ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
9 Mayıs 2024, Perşembe 16:45   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  RAMQ> Forum Başlıkları
    RAMQtarafından açılmış Toplam 29 Forum Başlığı var
<<12 3>>


RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >EZELLL Doğum Günün Kutlu Olsun
  6.May.2013 Pzt 09:32:08



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >C.C FİLM İFTEHARLA SUNAR:))))
  21.Mar.2013 Per 17:42:35



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >18MART ÇANAKKALE ZAFERİ
  18.Mar.2013 Pzt 08:48:11

ÇANAKKALE SAVAŞI (1915)

Osmanlı devleti Ekim 1914 sonunda, Almanya`nın yanında Birinci Dünya Savaşı`na girdi. İngiltere ve Fransa, daha savaşın başında Osmanlı Devleti`ni kalbinden vurmak ve müttefikleri Rusya ile bağlantı sağlayabilmek için İstanbul`u düşürmeye karar verdiler.

Bunun için Çanakkale Boğazı`nı zorla geçmek gerekiyordu. Bu amaçla önce bir Birleşik Donanma kuruldu. Boğaz`ın girişindeki ve orta kısmına kadarki tabyalar 35 kez bombalandıktan sonra, Birleşik Donanma 18 Mart 1915 sabahı harekete geçti. 22 zırhlı ve kruvazör, birçok yardımcı savaş ve mayın tarama gemisi Çanakkale Boğazı`na girdi. Güçlü savaş gemileri ile sayıca yetersiz Türk tabyalan arasında benzeri olmayan cehennemî bir savaş başladı. Yedi saat süren savaşta, üç büyük savaş gemisi, üç torpidobot batacak, üç savaş gemisi ağır yara alacaktı. Birleşik Donanma, kuvvetinin üçte birini yitirmişti. Donanma Komutanı geri çekilme emrini verdi. Boğaz`ın yalnız donanma ile geçilemeyeceğini anlayan İngiltere ve Fransa, kara ve deniz kuvvetlerinin birlikte kullanılmasını kararlaştırdılar.


Bunun için çok büyük bir hazırlığa girişiIdi. Dört bir yandan getirilen gemiler, silahlar ve askerler, Çanakkale Boğazı` nın karşısındaki adalarda toplanmaya başladı. 24 Nisan 1915 gecesi, 308 savaş ve nakliye gemisi, çıkarma aracı ve yetmiş beş bin asker, Gelibolu yarımadasının bir hamlede ele geçirilip İstanbul yolunun açılması için Çanakkale Boğazı`na doğru yola çıktı. Donanma, 25 Nisan 1915 günü sabaha karşı çıkarma yapılacak yerleri çok yoğun bir ateş altına aldı.


Artık canlı kimsenin kalmadığına inanılınca, Gelibolu yanmadasının çeşitli yerlerine ve şaşırtmaca için de Anadolu yakasına çıkarma başladı. Kıyılardaki küçük birlikler barınaklarından çıktılar ve güçlü düşmanın karşısına dikildiler. Ölümüne direndiler. Tarihin kaydettiği en kanlı boğuşma başlamıştı.
Gelibolu yarımadasının güneyinde yalnız bir tümen vardı. Bu tümenin küçük birlikleri düşmanı durdurmak için kahramanca dövüşüyorlardı. Ama düşman dalga dalga kıyıya çıkıyor ve her an çoğalıyordu. Bu tümenin gerisinde ise, Yarbay Mustafa Kemal`in 19. Tümeni bulunuyordu. Ama bu tümen ordu ihtiyatı idi. Asıl çıkarma bölgesinin Saros körfezi olacağı önyargısı içindeki Ordu Komutanı, çıkarma başlayınca, bir talimat bırakmadan, kuzeye, Saros` a gitmişti.


Oysa Arıburnu`na çıkan Anzac Kolordusu, küçük birlikleri ezerek, iterek, adım adım yarımadanın ortasındaki çevreye egemen tepeler kitlesine ilerlemekteydi. Burayı ele geçirdiği takdirde, belki de savaşın sona ermesini sağlayabilirdi. Bu an, Mustafa Kemal Atatürk`ün tarih sahnesine çıktığı andır. Emir ve izin almadan ve duraksamadan, önce bir alayını, sonra da tümenini harekete geçirdi. Anzac Kolordusu durduruldu ve kıyıya kadar sürüldü. Tehlikeyi fark eden donanmanın çılgınca ateşi yardımına yetişmeseydi, denize dökülecekti. Savaş bitene kadar dar bir kıyı şeridine yapışıp kalacaklardır.


