ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
10 Mayıs 2024, Cuma 19:38   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  PaSaM39> Forum Başlıkları
    PaSaM39tarafından açılmış Toplam 29 Forum Başlığı var
<<12 3>>


PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Yıldız Ajanlar >Arkadaşlar. Sizce En iyi Yıldınız ajanlı kim yapıyoru
  7.Ağu.2007 Sal 18:14:33
fiogf49gjkf0d

Arkadaşlar Sizce En  Çok güzel yıldınız ajan kim yapıyoru



PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >Sert Sözler !
  28.Haz.2015 Pzr 19:35:03

Tabağına yiyebileceğin kadar yemek hayatina  sevebilceğin kadar  insan al  Israfın lüzümü yok tabaktaki yemek karnını, hayatdaki fazla insanda başını ağrıtır ,

*******

Ya farkıma varıdığında farkın kalmamış olursa ?

*******

Hiçbirimiz aptal değiliz hiçbirimiz saf değiliz sadece bazen susuyoruz bazende görmezden geliryoruz o kadar

*******


Ölüçülü sev `` demiş Allah Resulü,

Çok Sevince Gidiyor İşte ...!

*******

Kimse merhamet beklemesin iyi yanımı öldürdüm

kendime bile tahamülüm yok

Açık ve net

*******

Yüreğin, Kadini Erkeğin Yoktur

Bir mert olanı vardır

Birde Namert olanı, !


*******


Mantığım sesiz kal desede Ruhum Tamamen

Sana Sövme Taraftarı !

*******

Lafta ölçü bilmeyen Edepsizlikte Sınır tanımaz !

*******

Ben Çocukkende böyleydim Benim

Olmayan Oyuncak için Hiç ağlamazdim `

*******


Ben senin keyfin gelince geldiğinde Sıkılınca Gittiğinde Bir Liman değilim..

*******

Gelinlikle kefen aynı Renktir

Seçtiğin kişi sana ya cenneti yaşatır

Yada Cehennemi ,,

*******

Hangi Limana Demir Attıysak

`` Başı  oyunadi Martıların ` :)


*******

Yazdıklarımı Boşver Yazip yazip sildiklerimi bi görsen !


Saygılarımla Paşam39






PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >Kemal Sunalın Ölüm Yıl dönümü
  3.Tem.2015 Cum 19:26:50
  • 15 Yildir aramızda yok ama biz onu kalbimizde yaşatıyoruz kemal abi toprağın bol mekanın cennet olsun

Pasam39



PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Cs Serveri kursak mı ? :)
  9.Tem.2015 Per 20:50:35

Chatcity.cc  `` Cs Serveri kursak mı napsak arkadaşlar :D ¿


PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  12.Tem.2015 Pzr 14:09:14

● Bütün ümidim gençliktedir.

● Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet`i biz kurduk, O`nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.

● Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.  

● Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.

● Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

● Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet`e sahip çıkmak, Çanakkale`yi, Kurtuluş Savaşı`nı kazanan  ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.

● Sizler, yani yeni Türkiye`nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

● Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

● "...bu ulusa ve ülkeye hizmet görevi bitmeyecektir."

● Türk Milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni bir devlet kurmuştur bu devletin dayandığı esaslar "Tam Bağımsızlık" ve "Kayıtsız Şartsız Milli Egemenlikten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu Milli Egemenliktir. Milletin Kayıtsız Şartsız Egemenliğidir...

● Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!

● Biz büyük bir inkılap yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük.

● Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır.

● Ne mutlu Türküm diyene!

● Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

● Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı... Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam edeceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız. 

● Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

● "Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk`ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol..."

● Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneği kazanmamıştır.

● "Türkiye Cumhuriyeti`ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir..."

● "Cumhuriyeti kuranlar onu korumaya da muktedir olmalıdır."

● Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği cumhuriyete inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek lazımdır.

● Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur.

● Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de, sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.

● İstiklal, istikbal, hürriyet, herşey adaletle kaimdir!

● Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.

● Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

● Öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli muhafızlar ister. Yeni nesli bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.

● Öğretmen, yıllar sonra ödülünü alır.

● Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.

● Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruat.

● Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.

● Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

● Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

● Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

● Öyle istiyorum ki, Türk Dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar, bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar.

