyoruz, alta domain ismini giriyoruz.

Burada şunu açıklamak gerekiyor. Windows 2000 de, Windows un kurulumu ile, domain oluşturma(yani Active Directory i yükleme) tamamen ayrı olaylar. Domain oluşturmayı veya varolan bir domaine ek bir Domain Controller olarak katılmayı ancak Windows kurulduktan sonra yapabilirsiniz.

Ancak kurulum esnasında sanki bir W2k Professional kuruyormuşsunuz gibi, varolan bir domain e üye olabilirsiniz. Zaten şu ana kadar yaptıklarımız ve kurulum bitene kadar yapacaklarımız, Windows 2000 Server ve Professional de tamamen aynı. Ayrıca W2k Server ilk kurulduğunda tamamen bir Windows 2000 Pro gibi çalışıyor, davranıyor.

Biz şimdi "No, .." seçeneği ile devam edelim.

Bu noktadan sonra yaptığımız seçimlere göre dosyaların kopyalanması ve ayarlamaların yapılması gerçekleşiyor. Biz bu sürede hiç müdahale etmiyoruz. Son ekranda da Windows CD-ROM unu çıkarmamızı ve Finish butonuna basarak kurulumu bitirmemizi söyleyen alttaki ekran geliyor.



Kurulumdan SonraMakina restart edecek ve ilk defa Windows 2000 Server normal bir şekilde açılacaktır. Karşımıza CTRL+ALT ve DEL tuşlarına aynı anda basarak login ekranını açmamızı söyleyen ilk ekran geliyor.



Ctrl+Alt+Del den sonra Administrator kullanıcısı zaten yazılı geliyor, şifreyi giriyoruz ve OK.



Windows açılıyor ve sunucu yapılandırma sihirbazı geliyor. Biz bunu kapatacağız ve gerekli işlemleri elimizle yapacağız.

"I will configure this server later" seçiyoruz ve next diyoruz. Bir sonraki ekranda "Show this screen at startup" yazan bir seçenek var, onun yanındaki onayı kaldırıp, bu pencereyi çarpıdan kapatıyoruz. Artık bu ekran karşımıza çıkmayacak.



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Sanal Erkeğin Kitabı :P
  14.Eki.2006 Cmt 11:43:25
fiogf49gjkf0d
1- Sanal çapkın, bir çıkmada 25 kızla çıkar
2- Sanal çapkın, bir yatmada 45 tane kızlayatar
3- Sanal çapkın, varoşların fedaisi, aşkların enayisi, kentlerin serserisi ve yatak odalarının demirbaşıdır
4- Sanal çapkının yattığı tüm partnerler mahvolmuştur da, kendisi zerre kadar yorulmamış, terlememiştir bile
5- Sanal çapkın, yakışıklılar listesinde ilk ondadir ( kamera yoksa )
6- Sanal çapkın günde 25 hatun kişiyle çıkarken, aynı gün 45 tane talebi de geri çeviren adamdır
7- Sanal çapkın, zeki, çevik ve akıllıdır.
8- Sanal çapkın, her yaz sezonunda dişi turistik kuşlardan bir taburunun kanatlarını yolar, üstlerine tüner
9- Sanal çapkın, bar ortamında bir "clark" ile olayı bitiren(!) adamdır
10- Sanal çapkın, 70 yaşında günlük(!) sayıyı 30 dan 10 a düşürür
11- Sanal çapkın, grekoromenden haz etmez, serbest güreşir
12- Sanal çapkın; Don Juan, Kazanova, Aydemir Akbaş, Kazım Kartal, Erkek Sinek karışımı harikulade bir yaratıktır; mitolojideki yeri Apollon a denktir
13- Sanal çapkın, duruma göre her renk çorabı çekinmeden giyer(beyaz dahil)
14- Sanal çapkın, at biner, kılıç kuşanır
15- Sanal çapkının küçüğüne yarıçap- kın denir
16- Sanal çapkın, uzayın her noktasında ve zamanın her anında vazifeye hazırdır
17-Sanal çapkın, taocu seksin gerektirdiği bütün donanımlara doğuştan sahiptir
18- Sanal çapkın sanmaz, emindir!
19- Sanal çapkının maddi açıdan durumu iyi olanına Yalı Çapkını denir.
20- Sanal çapkın evlenmez her sene bekar gezer.
21- Sanal çapkın kapsama alanı dışına çıkmaz.
22- Sanal çapkının telefon defteri, yaklaşık olarak yedi ortalı harita metot defteri hacmindedir.
23- Sanal çapkın, interneti ancak durumu netleştirmek için kulllanır.
24- Sanal çapkın "tombul tombul memeler" türküsünü yolda yürürken çekinmeden mırıldanır.
25- Sanal çapkın var ya üüüüüüf!..
26- (SON)- SANAL ÇAPKIN NİHAYET CHATACAK YERİ KALMAYINCA, EVLENİR VE BAŞINA ÜÇ ELMA DÜŞER!..