Düşman yarımadanın güney burnuna da üç tümen çıkarmıştı ama bunlar da ilerleyemediler. Türk askeri aynı özveriyi ve savaş yeteneğini bu kesimde de gösterdi. Gelibolu yarımadasında karşılıklı yüz binlerce asker aylar boyunca kıyasıya savaştılar. Bazı kesimlerde siperlerin arası 15-20 metre kadardı. Herkes ölümle yüzyüzeydi. İngilizler bu çıkmazdan kurtulmak amacıyla büyük bir taarruz hazırlığına giriştiler. Anzac Kolordusu yirmi beş bin kişiyle takviye edildi, Arıburnu`nun kuzeyindeki Suvla koyuna dolgun bir kolordu çıkarıldı. Yeni kolordu ile Anzac Kolordusu, savaşı sona erdirmek amacıyla, iki koldan, çevreye egemen tepeler kitlesine ilerleyerek o kesimi ele geçireceklerdi.



6 Ağustos`ta (1915) taarruz başladı ve hızla gelişti. Ama bu kez de karşılarında Albay Mustafa Kemal`i bulacaklardı. Bu kesim komutanının kararsızlığı dolayısıyla yerine Mustafa Kemal getirilmişti. 9 Ağustos gece yarısı görevi devraldı ve 10 Ağustos sabahı birliklerini karşı taarruza kaldırdı. Düşman aynı gün ezildi ve Suvla koyunun kıyısına kadar kovalandı.


Ertesi günü de egemen tepeler kitlesinin bir bölümünü işgal etmiş olan Anzac Kolordusunu çıkış hattına kadar geri sürdü. İngilizler bütün ihtiyatlarını karaya çıkarıp talihlerini 21 Ağustos`ta bir daha denediler. Bu, asker sayısı bakımından Çanakkale Savaşı`nın en büyük muharebesidir. Ama Alb. Mustafa Kemal`in komutası altındaki Anafartalar Grubu bu taarruzu da şiddetle kıracak, düşman büyük kayba uğrayacaktır. Bu yenilgi İngilizler için sonun başlangıcı oldu. Aralık 1915 sonunda ve Ocak 1916 başında Gelibolu`yu boşalttılar.



Çanakkale Savaşı ile ilgili İngiliz resmi harp tarihi Mustafa Kemal Atatürk için diyor ki:

"Çanakkale Savaşları`nın kaderinde tek tayin edici rolü oynamış, Çanakkale`nin kaderini tayin etmiştir. Kısacası Gelibolu Savaşları, bütünüyle Mustafa Kemal`in üstün deha ve zekasıyla etkili olduğu bir tarihi anlatır."


Çanakkale zaferinden 19 yıl sonra, Atatürk, dünyaya şu eşi olmayan barış, hoşgörü ve uygarlık mesajını verir: "Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükün içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz! Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."



Bu destanı yaratan bütün kahramanları derin bir saygı ile anıyoruz.



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Viva tavla Turnuvasının Katılımcıları Eklesin
  1.Mar.2013 Cum 17:05:14

Turnuvaya katılım göstermiş olanlar buraya cc hareketlerini eklesinler böylelikle ak koyun kara koyun meydana çıakcaktır diye düşünüyorum.

 

11   13/02/2013 10:59:09
 - 250 
  ¢¢ Gönderildi >> ·TheGreat·



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Ölümsüz Aşklarıma...
  14.Şub.2013 Per 13:39:18



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Bilim - Teknoloji - Sağlık - Yaşam >Kaşarlı Tostun Sırrı
  18.Eki.2012 Per 15:47:00

Kaşarlı tostun sırrı ortaya çıktı

Kaşarlı Tostun Sırrı Ortaya Çıktı

Bilim insanları, kaşarlı tostu herkes için özel kılan sırrı ortaya çıkardı.

Kaşarlı tostun karşı konulmaz lezzetindeki sır ortaya çıktı. Bilim insanları, kaşar peynirinin yaklaşık 65 dereceye kadar ısıtıldığı zaman yapısını oluşturan süt proteini karışımının dağıldığını ve ortaya insanların hoşuna giden krema benzeri bir tat çıktığını belirtti.