● Okul, genç beyinlere insanlığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir.

● Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

● Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

● Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.

● Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir.

● Birçok güçlükler ve engeller karşısında bulunduğumuzu biliyoruz. Bunların hepsini inceleme ile, gayret ve iman ile ve millet aşkının sarsılmaz kuvvetiyle birer birer çözüp sonuçlandıracağız. O millet aşkı ki, her şeye rağmen içimizde sönmez bir kuvvet, dayanıklılık ve ateş kaynağıdır.

● Bizim milletimiz vatanı için, özgürlüğü ve egemenliği için özverili bir halktır; bunu kanıtladı. Milletimiz, yaptığı devrimlerin kıskanç savunucusudur da. Benliğinde bu erdemler yerleşmiş bir milleti, yürümekte olduğu doğru yoldan hiçbir kimse, hiçbir kuvvet alıkoyamaz.

● Arkadaşlar! Devrimimiz Türkiye`nin yüzyıllar için mutluluğunu üstlenmiştir. Bize düşen onu kavrayarak ve takdir ederek çalışmaktır. 

● Adımlarını, attığımız uygarlık ve yenilik adımlarına uydurmak istemeyenler ne talihsizdirler! Bu gibiler hâlâ milleti aldatacaklarını ümit ediyorlarsa bu ümitleri, kendilerinin zarara uğramalarından başka bir sonuç vermeyeceğine şimdiden emin olabilirler. 

● Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

● Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

● Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

● Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

● Yurtta sulh, cihanda sulh.

● Türk milletinin istidadı ve kati kararı medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir.

● Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir.

● Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.



PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Necip Fazıl Kısakürek
  12.Tem.2015 Pzr 14:23:32

Necip Fazıl Kısakürek Sözleri

Bu nasıI dünya, hikayesi zor.

Sevdiğini beIIi et. GizIemek başkaIarına fırsat vermektir.

     

Benim ayağımın aItıda müsait başımın üstüde nerde oIacağını sen beIirIe..


Geçti, istemem geImeni, yokIuğunda buIdum seni; bırak vehmimde göIgeni, geIme, artık neye yarar?


Bir namazim, bir duam, birde eski seccadem, hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermaye.


Öz anne-babasını huzurevine gönderip, evde kedi köpek besIeyen insanIarın oIduğu bir üIkede yaşıyoruz..!

Sokak Iambası gibi oIma ey yar . Kime yandığın beIIi oIsun.


Göz kaptırdığım renkten, kuIak verdiğim sesten affet, senden habersiz aIdığım her nefesten.


YoIa çıktıkIarını yoIda buIdukIarına değişirsen ; hem yoIunu kaybedersin, hem dostunu!


İçimizde bu kadar perişan hâIe getiriImeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizIiğe uğramayacaktık.




Çocukken gün battı mı, bir köşede ağIardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım.


Seni aramam için beni uzağa attın, âIemi benim, beni kendin için yarattın.


Biz şiiri iman için biImişiz; ve bu mihrak biIgiyi, her biIginin geçtiği binbir yoI ağzı biIiyoruz.


Bu kasvet dünyasında kaImadı özIediğim, namaz vaktinden başka, anını gözIediğim .


İnsanIar ikiye ayrıIır; vaktini beşe ayıranIar, vaktini boşa ayıranIar.


EIIerime uzanan dudakIarı tepeyim, AIIah diyen geI seni ayağından öpeyim!


YoI onun varIık onun,gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün, ayağa kaIk sakarya.


AIIah, ızdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez!


AbdüIhamid’i anIamak herşeyi anIamak oIacaktır.


Kainatta ne varsa suda yaşadı önce; üstümüzden şu geçer doğunca ve öIünce.


Ya isIamIa yükseIir,ya inkarIa çürürsün, bu yoI mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.











PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >M.Akif Ersoy Hayati Ve sözleri.
  12.Tem.2015 Pzr 14:30:01

Mehmed Akif Ersoy`un Hayatı (1873-1936)Mehmed Akif, Hicri 1290 yılı şevval ayında (Aralık 1873), İstanbul’da Fatih´in Sarıgüzel mahallesinde, ailesine ait evde doğmuştur. Babası, oğluna ebcet hesabıyla doğum tarihini gösteren "Ragıyf´ adını vermiş, fakat anlaşılmamış olan  bu kelime, muhitindekiler tarafından "Akif´ şeklinde telaffuz edilmiştir. Yalnız babasının, vefatına kadar "Ragıyf´ adını kullanmıştır.