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Yeni Moda Forward Mail
  14.Eki.2006 Cmt 11:33:59
fiogf49gjkf0d
ister inanın ister inanmayın... ben 32 yaşında genç bir kadınım adın sümbül. bitlisin bi köyünden yazıyorum. çocuğum hasta ve bu hastalığının tedavi olabilmesi için çocuğumu sünnet ettirmem gerekio. sünnet masraflarını karşılayamıyorum. eğer 250 ytl bulamazsam çocuğumu sünnet ettiremeyeceğim ve çocuk bi ömür boyu hem gavur gezecek hemde ölecek. yapmanız gereken çok basit bu maili 16 kişiye formatlayın. 16 kişiye formatladığınız zaman anlaşmamız üzere para Microsoft Corp. Free Services & Betas Terms of NASA statement in the club to fifty cent şirketi tarafından karşılanacaktır. eğer bu maili 16 kişiye gönderirsen sünnet, 29 kişiye gönderirseniz sünnet + düğün, 30 kişiye gönderirseniz sünnet + düğün +kına gecesi(davul zurnalı), 69 kişiye gönderirseniz çocuğumun sünnetinde altın takmış olacaksınız, 70 kişiye gönderirseniz kına gecesinde sizin yerinize halay çekip kına yakacağım, 100 kişiye gönderirseniz babasınıda sünnet ettireceğiz...

ey mümin kardeşlerim varın gelin gerisini siz düşünün. eğer içinizde vicdan varsa gönderin şunu, haaa bende vicdan yok ne gönderecem diosan inşallah kızsan sünnetsiz biriyle evlenir, erkeksen gay olup çıkarsın. yapacağın forwad yazıp tıklamak yaaaa bu kadar zor mu...

NOT: neyse internet parası çok gelio. ben bu kadar bilgiyi falan nerden biliyorum diye düşünüyorsanız saolsun kafede çalışan çocuk benim için yazdı. forwadlayanlardan allah razı olsun forwadlamayana bişey demiyorum zaten cenab-ı allaha havale ediyorum...



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Evleneceğim kızdaki özellikler
  14.Eki.2006 Cmt 11:18:23
fiogf49gjkf0d

1.65 boylarında,
iri yeşil gözlü (mümkünse mevsimsel olarak güneşe göre rengi değişebilsin)
minik çene, bıdık burun,
öpülesi, kendinden pembe dudaklar minik bir ağız.
ince bir boyun,
saçlar uzun beline doğru şöyle, esmer
yarım washinton portakalı büyüklüğünde (avuçtan taşmayacak...) gögüsler. (80 - 85 ayarında yani)
gergin bir göbek (şöyle dokunduğunda irkilmesini izleyebilecen...)
bel bölgesindeki kemikleri belli olmasın hafif basenler şöyle (hatun dediğin ele gelecek...)
hafiften iri kalçalar (basenlerle uyum içinde olacak, kalp şekli yakalanabilirse enfes olur)
düzgün bacaklar (kemikleri belli olmayacak)
ince ayak bilekleri
37 yada 38 numara ayaklar
bakımlı parmaklar, pembe topuklar

fiziksel olarak böyle bişey benim düşündüğüm.

gelelim huyuna suyuna,
1 kere eğitimli olmalı, mesela kütüphanecilik, işletme, iktisat, dietisyen mesela
2 benden az kazanmalı (uçurum olmadan, misal ben 1milyar kazanıyorsam oda 700m olsun)
3 aşret bir kız olsun, oturmayı kalkmayı, büyüklerine hürmet etmeyi bilsin.
4 herşeye peki demesin ama orta noktada buluşmayıda bilsin
5 deli gibi aşık olsun bana etrafdaki daha iyi alternatiflerle bana boynuz takmayacak kadar sevsin beni
6 anne vasıflarına sahip olsun şevkat göstermeyi bilsin (kendi isteyince anne olucak, ısrar etmeyecez...)
7 acımızdan ölmeyecek kadar yemek pişirmeyi bilsin yeter (misal yumurta, pilav, makarna)
9 hanım hanımcık giyinsin. (öyle g-string, göbeği açık gömlek tişört olayı bize ters)
10 dinlemeyi bilsin aynı zamanda kendini dinlettirsin benimle ağlasın benimle gülsün.
11 damak zevkimiz birbirine yakın olsun. yemeğe çıktığımızda birimiz aç kalmasın
12 yapmacık/yalancı olmasın, sevdiğine sevdim, sevmediğine sevmedim diyebilsin.
13 arkadaşlarımı sevsin, arkadaşlarımın kız arkadaş/eşlerini sevsin, sevmesede katlanabilsin.
14 ailesi çok zengin olmasın ama bize muhtaç durumda da olmasınlar.
15 ailesi çocuk sever olsun torunları üstlerine atıp tatile gidebilelim.
16 beni çevremdeki hatunlardan kıskansın, zaman zaman bu yüzden bana trip yapsın.
17 eski erkek arkadaşlarının büyük bir kısmı ölmüş olsun. ölmemişler evli ve çocuklu olsun görüşmeyelim.
18 kitap okusun, banada döve döve okutsun. entellektüel birikimi olsun ama entel olmasın.
19 öyle kulağına göbeğine metal şeyler takmasın
20 hiç bi yerinde dövme olmasın
21 metal müzik dinlemesin
22 evde eğlenmeyi tercih etsin ama dışarda da eğlenmeyi bilsin
23 cebinde faturalı hat kullansın, ayrıntılı faturası bana gelsin ben ödeyeyim.
24 yoga, solaryum, fitness gibi abu işlerle uğraşmasın ama kuaföre gitsin, güzellik salonuna gitsin.

Bu kriterlere uyan hatunlar bulsun beni

<<123 4>>