Ancak ortaya çıkan lezzetin insanların neden hoşuna gittiği hala bir sır. Bu soruyu yanıtlamak isteyen Hollandalı bilim insanları, vanilyalı krema üzerinde araştırma yaparak, tatlının krema özelliğinin belli faktörlere dayandığını tespit etti. Bu faktörler arasında yapışkanlık, homojenlik ve tatlının kıvamıyla yüzeyinin görünümü bulunuyor.

Araştırmada yer alan Wageningen Üniversitesi’nin Gıda ve Biyo Temelli Araştırma Bölümü’nden René de Wijk, tat testinde yer alan deneklerin ağırlıklı olarak ağıza daha az yapılan kremayı beğendiğini ifade etti. Wijk, buradan yola çıkarak, aynı faktörün peynir için de geçerli olabileceğini belirtti.

“LEZZET AĞIZDAKİ ALICILARI PROGRAMLIYOR”

Sıcak peynirin ağızda oluşturduğu his de işin içine eklenince, erimiş peynirin sahip olduğu yumuşaklık, az yapışkanlık ve sıcaklığı, bu yiyeceği son derece şişmanlatıcı ve keyif verici bir zevke dönüştürüyor.

‘On Food and Cooking’ adlı kitabın yazarı olan ve yemek pişirmekle kimya arasındaki ilişkiyi konu alan ABD’li kimyager-yazar Harold McGee, bireysel öğrenmenin etkisiyle, ağzımızdaki alıcıların daha yağlı, kalori yoğunluğu bol gıdalara alışıyor olabileceğini ifade etti.

McGee, “Şişmanlık doğuştan gelen bir şey olsun olmasın, ağızdaki bu algı yiyecek tüketme alışkanlığımızı yönlendiren bir sinyal olabilir” dedi.



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR:))
  26.Tem.2012 Per 16:44:40
 
Hep söyleriz, nerde eski Ramazanlar?
İşte size bazılarının en son çekilmiş fotoları
ak sakallı dede

 



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Başbuğun Ölüm Yıl Dönümü
  4.Nis.2012 Çar 09:14:46

Alparslan Türkeş 1917 Lefkoşe`de doğdu, 4 Nisan 1997`de Ankara`da vefat etti. Türk asker ve siyaset adamı.

Ülkücülerin başbuğu olarak adlandırılan Türkeş, aynı dönem Türk siyaset yaşamını etkileyen liderlerden biriydi. Türkeş Kuleli Askeri Lisesi ve Harp Okulu`nu bitirdikten sonra 1944`te yüzbaşı rütbesindeyken "Turancılık" davasından yargılandı. Dava sonunda aldığı ceza 1 yıldan az olduğu için orduya tekrar dönebildi. 1948`de Harp Akademisi`ni bitirdi. 1959`da albaylığa yükseldi. 27 Mayıs 1960 harekatının bildirisini radyodan okuduktan sonra adı sıkça duyulmaya başlandı. Bu dönemde Milli Birlik Komitesi içindeki görüş ayrılığı sonucu 14 üye ile birlikte emekliye ayrıldı. Bir süre sonra Hindistan`a büyükelçi müşaviri olarak gönderilen Türkeş, 1963`te yurda dönerek Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi`ne (CKMP) girdi.

1965`te bu partinin başkanı oldu ve aynı yıl milletvekili seçildi. CKMP programını ünlü kitabı 9 Işık`taki görüşler doğrultusunda değiştirdi ve 1969`da partinin adını Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yaptı. 1975`ten sonra koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcılığı görevinde bulunan Türkeş 12 Eylül darbesi`nden sonra 4,5 yıl tutuklu kaldı. 1987`de siyaset yasağının kalkmasıyla birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi`ne (MÇP) girdi ve aynı yıl yapılan olağanüstü kongrede genel başkanlığa seçildi. 1991 genel seçimlerinde RP ile seçim ittifakı yapan MÇP lideri Türkeş yeniden parlamentoya girdi. Ancak, daha sonra MHP adını alan partisi 1995 genel seçimlerinde Türkiye barajını aşamadığı için Türkeş de parlamento dışında kaldı.

Alparslan Türkeş 4 Nisan 1997`de geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara`da vefat etti.