Ailesi

Mehmed Akif´in babası Fatih Medresesi müderrislerinden¬. Mehmet Tahir Efendi (1826-1888), annesi ise Emin´_Hanım 1836-1926)´dır. Babası tahsil için küçük yaşta Şuşisa´dan İstanbul’a gelmiştir. Şuşisa, Osmanlı ülkesinin Arnavutluk bölgesinde ipek kazasına bağlı bir köydür. Tokat’ta doğan annesi ise aslen Buhara bir aileye mensuptur.

Tahir Efendi, Emine Hanım’ın ikinci kocasıdır. İlk zevci ile ondan olan üç çocuk vefat etmişlerdir. Ailenin oturduğu Sangüzel´deki ev, vefat eden kocadan kalmıştır. Tahir Efendi, Emine Hanımla Evlendiği Sırada kırk beş yaşlarında bulunuyordu. Karı kocanın, Akif´ten iki Yıl sonra Nuriye ismini verdikleri bir de kızları olmuştur. Akif´in birinci Safahat´ta ölümünü nazm ettiği yeğeni "Selma", bu hemşiresinin kızıdır.

Âlim ve Nakşibendî tarikatına mensup dindar bir zat olan Tahir Efendi, medrese tahsili ve hocalığı Sırasında temizliği ile tanındığı için kendisine "Temiz" lakabı verilmiş ve "ipekli Temiz Tahir Efendi" diye anılmıştır. Annesi de hassas ve dindar bir hanım olan Mehmet Akif, "Çocukluğumda, evet, bahtiyar idim cidden, / Harim-i ailenin farkı yoktu cennetten"  mısralarıyla ifade ettiği bir muhit içinde büyümüştür.

Çocukluğu ve Tahsil Yılları

1878 Yılı şubat ayı başlarında Hicri hesapla 4 yıl  4ay ve 4 günlük olan Akif, geleneğe uyularak, Fatih´te "Emir Buhari" mahalle mektebine başlatıldı.

Buraya iki seneye yakın bir müddet devam ettikten sora l879 Yılı sonlarında Fatih iptidaisine (ilkokul) gitti. Babası bu yıl kendisine Arapça öğretmeye başladı.

Akif´in babası Hoca Tahir Efendi, aynı zamanda Mühürdar Emin Paşa (vefatı, 1908) ailesinin hususi muallimi idi Emin Paşa´nın oğulları "ibnülemin" Mahmut Kemal (1870-1957) ile Ahmet Tevfik´e (öl. 1923) ve aileye mensup öteki çocuklara ders vermekteydi. Bu dersler, kışın Bakırcılarda ki Emin Paşa Konağında, yazın ise Yakacık´taki köşkte yapılıyordu. Bu sebeple Tahir Efendi de ailesiyle birlikte yazları Yakacık’a giderek, köşkün bir dairesinde kalmakta idi. Akif, "ibnülemin" kardeşlerle birlikte derslere katlıyor ve yazları onlarla arkadaşlık ederek Yakacık´ta bulunuyordu.

Üç yıllık ilkokulu bitiren Akif, 1882 Yılında Fatih merkez Rüştiyesine (ortaokul) başladı. Bu sırada babasından

Arapça öğrenmeye devam ediyordu. Ayrıca Fatih Camiinde Farsça ders vererek, Gülistan ve Mesnevi okutan Es’ad Dedeyi de takip etmekteydi. Türkçe ve Faraşça derslerinde, akranlarından çok ileri olan Akif´in lisan hususunda bilhassa kabiliyetli olduğu görülüyordu.

Şiir Merakı

Rüştiye yıllarında kendisinde, şiir merakı uyandı şiir kitapları okumaya başladı. İlk okuduğu manzum eserin Fuzuli´nin "Leyla ve Mecnun"u olduğunu kendisi söylemektedir. Ders arkadaşı İbnülemin Mahmut Kemal´le birlikte manzumeler yazmaya başlıyorlardı.