Eserleri
Milli Doktirin 9 Işık; Alparslan TürkeşKamer Yayınları; İstanbul , 1997;
Dokuz Işık; Berikan Elektronik Basım Yayım;
9 Işık; Hamle Yayınevi; İstanbul;
Dokuz Işık ve Türkiye;Hamle Yayınevi; İstanbul;
Ülkücülük; Hamle Yayınevi; İstanbul, 1995;
12 Eylül Adaleti (!) : Savunma; Hamle Yayınevi; İstanbul, 1994;
1944 Milliyetçilik Olayı; Hamle Yayınevi;
Modern Türkiye ; İstanbul,
Milliyetçilik Olayları; Berikan Elektronik Basım Yayım;
27 Mayıs ve Gerçekler; Berikan Elektronik Basım Yayım;
27 Mayıs, 13 Kasım, 21 Mayıs ve Gerçekler; İstanbul, 1996;
Ahlakçılık; Berikan Elektronik Basım Yayım;
Etik (Ahlak Felsefesi), Etik.; Bunalımdan Çıkış Yolu; Kamer Yayınları;
Türk Edebiyatında Anılar, İncelemeler, Tenkidler, Anı-Günce-Mektup;
İstanbul, 1994; 
Bunalımdan Çıkış Yolu; Hamle Yayınevi; İstanbul, 1996;
Dış Meselemiz; Berikan Elektronik Basım Yayım;
İlimcilik; Berikan Elektronik Basım Yayım;
Kahramanlık Ruhu; İstanbul, 1996;
Temel Görüşler; Kamer Yayınları;
Sistemler ve Öğretiler; İstanbul, 1994;
Türkiye`nin Meseleleri; Hamle Yayınevi; İstanbul, 1996;
Yeni Ufuklara Doğru; Kamer Yayınları;
Sistemler ve Öğretiler; İstanbul, 1995.



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >HİLTON KRİTERLERİ:)))
  2.Mar.2012 Cum 10:18:58

Evet arkadaşlar bilindiği üzre sevgili hazal arkadaşımızın cc içerisinde geniş bir hayran kitlesi oluşmuş durumda.:))

Kendisi bu durumdan muzdarip olduğunu beyan etmiş ve bu işi kendi kriterleri içerisine almaya karar vermiştir.:))

Dolayısı ile hiltonumuzun parisimizin hayran kitlesi için aramakta olduğu kriterleri açıklama vaktinin geldiği aşikardır.

Şimdi o çok merak edilen kriterleri açıklayacak sevgili hazal,

Az sonra................:))))))))

 



RAMQ

RAMQ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >İstanbul`un Kurtuluşunun 81.Yıl Dönümü.
  6.Eki.2011 Per 08:57:31

İstanbul`un 5 yıl süren işgali, Türk Ordusu`nun 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında kente girmesiyle sona erdi.

Tarih sahnesinde var olduğundan beri bağımsız yaşamış Türk Milleti, 1. Dünya Savaşı`nda müttefikleri yenilgiyi kabul edip savaştan çekilince yenilmiş sayıldı. İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918`de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması`na dayanarak 13 Kasım 1918`de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul`a girdiler. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 günü resmi işgale dönüştü.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış şekilde toplarını sağa sola çevirerek İstanbul limanına girdiklerini, gayri Türk azınlıkların da sevinç çığlıklarıyla karşı sahilleri çınlattığını görünce, "Geldikleri gibi giderler" demişti.

Kurtuluş Savaşı`nın zaferle bitmesinden sonra Refet (Bele) Beğ komutasındaki bir Türk birliği İstanbul`a girdiyse de, işgali resmi olarak kaldıramadı.

18 Eylül 1923`de Batı Anadolu tamamen düşmanlardan temizlendi. Mudanya Ateşkes Antlaşması`yla İstanbul, Boğazlar Bölgesi ve Doğu Trakya kurtarıldı.

İmzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince de düşman askerleri altı hafta sonra İstanbul`dan ayrılacaklardı. 4 Ekim 1923 günü düzenlenen bir törenle Türk Bayrağı`nı selamlayarak şehirden ayrıldılar.

5 Ekim 1923`te şehrin Anadolu yakasına gelen Türk Ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul`a girdi. Böylece 5 yıl kan ağlayan güzel İstanbul kurtulmuş oldu.

Hepimize Kutlu Olsun


<<12 3>>