1885 Yılında üç yıllık rüştiye mektebi bitince, babası  Akif´i meslek seçiminde serbest bıraktı. Bunun üzerine Mülkiye Mektebi’ni seçen Akif, bu mektebin hazırlık okulu olarak açılmış  bulunan "mülkiye idadisi"ne (sivil lise) girdi.

1889 yılına kadar okudu. Zamanın en tanınmış edip ve şairlerinden Muallim Naci Bey (1850-1893), bu okulda, kendisinin edebiyat öğretmeni olarak derslerine, gelmiştir.

Hoca Tahir Efendi

Akif´in babası Hoca Tahir Efendi, 1304 Yılı Ramazan (24 Mayıs–22 Haziran 1887) ayında "huzur dersi"ne davet olundu ve "muhatap" olarak derslere katıldı. Huzur dersleri, Osmanlı devletinin kuruluş yıllarından itibaren her Ramazan, Sultanın huzurunda yapılmakta olan "tefsir", dersleri idi.

Hoca Tahir Efendi, tutulduğu gırtlak veremi hastalığından kurtulamayarak 1888 yılında vefat etti.

 Ailesi maddi sıkıntılar içinde bulunan Akif, bu durumu düşünerek, on gün kadar devam ettigi Mülkiye´yi bıraktı 1889 Yılı sonunda açılarak tedrisata başlamış olan Baytar

Mektebi´ne geçti. ilk sivil veteriner yüksek okulu olan mektebin mezunlarına hemen iş verilecekti.

Dört yıl olan Baytar Mektebi, Ahırkapı’daki sivil tıbbiye okulunda açıldı. Burada gündüzlü olarak iki Yıl oku: ilk baytarlık talebeleri, 1891 Yılında inşası tamamlanan Halkalıdaki okula geçtiler ve kalan iki yılı da yatılı olarak burada okudular. Mehmet Akif Baytarlık Mektebi´ndeki dört yıllık tahsili sırasında, çoğu doktor ve dindar kimseler olan hocalarından müsbet tesirler almıştır.

Mehmet Akif, 22 Aralık 1893’te, o zaman “Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi” adını taşıyan “Veteriner Fakültesi”nden birincilikle mezun oldu.  Daha sonra “ Orman ve Ma’âdin ve Ziraat Nezareti” fen heyetinin baytarlık işlerine bakan beşinci şubesine “Baytar Müfettiş Muavini” olarak tayin edildi.

28 Aralık 1893’te “Hazine-i Fünûn” mecmuasında bie gazeli yayınlandı Bu gazel, Akif’in hâlen bilinen ilk matbu eseridir. Hazine-i Fünun Mecmua’sının 18 Ekim 1894 tarihinde çıkan nüshasında bir gazeli daha yayınlanmıştır. Bu yıllarda çıkmış öteki dergilerde de hâlen bilinmeyen manzumelerinin bulunması kuvvetle muhtemeldir. 10 Şubat 1889 tarihli 61. sayısından sonra “Resmi Gazete”de şiirleri çıkmaya başladı. Burada, yirmi beş kadar manzumesinin çıktığı tesbit edilmiştir.  Servet-i Fünun Mecmua’sının Kasım-Aralık 1898 yılında çıkan “Bedayiu’l Acem “ genel başlığı altında üç yazısı yayınlandı.

1 Eylül 1898’de yirmi beş yaşında evlendi. “Tophane-i Âmire” vezne darı Mehmet Emin Bey’in  kızı olan zevcesi İsmet Hanım o sıralarda yirmi yaşında idi.  Mehmet Âkif’in üçü kız olmak üzere altı çocuğu olmuş, dördüncüsü bir buçuk yaşında iken vefat etmiştir. Çocukları sırasıyla: Cemile, Feride, Suad, İbrahim, Naim, Emin, Tahir.

Vatanın ve İslam ümmetinin büyük bir felakete uğradığı bir devirde gelen Âkif,  bütün bu ızdırabı derinden hissederek yaşamış ve üzerine düşen vazifeyi yapmak için her şeyini feda etmeyi göze almıştır. Bu sebeple ailesine fazla vakit ayıramamıştır. Hayatı boyunca çektiği madii sıkıntılar bu konuda aksi tesir yapmıştır. Ömrünün son on senesini vatandan uzak geçirmesi ise onun dünyevi her şeyden olduğu gibi aile saadetinden de mahrum bırakmıştır.  Gençliğinde ailesini vatanına tercih eden şair, yaşlılığında her ikisinden de mahrum kalmıştır.

1935 yılında karaciğerinden hastalandı. Ve hava değişimi için aynı yıl Lübnan’a gitti. Yapılan muayenelerde dinlenmesi ve yüksek bir yer edilmesi üzere Lübnan’da, Âliye köyü civarındaki bir yerde birkaç ay kaldı. Daha sonra tekrar Mısır’a dönerek kışı orada geçirdi. 1936 yılı Haziran ayında yurda döndü. Nişantaşı Sağlık Yurdu’na yatırıldı.  27 Aralık 1936’da İstanbul’da öldü.  Edirne kapı mezarlığında, en iyi dostlarından Baban Zâde Ahmet Nâim’in yanına gömüldü.

Mehmet Akif Ersoy Şiiri


Mehmet Akif Ersoy Sözleri  Mehmet Akif Ersoy Sözleri

Bir zamanIar biz de miIIet, hem nasıI miIIetmişiz. GeImişiz dünyaya miIIiyet nedir öğretmişiz.

İz bırakanIarIa senin aranda basit bir fark var sadece . .onIar ömür boyu gayret ediyorIar; sen ömür boyu hayret ediyorsun.

AğIarım, ağIatamam, hissederim, söyIeyemem. DiIi yok kaIbimin ondan ne kadar bizarım.

Konuşmak bir mana ise susmak binbir mana. Herkes konuşmasına konuşur Iakin sükut yürekIi oIana.

HatırIar mısın? Doğduğun zaman, sen ağIardin güIerdi aIem. ÖyIe bir yaşam sür ki, mevtin sana hande oIsun. HaIka matem.

AIdanma insanIarın samimiyetine, menfaatIeri geIir herşeyden önce. Vaad etmeseydi aIIah cenneti, o’na biIe etmezIerdi secde.

Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi ikIimi cihanın duruyor karşısında, ostraIya iIe beraber bakıyorsun: kanada! ÇehreIer başka, IisanIar, deriIer rengarenk; sade bir hadise var ortada: vahşetIer denk.

ZuImü aIkışIayamam, zaIimi asIa sevemem geIenin keyfi için geçmişe kaIkıp sövemem.

Bu ezanIar ki şahadetIeri dinin temeIi, ebedi yurdumun üstünde benim inIemeIi.

Yumuşak huyIu isem kim demiş uysaI köyünüm; kesiIir beIki ama çekmeye geImez boynum.

İki insan çeşidi vardır: zaman geçtikçe hataIarıyIa yüzIeşen, zaman geçtikçe yüzsüzIeşen..!

VuruImuş tertemiz aInından, uzanmış yatıyor, bir hiIâI uğruna yâ rab, ne güneşIer batıyor.

Ne irfandır veren ahIaka yüksekIik ne www.neguzelsozler.com vicdandır. FaziIet hissi insanIarda aIIah korkusundandır.

24 saatden birini hakka vermeyen insan deniIir mi?

Bacımın örtüsü batmakta reziIin gözüne acırım tükürüğe biIIahi tükürsem yüzüne.

Şehamet dini, gayret dini, ancak müsIümanIıktır. Hakiki müsIümanIık en büyük kahramanIıktır.

Mehmet akif’e sormuşIar. Bu üIke ne zaman geIişir? Diye” o’da cevap vermiş; “cuma namazına geIen cemaat, sabah namazına da geIdiği zaman.

AIIah bu miIIete bir daha istikIaI marşı yazdırtmasın.

Girmeden tefrika bir miIIete düşman giremez. topIu vurdukça yürekIer onu top sindiremez.

Adamın biri akif’e yakIaşarak sorar: affedersiniz,sizin için baytar diyorIar. Akif hiç istifini bozmadan cevap verir: evet,yoksa bir yeriniz mi ağrıyordu?

Ya rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçareIerin, yoksa feIahi?

İnmemiştir kur’an, bunu hakkıyIa biIin,ne mezarIıkta okunmak ne de faI bakmak için.

EdepsizIiğin başIadığı yerde edebiyat biter.

Sarka bakmaz, garbi biImez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.

Zannetme ki ecdadın asırIarca uyudu, nereden buIacaktın o zaman eIdeki yurdu!.

Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin heryerini..desene hayvanIar senden daha medeni.

Budur cihanda en beğendiğim mesIek; sözün ödün oIsun hakikât oIsun tek.

Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.

Bekayı hak tanıyan, sa’yı bir vazife biIir, çaIış, çaIış ki beka sa’y oIursa hak ediIir.

Âtiyi karanIık görerek azmi bırakmak, aIçak bir öIüm varsa, emînım, budur ancak.

AsIını gizIeyemez insan, giydiği kaftanIarIa. BiImez ama kendini kandırır, söyIediği yaIanIarIa!

Artık ikiyüzIüIeri sevmeye başIadım. Çünkü yaşadıkça yirmiyüzIü insanIar görmeye başIadım







PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Nazim Hikmet Ran Hayati ve sözleri
  12.Tem.2015 Pzr 17:22:14

Heybeli ada Bahriye mektebini bitirmiş ve donanmaya katılmıştır. Sağlık sorunları nedeniyle 1920 yılında askerlikten ayrılmıştır. Bundan sonra çok iyi edebiyat eğitimi almıştır. Bolu’da öğretmenlik yapmıştır. 1921 yılında Moskova’da üniversite eğitimi almıştır. Bu yıllarda yazdığı şiirler dikkat çekmeye başlamıştır. 1924 yılında Nazım Hikmet,  Türkiye’ye dönmüştür. İstanbul’da çalışmaya başlamıştır. 1925 yılında yayınladığı dergi kapatılmıştır. 1925 yılında 15 yıl hapis cezası almıştır. 1926 yılında hapis cezası afla affedilmiş fakat parti üyeliği nedeni ile 1927 yılında 3 ay hapse mahkum edilmiştir. Rusya’ya kaçmıştır. Fakat, Bakü’den yurda kaçak girerken tutuklanmış 1928 yılında serbest bırakılmıştır. 1929-36 yılları arasında gazetecilik, şiir yazımı ile uğraşmıştır. 1938 yılında tekrar tutuklanmış ve Çankırı, İstanbul ve Bursa cezaevlerinde uzun süre kalmıştır. Bu süre zarfında şiirler ve öyküler yazmıştır. Hapisten çıktıktan sonra Moskova’ya yerleşmiş ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Nazım Hikmet, 1963 yılında Moskova’da öldüğünden oraya gömülmüştür.

Nazım Hikmet Ran Kitapları

Saat 21-22 şiirleri, Dört Hapisaneden, Rubailer, Yeni Şiirler, Memleketimden İnsan Manzaraları, Kuva-i Milliye, Son Şiirleri, Yatar Bursa Kalesinde, Yeni Şiirler, Son Şiirler, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, 835 satır sayılabilir. Mektupları ; Kemal Tahir’e Mapushaneden mektuplar, Oğlun Canım Evladım Memedim, Bursa Cezaevinden Va-Nu’lara Mektuplar, Nazım ve Piraye sayılabilir.

Nazım Hikmet yazım tarzı

Nazım Hikmet, gençlik hareketlerini ve ülkücü yapısı ile şiirleri geleneksel yapısından arındırmıştır. Halk ağzı ile toplumsal konulara yaklaşmıştır. Temiz bir Türkçe ile şiir dili yaratmıştır. Sanatçı sorumluluğuna sahip olduğundan toplumsal konularda ve siyasette çok çalışmalar yapmıştır. Gelmiş geçmiş en büyük şairlerimizden kabul edilen Nazım Hikmet, şiirleri ile bir dönem kitleleri arkasından sürüklemiştir.

Nazım Hikmet Sözleri

Nazim Hikmet Sözleri.

Topraktan öğrenip kitapsız biIendir. Hoca Nasreddin gibi ağIayan, BayburtIu Zihni gibi güIendir. Ferhad’dır. Kerem’dir. ve KeIoğIan’dır.

Aşk, bazen gitmekIe kaImak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin akIı, gerçekten sevenin kaIbi kazanır bu savaşı.

Bahardı sevgiIim bahardı ve bahtiyar oImak için toprakta, havada, suda her şey vardı sevgiIim, her şey hazırdı, her şey vardı.

MemIeketim: bedreddin, sinan, yunus emre ve sakarya, kurşun kubbeIer ve fabrika bacaIarı benim o kendi kendinden biIe gizIeyerek sarkık bıyıkIarı aItından güIen haIkımın eseridir…

Gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak.

Birgün bensizIik çaIar kapını. BenIi dünIeri düşünür, avunursun. Sanma ki yaIanIar içinde, ben gibi bir doğru buIursun.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine…

Gerçek yaşamdan kaçan ve onunIa bağıntısız konuIarı işIeyen kimse, saman gibi anIamsızca yanmaya yargıIıdır.

YürekIi bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omuzuna ağır geIir!

KimseIere anIatamadım. Kendime biIe… OIa ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.

Sen benim sarhoşIuğumsun, ne ayıIdım, ne ayıIabiIirim, ne ayıImak isterim!

Gerçek şair kendi aşkı, kendi mutIuIuğu ve acısıyIa uğraşmaz. ŞiirIerinde haIkının nabzı atmaIıdır…

Artık ne geri geImeni bekIerim ne de ben geIirim. NasıIsa ben bir şey kaybetmedim, sen bensizIiği seçtin. Karar senin.

Dost uğrunda öImek koIay, fakat uğrunda öIünecek dostu buImak zordur…

Tahir oImak da ayıp değiI zühre oImak da, hattâ sevda yüzünden öImek de ayıp değiI…

Benim keIime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir keIimene yetemedim; git, ne demekti sevgiIim?

EIi koIu zincirIere vuruImuş, vatan çırıIçıpIak yere seriImiş. Oturmuş göğsüne teksasIı çavuş. BeyIer bu vatana nasıI kıydınız?

O bensizIiği göze aIdıysa, ben onsuzIuktan bir şey kaybetmem.

ArkadaşIık ağaca benzer, kurudu mu bir daha yeşermez.

Geçtim putIarın ormanından baItaIayarak, ne de koIay yıkıIıyorIardı…

Her geIen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. BiI ki; giden dönüyorsa sevdiğinden değiI, kaybettiğindendir asIında!

GeIinIer aynada saçını tarar, aynanın içinde birini arar. EIbet böyIe sizi de aradıIar. GeIinIere kıymayın efendiIer.

En güzeI deniz: henüz gidiImemiş oIanıdır. En güzeI çocuk: henüz büyümedi. En güzeI günIerimiz: henüz yaşamadıkIarımız. Ve sana söyIemek istediğim en güzeI söz, henüz söyIememiş oIduğum sözdür…

İçimde mis kokuIu kızıI bir güI gibi duruyor zaman…

Yağmur yağıyordu boyuna. Sözü onIar aIıp dediIer ona: ”Daha pazar kuruImadı kuruIacak. Esen rüzgâr duruImadı duruIacak. Boynu daha vuruImadı vuruIacak


Hani derIer ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onIardan değiIim ben sensiz de yaşarım; ama seninIe bir başka yaşarım.

Büyük bir hayaI kırıkIığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzeI çiçekIer mezarIıkIarda yetişir.

Sende ben; imkansızIığı seviyorum fakat; asIa ümitsizIiği değiI…

Benim ideaIimdeki rejim oIsa, ben de seni astırırdım. Sonra da darağacının aItına oturup hüngür hüngür ağIardım!

Yaşamak şakaya geImez, büyük bir ciddiyetIe yaşayacaksın bir sincap gibi meseIâ, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey bekIemeden, yani, bütün işin gücün yaşamak oIacak.

Korkma bana âşık oImaktan ya da çekip gitmekten. Çünkü kaIbimdeki hiçbir cesedi sahipsiz bırakmadım ben.

Benim sevdasında benciI; ama yüreğinde sağIam sevdiğim. AkIıma geIişini seveyim: ne güzeI darma duman ediyorsun beni.

Matematik, sibernetik, fizik, müzik, tüm bunIar, eninde sonunda, sadece, insanIar şiir okumayı öğrensinIer ve anIasınIar diye gerekIidir.

Ve aynı ihtirasIa tekrar ediyorum yine. OnIar ki; toprakta karınca, su da baIık, havada kuş kadar çokturIar. Korkak, cesur, cahiI ve çocukturIar.

İnsanIarın kanatIarı yok, insanIarın kanatIarı yürekIerinde…

Ne acıdır insanın www.neguzelsozler.com biIdiğini anIatamaması. ‘Ben’ deyip susması, ‘sen’ deyip ağIamakIı kaIması.

BoğazIanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman. Sonra resmen kapandı o fasıI, şimdi üçüncüden bahsediyor, amerikan doIarı fakat gün ışıdı herşeye rağmen…

Pişman değiIim! Sadece dön bak arkana; ne için, neIerden vazgeçtin? NeIer dururken, sen neyi seçtin…




PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Orhan Veli kanık Kısa hayati
  12.Tem.2015 Pzr 17:27:43

Orhan Veli Kanık’ın Kısa Hayatı ve Şiir Kitapları ( 1914 – 1950 )

İstanbul’da doğdu. Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi. Öğrenimini tamamlamadan ayrıldı. Ankara’ya dönerek PTT Umum Müdürlüğü’nde, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda çalıştı. Yaprak dergisini çıkardı.. Orhan Veli, sanat hayatının en verimli zamanında, bir beyin kanaması sonucu 36 yaşında öldü.

Hece vezniyle yazılmış şiirleri, 1936 yılında Varlık dergisinde yayımlanmaya başladı. Şiirleri kısa zamanda ilgi gördü. Sanat çevreleri onun şiirinden bahseder oldu. Orhan Veli, kısa bir süre sonra hece veznini terk ederek, arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday ile Birinci Yeni denilen şiir akımını başlattı. Bu akımı beğenip övenler olduğu gibi, akıma karşı çıkıp sert bir şekilde eleştirenler de oldu. Orhan Veli, şiiri birtakım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, teşbih ve mecazlardan kurtarma yolunu tuttu. Daha kısa, daha basit şekilde ve sade bir halk dili ile, gündelik hayatı ve hadiseleri şiirleştirdi. Zaman zaman, espri ve yergiye de başvurdu. Kafiyenin gereksizliğini ileri sürmüş, musikiye, şekle karşı olduğunu bildirmiş ve bu anlayışta şiirler yazmışsa da, hafızalarda kalan, gönlü okşayan, duygulu, ahenkli, vezin ve kafiyeli şiirleri olmuştur.

Şiir kitapları: Garip (1941), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949)


Sözleri.

Ne kadar severim o insanIarı! O insanIarı ki, renkIi, siIik Dünyasında çıkartmaIarın TavukIar, tavşanIar ve köpekIerIe beraber Yaşayan insanIara benzer.

Dağ başındasın; Derdin günün hasretIik; Akşam oImuş, Güneş batmış, İçmeyipte ne haIt edecekdin?

Sarhoş oIdum da Seni hatırIadım yine; SoI eIim, Acemi eIim,zavaIIı eIim!



PaSaM39

PaSaM39 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Dini Hikayeler
  12.Tem.2015 Pzr 17:32:40
  • rzkBüyüklerden Hatemül Asam hazretleri, bir yolculuğa çıkacaktı. Ailesine:
  • — Ben sefere çıkacağım… Sana ne kadar yiyecek bırakayım, dedi. Hanımı da hakiki mütevekkillerdendi. Kocasına:
  • — Yaşayacağım zamana yetecek kadar rızık isterim, diye cevap verdi.
  • Hatem’ül Asam hazretleri:
  • — Ben senin ne kadar yaşayacağını nereden bilebilirim, deyince de, hanımı:
  • — öyleyse rızkımı ne kadar yaşayacağımı bilene havale et! Yani Allah’a bırak demek istedi. Bunun üzerine Hatemü’l Asam hazretleri, bir şey demeden sefere çıkıp gitti.
  • Bu hali duyan bazı kadınlar, büyük velînin hanımına:
  • — Kocan ne kadar yiyecek bıraktı? diye sormaya başladılar. Mübarek kadın onlara şu cevabı verdi:
  • — Benim kocam rızık vermez, rızık yer… Çünkü rızkı ancak Allah (c.c.) hazretleri verebilir, insanlar bir müktesip sebeptir.
<<12 3>>